Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Risale-i Nur zaten sadedir By: hafiza aise Date: 31 Aðustos 2012, 13:17:37
Risale-i Nur zaten sadedir

1. En baþýndan söyleyeyim, Risale'nin sadeleþtirilmesine karþýyým ama bildiðiniz nedenlerle deðil. Risale-i Nur'un sadeleþtirilmesine karþý çýkmalarýn hepsini Risale-i Nur fanatikliðine yormak insafsýzlýktýr, had bilmezliktir. Hiçbir þey göründüðü gibi deðildir. Risale de öyle!

2. Hele de "Risale-i Nur vahiy mi ki, sadeleþtirilmesin!" gibi dengesiz bir muhakeme üzerinden yürümek saðlýklý düþünmeyi hepten sabote eder. Risale-i Nur vahiy deðil elbette. Ancak Risale-i Nur'un özel olarak belirlenmiþ dili, okuyucusunu vahyin anlam nehrine yakýnlaþtýrýr. Bir süre Risale okuyan biri-farkýnda olsun olmasýn-Kur'an kavramlarý üzerinde yürüyen ve esmâ-i hüsnâ eksenli bir konuþma diline kavuþur.
3. "Ýlham yoluyla" geldiðine ve "vehbî ilim" olduðuna dair kayýtlar üzerinden sadeleþtirmeye karþý çýkmak ise acze sarýlmak demeye gelir. Metni kutsallaþtýrma suçlamalarýna haklýlýk kazandýrýr. Risale metnini, herkesin inanmak zorunda olmadýðý kaynaðý üzerinden deðil de kendisi üzerinden deðerlendirecek kadar açýk fikirli olmak gerek.
4. Risale-i Nur'un sadeleþtirilmesine karþý duruþu "Üstadýn ilk talebelerinin neþriyat yetkisi"ne ve varisliðine dayandýrmaya da gerek yoktur. Risale metninin kendisi bu konuda yeterince otoritedir.
5. "Risale-i Nur'un sadeleþtirilmesi" projesinin en sorunlu kýsmý bizzat"sadeleþtirme" ifadesinde görünüyor. Risale-i Nur zaten sadedir; "Eski Said" döneminde Türkçe Muhâkemat ve Arapça Ýþarâtü'l Ý'caz gibi aðýr dilli ve akademik eserler veren Said Nursi, "Bismillah her hayrýn baþýdýr. Biz dahi baþta ona baþlarýz" diye yeni baþtan yazýyorsa, okuyucusuna sadelik sunmayý hedefliyor demektir.
6. Said Nursî'yi yaþadýðý dönemin diline mahkûm görmek, onun Kur'ân talebeliðinin zamanlarý aþan ferasetini gözden kaçýrmak demeye gelir. Kur'ân adýna konuþan bir adam, döneminin diliyle konuþmaz, bütün dönemleri kapsayan bir dil derdinde olur. O dönemde Osmanlýca konuþulduðu için belirlenmiþ deðildir Risale'nin dili; her dönem Kur'ânca konuþulmasý hedeflenerek belirlenmiþtir.
7. Risale-i Nur, yazýldýðý döneme kýyasla da oldukça sade dille yazýlmýþtýr. Bu konuda sözde ilericiliðin sözcüsü M. Kemal'in lâdini ve laik Nutuk'unun Osmanlýcasýyla kýyaslanabilir. Sadelikte laik modernistler bile Said Nursî'nin diline yetiþemez.
8. Risale-i Nur'un dili, bugünkü konuþma diline göre elbette ki "aðýr" durur. Ama bu aðýrlýk Said Nursî'nin Osmanlýca alýþkanlýðýndan kaynaklanmaz. Bu "aðýrlýk" Kur'ân kelimelerini ve esmâ-i hüsnâ inceliklerini bugünkü konuþma diline taþýma zaruretinden kaynaklanýr.
9. Baþka hiçbir Türkçe eserde esmâ-i hüsna hayata bu kadar canlý olarak katýlmýþ ve aktüel olarak sunulmuþ deðildir. Esmâ-i hüsnâ'yý ezberlemeyi deðil de yaþamayý kendine dert edinen her insan, Risale'nin aðýrlýðýný omuzlamayý da seve seve göze almalýdýr.
10. Risale-i Nur, Kur'ân kelimelerini ve esmâ-i hüsnâyý tedavüle sokan, dolaþýmda tutan, güncelleyen bir medeniyet dilini yaþatmak için yazýlmýþtýr. Risale, okuyucusunun aklýný vahyin seslerine aþina ederek doðrudan vahye yakýnlaþtýrýr. Vahyi anlamaya yönelik bu "doðrudan"lýk eþsiz bir sadelik imkâný sunar Türkçe okuyanlara.
11. Risale-i Nur'un dili "aðýr"sa, sorulmasý gereken soru þudur: Her "aðýr" þey yolda býrakýlýr mý, omuzdan atýlýr mý? Risale-i Nur'un aðýrlýðý çekilmeye deðmez bir aðýrlýk mý? Meselâ, canýnýz ciðeriniz kýzýnýz 15 kg ama iþinize yaramayan bir taþ 50 gram ise, hangisi daha aðýrdýr? Risale metni, sizi canýnýz ciðeriniz olmasý gereken vahiyle çok kolayca aþina kýlýyorsa, neden bu aðýrlýðý taþýmaya deðer görmeyesiniz?
12. Risale-i Nur'u sadeleþtirmek yine de mümkündür. Ama bu Risale'nin ana metniyle oynayarak deðil, Risale talebelerinin yeni kuþaðýn anlayacaðý sade ve baðýmsýz metinler üretmesiyle gerçekleþir. Bu kapý alabildiðine açýktýr herkese. Çünkü Risale-i Nur müellifi bize balýk tutmakla kalmamýþ olta vermiþtir; oltayý adam gibi kullanan yeni kýyýlarda yeni kuþaklara çokça balýklar tutabilir.
13. Risale-i Nur' u anlamaya deðer gören biri, bir yabancý dili öðrenmek için katlanacaðý zahmetin çok daha azýyla bu "aðýrlýðý"n altýýndan kalkabilir. Üstelik böylece Risale ile tanýþmakla kalmaz; Geylani'den Mevlana'ya Ýbni Arabi'den Gazali'ye kadar eþsiz deðerdeki klasik metinlere nüfuz edebilecek saðlam bir söz daðarcýðý edinir, esaslý bir kavram haritasý kazanýr. Demek ki Risale-i Nur kendisini göstermek için var deðildir. Gözün önündeki gözlük gibi, asýl görülmesi gerekenleri daha net görmeyi saðlar.
14. Hatýrlamak gerek ki, Risale-i Nur okumak Risale-i Nur okumak için deðildir; Risale-i Nur Kur'ân'ý okumak, vahiyle tanýþ olmak için vardýr. Risale-i Nur'un müellifinin en çok þikâyetçi olduðu husus Kur'ân adýna yazýlan kitaplarýn zaman içinde þeffaflýðýný kaybetmesi ve matlaþmasýdýr. Bu yüzden bu eserlerin çoðu zamanla Kur'ân'ý gösterir olmaktan çýkmýþ, sadece kendileri görünür hale gelmiþtir. Arkasýndaki Kur'ân gizlenmiþtir. Risale-i Nur'un sade olup olmadýðý günümüz Türkçesi'yle kýyaslayarak deðil, okuyucusunu Kur'ân'a eriþtirmesinin yeterince doðrudan olup olmadýðýna bakarak deðerlendirmek gerekir. Bu açýdan bakýlýnca, Risale-i Nur'dan daha sadesi yoktur. Risale'nin sadeliðini aslýnda Risale'yi günümüz diline indirgemek bozabilir, iþte o zaman Risale aðýrlaþýr; taþýmaya deðer olmaktan çýkar.

Senai Demirci


radyobeyan