Cami, sembol ve zihniyet By: ehlidunya Date: 08 Aðustos 2012, 18:36:59
Mustafa Kutlu
Cami, sembol ve zihniyet
Bir uzun zamandan beri (40-50 yýldýr) Türkiye bir yandan modernleþiyor öte yandan dindarlaþýyor. Bu tablo Türkiye'yi tarif eden en iyi tablodur. Ancak ne üzerinde durulmuþ; ne de analiz edilmiþtir. Sosyolojik formüllere-þablonlara uymamaktadýr. Yukarýdaki fotoðraf bize hani 'hayat devam ediyor' derler ya, müdahale edemediðimiz bir oluþumu sergiliyor. Mimar Sinan Camii'ni eleþtirenler 'taklit' diyor. Mimar Hilmi Þenalp seçkin bir sanatçýdýr, yurt içinde ve dýþýnda klasik üslupla çok önemli eserler vermiþtir. Bu dahi öyledir. Lakin yeri yanlýþ seçilmiþtir. Mesele arkada yükselen seküler zihniyetin gökdelenleri arasýnda bu caminin (geleneðin-dindarlaþmanýn) ezilmiþ olmasýdýr.
Bu sakil durum asrýn baþýndaki Ýslâmcýlarýn 'Batýnýn ilim ve fennini alacaðýz, Ýslam ahlâkýna baðlý kalacaðýz' tezinin bugünkü tezahürüdür.
Ne yazýk ki Müslümanlar Batý tipi hayat karþýsýnda kendi inançlarý doðrultusunda dünyanýn hiçbir yerinde bir 'hayat tarzý' kuramadý. Hep tenkit, hep itiraz. Yeni bir teklif ve uygulama yok.
Biz seçkinlerimizi kaybettik. Yeni hayat tarzýný inþa edecek olanlar Müslüman filozoflar, ilim adamlarý, sanatçýlar ve onlarýn fikriyatýný hayata geçirecek olan siyasiler ile bürokratlar ve teknokratlardýr.
Gökdelen hegemonik bir yapýdýr. Kapitalist ideolojinin ve tüketim ekonomisinin sembolüdür. Þu anda bütün dünya bu görüþün hayat tarzýný benimsemiþtir. Alternatif yoktur. Mimar Sinan Camii de o gökdelenler arasýnda baþka bir dünyaya ait olduðunu haykýrýyor ama, kim duyacak.
Mimar Sinan yetmedi, þimdi de Çamlýca'ya cami isteniyor. Eðer bir sembolse bu, Ýstanbul'u sembolize eden çok cami var. Eðer ihtiyaca binaen yapýlýyorsa, oraya deðil, Taksim'e yapýlmalý. Taksim'in tek yeþil alaný, gezi parký asla yýkýlmamalý, daha bakýmlý olmalýdýr.
Tuhaf deðil mi, her yere cami yapýlýrken, her yere gökdelen dikiyoruz. Yani hem bu dünya fani diyoruz, hem kazýk çakmaya çabalýyoruz.
Gökdeleni biz Batý'dan aldýk. Öte dünyaya inanmayan, sömürücü, insafsýz, hem insaný hem tabiatý tüketen bir uygulamanýn sembolü. Sürekli büyüme, sürekli refah ve zenginlik peþinde koþan, konfor düþkünü bir zihniyet. Bütün dünya üretiminin yüzde seksenine el koyan bir azýnlýðýn ideolojisi, hegemonyasý.
Bu azýnlýk dünyada siyaseti, iktisadý, mimariyi, müziði, edebiyatý, modayý her eðilimi belirliyor. Ordularý, laboratuvarlarý, ar-ge þirketleri var. Yeryüzü inliyor, Afrika'da dakikada þu kadar çocuk ölüyor umurlarýnda deðil.
Gökdelen ortamýndan cami çýkar mý?
Modern denemeler olmuþtur. Rahmetli Dalokay'ýn camisini anmalýyýz. Piramidal bir gövde ve füze benzeri minareler.
Bunu deðiþtirerek çok uygulayan oldu. Ama hiçbiri kayda deðer deðil.
Bunun dýþýnda Behruz Çinici ve arkadaþlarýnýn yaptýðý TBMM Camii'nin çok sözü ediliyor. Bana sorarsanýz iri bir konteyner.
Gazeteci Cüneyt Özdemir geçenlerde bir mimar arkadaþ ile bu cami meselesini tartýþtý. Mimar arkadaþýn adý aklýmda kalmamýþ ama þu sözü dikkate deðer: 'Bizim mimarlar Müslümanlýða uzaktýr, Müslümanlar arasýnda da iyi mimar çýkmýyor.'
Þimdi ben bu zihniyet karmaþasýndan þu sonucu çýkarýyorum. Hayatýmýz gökdelenler istikametinde ilerliyor. Artýk bu hayat tarzýnýn bir alternatifi yok.
Ama cami canýmýza, kanýmýza, beynimize, kalbimize kazýnmýþ. O bizi terketmiyor.
Çok þükür.
Türkler ne zaman bir hayatî hamle yapmaya kalksa gerekli gücü dinden almýþtýr. Din Türkün muharrik gücüdür. Yazýnýn baþýndaki soruya cevabým þu: Modernleþme kolay bir þey deðil. Türkiye bu yolda mesafe almak için yine göðsündeki imana güveniyor. Dindarlaþma bu yüzden.
Ama gelin görün ki, ne dindarlaþma ne modernleþme bize bir 'hayat tarzý' kazandýrmýyor. Sürekli cambaza bakýyoruz.
Selimiye Camii'nin vücut bulmasý için beþ yüz yýl geçmesi icap etti.
Biz de modernizmin (gökdelenin) hegemonyasýndan çýkmak, modern camiler inþa etmek için bir o kadar bekleyecek miyiz?
Allah bilir.
Modernleþmeyi istiyoruz. Böylece güçlü olacaðýz. Tek korkumuz gavur ayaðý altýnda kalmak, istiklalimizi kaybetmektir.
Ama tenakuz þurada, 'tüketimle büyüyoruz', baþörtülü kýzlarýmýz kot giyiyor, converse kullanýyor. Tezatlar altýndayýz.
Tekrar 'cami tartýþmasýna' dönersek þu son cümleleri söyleyelim. Mimar Sinan Camii'ne 'taklit' diyenler; ne dikkate deðer bir bina yapmýþ ne de cami inþa etmiþtir. Etsinler de görelim.
Her iki eðilimden haberdar olan bir mimarýmýz vardý, kaybettik: Turgut Cansever. Allah rahmet eylesin.
Bir soru da yýllar önce Ýsmet Özel sormuþtu:
'Türkiye Müslüman olarak mý güçlenecek,
yoksa güçlenerek mi Müslüman kalacak'.
Þimdiki tablo 'ortaya karýþýk' bir þey.
radyobeyan