Sizden Gelenler(Amel-Ýbadet-Kulluk)
Pages: 1
Nefsin terbiye edilmesi By: hafiza aise Date: 04 Ekim 2012, 17:28:17
Nefsin terbiye edilmesi


Necmettin Demir: “Nefis nedir? Nefsin ne gibi makamlarý vardýr? Nefis terbiyesi nasýl olur?”

Kiþi ve zât demek olan nefis, insanýn maddî-mânevî öz varlýðýný ve öz benliðini oluþturan bir iç mayadan ibârettir. Kur’ân’da nefis bazan aþýrý ve ilkel istek sahibi mânâsýnda “emmâre”1; bazan kendisini yargýlayan, kýnayan ve günahlardan içi darlaþan bir öz varlýk olarak “levvâme”2; bazan hayvânî ve þehvânî isteklerin hükmünden kurtulup ubûdiyet makâmýnda Ýlâhî nûrla tatmin olduðu anlamýnda “mutmainne”3 sýfatlarýyla, yani makamlarýyla anýlýr. Kur’ân ayrýca nefislerin bazan ilham aldýklarýný4; bazan kemâlâtta felâha erdiklerini ve kurtulduklarýný (5); bazan Rabb-i Rahîm’den râzý olduklarýný, Rabb-i Rahîm’in de kendilerinden râzý bulunduðunu6 kaydeder. Ve Cenâb-ý Hak râzý olduðu nefislere, “Has kullarým arasýna gir! Cennetime gir!”7 buyurur. Diðer yandan nefisleri uyarýr: “Onlar ki, küçük günahlar dýþýnda büyük günahlardan ve fuhþiyâttan sakýnýrlar. Þüphesiz Rabb’in geniþ maðfiret Sahibidir. Rabb’in sizi topraktan yarattýðý sýrada ve sizler annelerinizin karýnlarýnda ceninler iken sizin hallerinizi en iyi bilendir. Öyleyse nefislerinizi temize çýkarmayýn! Sakýnaný en iyi O bilir”8 buyurur.

Nefsin bu sýfatlarý hiç þüphesiz duraðan deðildir. Yani bu sýfatlarý bir merdivenin basamaklarý kabul ettiðimizde, nefisler için yükseliþ ve iniþ, ölüme kadar her zaman mümkündür. Îman, ibâdet ve taat yükseliþine; isyan, tuðyan ve günahlar iniþine neden olur. Nefs-i emmârenin, levvâme veya mutmainne makamlarýna yükseliþi halinde bile, silâhlarýný ve cihâzâtýný asâba devrettiðini beyan eden Bediüzzaman Hazretleri, asâb ve damarlarýn o vazîfeyi, yani “emmâre” vazifesini ömrün sonuna kadar gördüðünü, dolayýsýyla nefs-i emmâre çoktan ölmüþ olsa bile eserlerinin damarlarda yaþadýðýný; bundan dolayý çok büyük asfiyânýn ve evliyânýn nefisleri “mutmainne” makâmýnda olduklarý halde, nefs-i emmâreden þikâyet ettiklerini kaydeder. (9)  Â

Saîd Nursî Hazretlerine göre, “Nefislerinizi temize çýkarmayýn.” âyeti, nefsin en ilkel haline karþý bizi uyarmaktadýr. Þöyle ki: Ýnsan cibilliyeti ve fýtratý hasebiyle nefsini sever. Hattâ evvelâ yalnýz nefsini sever; baþka herþeyi nefsine fedâ eder. Mâbuda lâyýk bir tarzda nefsini metheder. Mâbuda yaraþan bir tenzîh ile nefsini ayýplardan tenzih eder ve berî görür. Elden geldiði kadar kusurlarý kendine lâyýk görmez ve kabul etmez. Nefsine tapar bir tarzda kendini þiddetle müdafaa eder. Hattâ fýtratýnda derc edilen ve yalnýz Mâbud’unun hamd ve tesbihi için kendisine verilen duygularý ve istidâtlarý kendi nefsine sarf ederek, “Nefsinin arzusunu kendine Ýlâh edinip her emrine uyan kimseyi gördün mü?”10 sýrrýna mazhar olur.

Neticede, gerçekte “acz” içinde yuvarlanan nefis, kendisini üstün görür, kendisiyle gururlanýr, kendisini beðenir. Oysa kulluk makâmý, Allah’ýn azameti ve büyüklüðü karþýsýnda, kendi acziyetini idrâk etmeyi gerektirmektedir.

Ýþte bu mertebede nefsin tezkiyesi ve terbiyesi, nefsi tezkiye etmemektir, yani nefsi günahlardan berî görmemektir. Yani nefsi temize çýkarmamaktýr. Nefsin günahlardan arýnmasý ve temizlenmesi için bu þarttýr. Çünkü, “acz” içinde olduðunu idrâk eden nefis, gururlanmaz, kendisini büyük görmez; “ubûdiyet” yoluna girer. Ubûdiyet yolu ise onu, mahbûbiyete, yani Allah’ýn sevgili bir kulu makâmýna yükseltir.

Bediüzzaman’a göre nefis bazen kendisini unutur. Ölümü baþkasýna verdiði; fenâyý, zevâli ve yokluðu, kendi üzerine almadýðý gibi; külfet, hizmet ve ibâdet makâmýnda, yani Allah’ýn emirlerine muhatap olma makâmýnda da, kendini unutur. Nefis, kendini Allah’ýn emirlerine muhatap saymak istemez.

Fakat ücret almaya ve lezzetlerden istifâde etmeye gelince öne atýlmakta ve þiddetle istemektedir. Yani lezzetlerde nefis kendini unutmamaktadýr. Ýþte, nefsin emmâre makamý budur. Nefsin bu vahim hâline, “Allah’ý unutup da, Allah’ýn da nefislerini kendilerine unutturduðu kimseler gibi olmayýn. Onlar yoldan çýkmýþ kimselerdir”11 âyeti iþâret etmektedir.

Nefsi bu makâmda tezkiye, tathîr ve terbiye etmek, yani arýndýrmak, bu hâlin aksini telkin etmekle mümkündür. Yani nefsin unutkanlýðý ile örtüþecek bir biçimde, lezzetlerde, tatlarda, ihtirâslarda, menfaatlerde ve ücretlerde nefsi unutmak. Ýbâdet, hizmet, faaliyet ve ölüm gibi nefsin sevmediði hallerde ise nefsi unutmamak. Yani hizmetlerden geri durmamak, öne atýlmak. Her an ölümü beklemek ve hazýrlanmak. 12

Böylece nefis kendisinin “fakr” içinde olduðunu unutmaz. Bu idrâk onu Allah’ýn Rahmân ismine ulaþtýrýr. Yani nefis kendi fakirliðini bilmesine raðmen, bu fakirliðe aldýrmaz ve daha dehþetli bir fakirlik olan ölümün her an kapýda olduðunu hissederek, hizmetlere atýlýr ve ibâdetlerde ön safta yer alýrsa; Rahmân ismi o nefsi kucaklar, ihâta eder, þefkat eder, nîmetlerini bollaþtýrýr, bereketini arttýrýr, hadsiz sevaplar verir; ölümden sonra da o nefsi fakir ve yoksul býrakmaz. O nefse rahmet eder.
Â
Dipnot:
1-Yûsuf Sûresi, 12/53; Þems Sûresi, 91/10;
2-Kýyâme Sûresi, 75/2; Tevbe Sûresi, 9/118;
3-Fecr Sûresi, 89/27;
4- Þems Sûresi, 91/8;
5-Þems Sûresi, 91/9;
6-Fecr Sûresi, 89/28;
7-Fecr Sûresi, 89/29, 30;
8-Necm Sûresi, 53/32;
9-Mektûbât, s. 316;
10-Furkân Sûresi, 25/43;
11-Haþir Sûresi, 59/19;
12-Mektûbât, s. 443.


süleyman kösmene


Ynt: Nefsin terbiye edilmesi By: ceren Date: 29 Ekim 2016, 14:09:02
Esselamu aleykum.Rabbim bizleri onun yolunda giden ve nefsini terbiye edip islam yolunda hizmet eden ve kurtulusa eren kullardan eylesin inþallah...

radyobeyan