Ecel ve sebepler By: hafiza aise Date: 25 Eylül 2012, 15:15:35
Ecel ve sebepler
Mustafa Bey: “Kaderle ölüm arasýnda nasýl bir baðlantý vardýr? Sebepler dairesinde yapýlmasý gereken her þeyin eksiksiz ve zamanýnda yapýlmamasý sonucunda ölümün vuku bulmasý da kader çizgisinin bir parçasý mýdýr? Doktorlarýn koyduðu yanlýþ teþhis ya da tedavinin geciktirilmesi ve buna benzer þeyler sadece kaçýnýlmaz son olan kader noktasýnýn sebepler dairesindeki görünen yüzü müdür?”
Hayat nasýl yüzde yüz Allah’a ait bir tasarrufsa, ölüm de yüzde yüz Allah’a ait bir tasarruftur. “O ki, hayatý da, ölümü de yarattý...” 1 âyeti bu hakikati ifade eder. Zaten hayatý veren Cenâb-ý Hakk’ýn, hayatý almayý baþkasýna býrakmasý eþyanýn tabiatýna da aykýrýdýr. Bedîüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle, bir yaratma ve takdir ile gelen hayatýn içinden ölümü çýkarýp alarak baþkasýna vermenin imkâný da, gereði da, anlamý da yoktur. 2
Fakat diðer Ýlâhî tasarruflar gibi, ölümde de sebepler rol oynar þüphesiz. Bunlar, baþta sadece emri uygulayan Azrail (as); sonra Azrail (as) ile aramýza konulan mûsibetler, hastalýklar, belâlar, ihmallikler, düþmanlýklar... vs.
Ölümde Azrail’in (as) suçu söz konusu olmaz. Fakat Azrail’den (as) beride bulunan ve ölüm getiren sâir sebeplerin suçlarý, kusurlarý ve hatalarý söz konusu edilir; sorulur, soruþturulur, araþtýrýlýr, mes’ûl tutulur ve bu mes’ûliyetle gerek dünyada, gerekse âhirette gerçek biçimde yargýlanýr. Ve yargýlama sonucunda adalet gereði verilen ceza ile de zulm edilmiþ olmaz. Çünkü ortada bir can telefi vardýr. Bir de telef olan canýn katili vardýr. Allah’ýn ölümü yaratmasý ile bir adamýn adam öldürmesi arasýnda çok, çok, çok büyük fark vardýr. Birisi yaratmadýr, diðeri öldürmedir.3 Birisi takdirdir, diðeri kötü fiildir. Birisi rahmettir, diðeri fitnedir. Birisi kemâlî bir fiildir, diðeri bazen ihmalkârlýktýr, bazen düþmanlýktýr, bazen kabalýktýr, bazen haddini aþmýþlýktýr.
Haksýz yere adam öldüren kiþi suçludur. Suçlu hiçbir zaman, “Yazý böyleydi; ben yazýlaný yaptým” diyemez ve suçtan kurtulamaz. Çünkü o yazýlaný yapmadý. O kafasýndaki düþmanlýðý ateþledi, beynindeki fitneyi gerçekleþtirdi, içindeki fesatlýðý harekete geçirdi. Yazýlan þey onun umurunda bile deðildi. O kafasýndaki düþmanlýðýn körüklemesiyle, kalbindeki fesadýn çekmesiyle ve içindeki fitnenin tahrikiyle yaptýðý eylem sonucunda karþý tarafa verdiði zararýn ve can telefinin hesabýný verecektir. Ona bu sorulacaktýr.
Çünkü Cenâb-ý Hak sebepleri tayin etmiþtir; ama sebeplerin ihmalkâr davranma, suç iþleme, tenbellik yapma, ihtirasýný tatmin etme, düþmanlýk yapma, tuzaða düþürme, fitne çýkarma, fesatta bulunma... vs. gibi olumsuz davranýþlarda bulunmalarýna izin vermemiþ, rýza göstermemiþ, yasaklamýþ, haram kýlmýþtýr. Ölümlerin sebeplere bakan yüzünde iþte bu suçlar ve kusurlar bulunmaktadýr.
Demek, olaylarýn içyüzlerinin Allah’ýn tasarrufunda oluþu, dýþyüzdeki bizleri sorumluluktan kurtarmaz. Biz olaylara iç yüzden bakamayýz. Biz yaptýklarýmýza, ettiklerimize, iþlediklerimize, ihmalkârlýklarýmýza, yani amellerimize ve davranýþlarýmýza bakarýz.
Biz amelimizden sorumluyuz. Biz bir yaþlý kadýný ihmalkârlýðýmýz sebebiyle ölüme terk ettik mi, etmedik mi? Biz düþmanlýðýmýz sebebiyle elimize silâhý alýp suçsuz adamý öldürdük mü, öldürmedik mi? Biz, meselâ, para kazanma hýrsýyla, yanlýþ tedavi uygulayarak bir günahsýzý sakat býraktýk mý, býrakmadýk mý?
Biz elimizle iþlediklerimizden sorumluyuz. Karþý taraf için ecelin gelmiþ olmasý bizi sorumluluktan kurtarmaz. Veya “Önceden sadaka vermiþ olsaydý, bu onun ölümünü geciktirecekti, en azýndan þimdi benim darbemle ölmeyecekti” diyemeyiz. Onun sadaka verip vermemesi, baþýný örtüp örtmemesi kendi ameliydi. Biz doktor idiysek görevimizi yapmalýydýk. Yaptýðýmýz kabalýðýn ve insanlýk dýþý davranýþýn hesabýný Allah bizden elbet soracaktýr.
Biz, öldürme kastýyla vurmaktan, öldürme niyetiyle hareket etmekten, görevimizi yapmamaktan, yanlýþ davranýþýmýzdan, kabalýðýmýzdan, hainliðimizden sorumluluyuz.
Öldürme kastýyla tetiði sýktýðýmýz halde, adam ölmemiþse, bu Allah’ýn bizi katil olmaktan, onu da maktul olmaktan kurtardýðýný; yani Allah’ýn her ikimizi de baðýþladýðýný gösterir. Ecelin gelip gelmediðine biz hükmedemeyiz; onu Allah bilir. Onun ecelinin çetelesini biz tutuyor deðiliz. Sadece bizi büyük bir cürüm iþlemekten Allah kurtarmýþtýr. Görevimiz; þeytanî ihtirasýmýzla kötülük yapmaya fýrsat vermeyen Allah’a þükretmektir.
Ama Allah dilerse baðýþlar. Dilerse ölüm niyetiyle saldýrýmýzý sonuçsuz býrakýr. Dilerse bizi büyük günah iþlemekten alý koyar. Bunlarý dilemek zorunda deðildir. Bu durumda biz, tetiði sýkmaktaki niyetimizle yargýlanýrýz. Mahþerde bize bu niyetin ve bu niyete baðlý davranýþýn sebep olduðu zararýn, kötülüðün, haksýzlýðýn, telefin, zulmün, insanlýk dýþýlýðýn ve vahþetin hesabý sorulur.
Dipnotlar:
1- Mülk Sûresi, 67/2.
2- Mektûbât, s. 13
3- Sözler, s. 431
süleyman kösmene
Ynt: Ecel ve sebepler By: sümeyra Date: 01 Aralýk 2012, 14:45:42
Rabbim razý olsun..Konuya açýklýk getirdiðiniz için..
Ynt: Ecel ve sebepler By: ceren Date: 18 Aðustos 2016, 18:19:19
Esselamu aleküm.Ecel vakti geldimi insan ne yaparsa yapsýn gününü deðiþtiremez.Bu yüzden insanýn ölmesini için ecelin gerçekleþmesi için sebepler gerekir.Rabbim eceli ile ve hayýrla ölmeyi nasip etsin bizlere inþallah...
Ynt: Ecel ve sebepler By: HALACAHAN Date: 18 Ekim 2016, 15:27:30
Aleykum selam ..Her canlý ölümü tadacaktir ve ölümüne bj sebebi olacaktýr..Her þeyin bir sebebi olduðu gibi .. Rabbim bizlere imanli bir olum nasip eylesin ..bizleri cennetiyle cemaliyle muserref eylesin bizleri ..Efendimize komsu eylesin ..