Teknoloji de haddini bilmeli By: hafiza aise Date: 13 Eylül 2012, 06:15:54
Teknoloji de haddini bilmeli!
Sibel Yýldýz: “Günümüz teknolojisinde çocuðun durumu kesin bilinebiliyor. Çocuðun sakat olduðunu kesin biliyorsak aldýrmalý mýyýz?”
1- Teknoloji herþey demek deðildir. Var olaný tesbit eder. Fakat ne yakýn geleceði, ne uzak geleceði bilemez, göremez ve keþfedemez. Ana rahmindeki ceninde bugün tesbit ettiði bir problemin, cenin daha ana rahminden çýkmadan þifâ ile sonuçlanýp sonuçlanmayacaðýna genellikle hükmedemez. Bugün görülen bir sendromun, yarýn bir iç denge ile kaybolup gitmeyeceðini veya bugün görülmeyen bir problemin yarýn ortaya çýkmayacaðýný kestiremez. Ön tedbirleri aldýktan sonra, Allah’a teslim olmaktan baþka çare var mýdýr? Nitekim, özürlü de olsa, her çocuk ve her insan Allah’ýn birinci derecede kuludur.
2- Ýnsanýn yaratýlýþý tamamen beþer kudretinin dýþýnda; tamamen Hâlýk-ý Kerîm’in hilkatiyle ve Fâtýr-ý Kadîr’in kudretiyle ve takdiriyle ilgili bir alandýr. Cenâb-ý Hakkýn takdir buyurduðu çocuk, takdir ettiði þekil ve biçimde ana rahmine bir çekirdek olarak düþer. Burada beslenir, geliþir, âzâsý teþekkül eder, kendisine ruh verilir; yani burada halk edilir. Bütün bu süreçlere bizim beþer olarak hiçbir müdâhalemiz yoktur. Her süreçte tamamen Allah’ýn dilemesi esastýr ve Allah’ýn emri hâkimdir. Kur’ân bu hakîkati, “Annelerinizin rahimlerinde sizi dilediði gibi þekillendiren O’dur”1 âyetiyle bildirir.
3- Çocuklarýn doðuþtan getirebilecekleri özürlerin temelinde yatan sebeplerle ilgili önceden bir dizi tedbir almak ve anne-babaya bir dizi uyarýlar yapmakta bir sakýnca yoktur. Meselâ, yakýn akraba evlilikleri yapýlmamasý,--varsa--kötü alýþkanlýklarýn sür’atle terk edilmesi, bilhassa annenin hâmilelik döneminde bebeðine olumsuz etki yapacak her türlü madde alýmýný kesmesi, hayýrlý bir evlât vermesi için Allah’a duâsýný eksik etmemesi, anne ve baba arasýndaki kan uyuþmazlýklarýnýn ve sâir olumsuz bulgularýn önceden tetkik edilerek gerekli tedbirlerin zamanýnda alýnmasý...vs. bunlarýn birkaçý ve baþlýcalarý. Bunlar fýtrî emirlerdir; bunlara muhakkak uyulmalýdýr. Çünkü fýtrî emirlere uymak bilhassa çocuk saðlýðýný olumlu etkileyecektir. Anne ve baba, titizliðini bu nokta üzerinde yoðunlaþtýrmalýdýr. Bu, meþrûdur ve câizdir.
4- Bununla berâber; sebepleri çok fazla abartýp, Allah’ýn kudretinden, emrinden, irâdesinden ve rahmetinden umudunu kesmek doðru bir davranýþ deðildir; tevhid inancýyla baðdaþmaz. Bilhassa dünyaya gelmek üzere olan çocuk hakkýnda teknoloji ne derse desin; Allah’ýn rahmetinden umudumuzu yitirmeyelim. Gelen çocuk için hayýrlýsýný isteyelim ve hayýrlý bir tarzda gelmesi için duâ edelim. Allah hayýrlý evlâtlar versin.
5- Ana rahminde yumurta aþýlandýktan sonra konumuzla ilgili olarak iki ana evre vardýr:
a) Ruh verilmeden ve kolu-bacaðý, kafasý ve sâir vücut âzâlarý belirmeden önceki ilk evre. Bu evre genellikle en fazla ilk yüz yirmi güne kadar sürer. Bu evrede cenin her geçen gün hýzla geliþmekte, her geçen gün yeni yeni teþekküllere kavuþmaktadýr.
Hayatî ve zorunlu mazeretin olmasý halinde, bu ilk evrede aþýlanmýþ yumurtanýn alýnmasýný âlimler mümkün ve câiz görmektedirler. Meselâ; kadýn hasta ve hamilelik durumu hastalýðýný arttýracak ise; veya hamileliðin kesin bir ölümle sonuçlanacaðý biliniyorsa, ya da anne emzikli olup hamilelikten dolayý sütünü elindeki çocuðundan kesmek zorunda kaldýðýnda babanýn çocuðuna bakamayacak ölçüde fakir olmasý halinde; yahut çevre aþýrý derecede bozuk olup, doðacak çocuðun fitne ve fesat ortamýnda büyümesinden korkuluyorsa ilk kýrk gün içinde ceninin alýnmasýný câiz görenler vardýr.
b) Ruh verildikten ve vücut âzâlarý teþekkül ettikten sonraki evre. Bu evre yaklaþýk yüz yirmi günden sonraki evredir. (Buradaki “yüz yirmi gün” rakamý, genel ve yaklaþýk olarak verilen bir rakamdýr. Kimi ceninler daha önce de vücut âzâlarý tanýnacak derecede teþekkül safhasýna girebilmektedirler.) Ana rahmine düþmüþ ve kolu-bacaðý-kafasý þekillenmiþ bir bebeðin, ultrasonla, çok daha net gösteren baþka cihazlarla veya testlerle ne kadar özürlü, sakat ya da ýrsî hastalýklý olduðu tesbit edilmiþ olursa olsun; aldýrmak cinâyet olur; câiz deðildir.
6- Demek, rûhu bulunan ve canlý olan en az yüz yirmi günlük bir cenin için artýk hangi sebep ve sonuç ortaya çýkmýþ olursa olsun; aldýrma ve imhâ etme yolu dînen bulunmamaktadýr. Çünkü o artýk bir beþerdir, bir insandýr, bir ferttir, Allah’ýn kuludur. O’na hayat veren de, rýzk veren de, ölüm takdir edecek olan da Cenâb-ý Allah’týr. Üstad Bedîüzzaman Said Nursî’nin ifâdesiyle, yaratýlacak çocukta binde dokuz yüz doksan dokuz hisse sahibi Hâlýk-ý Rahîm’dir.2
7- Çocuðun geliþim bozukluðu içinde olduðu varsayýmýný güçlendirebilecek bulgularýn, cenini almak için yeterli ve zorunlu bir sebep olduðu yolunda evhamlarý tahrik etmeye kanaatimizce gerek yoktur. Bizim tavsiyemiz: Anne ve babalarýn gerekli tüm sýhhî, týbbî ve sosyal tedbirleri önceden almalarý ve hâmilelik döneminde bebekte olumsuz iz ve etki býrakacak davranýþlardan uzak bulunmalarýdýr. Çocukta down sendromu, mongol veya baþka bir kalýtsal rahatsýzlýðýn bulunmadýðý yolunda az da olsa bir ihtimal varken, Allah’ýn takdirine güvenmeyip cenini telef etmek sorumluluktan uzak deðildir.
Dipnotlar:
1- Âl-i Ýmrân Sûresi, 3/6
2- Bedîüzzaman, Mektûbât, s. 80
Süleyman Kösmene
Ynt: Teknoloji de haddini bilmeli By: ceren Date: 23 Aralýk 2016, 20:24:08
Esselamu aleykum.Bir bebek ana rahmine dustugu anda ruhu cani uflenmistir.Teknoloji bebegin sagligi hakkinda bazen yanlisa dusebilir.Bu noktada anne ve babalarin allaha tevekkul edip dua edip cocugun doðmasýna musade etmelilerdir.Rabbim razi olsun paylasimdan...
Ynt: Teknoloji de haddini bilmeli By: HALACAHAN Date: 07 Ocak 2017, 12:05:16
Aleykum srlam .insaallah teknolojiyi ayatinda kullanan insanlardan oluruz