Hadis ve Hadis Metinleri
Pages: 1
Darul Hadisler By: hafiza aise Date: 22 Nisan 2014, 08:46:13
    DARÜL HADÝSLER

Dâr kelimesi; “oda, ev, kapalý mekân” anlamýna geldiði gibi; Türkçe’de “büyük konak, saray, þehir, memleket, yurt” manalarýna da gelir. Dârülhadis; hadis ocaðý, hadis evi, hadis mektebi, hadis medresesi, hadis fakültesi gibi binalarýn karþýlýðý olarak kullanýlmýþ bir eðitim-öðretim kurumunun adý olmuþtur. Ýslâm dünyasýnda medrese yaptýrma teþebbüslerine ilk defa hicri beþinci asýr baþlarýnda rastlanýr. Ünlü Türk hükümdarý Gazneli Mahmud b. Sebüktekin (421/1030) ile kardeþi ve valisi Nasr b. Sebüktekin (412/1021)’in Niþapur’da yaptýrdýðý medreselerle yine bu dönemde yapýlan Beyhakýyye ve Saîdiyye medreseleri ilk medrese örnekleridir. Medreseler yapýlmadan önce dersler; mescidler, ulema evleri, kitapçý dükkânlarý, hânkâh ve zâviye gibi yerlerde yapýlýrdý. Hadis öðretimi ise mecâlis adý verilen büyük toplantýlarda icra ediliyordu. Kadrosu, tahsisatý ve vakýflarýyla kurulan ilk medrese ise Selçuklu hükümdarý Alparslan ve Melikþah’ýn veziri Nizamülmülk tarafýndan Baðdat’ta kurulan Nizamiye Medresesi (459/1067)’dir. Medreselerin genel programlarý içinde olmasýna raðmen adýna ayrýca bina tahsis edilen ve müstakil olarak kurumlaþan iki ilim vardýr. Biri Kur’an, diðeri Hadis’tir. Kur’an adýna kurulan müesseseye “Dârülhuffâz” veya “Dârülkurrâ” denir. Hadis adýna kurulanýna ise Dârülhadis denir. Abbasi halifesi Hârun er-Reþid tarafýndan Baðdat’ta kurulan Beyt’ül-Hikme ile Fâtýmî halifesi el-Hâkim Biemrillâh’ýn himayesinde Kâhire’de kurulan Dâr’ül-Hikme (395/1005), felsefe ve hür düþünce adýna kurulmuþ olup genel kütüphane özelliði taþýmalarý ve baþka þubeleri olmamasý sebebiyle birer istisna kabul edilirler.
Dârülhadisler kurulduklarý zaman ve mekân bakýmýndan üç dilimde ele alýnýr:

1 : ANADOLU DIÞINDAKÝ DÂRÜLHADÝSLER

Medreselerden ayrý olarak Dârülhadis adýyla öðretim kurumu ilk defa (563/1168) Þam’da kurulmuþtur. Kurucusu, Selçuklu Atabeylerinden Nureddin Mahmud b. Zengi (569/1174) olup kurucusuna nispeten Dâr’ul-Hadis en-Nûriyye adýyla bilinir. Bu müessese hükümdar tarafýndan; büyük âlim, muhaddis ve tarihçi Ýbn Asâkir (571/1175) adýna yaptýrýlmýþtýr, ilk müderrisi de odur. Eyyûbîlerden el-Melik’ül-Kâmil Nâsýruddîn’in yaptýrdýðý Dâr’ül-Hadis el-Kâmiliyye adlý eser Kâhire’de kurulanlarýn ilki, Ýslam dünyasýndakilerin de ikincisidir. Ýlk müderrisi ise, Ebü’l-Hattâb Ýbn Dýhye’dir (633/1235). Þam’da Eyyûbî Sultaný el-Melik’ül-Eþref Mûsâ bin Âdil; Dâr’ül-Hadîs el-Eþrefiyye adýyla ikinci bir Dârülhadis açmýþtýr (630/1233). Burada da Ýbn’üs-Sâlah ve Muhyiddîn en-Nevevî gibi meþhur muhaddisler ders vermiþtir. Abbasi halifesi el-Mustansýr Billah Baðdat’ta kurduðu Mustansýriyye Medresesi’nden ayrý olarak bir Dârülhadis yaptýrmýþtýr. Bu Mustansýriyye Dârülhadisi Baðdat’ta kurulan ilk Dârülhadistir. Emîr Seyfeddîn Þeyhûn el-Ömerî tarafýndan Mýsýr’da kurulan Þeyhûniyye Hânkâhý (757/1356) önemli bir Dârülhadistir. Nitekim ilk müderrisi Cemâledddîn Abdullah ez-Zûlî (762/1360) olan bu Dârülhadiste Ýbn Hacer el-Askalânî (852/1448), Celâleddîn es-Suyûtî (911/1505) ve Necmeddîn el-Ðaytî (981/1573) gibi ünlü muhaddis ve tarihçiler ders okutmuþlardýr.

2: SELÇUKLULAR DÖNEMÝ DÂRÜLHADÝSLERÝ : çoðaldýklarý dönem Alâaddîn Keykubât (1220/1237) ile Gýyâseddîn Keyhüsrev (1237/1247)’in iktidarlarý dönemine rastlar.ilk döneme aityeterli kaynak olmadýðýndan hala ayrýntýlýbilgi yoktur.
Çankýrý Dârülhadisi
Günümüzde Taþ Mescid adýyla anýlan eser, Osmanlý kaynaklarýnda Cemâleddin Medresesi veya Çankýrý Medresesi olarak geçmektedir. Bu Dârülhadis 640/1242 yýlýnda Abdullah oðlu Atabey Ferruh tarafýndan yaptýrýlmýþtýr. orijinal kitabesiyle günümüze kadar gelebilen en eski Dârülhadis binasýdýr
Sivas-Gök Medrese (Sâhibiye) Dârülhadisi
Sivas’ta Anadolu Selçuklularý devrine ait dört büyük medrese vardýr. Bunlar; Þifâiye (616/1217), þimdi müze olarak kullanýlan Bürûciye (670/1271), binasý tamamen yýkýlmýþ olup tackapýsý ile minarelerinini bir kýsmý ayakta duran Çifte Minareli Medrese ile Gök Medrese adýyla anýlan Sâhibiye Medresesi (670/1271)’dir. Klasik dönem mimari eserlerinde bir yapýnýn veya bir bölümün ne maksatla kullanýldýðý o mekânýn dikkat çeken bir bölümüne ilgili bir ayet, hadis veya kelâm-ý kibar yazýlarak belirtilmiþtir. Çifte Minareli Medrese’deki yazýlar burasýnýn Dârülhadis deðil, aðýrlýklý olarak fýkýh ilminin okutulduðu bir genel medrese olduðunu göstermektedir. Ayrýca Gök Medrese(darül hadis burasýdýr.)’nin bânisi Selçuklu veziri Sahib-Atâ Fahreddin Ali, Konya’daki Ýnce Minare Dârülhadisi’nin de bânisidir.
Konya Ýnce Minare Dârülhadisi
Araþtýrmalarda Anadolu’daki Dârülhadislerin ilk örneði Konya Ýnce Minare Dârülhadisi ile baþlatýlmýþtýrBânisi Sahib-Atâ Fahreddin Ali (684/1285)’dir.
Erzurum Ahmediye Dârülhadisi Ýlhanlýlar devrinde yapýlmýþtýr. (1. Cihan Harbi) kadar aralýksýz tedrisâta devam edip sonra terk edilmiþtir. Son yýllarda restore edilerek tekrar kullanýlýr hâle getirilmiþtir. 4 Aðustos 1988’de burasý yaz Kur’an kursu olarak kullanýlmaktaydý.

3.: OSMANLI DEVRÝ DÂRÜLHADÝSLERÝ


1. Kuruluþ Devri Dârülhadisleri
Beyliðin ilk merkezi olan Ýznik’te Orhan Gazi’nin yaptýrdýðý ilk medrese, Osmanlý Devleti’nde kurulan medreselerin ilki olup ilk müderrisi de XIV. asýr ünlü Türk âlim ve mütefekkirlerinden Davûd-ý Kayserî (751/1350)’dir. Orhan Gazi, kale içinde Manastýr Medresesi denilen kendi medresesini inþa ettirmiþtir. Ayrýca Bursa Kaleiçi’ndeki Lala Þahin Medresesi de bu devirde yapýlan ilk medreselerdendir.
Edirne Dârülhadis Medresesi:Bu Dârülhadis Medresesi, Osmanlý dönemi medrese teþkilatýnda bir dönüm noktasý rolünü oynar.II. Sultan Murad,Dârülhadis kurumunun kökleþmesinde öncülük etmiþtir.Adýný koymamýþ, o yöre darülhadis diye anýlýr olmuþtur.

2. Fatih Devri Dârülhadisleri: Babasý II. Sultan Murad’ýn Edirne’de yaptýrdýðý Dârülhadis Medresesi’ni ikinci plana düþürmek istemeyen Sultan Fatih’in külliyesinde Dârülhadise yer vermediði söylenebilir. Nitekim Dârülhadis hocalarý ile Fatih Medresesi’nin hocalarý ayný statüye sahipti. Fatih devri iki Dârülhadis. Birincisi, Bursa’daki Lütfullah Çelebi Dârülhadisi’dir.. Ýkincisi ise Ýstanbul’un Vefa semtinde kurulan Molla Gürâni Dârülhadis Medresesi’dir.

3. II. Bayezid Devri Dârülhadisleri: II. Bayezid devrinin sonlarýna doðru (890/1485), Abdullah Paþa Amasya’da kendi adýný taþýyan Dârülhadisini yaptýrmýþtýr. Bugün Sofular Camii adýyla bilinir. Bu müessese, Çankýrý Dârülhadisi’nden sonra orijinal Dârülhadis kitabesi taþýyan ikinci eser durumundadýr.
 
4. Kânûnî Devri Dârülhadisleri: Osman Çelebi Dârülhadisi: 933/1526 tarihinde Amasya’da Defterdâr Mahmud Çelebi Dârülhadisi, Papasoðlu Dârülhadisi, Sofu Mehmed Paþa Dârülhadisi,Mahmud Aða Dârülhadisi, Süleymaniye Dârülhadisi: Mimar Sinan yapýsý olan Süleymaniye Dârülhadisi, Süleymaniye Külliyesi’nin güney doðusunda yer alýr, bir derslik ve 19 talebe odasýndan meydana gelir. Edirne Dârülhadis Medresesi’nden 126 sene sonra kurulan Süleymaniye Dârülhadisi, Dârülhadislere yeni bir güç kazandýrmýþtýrHüsrev Kethüda Dârülhadis

5. II. Selim Devri Dârülhadisleri: mimaride Sinan Devri’dir. Birgi Ataullah Efendi Dârülhadisi:II. Selim’in þehzadelik hocasý olan Ataullah Efendi (979/1571) aslen Birgili’dir. Ataullah Efendi, çaðdaþý ve hemþehrisi ünlü âlim Birgivi Mehmed Efendi (981/1573)’nin ders okutmasý için buraya bir Dârülhadis yaptýrmýþtýr. Piyale (Mehmed) Paþa Dârülhadisi,Üsküdar Þemsi Paþa Dârülhadisi ,Edirne Selimiye Dârülhadisi
Onbirinci Osmanlý padiþahý II. Sultan Selim’in Edirne’deki külliyesi, Mimar Sinan’ýn dehasýnýn son bereketlerinden olup içinde bir de Dârülhadis yer almaktadýr. Açýlýþ tarihi 982/1577 yýlýdýr. 1992 yýlýnda Dârülhadis olan kýsýmda Türk-Ýslam Eserleri Müzesi, Dârülkurrâ kýsmýnda ise Edirne Merkez Kur’an Kursu yer almaktadýr

6. III. Sultan Murad Devri Dârülhadisleri: Atik Valide (Valide-i Atik) Dârülhadisi,Cafer Aða Dârülhadisi,Mehmed Aða Dârülhadisi,Sinan Paþa Dârülhadisi,Zekeriya Efendi Dârülhadisi,Hâkâniye Dârülhadîsi,Sultan Ahmet Dârülhadisi:Mîmârî ihtiþamý ile pek çok hizmet birimini bünyesinde toplayan Külliye geleneðinin müekemmel bir örneði temsil eden Sultan Ahmed Külliyesi, I. Sultan Ahmed tarafýndan yaptýrýlmýþtýr. Hadâyýk’ul-Hakâyýk adlý Þekâyýk Zeyli’nin müellifi olan Atâî, Külliye içerisinde bulunan Dârülhadis binasýnýn 1027/1618 yýlý Ramazanýnda tamamlandýðýný söyler.

7. IV. Sultan Mehmed (Avcý) Devri Dârülhadisleri: Osman Efendi Dârülhadisi, Fuzayl Efendi Dârülhadisi.,Ýbrahim Aða Dârülhadisi, Sinan Aða Dârülhadisi, Ýbrahim Paþâ-yý Atik Dârülhadisi, Damad (Mehmed) Efendi Dârülhadisi, Köprülü Mehmed Paþa Dârülhadisi: Osmanlý devleti Köprülü hâkimiyeti sayesinde ikinci yükseliþi yaþýyordu. Bosnevi Ýsa Efendi Dârülhadisi, Yeni Cami Külliyesi Turhan Valide Dârülhadisi, Çivizade Efendi Dârülhadisi, , Ýzzet Efendi Dârülhadisi, Ali Efendi-zade Dârülhadisi, Burhan Efendi Dârülhadisi, Merzifonlu Kara Mustafa Paþa Dârülhadisi,

 8. III. Sultan Ahmet Devri Dârülhadisleri: Fransýz kültürü ile ilk yüzleþme, matbaanýn ülkeye ilk giriþi ... önemli olaylardandýr. Her ne kadar ülkenin gidiþatý kötü de olsa ayakta olmaya çalýþan bazý insanlar da vardý. Bu devirde devletin üst seviyesindeki kimselerin Dârülhadis kurumuna gösterdikleri ilgi, yaþamak için direnme azminin ifadeleridir. Hasan Aða Dârülhadisi, Çorlulu Ali Paþa Dârülhadisi, Nevþehirli Damad Ýbrahim Paþa Dârülhadisi:III. Sultan Ahmet’in kýzý Fatma Sultan’la evli olduðu için “damad” diye anýlan Ýbrahim Paþa, ýslahatçý, maaarifperver ve sanatsever bir devlet adamý olarak tanýnmaktadýr. Devletin çözülme emareleri gösterdiði zamanlarda, onüç sene millete nefes aldýrmýþ ve bunun bedelini âsilerin elinde can vererek ödemiþtir. Çankýrýlý Mustafa Efendi Dârülhadisi, Beþir Aða Dârülhadisi : 18. yüzyýldan sonrasý hakkýnda tam bir araþtýrma yapýlamadýðý için, bu Dârülhadisin kurulan son Dârülhadis olduðu kanaatine ulaþmamýz mümkün deðildir.
Ýlk kurulan Dârülhadis ile bu yazýda tespit edilen son Dârülhadis arasýnda (563-1147/ 1168-1734) hicri tarihle 584, miladi tarihle 566 yýl geçmiþtir ki bu altý asýrlýk kesintisiz süre, bir kurum için oldukça uzun ve saðlýklý bir ömür kabul edilmelidir.

DEÐERLENDÝRME: Dârülhadislerin ihtisas medreseleri olmadýðý düþüncesi kabul görmektedir. Medreselerin baþlangýç seviyesinden yüksek dereceye kadar çok farklý kademeleri vardýr. Müderrisliðin ilk basamaðý olan ibtidâ-i hâriç’ten baþlar, son basamaðý olan Dârülhadis’e kadar devam eder. Ýbn Asâkir (571/1175)’in ders verdiði en-Nûriyye Dârülhadisi, Ýbn’üs-Salâh (643/1245) ve Muhyiddin en-Nevevi’nin (676/1277) ders okuttuklarý el-Eþrefiyye Dârülhadisi, Kahire’deki el-Kâmiliyye, Baðdat’taki el-Mustansýrýyye, Konya’daki Ýnce Minare, Sivas’taki Gök Medrese, Edirne’deki Dârülhadis Medresesi ile Ýstanbul’daki Süleymaniye Dârülhadisi, birer ihtisas medresesi kabul edilebilirler; ancak diðerlerini bu kategoriye almak mümkün deðildir. Bu eðitim kurumlarýnda okutulan kitaplarýn, Sahih-i Müslim, Sahih-i Buhâri, Mesâbih’us-Sünne ve Meþârik’ul-Envâr adlý hadis kitaplarý olduðu yönünde bilgiler mevcuttur. Vakfiyelerde belli bir kitabýn okutulmasý deðil, hadis okutulmasý þart koþulmuþtur. Vakfiyeler hemen hemen standart bir üslubu devam ettirmektedirler. Dârülhadislerde ortak amaç Ehâdis-i Nebeviyye ve Ahbâr-ý Mustafeviyye’nin anlaþýlmasýdýr. Dârülhadislerin kuruluþ amaçlarýnda daima bu ifadeler yer almýþtýr. Resmî statüde en düþük müderrislik kadrosu ibtidâ-i hâriç denilen günlüðü 20 akçe olan kadrodur. Bu kadrolarýn en yükseðini ise, günlük 100 akçelik (daha da yükseltildiði olmuþtur) kadro teþkil etmektedir. Dârülhadis müderrisliði için “müderrislik yolunun son mertebesi” denilir. II. Murad devrinden Kânûni’ye kadar geçen zamanda Edirne’deki Dârülhadis Medresesi, Kânûnî’den itibaren Süleymaniye Dârülhadisi Osmanlý Devleti’nin en yüksek kadrolu medreseleri; buralarýn baþmüderrisleri de en yüksek rütbeli müderrisleri idiler.
Külliye fikri, Süleymaniye Külliyesi ile en geliþmiþ þekline kavuþmuþtur.Dârülhadislerin
yanýnda iki kuruluþ daha dikkati çekmektedir. Biri Dârulkurrâ; diðeri de Hânkâh, Dergâh ve Zâviye adlarýyla anýlan eðitim kurumlarýdýr. Külliyeler bünyesinde Dârülhadisler ile Hânkâhlarýn birbirinden ayrýlmaz iki müessese olduklarý görülmektedir.

Özellikle devletin duraklama ve gerileme devirlerinde Dârülhadis yapýmýna hýz verilmesi dikkat gerektiren bir durumdur. Din adýna terör estiren Kadýzâdelilere karþý amansýz mücadelesiyle tanýnan Sadrâzam Köprülü Mehmed Paþa’nýn genel medrese yerine Dârülhadis yaptýrmasý; benzer sýkýntýlara çare arayan Sadrazam Çorlulu Ali Paþa’nýn, Dârülhadis kurumuna yeni bir canlýlýk kazandýrmasý; Osmanlý toplumunun Lâle Devri gibi bir þaþkýnlýk dönemine girdiði devirde Sadrazam Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa’nýn þehrin en güzide yerine bir Dârülhadis açmasý, bir bakýma sorumlularýn genel medreselerden ümidini kesip alternatif kurum olarak yan kuruluþlarý ile birlikte Dârülhadislere yöneldiklerini göstermektedir. toplumda her kesimin derece derece Peygamber’i ile biliþiklik kurabilmesinde, Hz. Peygamber’in ahlâkýnýn esintilerinin dalga dalga cemiyeti sarmasýnda ve bir kýsým mânevî deðerlerin kökleþmesinin arkasýnda, Hânkâh destekli Dârülhadislerin büyük payýnýn olduðu inkâr edilemez bir gerçektir.



radyobeyan