Gündem
Pages: 1
Irak By: hafiza aise Date: 03 Aðustos 2012, 14:15:37
Irak: Kurulurken bölünen ülke
Taha KILINÇ • 84. Sayý / GÜNDEM


“Bir daha kral yaratma iþine giriþmeyeceðim, çünkü fazlasýyla yorucu” demiþti Gertrude Bell, Irak’ýn ilk kralý Faysal’ýn yeteneksizlik ve beceriksizliklerinden iyice býktýðý bir sýrada. Yýl 1920’lerin ortasý olmalý. Bell ya da Irak Araplarý arasýndaki yaygýn lakabýyla “Hatun”, Osmanlý Ýmparatorluðu tarih sahnesinden çekildikten sonra Irak’ý bizzat planlamýþ, sýnýrlarýný çizmiþ, dahasý Þerif Hüseyin’in oðlu Faysal’ýn Irak tahtýna oturmasýnda da aktif þekilde rol oynamýþtý.

Bir ülkeyi kuran kadýn
14 Temmuz 1868’de Ýngiltere’nin County Durham kentinde doðan Gertrude Margaret Lowthian Bell, 4 yaþýnda annesini yitirmesinin ardýndan özel eðitim alarak büyüdü. Oxford Üniversitesi’nde Modern Tarih, Coðrafya ve Arkeoloji eðitimi alan ilk kadýn olarak üniversite tarihine geçti.

Üniversite öðreniminin ardýndan Tahran’da büyükelçi olarak görev yapan dayýsý Sir Frank Lascelles’i ziyaret etmek için 1892’de Ýran’a gitti. Daha sonra, 1897-98 ve 1902-03 yýllarýnda iki büyük dünya turu gerçekleþtirdi. Bu çerçevede bütün Ortadoðu’yu karýþ karýþ gezdi. Dile olan yeteneði sayesinde Arapça, Türkçe ve Farsça’yý akýcý bir biçimde konuþabilir hale geldi. 1911’den itibaren Bell, Irak’a yerleþti.

1919-1921 arasýnda Ýngiliz Dýþiþleri Bakanlýðý’nda Irak’ýn modern ve tek baþýna bir devlet olarak sahneye çýkmasýnýn “daha az masraflý” olacaðý görüþü aðýrlýk kazanýnca, Gertrude Bell, çok iyi tanýdýðý bu coðrafyanýn önce sýnýrlarýný çizdi, ardýndan da yeni yöneticisini atadý: Þerif Hüseyin’in oðlu Faysal. Kral Faysal 23 Aðustos 1921’de Ýngiliz mandasý altýndaki Irak’ýn ilk kralý olarak taç giyerken, Gertrude da “eseri”ne gururla bakýyordu.

Ancak Suriye kralý olma hayalleri Ýngiltere ile Fransa’nýn çakýþan çýkarlarýna çarpýp daðýlan, ardýndan Irak’la “yetinmek” durumunda kalan Faysal, hiçbir alâkasýnýn bulunmadýðý bu yeni ülkeye hâkim olmakta -doðal olarak- zorlanýnca, Gertrude da yaþadýðý hayal kýrýklýðýný baþka faaliyetlerle gidermeye çalýþtý. Irak Millî Kütüphanesi ve Baðdat Arkeoloji Müzesi’nin (ki her ikisi de 2003’ten sonra ABD askerleri tarafýndan talan edilecektir) kurulmasý bu dönemin semereleridir.

Yýllarýný Irak’ýn ortaya çýkarýlmasýna ve Ýngiliz çýkarlarýna uygun biçimde yönetilmesine adayan Gertrude Bell’in yaþamý oldukça trajik bir biçimde sona erdi: 12 Temmuz 1926’da Baðdat’taki evinde ölü bulundu. Ýçine düþtüðü duygusal açmazlarýn sonunda intihar ettiði düþüncesi yaygýndýr.

Sýra dýþý ve beklenmedik ölümler
Gertrude ve ekibi Irak’ý oluþtururken güvenceye almak istedikleri tek bir þey vardý: Petrol. Onun dýþýnda hiçbir þeyi önemsemediler. Hatta, Bell ve Ýngilizlerin Irak Yüksek Komiseri Sir Percy Cox, geleceðin Suudi Arabistan Kralý Abdülaziz’le Kuveyt-Arabistan sýnýrýnda buluþtuklarýnda (ki o ünlü fotoðraf tarihe geçecektir) amaçlarýný açýkça ifade ettiler: “Kuveyt çevresinden ayrýlmalý, çünkü burada petrol olduðundan þüpheleniyoruz!”

1921’de Ýngiliz mandasý olarak bölgede yerini alan, ardýndan 1932’de baðýmsýz Irak Krallýðý’na dönüþen ülkede toplumsal uyumsuzluk ve geçimsizlik baþýndan beri o kadar belirgindir ki, yöneticilerinin pek azý yataklarýnda normal bir þekilde ölmüþtür.

Faysal’ýn henüz 48 yaþýndayken 1933’te Ýsviçre’de hayatýný kaybetmesinin ardýndan yerine oðlu Gazi geçti. Ýngilizlere karþý eleþtirel bir tutum takýnan Gazi, 1939’da esrarengiz bir trafik kazasýnda öldüðünde, Irak halký onu öldürenin Ýngiltere olduðundan emindi. Gazi’nin oðlu II. Faysal, kýsa süreli Irak Krallýðý’nýn son ve en talihsiz yöneticisiydi. 14 Temmuz 1958’deki darbede aile fertleriyle birlikte Baðdat’taki sarayýndan kaçmaya çalýþýrken öldürüldü. Henüz 23 yaþýndaydý.

Irak Krallýðý’nýn darbeyle yýkýlmasýndan sonra iktidara gelen General Abdülkerim Kasým, 1963’te bir karþý darbeyle devrilerek idam edildi. Irak’ýn yeni lideri Abdüsselam Arif, 13 Nisan 1966’de esrarengiz bir helikopter kazasýnda ölünce, yerine kardeþi Abdurrahman Arif geçti. Ýktidarý sadece iki yýl süren Abdurrahman Arif, 31 Temmuz 1968’de düzenlenen Baas darbesiyle görevden uzaklaþtýrýldý.

Ahmed Hasan el Bekir ve kuzeni Saddam Hüseyin, artýk Irak’ýn yeni hâkimleriydi. El Bekir 1979’da “saðlýk gerekçeleriyle” iktidardan uzaklaþtý, yerine Saddam geçti. Sonrasýný ise zaten çok iyi biliyoruz.

Bütün bu siyasi maceraya, elbette Sünnilere, Þiilere, Kürtlere, Araplara, Süryanilere, Asurilere, Yezidilere ve Keldânilere ayrý zamanlarda ve çaplarda düzenlenen onlarca saldýrý ve katliam da eþlik etti. 1988’de yaþanan Halepçe trajedisi bunlarýn en ünlüsü. Listeye 1927’deki Þii ayaklanmasýný, 1930-31’deki Kürt ayaklanmasýný, 1932’deki Süryani ayaklanmasýný, 1935’teki Hýristiyan ve Yezidi ayaklanmasýný da eklemek gerekir. Ayrýca bu farklý etnik ve dinî gruplar, fýrsat bulduklarý her seferinde birbirlerine de saldýrmýþlardýr. Modern Irak’ýn 90 yýllýk tarihi geçmiþi, milyonlarca insanýn hayatýný kaybetmesine yol açan kanlý bir boðuþmadan ibarettir.

En az üç Irak ortaya çýkacak
Bugün gördüðümüz manzaranýn özeti ise þudur: Irak hýzla bölünüyor. On yýllardýr Iraklýlarýn damarlarýnda biriken intikamlar, þimdi çeþitli ad ve þekillerde su yüzüne çýkýyor.

Aslýnda Irak macerasýnýn böyle bir sonla biteceði, daha baþlangýçtan belliydi. Normal þartlarda bir arada bulunmayacak, hiçbir ortak özelliði olmayan, birbirinden her yönden farklý (hatta birbirine düþman) birçok din, ýrk ve mezhep, bir araya getirildi Irak kurulurken. Gönüllü bir birliktelik, bir toplumsal sözleþme, ortak bir amaç uðruna bir araya gelme heyecaný gibi unsurlar yoktu Irak’ýn temelinde. Daha ilk günden iflas etmesi mukadder bir siyasal projeydi bu. Þimdiye dek yine de hayatta kaldýysa, bu biraz da konjonktürün yardýmýyla olmuþtu. Ve elbette sayýsýz kurban pahasýna...

Þimdi Irak’ta eþya tabiatýna geri dönüyor. On yýllar boyunca birçok darbe, katliam, sürgün, iþgal ve acý Irak’ý “tek parça” halinde tutma uðruna gerçekleþtirilmiþti. Þimdi ortada ne uðruna bunca maceraya atýlýnacak bir ülke var, ne de Iraklýlarý bir arada tutmaya hayatýný adamýþ bir “kahraman”.

Türkiye’yi de tümüyle etkileyecek biçimde Irak’ýn en az üç parçaya (Kürt Irak, Þii Irak ve Sünni Irak) bölüneceði günlere doðru yaklaþýyoruz. Bundan sonraki esas ve belki de en kanlý mücadele, “aslan payý”ný kimin alacaðý noktasýnda yaþanacak.


radyobeyan