Evleneceklere, evini yenileyeceklere! By: selsebil Date: 19 Eylül 2009, 15:19:45

“Aile Çatýrdýyor!”
Bireyin ve toplumun sorunlarýný dert edinen ve bu sorunlara çözüm arayýþýnda kafa yoran her ‘çilekeþin’ feryadýdýr bu alt baþlýk… Çünkü bir insana, kendisini ‘iyi bir insan’ yapacak temel deðerlerin bir aidiyet duygusuyla benimsetildiði en temel yerdir aile.
“Çekirdek” ailelerin kalitesi ise, oluþturacaklarý ‘toplum ormanýnýn’ ne denli derli-toplu, ne denli gür ve ne denli saðlýklý aðaçlardan oluþacaðýný belirlemektedir. Bu itibarla aile yapýsýndaki en küçük bir sapmanýn dahi, yetiþmekte olan bireylerde ve bir adým ötesinde tüm toplumda, çok etkili yansýmalarý olmaktadýr.
Ancak, aileyi oluþturan bireylerin maddenin ve baþarýnýn kutsandýðý bir devirde, “geçer akçe” olarak 'madde' telkiniyle daha anaokulu çaðýnda yollara koyulmalarý; maddiyatý, bir vazgeçilmez olarak neredeyse aile baðlarýnýn dahi önüne geçirmiþ durumda.
Fakir kardeþ, iþsiz kuzen ya da daha ‘düþük’ bir sosyal statüdeki bir yakýn, sahip olduðu ahlaka ve kemâlata raðmen mesafeli bir yaklaþýma muhatap kýlýnarak ezilirken; hakikatte belki de o yakýnýn týrnaðý dahi etmeyecek ‘hali-vakti yerinde’ ve “Helal olsun, gemisini yürütüyor” güruhuna dahil ve çok uzaktan, zorlama bir akrabanýn her haline severek katlanýlma zamanlarýný yaþamaktayýz…
Hal böyle olunca da; eskinin eðiten, dinleten, barýndýran ve yeri gelince de ‘frenleyen’ aile (ve dolayýsýyla toplum) yapýsý deðiþmiþtir. Öylesi ailelerin yerini ise “dar birliktelikler” almýþ durumda… Yani sayýlarý hem de azýmsanmayacak ölçüde ‘babasýna dahi güvenmemeyi’ iþ bilme sayan ve herkesi, kollanmasý gereken potansiyel rakipler ya da düþmanlar olarak gören; zorunlu kan baðýnýn bir araya getirdiði, -iþin belki de en acý tarafý ise- içinde bulunduklarý vaziyetin farkýnda dahi olmayan kiþilerin oluþturduðu “dar birliktelikler”…
Dünyaya geliþinden itibaren Sekülarizmin, bireyselliðin, Materyalizmin vs.nin sýð telkinlerine alabildiðine muhatap olmuþ bireylerin kuracaðý ve adýna “günümüz ailesi” diyebileceðimiz bu birlikteliklerin, ideal anlamdaki bir aileye ait vasýflarýn ne kadarýna sahip olabileceði; ve böylesi bir ailenin, çocuklarýna hakikatte hayýr olan þeylerden ne nispette verebileceði de ortadadýr. Yetiþkinliðe bir türlü adým atamamýþ, fedakarlýðý ‘kendini ezdirme’ addeden bencil iki insanýn kuracaðý bir “aile”; çocuklarý için, kendi odalarýnda büyümelerinin beklendiði bir ‘çile koðuþu’ ve de anne-babalarýnýn bir iktidar mücadelesi alaný olarak, “bir an önce büyüyüp kaçýlmasý gereken” bir yerdir de ayný zamanda…
Hayatýnýn her döneminde insana etkilerini hissettiren bazý deðerlerin ailede edinildiðini de düþünecek olursak; imana, ahlaka, karaktere, kültüre yönelik temellerin atýldýðý -yahut atýlmadýðý-; bu temeller üzerine çeþitli kaidelerin bina edildiði -yahut edilmediði- bir yer olarak aile hakkýnda þunu çok rahatlýkla söyleyebiliriz ki: “Aile, kiþinin dünyada da, ahirette de huzurlu olup-olamayacaðýna etki eden sosyal kurumlarýn en baþýnda gelmektedir.”
Nitekim, toplumun-cemiyetin ve ailenin aslî görevlerinden olan ‘olgun bireyler yetiþtirme’ niteliklerinden uzaklaþ(týrýl)malarý, nicelik yönünden günümüzdeki olgun insan azlýðýný da bir derece açýklamakta…
Bundan dolayý, din ve iman hakikatlerini ‘yaþayýþla anlatmanýn’ etkisi ve makbuliyeti ortadayken; insanlarýn, bu hakikatleri yaþantýlarýndan “model” alabilecekleri kiþilerin sayýsý, bilhassa ‘bu imaj asrýnda’ çok büyük bir öneme haiz durumdadýr.
Çünkü her insaf sahibi kabul eder ki; geçmiþte bile, ‘hazzýný’ hayatýnýn gayesi görenlere oranla, kendi mutluluðunu baþkalarýnýn huzuruna ve kurtuluþuna çalýþmakta görenlerin ya da “himmeti milleti olanlarýn” (1) sayýsýnýn daha çok olduðu toplumlarda ne türden “güneþlerin” doðduðuna, ‘gerçek tarih ilmi’ þahitlik yapmaktadýr.
Üstelik bu “post-modern ahirzamandan” önceki devirlerde, ‘aðaç yaþken eðilir’ misali, kiþinin doðru yöne ‘eðilmesinin’ ailesince saðlanamadýðý durumlarda bu açýðý, (aslýnda olmasý gerektiði þekliyle) ‘baþka doðru insanlarýn kurduðu ailelerden oluþan toplumu’, yani kiþinin “büyük ailesi” doldururdu. Böylece kendisine de, ailesine de, toplumuna da zararlý olacak kiþiliklerin zuhur etmesi, büyük oranda engellenmiþ olurdu.
Oysa bugün o ‘büyük aile’, darmadaðýn edilmiþ durumdadýr neredeyse… Buna raðmen bugün ehl-i dinden “mahalle baskýsý” gördüklerine dair feryat atanlarýn; baský deðil de, tasvip etmeme hakkýný kullanan ve o ‘eski müspet mahallelerini arayan’ insanlarýn hislerinden haberdar olabilmeleri ise, ne yazýk ki pek mümkün görülmüyor…
Ýþte tam da burada, Sýddîklerle (doðrularla) beraber olmanýn sýrrý ve gerekliliði (2); kiþinin iyiliðe sevk eden-kötülükten de sakýndýran (3) çevrelere sahip olabilmesinin -özellikle de günümüzdeki- “zorunluluðuyla” daha iyi ortaya çýkmaktadýr. Çünkü o sýddîk dostlar, bireye, fenalýða meyyal nefsin telkinlerine alternatif ve sosyalliðin müspet ‘tarzda’ gerçekleþtirilebileceði bir çevre sunabilirler.
Bundan dolayý o sýddîklerden uzak durmamak, o “iman kalelerinden” ayrý düþmemek gerekir.
Yoksa insanlýk tarihi bize, bizzat ailesinin ya da –sýddîk olmayan- arkadaþlarýnýn daha bu dünyada iken bile uçurumlara sürüklediði bir dolu biçareden haber veriyor!. Nitekim bir Hadis-i Þerifte beyan buyrulduðu üzere, Ýslam fýtratý üzerine doðmasýna raðmen, ailelerince bu ‘fýtrat dinden’ uzaklaþtýrýlan insanlarý da hatýrladýðýmýzda, mesele tam yerine oturmaktadýr (4).
Ne diyelim, ne mutlu o sýddîklerle daha ana kucaðýndayken, kendi aile fertleri olarak tanýþabilenlere;
ve ne mutlu bu imkaný bulamasa da, o sýddîkleri bulabilenlere…
Kaynakça:
1-Tarihçe-i Hayat, Envâr Neþr.,Ýst.1989,s.99.
2-"Ey iman edenler! Allah'dan korkun ve doðrularla beraber olun."-Tevbe Sûresi-9/119; ve Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edilen bir hadisde, Rasûlullah (s.a.s.)buyurmuþtur ki: “Kiþi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden kiþi kimi dost edineceðine iyi baksýn.” Tirmîzi, Zühd-2378, Ebû Dâvûd, Edeb-16.
3- Müslümanlardaki “sosyal sorumluluk” diðer þer’î delillerden önce, "Yavrucuðum! Namazý kýl, iyiliði emret, kötülükten sakýndýr” vd. -Lokman Sûresi-31/17 ile; “iman edip salih amel iþleyenler, hakký ve sabrý tavsiye edenler” –Asr Sûresi-103/3 gibi bir çok ayette de geçtiði üzere, en baþta Kur’ân’la dahi sabittir.
4- “Her çocuk, Ýslâm fýtratý üzerine dünyaya gelir. Bundan sonra anne ve babasý yahudi ise, onu yahudi; hristiyan ise, hristiyan yapar.” Buhârî, Cenâiz 79, 80, 93; Müslim, Kader 22-25.
Mustafa KURT
Ynt: Evleneceklere, evini yenileyeceklere! By: HALACAHAN Date: 28 Temmuz 2016, 02:47:50
Rabbim yuva kurmak için adým atan ve buna hazýrlanan herkese yardým etsin ..Biz gençlere de kanaatkar olmayý nasip etsin ..Anlayýþ sevgi saygý nasip etsin ..
Ynt: Evleneceklere, evini yenileyeceklere! By: Bilal2009 Date: 08 Eylül 2019, 13:47:58
Esselamü aleyküm Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Evleneceklere, evini yenileyeceklere! By: ceren Date: 08 Eylül 2019, 15:58:13
Esselamu aleykum. Aile birliðini ýslami temeller üzerine kuran ve allahýn emir ettiði þekilde ailesi ile yaþayýp huzura mutluluða erisen kullardan olalim inþallah. ..
Ynt: Evleneceklere, evini yenileyeceklere! By: Sevgi. Date: 09 Eylül 2019, 07:57:40
Aleyküm selâm. Rabbim tüm yuvalara hayýrlar huzurlar versin inþaAllah
Bilgiler için Allah razý olsun kardeþim