Afganistan By: hafiza aise Date: 10 Aðustos 2012, 01:51:57
Afganistan: Nüfuz coðrafyamýzýn sýnýr karakolu
Ali ÞAHÝN • 87. Sayý / GÜNDEM
Afganistan. Asya’nýn kalbi.  Güney Asya, Ortadoðu, Orta Asya ve Uzak Doðu gibi Asya’da çok önemli coðrafî bölgelerin buluþma ve kesiþme noktasý. Diðer bir deyiþle stratejik bir kavþak ve Asya için yüksek bir gözetleme kulesi. Afganistan’ý kontrol eden Asya’yý kontrol eder. Bu nedenle ki, tarih boyu sayýsýz emperyal gücün beyhude istilalarýna maruz kaldý Afganistan. Hindukuþ ve Himalayalar kadar maðrur ve onurlu Afgan halký, kapýsýný çalan hangi milletten olursa olsun son parça ekmeðini aç kalma pahasýna da olsa paylaþtý. Ancak topraklarýný iþgale yeltenen kibirli ve zalim güçler için de Afganistan’ý bir imparatorluklar mezarlýðýna çevirdi. Ýngilizler ve Sovyetlerin ardýndan þimdi de ABD’nin Afganistan’da anýt mezarý dikilmek üzere.
1979 yýlýnda sýcak sulara inme hayalleriyle baþlayan komünist iþgali, Afganistan’ý bugünlere taþýyan süreci tetikledi. Osmanlý’nýn çöküþü sonrasý kendini zillette hisseden her Müslüman savaþçý, onurunu Afganistan’ýn sarp ve sert  coðrafyasýnda ateist bir rejime karþý þehadette aradý. Mustazaflarýn komünizm ve Sovyetler Birliði’ne karþý sarsýcý zaferi, Sovyetler Birliði’nin daðýlmasýyla Ýkinci Dünya Savaþý sonrasý oluþan iki kutuplu bir çaðý sona erdirdi.
Ne var ki, Cihad sonrasý Afganistan, Uhud Savaþý sonrasý yaþanan ganimet paylaþýmý zafiyetini yaþadý. Ýktidar ve güç mücadelesi mücahid gruplar arasý savaþa dönüþtü. Sovyetler Birliði’ne karþý 10 yýl süreyle verilen savaþta tamamen tahrip olan, yorgun ve tükenmiþ bir Afganistan ve birbirine yiyip tüketen kutsal savaþýn son çocuklarý kalmýþtý geriye. Oluþan bu bitap düþmüþ Afganistan manzarasý, ABD ve Batýlý güçlerin Asya’daki menfaatlerini þekillendirmeleri ve güvence altýna almalarý açýsýndan kaçýrýlmamasý gereken iþtah açýcý bir fýrsat sunuyordu.
ABD ve Batý’nýn yeryüzündeki hegemonyasý Asya yakasýndan tehdit ediliyordu. Hindistan ve Çin’in önlenemeyen ekonomik yükseliþi, Pakistan’ýn Müslüman kimlikli nükleer silahlarý, Ýran’ýn Ýsrail ve ABD’yi tedirgin eden rejim tehditleri, Afganistan ve Hazar Denizi merkezli bakir enerji kaynaklarýnýn kontrol altýna alýnmasý, zaten yorulmuþ ve tükenmiþ bir Afganistan’ýn iþgalini gerekli kýlýyordu. Öyle de oldu. Bin Ladin, El Kaide ve Ýkiz Kuleler senaryosu ile 2001 yýlýnda Afganistan iþgal edildi. Taliban ve El Kaide unsurlarýnýn ortadan kaldýrýlarak dünyanýn terörden arýndýrýlacaðý vaatleriyle gerçekleþen iþgalin ardýndan terör ve þiddet iklimi Afganistan’ý da aþarak Pakistan, Hindistan, Ýran ve Çin’i etkisi altýna aldý. Afganistan’da oluþturulan otorite boþluðu ile bölge adeta bir terör laboratuarý haline getirildi ve her hedef ülkenin dokusuna uygun bir terör örgütü üretildi. Pakistan, Pakistan Taliban Hareketi, Ýran Cundullah, Hindistan Leþkeri Tayyibe (2008 Mumbai Baskýnlarý) örgütleri, Çin ise CIA tarafýndan Afganistan’da eðitilen Uygurlar (Urumçi Olaylarý) tarafýndan hedef alýnarak bölgedeki hedef ülkeler istikrarsýzlaþtýrma politikasýna tabi tutuldu.
Küresel güçlerin deðil Afgan ve Türk halkýnýn menfaatleri
NATO’nun bir üyesi olarak Türkiye’nin Afganistan’daki varlýðý tüm bu küresel güç menfaatlerinin ötesinde Afgan halkýnýn menfaatlerinin korunmasý ve Asya’ya iliþkin stratejilerimizin bir gereði ile açýklanmalý ve anlam kazanmalý.
Türkiye TBMM’nin 10 Ekim 2001 tarih ve 722 sayýlý kararýna istinaden Afganistan’da yürütülen eðitim, altyapý, saðlýk hizmetlerine toplam 1646 askerî personelle destek veriyor. ABD kaynaklý tüm baskýlara raðmen Türkiye, Afganistan’da terörle mücadele, mayýn temizleme ve uyuþturucu ile mücadele gibi konularda görev almadý ve muharip bir rol üstlenmedi. Tam tersi Afgan çocuklarýnýn eðitilmesi, Afgan halkýnýn saðlýk ihtiyaçlarýnýn giderilmesi, tarým ve hayvancýlýk konularýnda meslekî eðitimlerin saðlanarak istihdamýn artýrýlmasý, Afgan güvenlik güçlerinin eðitilmesi gibi Afgan halkýnýn yaþamýna müspet deðerler katan hizmetler sunuluyor.
Ancak þüphesiz bundan çok daha önemli gerekçeler de var. Ve aslýnda asýl sorulmasý gereken soru “Afganistan’da ne iþimiz var?” sorusu deðil, “Afganistan’da kendi çözüm stratejilerimizi niçin ortaya koyamýyoruz?” sorusu olmalý.
Afganistan, nüfuz coðrafyamýzýn sýnýr karakolu
Afganistan ve Pakistan ekseni Türk dýþ politikasýnýn önemli sýnýr ve sinir uçlarýndan birini oluþturuyor. Afganistan, Türkiye için stratejik, ekonomik ve siyasi anlamda göz ardý edilemeyecek, ilgisiz kalýnamayacak bir ülke. Bölge ile olan tarihî, etnik, kültürel baðlarýmýz bir yana Afganistan, Asya’nýn içlerine doðru uzanan nüfuz coðrafyamýzýn bir sýnýr karakolu niteliðinde. Ýstikrarlý bir Afganistan, küresel güç potansiyellerini hatýrlayarak bitkisel hayattan uyanmaya baþlayan bir Türkiye için uluslararasý arenada her zaman güvenebileceði önemli bir müttefik ve Asya’nýn kalbinde sýnýrsýz imtiyazlarla sunulmuþ önemli bir üs. Güç ve zenginliðin Batý’dan Doðu’ya kaydýðý ve geleceðin Asya’dan yükselmeye baþladýðý bu süreçte Türkiye’nin Asya’nýn kalbi niteliðindeki Afganistan’da bulunmasýndan daha doðal bir þey olamaz.
Türkiye Afganistan’la doku uyumu bulunan ve Afganistan halký tarafýndan iþgalci olarak algýlanmayan tek ülke. Bu nedenle ki her gün birkaç yabancý güç askerinin saldýrýya uðrayýp öldürüldüðü Afganistan’da Türk Askerine yönelik tek bir kurþun dahi atýlmadý. Yabancý güçlerin Afganistan’daki varlýðý doku uyuþmazlýðý nedeniyle Afgan halký nezdinde antipati ve buna baðlý reaksiyon oluþtururken, bölge halký ile doku uyumu bulunan Türkiye’nin varlýðý sempati ve güven oluþturuyor. Türkiye, Afganistan halkýna bu zor süreçte ihtiyaç duyduklarý saðlýk, eðitim, istihdam ve altyapý gibi hayatî hizmetleri samimi anlamda sunabilen tek ülke.
Türkiye’nin gerek Afgan halkýnýn Batýlý güçlere karþý haklarýnýn korunmasý, hayatî hizmetlerin sunulmasý, gerekse baþta enerji olmak üzere Asya’daki stratejik menfaatlerimizin korunmasý adýna masada olmasý, yani Afganistan’da misyon üstlenmesi zorunlu. Türkiye enerji koridoru haline gelen bir ülke ise, Asya’nýn merkezinde þekillenen enerji politikalarýna sessiz ve ilgisiz kalamaz.
Dünyanýn faklý coðrafyalarýnda, Batý’da Almanya ve Avusturya’dan Doðu’da Japonya, Güney Kore ve Myanmar’a kadar uzanan 34 ülkede 78 þehitliði olan bir medeniyetin mirasçýsý olarak Türkiye, Afganistan meselesine asla sessiz ve ilgisiz kalamaz.
Afganistan bir “Müslüman Mahalle” sorunudur
Ýnançlarýmýz ve sahip olduðumuz deðerler bize Afganistan’da var olmayý farz kýlýyor. Ýslam anlayýþýnda yer alan “Doðu’daki Bir Müslüman’ýn ayaðýna diken batsa, Batý’daki Müslüman ayný acýyý hissetmiyorsa kâmil bir mümin olamaz”  düsturu, kâmil bir Müslüman’a Afganistan’da bulunmayý, acýsýný duymayý ve paylaþmayý þart koþar.
Bir Müslüman coðrafyasý olan Afganistan’da herkesten önce bizim bulunmamýz gerekiyor. Türkiye, Afganistan meselesini bir “Müslüman Mahalle” meselesi haline getirerek þiddet ve askerî yöntemlerden baþka çözüm yöntemleri sunamayan Batýlý güçlere bölgenin dokularýna uygun barýþçýl çözüm önerileri sunabilmeli.
Ýþgalin üzerinden geçen 10 yýla raðmen, ABD’nin her 6 ayda bir ortaya attýðý, bir öncekinin kopyasý ve rasyonel çözüm anlayýþýndan uzak çözüm stratejilerine karþý Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý’nýn (ÝÝT) Afganistan’la ilgili bir çözüm stratejisi metnini ortaya koyamamýþ olmasý, oldukça üzücü. Türkiye Afganistan’da Taliban dâhil her türlü unsurla diyalog kurup çözüm geliþtirebilecek potansiyel ve dinamiklere sahip. Bu anlamda Türkiye’nin Afganistan’da alternatif çözüm yollarýný ortaya koymak adýna yabancý güçlerin Afganistan’ý terk edeceði 2014 sonrasý için ÝÝT’nin dinamiklerini devreye sokmasý gerekiyor. ÝÝT, 2014 sonrasý Afganistan için Ýslam aleminin saygýn simalarýndan geçici bir Afganistan Barýþ ve Ýstikrar Hükümeti oluþturmalý, güvenlik, eðitim, saðlýk ve istihdam alanlarýnda ilerleme saðlanýncaya kadar Afganistan’ý yönetmeli.
Küresel güç potansiyellerine haiz bir ülke olarak Türkiye, hem Afgan halkýnýn hem de Türkiye’nin menfaatleri için Afganistan’da önümüzdeki süreçte daha etkin rol oynamak durumunda. 34 farklý coðrafyada þehitliði bulunan bir ülkenin genlerinde dünyanýn neresinde olursa olsun haksýzlýklara müdahale, yardým taleplerine aksi seda dinamikleri olmasýndan daha doðal ve anlamlý ne olabilir? Unutulmamalý ki; Türkiye küresel bir güç ve nüfuz coðrafyasýnýn sýnýrlarýný sadece kendi hayalleri belirler.