Duysal Bey Ve Nefis Efendi... By: selsebil Date: 19 Eylül 2009, 22:46:36

( Hepimiz bu yazýda ki Duysal Bey karakterindeyiz!)
Güneþin battýðý, gökyüzünün karardýðý, sokaklarda yoðun bir insan trafiðinin yaþandýðý sýradan bir gündü. Bu günü farklý kýlansa Anneler günü olmasýydý.
Üç gün önce anlaþmýþlardý Deniz Haným ve eþi Duysal Bey. Deniz Haným donanýmlý, muhteþem bir yemek hazýrlayacak ve her ikisi de Annelerini davet edip “Anneler günü” vesilesiyle onlarýn gönüllerini hoþ edeceklerdi.
Akþam olmuþ, anneler gelmiþti. Deniz haným da özene bezene hazýrladýðý yemeklerle kurmuþtu sofrayý. Hep beraber yemeðe baþladýrlar. Sofraya kolayý getirmeyi unutmuþlardý. Duysal Bey eþine hafif tebessümle dolaptan kolayý almasýný istedi. Deniz Haným ise kendisinin mutfaða daha yakýn olduðunu, onun getirmesini söyledi. Ýkisi de bu iþi birbirinden bekliyordu. O sýrada Duysal Beyin annesi Damla Haným kalktý. Bu iþ Duysal Beyin epey aðýrýna gitmiþti. Kola gelmesine raðmen aralarýnda ki tartýþma hararetle ve yüksek ses tonuyla devam ediyordu. Duysal Bey dayanamayýp Deniz Hanýma bir þamar attý. O da karþýlýk vermek isterken, üzerine doðru gelen tokatlar ve hakaretler devam ediyordu. Derken ev birbirine girmiþti. Deniz Hanýmýn feryatlarýyla ve Annelerin ayýrmasýyla Duysal Bey sakinleþebildi. Sinirlerine hâkim olmak için evden ayrýldý. Arkadaþý Vicdan Efendi ve Akýl Efendiyi arayarak Mogan Gölü kenarýnda ki lokantada buluþmaya karar verdiler. Lokantada buluþtular, fakat tek bir kiþinin oturduðu masanýn dýþýnda boþ masa yoktu, hepsi doluydu. Müsaade isteyip tek kiþinin bulunduðu masaya oturdular. Biraz sessizliðin ardýndan tanýþma faslý baþlamýþtý. Ýsminin Nefis Efendi olduðunu söyleyen bu kiþi ile kýsa sürede kaynaþmýþlardý da… Nefis Efendi çok orijinal espriler yapýyordu. Akýl Efendinin bir þey dikkatini çekti. Herkes gülmesine, neþeli olmasýna raðmen Duysal Bey mutsuz gözüküyordu. Mutsuzluðunun sebebini sordu Vicdan Efendi. Ýlkin herhangi bir probleminin olmadýðýný dile getirdiyse de lisan-ý halinden bir probleminin olduðu anlaþýlýyordu. Arkadaþlarýnýn ýsrarý üzerine Duysal Bey mutsuzluðunun sebebinin evde yaþadýðý tartýþmadan kaynaklandýðýný söyledi ve ayrýntýlarý anlatmaya baþladý. Mutsuzluluðunun sebebinin de bu olduðunu ve piþmanlýðýnýn bir türlü dinmediðini söylüyordu. O sýrada Nefis Efendi söze baþlamak istedi. Duysal Bey ile Nefis Efendi aralarýnda þöyle bir diyalog baþladý:
― Bak Duysal Bey! Henüz yeni tanýþtýk sizlerle. Fazla yorum yapmak istemiyorum. Zira yaptýklarýnýn hepsini yerinde yapýlan birer davranýþ olarak görüyorum. Hem sen erkeksin. Senin iþin ayrýdýr Deniz Hanýmýn iþi ayrýdýr. Senin iþin evi geçindirmektir. Neden sofrayý kurmada eþine sen yardým edesin ki? O senin yerine iþte çalýþýyor mu? Evi geçindirmekte sana muavin oluyor mu? Bence sen piþmanlýðýndan vazgeç! Býrak Eþin piþman olsun!
Ýlkin Nefis Efendilerin söyledikleri Duysal Beyin hoþuna gitmiþti. Bir an düþündü. Nefis Efendiyle yeni tanýþtýklarý için tarafsýzca yorum yaptýðýna inanýyordu. Bir nebze de olsa gerginleþen yüz hatlarý yumuþamaya baþladý. Tam o sýrada Akýl Efendi lafa baþladý:
― Bak Duysal Bey. Bu Nefis Efendinin söyledikleri hiç de kafama yatmadý. Eþin ‘evi geçindirmekte sana muavin oluyor mu?’ sözü çok saçma geldi bana. Hem mantýklýca düþündüðümüzde Deniz Haným o kadar emek harcayýp yemeði sadece kendisine yapmýyor ki! Kendisi için evi derleyip toparlamýyor ki! Hani hayat müþterekti?
Tam o sýrada bir diðer dostu Vicdan Efendi konuþmaya baþladý:
― Ben de sizleri þaþkýnlýkla dinliyorum. Akýl Efendinin dediklerine de tamý tamýna katýlýyorum. Eðer her ikinizde annelerinizi davet ettiyseniz, her ikinizde onlara eþit þekilde hizmet etmeniz gerekiyordu. Hem sen o sýrada sinirlerine hâkim olmalýydýn. Cenab-ý hak buyuruyor ki; “kim zerre kadar iyilik yaparsa onun mükâfatýný görür, kim zerre kadar bir kötülük yaparsa onun cezasýný görür”1. Yani Deniz Hanýma yaptýðýn bu iþkencenin karþýlýðýný elbette ki göreceksin. Biliyorum her ne kadar Nefis Efendi söyledikleriyle seni biraz rahatlattýysa da bence asýl zararda olan sen oldun! Bir an evvel eve gitmeli olanlar için özür dileyerek tekrar mutlu bir ortam oluþturmalýsýn.
Nefis Efendi can kulaðýyla olanlarý dinliyordu. Ýçinden bir “of” geçirdi. “sizde kimsiniz, neden iþime karýþýyorsunuz? Ne güzel aldatýyordum. Benim istediðim olmalý. Kesin onu kandýrmalýyým. Ne yapýp etmeli seni aldatmalýyým Duysal Bey.”
Tekrardan söze baþladý Nefis Efendi:
― Bak Duysal Bey! Sen gel kardeþini dinle, benden sana zarar gelmez. Hem seni yeni tanýyan biri neden senin kötülüðünü istesin ki? Maksadým derdinize bir nebze de olsa derman olmaktý. Öteki arkadaþlarýn söyledikleriyle eþinin benliðini kabartýrsýn. Boþ ver olan olmuþ! Sana bir tavsiyem olacak. Bence sen 1 hafta eve uðrama, arkadaþlarýnda kal, bak o zaman eþin nasýl seni arayýp piþmanlýðýný dile getirecek görürsün. Hem o zaman kimin haklý olduðunu da anlarsýn.
Duysal Bey cevap verir:
― Olmaz Nefis Efendi. Bu aþamada kendi baþýma karar almam pek de saðlýklý ol(a)maz. Arkadaþým Akýl Efendiye danýþmam lazým. Akýl Efendi sen ne düþünüyorsun bu konuda?
― Efendim baþýmýz üstünde yerin var ama bence bu Nefis Efendi seni aldatmaya çalýþýyor. Hem o kadar küçük bir mesele için eþinle olan münasebeti germeye deðer mi yahu! Bence Nefis Efendinin bunda bir menfaati vardýr muhakkak. Eðer sana bir menfaati dokunmayacaksa neden bu kadar ýsrar ediyor ki?
Vicdan Efendi söz istedi:
― Akýl Efendiye katýlýyorum. Menfaati olamayan bir iþ için bu kadar ýsrar edilmez. Hem seni aldatýp, Günahkârlar Topluluðuna iltihak ettirmek istiyor. Bence gel buradan gidelim. Nefis Efendiden uzaklaþmaya çalýþalým!
Akýl Efendi, Nefis Efendi, Vicdan Efendi ve Duysal Bey arasýndaki münazara devam ediyordu ki yanlarýna beyaz tenli, nur yüzlü biri yaklaþtý.
Adý Hizmetkâr olan bu adam ile Duysal Bey arasýnda þöyle bir diyalog geçer.
― “Sende kimsin?
― Ben hizmetkârým, týpký senin gibi
― Ýyi de ben hizmetkâr falan deðilim?
― Düþünmeden karar verme. Aslýnda herkes hizmetkâr deðil mi? Herkes birilerine hizmet etmiyor mu?”2 Yaþadýðýn sýradan bir günü düþün, hatta anneler gününü. Eþin size hizmet edip onca yemeði hazýrlamamýþ mýydý?
― Doðru söylüyorsun da bizi nerden buldun, bunlarý nerden biliyorsun?
― Herkes birilerine hizmet ediyor dedik ya! Her þeyi bilmek zorunda da deðilsin. Hizmetkârlarýn bir özelliði bu, nerede ne olduðunu Cenab-ý Hak ilham olarak verir onlara. Belki yardýmýma ihtiyacýnýz var diye gelmiþtim?
― Ýyi etmiþsin gelmiþsin. O zaman ben ve diðer arkadaþlarým arasýnda geçen þu tartýþmaya bir açýklýk getir ve son noktayý koyalým.
Aralarýnda ki diyalog devam ediyordu. Hizmetkârýn bir özelliði de, herkese görünmüyor olmasýydý. Yani Duysal Bey dýþýndaki diðer arkadaþlarý onu göremiyordu. Hizmetkâr, ikna edici metodlarla Duysal Beyi ikna etmeye çalýþmaya devam ediyordu:
―Bak Duysal Efendi. Yaþýn olmuþ 35. Bunca yýl kimseye zararýn dokunmadý, kimsenin canýný acýtmadýn, her zaman hak ve hakikatin yandaþý oldun. Hem bak Vicdan Efendi gibi bir de arkadaþýn var. Nefis Efendiye uyup asýl zararda olan kendin olduðunu, muhakkak ki bunun hesabýnýn senden sorulacaðýný ve bunun için bir an evvel geri gidip mutlu bir ortam oluþturmaný sana o kadar güzel izah etti. Böyle bir arkadaþýn olduðu için ve senin her zaman haramdan, kötülükten uzak durmaný; daima hak ve hakikatin yandaþý olmaný, öfkene yenilip hislerinle hareket etmemen gerektiðini anlatýp sana yardýmcý olduðu için ne kadar þükretsen azdýr. Ama anlaþýlan mutmain deðilsin. Onun için bende sana Nefis Efendinin hileleriyle ilgili Bediüzzaman Hazretlerine ait olan birkaç veciz söz söyleyeyim.
― “Nefis daima kötülüðe sevk eder”3
“Nefis ise þeytaný her vakit dinler”4
“Þeytaný dinleyen bir nefis, kusurunu görmek istemez”5
Bunlar seni tatmin etmek için kâfi olsa gerek.
― Allah senden razý olsun Hizmetkâr’ým. Gerçekten yaptýklarýmdan dolayý artýk piþmaným. Sizlerde þahit olunuz ki baþta eþim olmak üzere hiçbir kimseye zerre kadar kötülüðüm dokunmayacak. Ben eve gider gitmez kendisinden özür dileyip, hakkýný helal etmesini isteyeceðim. Fakat aklýma bir þey takýldý.
― Buyur sor Duysal Efendi.
― Her zaman bizi kötülüðe sevk edecek, daima þeytaný dinleyecek, kendi kusurunu görmeyecek olan bu zalim Nefis Efendiyi nasýl yola getirebiliriz?
― Bak Duysal Efendi, her þeyin bir usulü ve adabý var. Nefis Efendiyi yola getirmek için, Ramazan çölündeki Oruç Daðýna 30 günlüðüne sürgüne gönderilmesi lazým. Bunun dýþýnda baþka hiçbir yolu yok.
― Ama Efendim. Nefis Efendiyi Oruç Daðýna Sürgüne gönderme yetkim yok? Henüz yeni tanýþtým kendisiyle!
― Nefis Efendiye;“Eðer 30 gün Ramazan Çölündeki Oruç Daðýnda aç ve susuz kalabilirsen seninle olan arkadaþlýðým devam ettirmekle beraber, senin teklif edeceðin her þeyi de kabul edeceðim” diye teklif et. Tahminimce kabul edecektir.
― Artýk asýl piþmanlýðý Nefis Efendi gibi biri ile tanýþmamdýr. Keþke karþýlaþmasaydýk kendisi ile! Ben bir an evvel onu ramazan çölüne götürüp onu ýslah etmem lazým.
― Hadi sana kolay gelsin Duysal Efendi.
― Sað olasýn Hizmetkârým.
Duysal Bey Hizmetkârýn söylediklerini Nefis Efendiye teklif eder.
― “Ben de sizi çok sevdiðim için sizle olan arkadaþlýðýmýn devam etmesini isterim açýkçasý. Onun için eðer sen de benimle gelirsen bu teklifini kabul ederim.” cevabýný alýr.
En son Duysal Efendi ile Nefis Efendi Oruç Daðýna 30 günlüðüne giderler.
30 Gün Sonra
Nefis Efendinin ýslah olmasý için fedakârlýkta bulunan Duysal Bey de, 30 gün Oruç Daðýnda kaldýktan sonra geri dönerler. Onca zamanýn ardýnda “eþime attýðým þamar dahi bende ki Nefis Efendinin yönlendirilmesiyle oldu. Ama bu yaþadýklarým artýk benim için birer ibretlik derstir. Artýk kötülüðe sevk eden Nefis ile deðil, Akýl ile düþünerek, Vicdanýmýn da tasdikiyle hareket edeceðim” düþüncesi belirir Duysal Beyde. Ve eve geldiðinde yaptýðý ilk iþ hanýmýndan hakkýný helal etmesini, bir daha kesinlikle kendisine hiçbir zararý dokunmayacaðýný ve artýk ev iþlerinde de kendisine yardým edeceðinin sözünü vermesi olur.
Dipnotlar
1- Zilzal Süresi 7,8.ayet
2- Hizmetkâr kim? s.19
3- 28. Lem’a s.274
4- 14.Lem’a s.78
5- 13.Lem’a s.91
Özkan ERDEM
Ynt: Duysal Bey Ve Nefis Efendi... By: hafizvuslat Date: 20 Eylül 2009, 22:36:20
Nefsimizle nasil bas edecegiz Yarabbi sen bizlere yardim eyle,bizleri basi bos kendi halimizde birakma.Hayatimiza isik olan mubarek yol gosterenlerden bizleri ayirma...
Guzel bir kissa ile gunumuzdeki bir cok basit ama onemli olup gozumuzden kacan nefsimizle samimiyetimizi anlatmissin,ona ne kadar cabuk aldanabiliyoruz...
Allahim sen bizleri affet,bize nefsimize direnme gucu ver...
Paylasim icin tesekkurler,cok ilginctirki,tamamen aradigim bir konu idi,veya okumamin gerektigi anda onume cikan bir konu bu.Emegine yuregine saglik selsebil.
Ynt: Duysal Bey Ve Nefis Efendi... By: selsebil Date: 20 Eylül 2009, 23:15:35
Rabbim ihtiyaca binaen nimetlerini gönderiyor hafýzým elhamdulillah
Nefis mücadelesinde akýl ve vicdanýmýzý ön planda tutmak duasýyla
Allah yar ve yardýmcýmýz olsun bu imtihanda...