Evlilik ve erkekler By: hafiza aise Date: 22 Aðustos 2012, 15:38:34
EVLÝLÝK VE ERKEKLER
Haziran 2012 81.SAYI
Ümmühan ATAK
Evlilik ve aile söz konusu olduðunda meseleye daha çok kadýn tarafýndan bakýlýr. Sorunlarýn tespiti ve çözümü tamamen erkeðe baðlý olsa bile hep kadýn muhatap alýnýr. Yapýlmasý gerekenler, yapýlmamasý gerekenler bir bir sayýlýr kadýna. Bu durum, konuyu elen alan kiþilerin cinsiyetiyle alakalý deðildir üstelik. Psikologlar, sosyologlar, evlilik terapistleri gibi uzmanlar konuyu (her ne kadar eþit bakmaya çalýþsalar da) kadýna yönelik deðerlendirmekle karþý karþýya kalýrlar. Buna sebep olarak ailevi meselelere erkeklerden çok kadýnlarýn ilgili olduðunu ileri sürebiliriz. Ancak aile sadece kadýn ve çocuklardan oluþan bir kurum deðil. Dolayýsýyla sadece kadýnlarýn deðil erkeklerin de evlilikte baþ etmekte zorlandýklarý sorunlarý yahut dikkat etmeleri gereken noktalar var.
AÐLAMAK YA DA AÐLAMAMAK!
Var olduklarý her alanda “iktidar olma” rolüyle baþ baþa býrakýlan erkekler evlilikte yaþayabilecekleri sorunlarla aslýnda çok daha önce karþýlaþmýþ olabiliyor. Aðlamayan erkek, pes etmeyen erkek, yorulmayan erkek, korkmayan erkek, üzülmeyen erkek… Bunlar, toplumsal alanda (çalýþma hayatý, eðitim hayatý gibi) erkeklerden beklenenlerin kýsa bir özeti sadece. Kimi zaman bir duvar kadar dik, kimi zaman bir çelik kadar saðlam yapýya sahip olmak gerekliliði, evlilik sürecinde de erkeklerin peþini býrakmýyor. Hatta bu öyle bir serüven haline geliyor ki evlilik, erkeklerin birçok konuda en çok zorlandýklarý bir arenaya dönüþüyor. Erkeklerin de “aslýnda” duygularý olabileceði, erkeklerin de “pekala” bezgin düþeceði gibi ihtimallerin kapýsý çoktan kapatýlmýþ oluyor. Bu durum eþler arasýndaki çatýþmaya dönüþtüðünde ise suçlu (yani alttan almayan, özveriden yoksun, halden anlamayan…) genelde ayný oluyor: erkek.
EN BÜYÜK SORUN NE?
Evlilikte yaþanan en büyük sorunun ne olduðu evden eve deðiþiyor. Bazý evlerde aileye “hükmeden” bir dýþ etken (kayýnvalide gibi) hayatý karartýrken, bazý evlerde mutluluðun uzaklaþmasý için her akþam eve yorgun gelen ve sohbetten uzak duran eþ yetiyor da artýyor! Sevda Eðitim ve Aile Danýþmanlýk Merkezi’nden Uzm. Psikolojik Danýþman Mehmet Akif Aydýn, evlilikteki en büyük sorunun “çiftlerin kiþilik problemleri” olduðuna dikkat çekiyor. Ýki ayrý kiþiliðin iki ayrý dünya olduðunu söyleyen Mehmet Akif Aydýn’a göre, söz konusu olan iki kiþinin yani iki ayrý dünyanýn birbirini anlamaya baþlamasý zaman alabilir. Aydýn, bahsini ettiðimiz “kiþilik” kavramýný þöyle açýklýyor: “Kiþilik dediðimiz þey insanlarla girdiðimiz iliþki kalýplarýdýr. Ýlgisizlik, deðer vermeme, ifadede üslup bilememe, saygýsýzlýk, sevgisizlik, sadakat problemleri genellikle kiþilik yapýlarýndan kaynaklanýr.” Aydýn’a göre ihmalkarlýk, iliþkilerde sýnýrlarý aþma, bir çok meþru davranýþa dahi kýsýtlamalar getirilmesi ve iletiþim hatalarý da evlilikte karþýlaþýlan diðer büyük sorunlardan.
“DIR DIR” BÝRAZ ERTELENSE…
Sabahtan akþama kadar evde koþturan ve akþam kocasý eve geldiðinde belki de hiç durmadan konuþma ihtiyacý duyan bir kadýnýn, kocasý tarafýndan “gevezelikle” itham edilmesi, talihsizlik. Fakat ne yazýk ki bu birçok evde, hemen her gün yaþanýyor. Ýlkin kadýnýn üzülerek bir kenara çekilmesi olarak görülen bu durum, erkeði yine “kötü insan” yapan bir senaryo. Sabahtan akþama kadar, çalýþtýðý yerde belki binlerce sorunla baþbaþa kalan erkek, daha eve dönüþ yolundayken, evde “baþýna gelecekleri” hesap ederek strese giriyorsa, kadýnýn bunu anlamasý beklenebilir. Daha “Bismillah” deyip içeri girmeden, “dýr dýr” eden kadýnýn anlattýklarýyla pek ilgilenmemeyi tercih eden koca, sessizliðin bir türlü eve uðramamasý(!) sonucunda pekala öfkelenebilir. “Öfke kontrolü” ayrý bir konu. Pe ki ya “dýr dýr” kontrolü? Kocasýnýn eve yorgun argýn geldiðini hesap etmeden, kendi sorunlarýný art arda sýralamaya baþlamadan evvel, kadýn kapýyý güler yüzle açsa? Ya da koca, “evde olmaktan” mutluluk duysa! Aile-evlilik-iliþki Danýþmaný Serhat Yabancý, erkeklerin büyürken de dýþarýda zaman geçirdiklerini hatýrlatarak, “kadýn gibi evden çýkmamak” deyiminin buna iþaret ettiðini söylüyor: “Erkeðin dýþarýda yaþamýný sürdürmesi hem büyüme ve sosyal kalýp hem de güçlülüðün göstergesi gibi algýlanabilir. Ev iþleri, evdeki konular erkek için çok çekici olmadýðý için evde kalmak çok istemezler. Daha çok ilgi farklýlýðý etmendir.” Her iki tarafýn da birbirine zaman ayýrmasý gerektiðinin önemini vurgulayan Yabancý, “Ayrýca erkeðin bütün gününü dýþarýda nasýl ve niçin geçirdiði de önemlidir. Bir temizlik iþçisine bütün gününü sokaklarda geçirmesi zamanýný evde geçiren kadýndan üstünlüðünü göstermez. Önemli olan ortak zaman dilimlerini birbiriyle ilgilenerek deðerlendirmektir” diyor.
BERABER YEMEK YEMEK YETERLÝ
Evlenmeden önce birbiriyle vakit geçirmekten keyif alan hatta bunun için gerekirse büyük çaba sarf eden iki kiþinin evlendikten sonra farklýlaþmasý, evlilik öncesinde biraz daha dikkatli olunmasý gerektiðini hatýrlatýyor. Evlilik öncesinde birbirlerinin ilgi alanlarýný, sevip sevmedikleri bir takým þeyleri oturup uzun boylu konuþamayanlarýn evliliðin ilk yýllarýnda sýkýntý yaþamalarý oldukça doðal. Sýkýntýlarý aþmanýn yolu olarak, “paylaþmak” bir adým olabilir. Ancak kadýn ve erkek bu noktada da farklý düþünüyor. Bir kadýn oturup uzun uzun sohbet etmeyi paylaþmak için gerekli bulurken, kadýnlara oranla daha az konuþan erkek bunu kendine bir iþkence olarak görebiliyor. Erkeklerin çoðunda görülen bu davranýþýn yadýrganmasý da evlilik bahislerindeki “pozitif ayrýmcýlýðýn” kadýn lehine anlaþýlýyor olmasýndan kaynaklanýyor. Yani erkek, “paylaþmak” gibi olmazsa olmaz bir durumda bile kadýndan daha farklý hissedip düþündüðü için suçlanýyor. Kadýn sofradayken komþusunun bahçesini anlatarak geçirdikleri zamaný “birlikte sohbet etmek” olarak yorumlarken, erkek için o sýrada birlikte yemek yiyor olmak zaten yeterli!
ERKEÐÝN MAÐDURÝYETÝ
Hasýlý, erkeðin üzerine binen yükün kimse farkýnda deðil. Yada kimse kabullenmekten yana deðil. Bu haliyle, kadýnýn maðdur/erkeðin zalim olduðu görüntüsüyle o kadar çok hemhal olunmuþ ki, göz göre göre maðdur edildiði durumlarda bile erkeðin bir koca olarak asla haklý olamayacaðý düþünülüyor. Kim bilir, belki sadece bu öngörü bile, kocanýn kendini mütemadiyen karþý kaldýrýmda görmesine yani karýsýný mütemadiyen bir rakip olarak algýlamasýna yetiyor. “Erkeðin yalnýzlaþtýrýlmasý” gibi bir ifadenin dahi kolay hazmedilmediði bir ortamda, erkek yalnýzlýðýný paylaþacak kendi gibi “maðdurlar” arýyor. Eve geç gelme bahanelerinin çeþitlenerek artmasý ve “arkadaþ sohbetlerinin” bitmek bilmemesi bu yüzden olamaz mý? Eve gelir gelmez kendini “çocuk bakýcýsý olarak atayan” eþine karþýlýk, erkek erkeðe muhabbetin belini kýrmaktan yana olmasý çok da þaþýrtýcý olmasa gerek.
ERKEK EVLÝLÝKTEN NE BEKLER?
Uzm. Psikolojik Danýþman Mehmet Akif Aydýn:
“Erkeklerin evlilikten ne bekledikleri” sorusunun cevabý, dünyadaki erkek sayýsý kadar deðiþebilir. Bu soruyu evlenecek gençlere soracak olursanýz þok bir belirsizlikle karþý karþýya kalabilirsiniz. Çoðu erkeðin evlilikten ne beklediðini ifade etmekten uzak olduðunu görebilirsiniz. Kiminde yaþý gelip geçiyordur, kiminde askerlik gibi sýradaki görevdir, kiminde sadece sevdiðine kavuþmaktýr. Bununla birlikte evlilik beklentilerini genel olarak sayacak olursak; sevgi paylaþýmý, saðlýklý cinsel hayat, sadakat, anlayýþ ve birçok sorunu göðüsleyebilecek güçlü bir kadýndýr. Evlenmeden önce eþ adaylarýnýn sorumluluklarý çok azdýr. Evlendikten sonra ise -cicim aylarýndan sonra- gerçek hayat baþlar. Önce karþýlýklý istekler devreye girer. Bu istekler birbirine uymuyorsa çatýþma baþlar. Hele bir de en mutlu olunacak niþan ve düðün günleri kendi ellerimizle ve sülalemizin elleriyle kötü hatýralarla geçirilmiþse uzun bir müddet bunlarýn hesaplaþmasý yaþanabilir.
EVLÝLÝKTE KRÝTÝK ZAMAN
Evliliklerin en çok yara aldýðý yýl ilk üç yýldýr diyebiliriz. Evlenmeden önce erkeðin ve kadýnýn zihninde bir karý-koca tasarýmý vardýr. Evlenmek istediðimiz kiþinin özellikleri ile zihnimizdeki tasarým söz ve niþan sürecinde yeterince netleþtirilmeyebilir. Çok güçlü görünen bir kadýnýn aslýnda çok da güçlü olmadýðý, çok anlayýþlý ve sabýrlý görünen hanýmefendinin aslýnda ne kadar tahammül gücünün az olduðu evlendikten sonra belli olur. Eðer zihindeki tasarým ile gerçek birbirinden çok uzaksa eþlerin çatýþmalarý da o kadar derin olabilir.
BEKLENTÝLER… BEKLENTÝLER… VE ERKEKLER…
Bize müracaat eden ve evlenmeyi düþünen çiftlere karþýlýklý beklentilerini konuþup konuþmadýklarýný irdeliyoruz. Çoðunun maddi beklentiler (nerede yaþanýlacaðý, hangi eþyalarýn alýnacaðý, düðünün þekli, çalýþma isteði vb.) üzerinde durduðunu görüyoruz. Manevi beklentileri (sevgi, saygý, sadakat sözü, birlikte faaliyet yapma vb.) ihmal etmek evlilikte çatýþmalarý kaçýnýlmaz kýlýyor. Erkekler genelde beklentilerini kurallar koymak þeklinde ifade ediyorlar. Bu kurallarýn bir kýsmý kadýna aðýr gelince erkek, nasýl olsa evlenince hizaya gelir mantýðýyla bu beklentilerinde geçici olarak ýsrar etmiyor. Evlendikten sonra kurallarý dayatmaya baþlayýnca sýkýntýlar baþlýyor.
PAYLAÞMAK
Paylaþmak iletiþimin en somut halidir. Duygularý baskýn olan erkekler birçok konuyu eþiyle paylaþýrken, çocukluðundan itibaren duygularýný yaþadýðýnda utandýrýlmýþ, bastýrýlmýþ, duygu yükü az olan bir evde yetiþmiþ bir erkekse eþi ile mekanik bir paylaþým yapýyor. Birlikte yemek yemeyi, beraber televizyon izlemeyi bir paylaþým olarak görebiliyor. Oysa kadýnlar konuþarak paylaþýmda bulunurlar. Eþlerinin kendi hal hatýrlarýný sormasýný beklerler. Gün içinde neler yaptýðýný, sýkýntýlarýný ve sevinçlerini anlatmak isterler. Bu durum bazý erkekler tarafýndan gevezelik olarak yorumlanýrsa kadýn kendini yapayalnýz hisseder.
ERKEK ÝÇÝN FEDAKARLIK AÝLESÝ ÝÇÝN ÇALIÞMAK
Fedakarlýkta yine erkekler tarafýndan daha çok algýlanan þey aile için verilen maddi emeklerdir. Manevi dinamiði eksik bir fedakarlýk sadece yorgunluk býrakýr. Maneviyatý olan fedakarlýklar ise bedeni yorsa da gönül güldür, gülistandýr. Erkek mesela bazý hafta sonlarýnda çocuklarý alýp dýþarýya götürebilmeli ve anneye bir teneffüs molasý yaþatabilmeli, televizyon karþýsýnda harcanan saatleri çocuklarýn derslerine unutulmayacak katkýlarla deðiþtirebilmeli ki anne yalnýz olmadýðýný hissetsin. Evin bazý aðýr ihtiyaçlarýný eþinin elinden almalý ki kadýn onunla geçirdiði her dakikayý bir cennet misal bir zaman hissetsin.
“EVLÝLÝK ÖNCESÝNDE BEKLENTÝLER KONUÞULMALI”
Aile-evlilik-iliþki Danýþmaný: Serhat Yabancý
ERKEKLER EVLÝLÝKTEN NE BEKLER, NE BULUR?
Erkekler eðer geleneksel ailede büyümüþ ve büyüdüðü yapýya uygun kendini yetiþtirmiþse, evlilikte daha çok saygý ve hizmet bekler. Aðýrlýklý olarak, tek otorite olmak ama eþinin de her konuda kendisine destek olmasýný ister. Fakat yeni dönemde bu beklentilerin hem mümkün olmamasý hem de taraflardan sadece birini mutlu etmesi nedeniyle bu bakýþ açýsý kalkmak üzere diyebiliriz. Evlilikte erkeðin, artýk sorumluluk ve verdikçe alma düþüncesi ile hareket etmesi gerekir. Yeni evlilikler artýk sadece karþýlýklý mutluluklar ile yürüyor. Erkek, annesi gibi bir kadýn beklentisi ile evlenirse umduðu ile bulduðu arasýndaki fark nedeniyle sorunlar yaþayabilir.
BEKLENTÝLERÝ, EVLÝLÝK ÖNCESÝNDE OLDUKÇA NET BÝR ÞEKÝLDE KONUÞMAK SORUNLARI ÇÖZMEYE YETER MÝ?
Beklentilerin konuþulmasý sorunlarý çözer. Aksi taktirde nedeni bilinmeyen çatýþmalar olur. Çiftler zamanla zihin okuma hastalýðýna yakalanýrlar. Herkes açýk olmalý, ne olduðunu ve ne istediðini açýkça belirtebilmelidir. Tabi her þeyi konuþmak bile illaki evliliðin garantisi deðildir. Ama sonuçta saðlam yapýyý saðlar ve kiþilerin yol haritasýný çizer.
EVLÝKTEKÝ EN BÜYÜK SORUN DENDÝÐÝNDE AKLA NE GELMELÝ?
Günümüzde daha çok evlilikte güç savaþlarý mevcut. Ýki taraf da evlilik teknesinin yönünü tayin etmek istiyor. Paylaþým ve fedakarlýðýn azaldýðý toplumda artýk evlilikte de ortak kararlar almak zorlaþtý. En büyük sorunlar güç savaþý, ilgisizlik, sorumluluklarýný yerine getirmeme ve iþbölümü olarak sýralanabilir.