2.Sýnýf
Pages: 1
Temyiz By: selsebil Date: 19 Eylül 2009, 23:40:33
TEMYÝZ

Çeþitli manalar kastedilmeye elveriþli önceki isimden asýl maksadýn ne olduðunu açýklamak üzere zikredilen mansûb ve nekre isme temyiz denir. Temyizin açýkladýðý bir önceki isme de mümeyyez adý verilir.
اِشْتَرَيْتُ أُقَّةً عِنَباً. Bir kilo üzüm satýn aldým.
Temyiz Mümeyyez

Bu cümlede اِشْتَرَيْتُ أُقَّةً dediðimiz zaman bunu duyan kimse أُقَّةً ile neyi kastettiðimizi yani bir kilo þeker mi, yað mý üzüm mü satýn aldýðýmýzý anlayamaz. Her birini anlamak mümkündür. Fakat buna عِنَباً (üzüm) lafzýný ilâve edecek olursak cümleden mübhemlik kalkar, dinleyen neyi kastettiðimizi anlar. Bu sebeple cümledeki عِنَباً lafzýna temyiz adý verilir. أُقَّةً gibi müphem isme de mümeyyez adý verilir. Mümeyyezler melfûz ve melhûz olmak üzere ikiye ayrýlýr:
a) Melfûz Mümeyyez:
Aðýrlýk, hacim, alan ve sayýya delâlet eden isimlere melfûz mümeyyez denir.
شَرِبَ الْوَلَدُ كُوباً لَبَناً. Çocuk bir bardak süt içti.
باَعَنِي التاَّجِرُ مِتْراً حَرِيراً. Tüccar bana bir metre ipek sattý.
فِي الشَّهْرِ ثَلاَثُونَ يَوْماً. Bir ayda otuz gün vardýr.
لِي شِبْرٌ اَرْضاً. Bir karýþ yerim var.

Temyizler üç þekilde harekelenebilir: Aðýrlýk, hacim ve alana delalet eden mümeyyezlerin temyizlerini nasbetmek, izafet (isim tamlamasý) veya (مِنْ) harf-i ceri ile cer etmek caizdir.
شَرِبْتُ أُقَّةً مِنْ لَبَنٍ. شَرِبْتُ أُقَّةَ لَبَنٍ. شَرِبْتُ أُقَّةً لَبَناً.
sýfat muzafun ileyh temyiz
Bir kilo süt içtim.
بِعْتُ قِنْطاَراً مِنْ حَطَبٍ. بِعْتُ قِنْطاَرَ حَطَبٍ. بِعْتُ قِنْطاَراً حَطَباً.
Bir kantar odun sattým.
عِنْدِي مِثْقاَلٌ مِنْ ذَهَبٍ. عِنْدِي مِثْقاَلُ ذَهَبٍ. عِنْدِي مِثْقاَلٌ ذَهَباً.
Yanýmda bir miskal altýn var.
شَرِبْتُ كُوباً مِنْ ماَءٍ. شَرِبْتُ كُوبَ ماَءٍ. شَرِبْتُ كُوباً ماَءً.
Bir bardak su içtim.
لاَ أَمْلِكُ شِبْراً مِنْ أَرْضٍ. لاَ أَمْلِكُ شِبْرَ أَرْضٍ. لاَ أَمْلِكُ شِبْراً أَرْضاً.
Bir karýþ topraða sahip deðilim.

Sayýlarýn temyizi ise bu kaideden hariç kendi arasýnda kurallara tâbidir. Daha önce sayýlarýn temyizini ders konusu olarak iþlediðimiz için burada genel bir tekrar vermek hatýrlama bakýmýndan faydalý olacaktýr:
3-10 arasýndaki sayýlarýn temyizleri cem siygasý ile mecrûrdur:
اِشْتَرَيْتُ خَمْسَةَ أَقْلاَمٍ. Beþ kalem satýn aldým.
فِي الْأُسْبُوعِ سَبْعَةُ أَياَّمٍ. Haftada yedi gün vardýr.
عَلَى الشَّجَرَةِ عَشْرَةُ غِرْباَنٍ. Aðacýn üzerinde 10 karga vardýr.

11-99 arasýndaki sayýlarýn temyizi müfred olarak mansûbtur:
رَأَيْتُ أَحَدَ عَشَرَ كَوْكَباً. 11 yýldýz gördüm.
فِي الشَّهْرِ ثَلاَثُونَ يَوْماً. Ayda otuz gün vardýr.
فِي الشَّجَرَةِ إِحْدَى وَ خَمْسُونَ رُماَّنَةً. Aðaçta 51 nar vardýr.

100 ve 1000 sayýlarýnýn temyizi müfred olarak mecrûrdur:
100 sayýsýnýn temyizi:
فِي الْقاَعَةِ مِائَةُ رَجُلٍ. Salonda 100 adam vardýr.
رَكِبَ الْقِطاَرَ مِائَتاَ مُساَفِرٍ. Trene ikiyüz yolcu bindi.
قَطَعَتِ السَّياَّرَةُ خَمْسَمِائَةِ مِيلٍ. Araba 500 mil katetti.

1000 sayýsýnýn temyizi:
فِي الْحَدِيقَةِ أَلْفُ شَجَرَةٍ. Bahçede bin aðaç var.
أَرْعَى أَلْفَ شاَةٍ. Bin koyun güdüyorum.
أَرْعَى أَلْفَيْ شاَةٍ. Ýki bin koyun güdüyorum.
فِي ساَحَةِ الْأَلْعاَبِ ثَلاَثَةُ آلاَفِ شاَبٍّ. Oyun sahasýnda üç bin genç var.

b) Melhûz Mümeyyez: Zikredilmeksizin sözün geliþinden anlaþýlan mümeyyeze melhûz mümeyyez denir. Temyizi Türkçe’ye “…bakýmýndan, ..yönünden” þeklinde tercüme edilebilir.
طاَبَ الْمَكاَنُ هَواَءً. Mekân hava bakýmýndan iyi oldu.

طاَبَ الْمَكاَنُ cümlesini duyan mekânýn bir güzelliði olduðunu anlar. Fakat bunun su bakýmýndan mý hava bakýmýndan mý toprak bakýmýndan mý olduðunu kestiremez. هَواَءً kelimesini yani temyizi zikredecek olursak maksat anlaþýlmýþ olur ve mekânýn hava bakýmýndan güzel olduðu ortaya çýkar. Melhûz mümeyyezin temyizi daima mansûbtur. Diðer
örnekler:

حَسُنَ الْوَلَدُ كَلاَماً. Çocuk konuþma bakýmýndan güzel oldu.
تَقَدَّمَ الطاَّلِبُ عِلْماً. Öðrenci ilim bakýmýndan geliþti.
إِعْتَدَلَ الرَّجُلُ قاَمَةً. Adam boy bakýmýndan orta oldu.
فاَضَ الْقَلْبُ سُرُوراً. Kalp sevinç bakýmýndan doldu taþtý.
اَلْفِيلُ أَكْبَرُ مِنَ الْجَمَلِ جِسْماً. Fil cisim bakýmýndan deveden daha büyüktür.
اَلْحَرِيرُ أَغْلَى مِنَ الْقُطْنِ قِيْمَةً. Ýpek deðer bakýmýndan pamuktan daha pahalýdýr.
اَلْعِنَبُ مِنْ أَلَذِّ أَنْواَعِ الْفاَكِهَةِ طَعْماً. Üzüm tat bakýmýndan meyve türlerinin en lezzetlisidir.
اَلْقاَهِرَةُ أَكْثَرُ مِنَ الْإِسْكَنْدَرِيَّةِ سُكاَّناً. Kahire nüfus bakýmýndan Ýskenderiye’den daha çoktur.

*Melhûz mümeyyezlerin temyizi ya mübtedâdan ya fâilden ya da mef’ûlün bih’ten dönmüþ olur:
اَلْمُدَرِّسُ اَكْثَرُ مِنَ الطاَّلِبِ خِبْرَةً. Öðretmen tecrübe bakýmýndan öðrenciden fazladýr.

Burada خِبْرَةًkelimesi temyiz olup mübtedâdan dönmüþtür. Çünkü cümlenin aslý þudur:
خِبْرَةُ الْمُدَرِّسِ أَكْثَرُ مِنْ خِبْرَةِ الطاَّلِبِ.
Öðretmenin tecrübesi öðrencinin tecrübesinden daha çoktur.
طاَبَ خاَلِدٌ كَلاَماً. Halit konuþma bakýmýndan iyi oldu.

Burada كَلاَماً kelimesi temyiz olup fâilden dönmüþtür. Çünkü cümlenin aslý þudur:
طاَبَ كَلاَمُ خاَلِدٍ. Halit’in konuþmasý iyi oldu.
زاَدَهُ اللَّهُ عِلْماً. Allah onu ilim bakýmýndan artýrsýn[1].

Burada عِلْماً kelimesi temyiz olup mef’ûlden dönmüþtür. Çünkü cümlenin aslý þudur:
زاَدَ اللَّهُ عِلْمَهُ. Allah onun ilmini arttýrsýn.

*Hiçbirþeyden çevrilmeden doðrudan da gelir:
كَفَى بِاللَّهِ شَهِيداً. Þâhit olarak Allah yeter.
كَفَى بِالْمَوْتِ واَعِظاً. Vâiz olarak ölüm yeter.

¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
ALIÞTIRMALAR
1. Aþaðýdaki cümlelerde melfûz mümeyyez veya melhûz mümeyyezden sonra gelen temyizlerin altýný çiziniz.
جاَءَ الرَّسُولُ يَفِيضُ وَجْهُهُ بُشْراً – فِي الْمَيْداَنِ أَحَدَ عَشَرَ لاَعِباً – أَطْعَمْتُ الدَّجاَجَةَ مِلْءَ الْكَفِّ حَباًّ – اَلْبُرْتُقاَلُ مِنْ أَلَذِّ أَنْواَعِ الْفاَكِهَةِ طَعْماً وَ أَطْوَلِهاَ بَقاَءً وَ أَكْثَرِهاَ فاَئِدَةً – باَعَ التاَّجِرُ قِنْطاَراً صاَبُوناً.
2. Aþaðýdaki cümlelerdeki boþ yerleri münasip birer kelimeyle tamamlayýnýz.(Cevaplar için üzerine týklayýnýz)
أَطْعَمْتُ الْحِصاَنَ .... شَعِيراً وَ سَقَيْتُهُ دَلْوا ماَءً – إِشْتَرَيْتُ ثَلاَثَةَ أَمْتاَرٍ ... – اَلذَّهَبُ أَغْلَى .... مِنَ الْفِضَّةِ – اَلْفِضَّةُ أَرْفَعُ .... مِنَ النُّحاَسِ – اَلْأَنْبِياَءُ أَصْدَقُ الناَّسِ .... – قِيراَطٌ ياَقُوتاً .... مِنْ قِيراَطَيْنِ لُؤْلُؤاً.
3. Aþaðýdaki isimlerden her birini münasib cümlelerde temyiz olarak kullanýnýz.
كُتُبٍ إِجْتِهاَداً طُولاً مِنْ لَبَنٍ تِلْمِيذٍ عَقْلاً هَواَءً
رَجُلٍ لاَعِباً أَخْلاَقاً باَباً شُكْراً طَعْماً أَقْلاَمٍ

4. Aþaðýdaki cümleleri tercüme ediniz.
حَسُنَتْ أَخْلاَقُ زَيْنَبَ -حَسُنَتْ زَيْنَبُ أَخْلاَقاً – جَمُلَ مَدْخَلُ الْمَنْزِلِ – جَمُلَ الْمَنْزِلُ مَدْخَلاً – إِطْمَأَنَّتْ نُفُوسُ الْمُسْلِمِينَ – إِطْمَأَنَّ الْمُسْلِمُونَ نُفُوساً – فُرِشَ الْمَسْجِدُ سَجاَّداً – فُرِشَتْ سَجاَّدُ الْمَسْجِدِ – يَزْداَدُ الْمُسْلِمُونَ شَجاَعَةً عِنْدَماَ تَشْتَرِكُ مَعَهُمْ امْرَأَةٌ فِي الْقِتاَلِ – تَزْداَدُ شَجاَعَةُ الْمُسْلِمِينَ عِنْدَماَ تَشْتَرِكُ مَعَهُمُ الْمَرْأَةُ فِي الْقِتاَلِ - عَدَدُ أَفْراَدِ أُسْرَتِهِ أَقَلُّ مِنْ عَدَدِ أَفْراَدِ أُسْرَتِي – اَلْمُسْلِمُونَ داَئِماً كاَنُوا أَقَلَّ عَدَداً مِنْ اَعْداَئِهِمْ – أُسْرَتِي أَكْثَرُ عَدَداً مِنْ أُسْرَتِهِ – اَلْمَرْأَةُ أَرْجَحُ عَقْلاً مِنَ الرَّجُلِ فِي بَعْضِ الْأَحْياَنِ – أَناَ أَكْثَرُ مِنْكَ تَجْرُبَةً – اَلْمَرْأَةُ أَشَدُّ صَبْراً فِي تَرْبِيَةِ الْأَبْناَءِ – نَحْنُ أَفْضَلُ نَتِيجَةً مِنْكُمْ- اَلْمُمَرِّضاَتُ أَرْحَمُ قَلْباً فِي مُعاَمَلَةِ الْمَرْضَى – زاَدَتِ الْمَرْأَةُ شُجاَعَةً – زاَدَتْ آياَتُ اللَّهِ الْمُؤْمِنِينَ إِيماَناً فَوْقَ إِيماَنِهِمْ.
5. Aþaðýda verilen ayetleri defterinize yazýp fiillerinin mâzî, muzâri ve masdarýný isimlerinin de tekil ve çoðul halini yazýnýz. Temyiz ile ilgili kelimelerin altýný çiziniz.

Ynt: Temyiz By: selsebil Date: 19 Eylül 2009, 23:41:17
TEMYÝZ ÝLE ÝLGÝLÝ AYETLER

1- ... وَقُلْ رَبِّ زِدْنِي عِلْمًا .
(20/TÂHÂ, 114). ... "Rabbim, benim ilmimi artýr" de.
2- إِنَّ اللَّهَ لاَ يَسْتَحْيِي أَنْ يَضْرِبَ مَثَلاً ماَ بَعُوضَةً فَمَا فَوْقَهَا فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا فَيَعْلَمُونَ أَنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْ وَأَمَّا الَّذِينَ كَفَرُوا فَيَقُولُونَ مَاذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهَذَا مَثَلاً يُضِلُّ بِهِ كَثِيراً وَيَهْدِي بِهِ كَثِيراً وَمَا يُضِلُّ بِهِ إِلاَّ الْفَاسِقِينَ .
(2/BAKARA, 26). Þüphesiz Allah (hakký açýklamak için) sivrisinek ve onun da ötesinde bir varlýðý misal getirmekten çekinmez. Ýman etmiþlere gelince, onlar böyle misallerin Rablerinden gelen hak ve gerçek olduðunu bilirler. Kâfir olanlara gelince: Allah böyle misal vermekle ne murat eder? derler. Allah onunla birçok kimseyi saptýrýr, birçoklarýný da doðru yola yöneltir. Verdiði misallerle Allah ancak fâsýklarý saptýrýr (çünkü bunlar birer imtihandýr).
3-وَإِذْ وَاعَدْنَا مُوسَى أَرْبَعِينَ لَيْلَةً ثُمَّ اتَّخَذْتُمُ الْعِجْلَ مِنْ بَعْدِهِ وَأَنْتُمْ ظَالِمُونَ.
(2/BAKARA, 51). Musa'ya kýrk gece (vahyetmek üzere) söz vermiþtik. Sonra haksýzlýk ederek buzaðýyý (tanrý) edindiniz.
4- ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُمْ مِنْ بَعْدِ ذَلِكَ فَهِيَ كَالْحِجَارَةِ أَوْ أَشَدُّ قَسْوَةً وَإِنَّ مِنَ الْحِجَارَةِ لَمَا يَتَفَجَّرُ مِنْهُ الأَنْهَارُ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَشَّقَّقُ فَيَخْرُجُ مِنْهُ الْمَاءُ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَهْبِطُ مِنْ خَشْيَةِ اللّهِ وَمَا اللّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ .
(2/BAKARA, 74). (Ne var ki) bunlardan sonra yine kalpleriniz katýlaþtý. Artýk kalpleriniz taþ gibi yahut daha da katýdýr. Çünkü taþlardan öylesi var ki, içinden ýrmaklar kaynar. Öylesi de var ki, çatlar da ondan su fýþkýrýr. Taþlardan bir kýsmý da Allah korkusuyla yukardan aþaðý yuvarlanýr. Allah yapmakta olduklarýnýzdan gafil deðildir.
5- صِبْغَةَ اللّهِ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللّهِ صِبْغَةً وَنَحْنُ لَهُ عَابِدونَ .
(2/BAKARA, 138). Allah'ýn (verdiði) rengiyle boyandýk. Allah'tan daha güzel rengi kim verebilir? Biz ancak O'na kulluk ederiz (deyin).
6- فَإِذَا قَضَيْتُمْ مَنَاسِكَكُمْ فَاذْكُرُوا اللّهَ كَذِكْرِكُمْ آبَاءَكُمْ أَوْ أَشَدَّ ذِكْرًا فَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَقُولُ رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا وَمَا لَهُ فِي الآخِرَةِ مِنْ خَلاَقٍ .
(2/BAKARA, 200). Hac ibadetlerinizi bitirince, babalarýnýzý andýðýnýz gibi, hatta ondan daha kuvvetli bir þekilde Allah'ý anýn. Ýnsanlardan öyleleri var ki: Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver, derler. Böyle kimselerin ahiretten hiç nasibi yoktur.
7- وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الإِسْلاَمِ دِينًا فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ .
(3/ÂL-Ý ÝMRÂN, 85). Kim, Ýslâm'dan baþka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktýr.



8- وَاللّهُ أَعْلَمُ بِأَعْدَائِكُمْ وَكَفَى بِاللّهِ وَلِيًّا وَكَفَى بِاللّهِ نَصِيرًا .
(4/NÝSÂ, 45). Allah düþmanlarýnýzý sizden daha iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter, bir yardýmcý olarak da Allah kâfidir.
9- اُنْظُرْ كَيفَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللّهِ الكَذِبَ وَكَفَى بِهِ إِثْمًا مُبِينًا .
(4/NÝSÂ, 50). Bak, nasýl da Allah üzerine yalan uyduruyorlar; apaçýk bir günah olarak bu (onlara) yeter!
10- فَمِنْهُمْ مَنْ آمَنَ بِهِ وَمِنْهُمْ مَنْ صَدَّ عَنْهُ وَكَفَى بِجَهَنَّمَ سَعِيرًا .
(4/NÝSÂ, 55). Onlardan bir kýsmý (Ýbrâhim'e) inandý, kimi de ondan yüz çevirdi; (onlara) kavurucu bir ateþ olarak cehennem yeter.
11- وَمَنْ يُطِعِ اللّهَ وَالرَّسُولَ فَأُولَئِكَ مَعَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللّهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاءِ وَالصَّالِحِينَ وَحَسُنَ أُولَئِكَ رَفِيقًا {4/69} ذَلِكَ الْفَضْلُ مِنَ اللّهِ وَكَفَى بِاللّهِ عَلِيمًا.
(4/NÝSÂ, 69, 70). Kim Allah'a ve Resûl'e itaat ederse iþte onlar, Allah'ýn kendilerine lütuflarda bulunduðu peygamberler, sýddîkler, þehidler ve salih kiþilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaþtýr!Bu lütuf Allah'tandýr. Bilen olarak Allah yeter.
12- اَلَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلاً وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ.
(67/MÜLK, 2). O ki, hanginizin daha güzel davranacaðýný sýnamak için ölümü ve hayatý yaratmýþtýr. O, mutlak galiptir, çok baðýþlayýcýdýr.
13- فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ{99/7} وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ .
(99/ZÝLZÂL, 7, Kim zerre miktarý hayýr yapmýþsa onu görür. Kim de zerre miktarý þer iþlemiþse onu görür.
&&&&&&&&&&
MÜNÂDÂ
Arapça’da karþý tarafa hitap ederken nidâ harfleri dediðimiz þu harflerle hitap edilir:
أَ أَيْ هَياَ أَ ياَ ياَ
أَيُّهاَ أَيَّتُهاَ

En çok kulanýlaný أَ, ياَ ve أَ ياَ dýr.
Kendisine ünlenen, nidâ edilen kiþiyi gösteren kelimeye münâdâ denir.
Münâdâ þu durumlarda merfû olur ve tenvin almaz:
1-Tek kelimeden ibaret olan özel isim ise;
ياَ صاَدِقُ Ey Sâdýk! ياَ عَلِيُّ Ey Ali!


ياَ يُوسُفُ Ey Yusuf[2]! ياَ زَيْنَبُ Ey Zeyneb!

2- Nekre olmakla beraber ismi söylenmeksizin bizzat karþýsýndaki belli kiþilere hitap ediyorsa (nekre-i maksûde)

(أَ رَجُلُ!) ياَ رَجُلُ! ياَ رَجُلاَنِ! ياَ نَبِيُّونَ! ياَ تَلاَمِيذُ!
Ey adam! Ey iki adam! Ey peygamberler! Ey öðrenciler!
ياَ رِجاَلُ! ياَ لاَعِبُونَ! ياَ وَلَدُ! مُسْلِمُونَ! ياَ
Ey adamlar! Ey oyuncular! Ey çocuk! Ey müslümanlar!

3- Münâdânýn baþýnda harf-i tarif (اَلْ) varsa önüne müzekker için أَيُّهاَ, müennes için أَيَّتُهاَ getirilir.
ياَ أَيُّهاَ الْوَلَدُ! Ey çocuk! ياَ أَيُّهاَ الَّذِينَ آمَنُوا! Ey iman edenler[3]
ياَ أَيُّهاَ الناَّسُ! Ey insanlar! ياَ أَيُّهاَ الْمُؤْمِنُونَ! Ey mü’minler!
ياَ أَيَّتُهاَ الْكاَفِراَتُ! Ey inanmayanlar (müe) !
ياَ أَيَّتُهاَ الْمُؤْمِناَتُ! Ey mü’min kadýnlar ! ياَ أَيَّتُهاَ اللاَّتِي كَفَرْنَ! Ey inanmayanlar! (müe)

Not: a) Münâdâ özel isim ise veya çok yakýnda bulunup yakýn hissedilirse bazen nida harfi hazfolur (kaldýrýlýr, yazýlmaz).
مَحْمُودُ ! ماَذاَ تَفْعَلُ ؟ Mahmud! Ne yapýyorsun?
طاَهِرُ ! ماَذاَ تَقُولُ فِي هَذاَ الْأَمْر ِ؟ Tahir! Bu mesele hakkýnda ne diyorsun?

b)Münâdâ’dan sonra gelen cümleye nidâ’nýn cevabý denir
ياَ مُدَرِّسُونَ اِرْحَمُوا طُلاَّبَكُمْ! Ey öðretmenler! Talebelerinize merhamet edin.
ياَ أُمُّهاَتُ اِرْحَمْنَ أَوْلاَدَكُنَّ! Ey anneler! Çocuklarýnýza merhamet edin.

(ياَ أَيُّهاَ) ve (ياَ أَيَّتُهاَ) daki nidâ harfi ياَ çoðu defa hazfedilir.
أَيُّهاَ الْوَلَدُ! أَيَّتُهاَ النَّفْسُ!

c)Allah lafzýnýn baþýnda harf-i tarif var kabul edilir ve ياَ اَللَّهُ denilir. Çoðu zaman da duada ياَ اَللَّهُ yerine (Ey Allahým manasýnda) اَللَّهُمَّ kullanýlýr.


Münâdâ þu durumlarda mansûb olur:
1-Muzaf olunca;
ياَ عَبْدَ اللَّهِ! Ey Abdullah! ياَ رَبَّ الْعاَلَمِينَ! Ey alemlerin Rabbi!
ياَ صَلاَحَ الدِّينِ! Ey Salâhaddîn! ياَ أَرْحَمَ الراَّحِمِينَ! Ey merhametlilerin en merhametlisi!
ياَ حاَرِسَ الْبُسْتاَنِ! Ey bahçenin bekçisi! ياَ غَفاَّرَ الذُّنُوبِ! Ey günahlarýn baðýþlayýcýsý!
ياَ اِخْوَتَناَ! Ey kardeþlerimiz!


Burada örneðin ياَ عَبْدَ اللَّهِ kelimesinde ياَ harfu nidâ, عَبْدَ münâdâ, اللَّهِ de muzafun ileyhdir.
ياَ أَهْلَ الْكِتاَبِ لِمَ تَلْبِسُونَ الْحَقَّ بِالْباَطِلِ؟
Ey Ehl-i Kitab! Niçin hakký batýlla karýþtýrýyorsunuz? (Âl-i Ýmran, 71)

Not: Münâdâ yâ-i mütekellime muzaf olursa ي genellikle kesre þeklinde kýsalýr.
ياَ رَبِّي yerine → ياَ رَبِّ ! Ey Rabbim!
ياَ عِباَدِي yerine → ياَ عِباَدِ ! Ey kullarým!

Bazen baþtaki nida harfi de kalkabilir:
ياَ رَبِّ yerine → رَبِّ ! Ey Rabbim!
ياَ رَبَّناَ yerine → رَبَّناَ ! Ey Rabbimiz!

2- Muzâfa benzer olunca (þibh-i muzaf)[4];
ياَ مُساَفِراً إِلَى إِزْمِير! Ey Ýzmir’e yolcu olan!
ياَ حَسَناً وَجْهُهُ! Ey yüzü güzel olan!
ياَ طاَلِعاً جَبَلاً! Ey bir daða týrmanan!

3- Münâdâ kesin olarak belli deðilse (nekre-i gayr-i maksude)[5];
ياَ رَجُلاً خُذْ بِيَدِي! Ey (herhangi bir) adam! Elimi tut.
ياَ جاَرِيَةً خُذِي بِيَدِي! Ey (herhangi bir) kadýn! Elimi tut.
ياَ مُسْرِعاً فِي الْعَجَلَةِ النَّداَمَةُ! Ey acele eden! Acelede piþmanlýk vardýr[6].
ياَ غاَفِلاً وَ الْمَوْتُ يَطْلُبُهُ! Ey ölüm peþinde olduðu halde gafil olan!
ياَ صاَئِمِينَ أَفْطِرُوا! Ey oruçlular! Ýftar ediniz.

Not: Bütün cevap cümleleri sonra geldiði halde nidânýn cevabý nidâdan önce gelebilir.
تَباَرَكْتَ ياَ ذاَ الْجَلاَلِ وَ الْإِكْراَمِ! Sen yücelerden yücesin ey azamet ve ikram sahibi!

¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
? ALIÞTIRMALAR ?
1. Aþaðýdaki cümleleri tercüme ediniz.
أَنْتُمْ أَيُّهاَ الشَّباَبُ تَحْمِلُونَ أَماَنَةَ الْمُسْتَقْبَلِ – أَيُّهاَ الشاَّباَّنِ، لاَ تَطْلُباَ الْماَلَ وَحْدَهُ – ياَ أُسْتاَذِي أَرْجُو أَنْ تُصَحِّحَ لِي الْواَجِبَ الْمَنْزِلِيَّ – ياَ أَخِي أَرْجُو أَنْ تَذْهَبَ مَعِي إِلَى السُّوقِ لِشِراَءِ لَواَزِمَ الْبَيْتِ – ياَ صَدِيقِي أَرْجُو أَنْ تَزُورَنِي غَداً فِي مَنْزِلِي فِي الساَّدِسَةِ مَساَءً – ياَ مُساَفِرُونَ وَصَلَتِ الْحاَفِلَةُ – ياَ رَجُلاً خُذْ بِيَدِي – ياَ قاَئِدَ السَّياَّرَةِ تَمَهَّلْ – ياَ عَبْدَ اللَّهِ زُرْ أَصْدِقاَئَكَ – ياَ ساَمِعاً دُعاَءَ الْمَظْلُومِ – ياَ تِلْمِيذاَتِ الْمَدْرَسَةِ اِجْتَهِدْنَ – ياَ سَمِيرَةُ لاَ تَتَأَخَّرِي – ياَ تَلاَمِيذُ لَقَدْ حَضَرَ الْمُعَلِّمُ – ياَ واَعِظَةً غَيْرَكِ عِظِي نَفْسَكِ – ياَ أَوْلاَدُ اذْهَبُوا إِلَى الْمَلْعَبِ – ياَ صاَحِبَ الْماَلِ لاَ تَبْخَلْ عَلَى الْفُقَراَءِ – ياَ صَدِيقَناَ تَقَدَّمْ – ياَ مُجْتَهِداَنِ نَجَحْتُماَ – ياَ أَبْناَءَ الْإِسْلاَمِ كُونُوا يَداً واَحِدَةً – ياَ ماَراًّ بِالطَّرِيقِ ساَعِدْنِي – ياَ ساَئِقُ تَمَهَّلْ – ياَ جُنْدِيُّ أَسْرِعْ إِلَى الْأَعْداَءِ – ياَ عَبْدَ اللَّهِ خُذِ الْكِتاَبَ – ياَ مُسْلِماَتُ هَذاَ عَهْدُكُنَّ- ياَ صاَحِبَ الْماَلِ ساَعِدِ الْمُحْتاَجَ – ياَ طاَلِبَ الْعِلْمِ لاَ تَقْضِ الْوَقْتَ فِيماَ لاَ يُفِيدُ – أَ صَدِيقَناَ ماَذاَ تَعْرِفُ عَنِ الْحَضَارَةِ الْإِسْلاَمِيَّةِ ؟ أَيْ أَبْناَءَ الْإِسْلاَمِ فَكِّرُوا فِي الْماَضِي وَ الْحاَضِرِ – ياَ تَلاَمِيذَ الْمَدْرَسَةِ اِجْتَهِدُوا – ياَ أَيُّهاَ الطاَّلِبُ النَّشِيطُ اسْتَمِرَّ فِي تَقَدُّمِكَ – ياَ مُهْمِلاً اسْتَذْكِرْ دُرُوسَكَ – ياَ مُسْلِمُونَ اعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعاً – ياَ مُساَفِراَنِ وَصَلَ الْقِطاَرُ – ياَ صَدِيقِي اعْتَمِدْ عَلَى اللَّهِ – ياَ فاَطِمَةُ ساَعِدِي أُمَّكِ.
2. Münâdâ ile ilgili 10 cümle kurunuz.
3. Aþaðýda verilen ayetleri defterinize yazýp fiillerinin mâzî, muzâri ve masdarýný isimlerinin de tekil ve çoðul halini yazýnýz. Münâdâ ile ilgili kelimelerin altýný çiziniz.
&&&&&&&&&&
MÜNÂDÂ ÝLE ÝLGÝLÝ AYETLER
1- يَا بَنِي آدَمَ قَدْ أَنزَلْنَا عَلَيْكُمْ لِبَاسًا يُوَارِي سَوْءَاتِكُمْ وَرِيشًا وَلِبَاسُ التَّقْوَى ذَلِكَ خَيْرٌ ذَلِكَ مِنْ آيَاتِ اللّهِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ .
(7/A’RÂF, 26). Ey Adem oðullarý! Size ayýp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattýk. Takvâ elbisesi... Ýþte o daha hayýrlýdýr. Bunlar Allah'ýn âyetlerindendir. Belki düþünüp öðüt alýrlar (diye onlarý indirdi).
2- وَيَا قَوْمِ أَوْفُوا الْمِكْيَالَ وَالْمِيزَانَ بِالْقِسْطِ وَلاَ تَبْخَسُوا النَّاسَ أَشْيَاءَهُمْ وَلاَ تَعْثَواْ فِي الْأَرْضِ مُفْسِدِينَ .
(11/HÛD, 85). Ve ey kavmim! Ölçüyü ve tartýyý adaletle yapýn; insanlara eþyalarýný eksik vermeyin; yeryüzünde bozguncular olarak dolaþmayýn.
3- وَجَاءَ مِنْ أَقْصَى الْمَدِينَةِ رَجُلٌ يَسْعَى قَالَ يَا قَوْمِ اتَّبِعُوا الْمُرْسَلِينَ .
(36/YÂSÎN, 20). Derken þehrin öbür ucundan bir adam koþarak geldi. "Ey kavmim! dedi, bu elçilere uyunuz!"
4- وَامْتَازُوا الْيَوْمَ أَيُّهَا الْمُجْرِمُونَ .
(36/YÂSÎN, 59). "Ayrýlýn bir tarafa bugün, ey günahkârlar!"
5- أَلَمْ أَعْهَدْ إِلَيْكُمْ يَا بَنِي آدَمَ أَنْ لاَ تَعْبُدُوا الشَّيْطَانَ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُبِينٌ .
(36/YÂSÎN, 60). "Ey Adem oðullarý! Size þeytana tapmayýn, çünkü o sizin apaçýk bir düþmanýnýzdýr" demedim mi?
6- يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ .
(89/FECR, 27). Ey huzura kavuþmuþ insan!
7- يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَى رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلاَقِيهِ .
(84/ÝNÞÝKÂK, 6). Ey insan! Þüphe yok ki sen Rabbine karþý çaba üstüne çaba göstermektesin; sonunda O'na varacaksýn.
8- يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ .
(82/ÝNFÝTÂR, 6). Ey insan! Ýhsaný bol Rabbine karþý seni aldatan nedir?
9- يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ .
(73/MÜDDESSÝR, 1). Ey bürünüp sarýnan (Resûlüm)!
10- يَا أَيُّهَا الْمُزَّمِّلُ .
(74/MÜZZEMMÝL, 1). Ey örtünüp bürünen (Resûlüm)!






11- يَا أَهْلَ الْكِتَابِ قَدْ جَاءَكُمْ رَسُولُنَا يُبَيِّنُ لَكُمْ كَثِيرًا مِمَّا كُنْتُمْ تُخْفُونَ مِنَ الْكِتَابِ وَيَعْفُو عَنْ كَثِيرٍ قَدْ جَاءَكُمْ مِنَ اللّهِ نُورٌ وَكِتَابٌ مُبِينٌ .
(5/MÂÝDE, 15). Ey ehl-i kitap ! Resûlümüz size Kitap'tan gizlemekte olduðunuz birçok þeyi açýklamak üzere geldi; birçok (kusurunuzu) da affediyor. Gerçekten size Allah'tan bir nur, apaçýk bir kitap geldi.
12- وَمَا لَكُمْ لاَ تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَصِيرًا .
(4/NÝSÂ, 75). Size ne oldu da Allah yolunda ve "Rabbimiz! Bizi, halký zâlim olan bu þehirden çýkar, bize tarafýndan bir sahip gönder, bize katýndan bir yardýmcý yolla!" diyen zavallý erkekler, kadýnlar ve çocuklar uðrunda savaþmýyorsunuz!
13-وَإِذْ قَالَ لُقْمَانُ لِابْنِهِ وَهُوَ يَعِظُهُ يَا بُنَيَّ لاَ تُشْرِكْ بِاللَّهِ إِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظِيمٌ.
(31/LOKMÂN, 13). Lokman oðluna öðüt vererek: Yavrucuðum! Allah’a ortak koþma! Doðrusu þirk büyük bir zulümdür, demiþti.
&&&&&&&&&&
ÝSTÝGÂSE
Ýstigâse yardýma çaðýrmaktýr. Münâdânýn bir cinsidir. Yardýma çaðrýlan fethalý “لَ” edatý ile çaðrýlýr ve bu yardýma çaðrýlan kiþiye müstegâs denir. Kendisi için yardým istenenin baþýnda da kesrelý bir “لِ” harf-i ceri vardýr. Esâsen iki lâm da harf-i cer olduklarýndan kendilerinden sonra gelen kelimeler esre olur. Kendisi için yardým istenen bu kiþiye de müstegâsun lieclihi (ya da müstegâsun leh) denir.
ياَ لَلْأَغْنِياَءِ لِلْفُقَراَءِ! Ey zenginler! Fakirlerin yardýmýna koþunuz!

Bu cümlede önünde meftûh lâm olan اَلْأَغْنِياَءُ müstegâs, önünde esreli lâm olan فُقَراَءِ kelimesi müstegâs lieclihidir. Her iki kelime de lâm (ل) dolayýsýyla mecrûrdur[7].
ياَ لَلطَّبِيبِ لِلْمَرِيضِ! Ey doktor! Hastanýn yardýmýna yetiþ!
ياَ لَلْأَطِباَّءِ لِلْمَجْرُوحِينَ! Ey doktorlar! Yaralýlarýn yardýmýna koþunuz!
ياَ لَلْجَماَعَةِ لِلْإِماَمِ! Ey cemaat! Ýmamýn yardýmýna koþunuz!




Müstegâs lieclih’in önünde “ل” yerine “مِنْ” harf-i ceri olursa müstagas lieclihten þikayet ve ona karþý yardýma çaðýrma ifade edilmiþ olur:
ياَ لَلشُّرْطَةِ مِنَ اللُّصُوصِ! Ey polisler! Hýrsýzlara karþý yardýma koþ (ellerinden kurtar)!

Not: a)Bazen müstegâs’ýn önündeki lâm yerine sonuna elif getirilebilir:
ياَ اَحْمَداَ لِزَيْدٍ! Ey Ahmet Zeyd’in yardýmýna koþ!

b)Bazen de nadir olarak münâda gibi söylenebilir:
ياَ صاَلِحُ لِاِبْنِكَ! Ey Sâlih oðlunun yardýmýna koþ!

c) Münâdânýn baþýnda fethalý lâm bulunduðu halde istiðase manasý taþýmýyorsa ياَ ile لَ hayret þaþkýnlýk ifade eder:
ياَ لَلْحَدِيقَةِ! Ne güzel bahçe!
ياَ لَلْعَجَبِ! Ne tuhaf þey!

d) Bazen hayret ve þaþkýnlýk ifade eden ياَ ile fethalý lâmdan sonra “مِنْ” harf-i cerli isim de gelebilir.[8]
ياَ لَهاَ مِنْ لَيْلَةٍ! Ne muhteþem gece!
ياَ لَهاَ مِنْ أَزْمِنَةٍ! Hey gidi zamanlar!

NUDBE
Herhangi birþeyden duyulan acý dolayýsýyla yapýlan nidâya nudbe denir. Nudbe için ياَ daha ziyâde واَ ünlem edatlarý kullanýlýr. Münâdâ’nýn uyduðu kaidelere uyar.
واَ يُوسُفُ! Vah YÛSUF! واَ رَأْسِي! Vah baþým!
واَ عَبْدَ اللَّهِ! Vah Abdullah!

واَ nidâ harfinden sonra يُوسُفُ ve رَأْسِي gibi nidâ edilene mendub denir[9].
Mendub, normal münada gibi, ya da zâid bir elifle veyahut da eliften sonra sakin bir هاء (yani هْ) ile de gelebilir.
واَ زَيْدُ ! (Yazýk) Vah Zeyd !

واَ زَيْداَ ! “
واَ زَيْداَهْ ! “

TERHÎM
Münâdânýn son harfinin daha rahat ve kolay telaffuz edilmesi için hazfedilmesine (kaldýrýlmasýna) terhim denir. Ýki çeþit münâdâya tatbik edilir:
1- Müzekker olsun müennes olsun sonunda yuvarlak te (ta-i merbûta) varsa;
ياَ مُعاَوِيَةُ) !) ياَ مُعاَوِيَ (ياَ فاَطِمَةُ) ! ياَ فاَطِمَ
(ياَ جاَرِيَةُ) ! ياَ جاَرِيَ

2- Münâdâ üçten fazla harfli alem ise;
(ياَ حاَرِثُ) ! ياَ حاَرُ (ياَ جَعْفَرُ) ! ياَ جَعْفُ
(ياَ طاَهِرُ) ! ياَ طاَهُ

Not: a)Terhime uðrayan münâdânýn son harfinin harekesi olarak yukarýdaki örneklerde görüldüðü gibi zamme üzere mebnî kýlýndýðý gibi o harfin terhime uðramadan önceki harfinin harekesinin verilebileceði de belirtilmiþtir.
(ياَ حاَرِثُ) ! ياَ حاَرِ (ياَ جَعْفَرُ) ! ياَ جَعْفَ
(ياَ طاَهِرُ) ! ياَ طاَهِ

b)Eðer isim dört harfden fazla olup sondan bir önceki harf zâid ve sakin (uzatmalý) ise, sondan önceki harf de son harfle birlikte hazfolur:
(عُثْماَنُ) ! ياَ عُثْمَ (مَنْصُورٌ) ! ياَ مَنْصُ
(مَرْواَنُ) ! ياَ مَرْوَ (مِسْكِينٌ) ! ياَ مِسْكِ

TAHZÝR
Muhâtabý birþeyden sakýndýrmaktýr. Þu þekillerde yapýlýr:
1- Sakýndýrýlacak þeyin baþýna harf-i tarif en baþa da إِياَّكَ وَgetirilerek;
إِياَّكَ وَالْكَذبَ! Yalandan sakýn!
إِياَّكُمْ وَ الْحَسَدَ! Hasedden sakýnýnýz!
إِياَّكَ وَ الْاِفْتِراَءَ عَلَى الناَّسِ! Ýnsanlara iftiradan sakýn!

2- Sakýndýrýlacak þeyin baþýna harf-i tarif en baþa da إِياَّكَ مِنْ getirilerek;
إِياَّكُمْ مِنَ الْعَداَوَةِ! Düþmanlýktan sakýnýn!
إِياَّكُماَ مِنَ الْجِداَلِ! Ýkiniz tartýþmaktan sakýnýn!

3- (إِياَّكَ) ve (أَنْ)den sonra fiil cümlesi getirilerek;
إِياَّكَ أَنْ تَفْعَلَ الشَّرَّ! Kötülük yapmaktan sakýn!

4- (إِياَّكَ) ve (أَنْ) in arasýna مِنْ getirilerek;
إِياَّكَ مِنْ أَنْ تَفْعَلَ الشَّرَّ! Kötülük yapmaktan sakýn!

5- Muhâtab zamirine muzaf olan isim ile kendisinden sakýndýrýlacak þey mansûb olarak ifade edilerek;
رَأْسَكَ وَ الْحاَئِطَ! Baþýný duvardan sakýn!
رَأْسَكُمْ وَ باَبَ السَّياَّرَةِ! Baþýnýzý arabanýn kapýsýndan sakýnýn!
يَدَكَ وَ الناَّرَ! Elini ateþten sakýn!

6-Sakýndýrýlacak þeyin mansûb olarak tekrarý ile;
اَلذِّئْبَ الذِّئْبَ! Kurt(dan sakýn), kurd(a dikkat)!

Not: Tahziri yapýlan her ismin baþýnda harf-i tarif vardýr.
ÝÐRÂ
Muhâtabý iyi bir iþ yapmaya teþvik etmektir. Yukarýdakiler gibi hazfedilmiþ bir fiilin mef’ûlu bihi olarak[10] mansûbtur.
Þu þekillerde olur:
1- Baþýna harf-i tarif getirilmiþ ism-i mansûb yaparak;
اَلْعِباَدَةَ ! Ýbâdet etmen gerekir (ibadet etmelisin) !
اَلتَّفْكِيرَ ! Düþünmen gerek (düþünmelisin) !

2- Harf-i tarifli ismin mansûb olarak tekrarý ile;
اَلْوَفاَءَ الْوَفاَءَ ! Vefalý olmalýsýn (vefa göstermeye çalýþ) !
اَلصِّدْقَ الصِّدْقَ ! Doðru olman gerek (doðru olmaya çalýþ) !

3- Ýðrâ yapýlan isimler genellikle masdardýr. Masdarýn veya masdarý müevvelin önüne (يَنْبَغِي لَكَ) veya (يَجِبُ عَلَيْكَ) yahut da (عَلَيْكَ بِ) getirilmekle de yapýlýr;
يَنْبَغِي لَكَ الْاِجْتِهاَدَ. Çalýþman gerekir, çalýþmalýsýn.
يَجِبُ عَلَيْكُمْ أَنْ تَقْرَأُوا الدَّرْسَ. Dersi okumanýz gerekiyor.
عَلَيْكَ بِالصَّبْرِ. Sabretmen gerekir.



4-Muhâtab zamirine muzaf olan mansûb isme teþvik edilecek þeyi atfetmekle;
اَخاَكَ وَالْإِحْساَنَ عَلَيْهِ. Kardeþine iyilik yapman gerekir.

5- Deðiþik cinsten kelimelerin mansûb olarak atfý ile;
اَلْعَمَلَ وَ الثَّباَتَ. Çalýþýp sebat etmen gerek.




--------------------------------------------------------------------------------

[1] Bazý fiiller görünüþte mâzî olsa da dua manasý ifâde ederler: (باَرَكَ اللَّهُ فِيك)(Allah onu hakkýnda mübârek kýlsýn)(حَفَظَهُ اللَّهُ)(Allah onu korusun) gibi. Saygý deðer veya yerilecek önemli þahýslarýn isimleri yanýnda da bu þekilde dua manalý fiiller kullanýlýr: Muhammed (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّم) (Allah ona salât ve selam etsin), Ebûbekir (رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ) (Allah O’ndan razý olsun), Emîru’l’mü’minîn Alî (كَرَّمَ اللَّهُ وَجْهَهُ) (Allah O‘nun þânýný deðerli kýlsýn), Ýblîs (لَعَنَهُ اللَّهُ) (Allah ona lânet etsin) gibi
[2] Nidâ durumunda özel isimden sonra إِبْنٌ kelimesi olursa mansub gelir: ياَ يُوسُفُ بْنَ مَحْمُودٍ
[3] Ýsm-i mevsûlün de marife olduðunu hatýrlayýnýz. ياَ أَيُّهاَ daki هاَ tenbih için getirilir.
[4] Þibh-i muzaf; gerçekte muzaf olmayan ancak kendisinden sonra gelen kelimelerle hususi mana kazanan isme denir.
[5] Nekre-i maksude ve gayr-i maksudeyi þöyle düþünebiliriz:
Yardým isteyen bir insan düþünelim. Eðer önünde duran adama seslenerek yardým istiyorsa ياَرَجُلُ أَنْقِذْنِي (Hey adam, beni kurtar) diyorsa bu nekre-i maksude (kastedilen nekredir). Mesela kör bir adam düþünelim önünde herhangi biri olmadan kendini duyabilecek herhangi birine sesleniyorsa “ياَرَجُلاً أَنْقِذْنِي” ey adam beni kurtar kurtar diyorsa bu da nekre-i gayr-i maksûdedir. Nekre-i gayr-i maksûde, nida eden tarafýndan tam olarak bilinmeyen veya görülmeyen yahut da bir kiþiye hitab ediyormuþ gibi hitap ederek o sýfat ve özelliði taþýyan herkezi ikaz etmek ve uyarmak için yapýlan nidâ þeklidir.
[6] Münadadan sonra gelen cümlenin i’râbdan mahalli yoktur.
[7] Ancak mana bakýmýndan meful olduklarý için mahallen mansubturlar. Çünkü hazfedilmiþ (أَسْتَغِيثُ) (yardým istiyorum), (أَدْعُو) veya (أُناَدِي) nin mef’ûlü kabul edilirler.
[8] Bu konu hakkýnda daha geniþ bilgi için bkz. Çörtü Meral, Arapça Dilbilgisi Nahiv, s. 289; Maksudoðlu, Mehmet, Arapça Dilbilgisi, s.339; Sarmýþ, Ýbrahim, Arapça Dilbilgisi, s.461; .
[9] Mendub da münada gibi fiili hazfedilmiþ mef’ulun bihtir. Hazfedilen fiilleri (أَدْعُو) veya (أُناَدِي) dir.
[10] Bu konuda hazfedilmiþ fiil اِلْزَمْ (sana gerekir) olarak takdir edilir.

Ynt: Temyiz By: eska Date: 21 Aralýk 2009, 01:57:07
sa allah razý olsun hocam.
ben2. sýnýftayým bu ünitelere devam etmeyi düþünmüyormusunuz.en azýndan ara sýnava kadar ünite inte yazsaanýz ne  kadar memnun olacaðýz..
Ynt: Temyiz By: neslinur Date: 21 Aralýk 2009, 02:19:53
ve aleykum selam öncelikle  hoþgeldiniz kardeþim sitemize daimi birliktelikler dileriz
Bu linke týklayýn inþ

http://www.ilimdunyasi.com/arapca-dersi/ilahiyat-arapca-onlisans-sesli-anlatim/
Ynt: Temyiz By: kardelen Date: 22 Aralýk 2009, 23:06:43
teþekkürler elinize saðlýk
Ynt: Temyiz By: imam52 Date: 26 Aralýk 2009, 18:37:25
yav imam-hatip bitti ilahiyat 1 bitti 2. sýnýftayým.
bunca yýldýr þu temyiz konusunu bir türlü kavrayamadým.
bakalým nasýl baþa çýkacaðýz
Ynt: Temyiz By: AYÇÝÇEÐÝ Date: 10 Ocak 2010, 23:15:37
teþekkürler ellerinize saðlýk konularýn devamý olur inþallah
Ynt: Temyiz By: mega23 Date: 12 Ocak 2010, 20:27:20
emeðinize saðlýk Allah razý olsun biþey sorucam bende ilahiyat 2.sýnýftayým acaba tamyiz bildiren kelimeleri gruplar halinde bulabilirmiyim mesela aðýrlýk birimleri , ölçü birimleri gibi gruplandýrýlmýþ þekli varmýdýr?
Ynt: Temyiz By: AYÇÝÇEÐÝ Date: 15 Ocak 2010, 02:20:06
birinci sýnýfý çok güzel hazýrlamýþsýnýz ikinci sýnýfýda hazýrlarsanýz bizi mutlu edersinizarapçada çok zorlanýyoruz

Ynt: Temyiz By: mega23 Date: 12 Þubat 2010, 16:38:20
Allah razý olsun emeðinize saðlýk


radyobeyan