Mal ve servet imtihan vesilesidir By: ehlidunya Date: 08 Aðustos 2012, 21:19:41
Sami CEBECÝ
Mal ve servet imtihan vesilesidir
Ýnsanlarýn çok büyük ekseriyeti bilmese yahut bilip de unutmuþ gibi bir hayat sürse de, hangimizin ameli daha güzel olacak diye denenmek için hepimiz bu dünyada imtihandan geçiriliyoruz. Eþimiz, çocuklarýmýz, hýsým, akraba ve komþularýmýz, malýmýz, mülkümüz, makam, mevki ve servetimiz, hülâsa nelere sahip görünüyorsak her þeyimizle imtihan ediliyoruz.
Ýnsanoðlu, kendi gayret ve çalýþmasýnýn sonucu olarak mal ve servet sahibi olduðunu zanneder. Verenin Allah olduðunu bilmediði için küfran-ý nimet eder. Nankörlüðünün cezasýný ise âhirete kalmadan dünyada bile çeker. Zenginliðiyle meþhur ve Kur’ân-ý Kerim’de adý geçen Karun da “Ben kendi ilmimle kazandým.” demiþ ve kibirlenmiþti. Allah onu malýyla birlikte yerin dibine geçirince, ona imrenerek bakýp onun yerinde olmak isteyenler “Þu iþe bakýn! Gerçekten Allah kullarýndan dilediðinin rýzkýný geniþletir, dilediðinin rýzkýný daraltýrmýþ! Eðer bize lütfetmemiþ olsaydý bizi de yerin dibine batýrýrdý.” (Kasas Sûresi: 76–83) demek durumunda kalmýþlardý. Bu âyetlerde anlatýlan Karun kýssasý insanlar için ibretle doludur.
Âl-i Ýmran Sûresi 26. âyette “De ki: Ey mülkün sahibi olan, âlemlerde dilediði gibi tasarruf eden Allahým! Sen mülkü dilediðine verir, dilediðinden de çeker alýrsýn.” fermanýna göre, insanlarýn zahirî gayret ve çalýþmalarýnýn sonucu mülk ve serveti veren Allah, onunla kullarýný imtihan eder. Sonra, zahirî sebepleri vesile ederek verdiði malý elinden çeker alýr, yine imtihan eder. Verdiðinde itaat ve þükrünü, geri aldýðýnda da sabýr ve tevekkülünü dener. Nice iþveren ve fabrika sahibi kiþilerin simit satmak zorunda kaldýklarý ve haberlere konu olduklarý bilinen bir gerçektir.
Allah’tan ne istenirse hayýrlý olaný istemek lâzýmdýr. Çünkü hakkýmýzda neyin hayýrlý olup olmadýðýný biz bilemeyiz. Asr-ý Saadette Salebe adýnda bir zat vardý. Allah Resûlünün (asm) bereket duâsýyla birçok sahabenin zengin olup Allah yolunda harcadýðýný görünce, Resûlullah’a (asm) geldi ve “Ya Resûlullah! Bana da duâ et de ben de zengin olayým ve Allah yolunda harcayayým.” dedi. Peygamber Efendimiz (asm) “Ya Salebe! Senin bu halin senin için daha hayýrlýdýr, sen sabret.” diye ikaz etti. “Mescid kuþu” namý verilen ve beþ vakit Resûlullah’ýn (asm) arkasýnda namaz kýlan bu kiþi, farklý zamanlarda bu talebini tekrarladý. Dördüncüsünde, Allah Resûlü (asm) ona bereketle duâ etti. Malý ve sürüleri çoðalmaya baþladýðýnda önce vakit namazlarýna, sonra da Cuma namazlarýna gelemeyince Peygamber Efendimiz (asm) onun nerede olduðunu sordu. “Ya Resûlullah! O kadar çok koyun ve deve sürüleri var ki, onlarý þu vadide otlatmakla meþgul.” dediler. “Yazýk oldu Salebe’ye.” buyurdular. Zekât âyeti nazil olunca, ona gönderilen zekât memurunu kovdu ve “Ben kendi çabamla bu sürüleri elde ettim. Sizin bu istediðiniz haraçtýr” dedi. Sonra hakkýnda âyet nazil oldu. “Allah lütuf ve ihsanýyla onlara zenginlik verdiðinde, cimrilik ettiler ve sözlerinden döndüler. Zaten onlar yüz çevirmeyi âdet edinmiþlerdir.” (Tevbe Suresi: 76) Telâþla sürüsüne düþen zekât miktarýný önüne katýp getiren Salebe’nin zekâtýný Allah Resûlü (asm) reddetti. Hazret-i Ebubekir de (ra) hilâfeti zamanýnda kabul etmedi. O adam nihayet yalancý peygamber Müseylime-i Kezzab’ýn ordusunda Ýslâm’a karþý savaþýrken, mürted olarak öldürüldü. Ýþte böyle, mal ve servet insaný cennete de götürebiliyor, cehenneme de sürükleyebiliyor.
Ýnsanoðlu sürekli malý ve serveti yýðmakla meþgul oluyor. Hâlbuki malým diyebileceði þeyler, Allah yolunda harcayýp önden gönderdikleridir. Geride kalan ise, kendisinin deðil mirasçýlarýndýr. Zenginin biri ölüm döþeðine yatýnca çocuklarýný baþýna toplamýþ ve malýnýn önemli bir bölümünü hayýr kurumlarýna daðýtmaya baþlamýþ. Nihayet çocuklarýndan bir dayanamamýþ ve “Baba! Kimin malýný kime daðýtýyorsun! Biraz sonra bu mal bizim. Sen bu hayýrlarýný saðlýðýndayken yapsaydýn ya!” demiþ.
Zekât, sadaka, fitre ve baðýþ gibi hayýrlarýn çoðaldýðý bu ayda, bahsi geçen hakikatleri dikkate almaya hepimizin ihtiyacý var.
radyobeyan