Hayatlar By: hafiza aise Date: 02 Aðustos 2012, 14:08:22
Hayatlar
Köksal ALVER • 83. Sayý / DÝÐER YAZILAR
“Tutun ve yüzleþtirin hayatlarý/ biri kör bataklarýn çýrpýnýþýnda kutsal/ biri serkeþ ama oldukça da haklý” diyor Ýsmet Özel; tutun ve yüzleþtirin hayatlarý. Öyle yaparýz çoðu zaman. Þairin sözünü bilmezden önce yaptýðýmýz gibi. Yaptýðýmýz tek þey bu imiþ gibi hem de. Tutup yüzleþtiririz hayatlarý. Sürekli. Birini alýr diðerine götürürüz. Birinden öbürüne dersler taþýrýz, ibretler, hakikatler, gerçekler. Hayatlarý yüzleþtirmeyiz sadece. Biz de hayatlarla yüzleþiriz. Karþý karþýya kalýrýz türlü hayatlarla. Türlü hayatlar ki, bizim hayatýmýza ayna tutar, kendi hayatýmýzýn duvarlarýný yükseltir. Hayatlar yüzleþince hakikatler ortaya çýkar. Belki sadece hayatla yüzleþince, hayatýn türlü yüzleri görülünce hakikat aþikâr olur.
Kimi zaman kendimizle yüzleþmekten korktuðumuz gibi hayatlarý yüzleþtirmekten de imtina ederiz. Ýçin için korkarýz bundan. Hele kendi hayatýmýzýn baþka hayatlarla saðlamasýný yapmaktan beter korkarýz. Büyük bir memnuniyet içinde akýp giden hayatýmýzýn sönükleþmesinden, gururunun incinmesinden çekiniriz. Her hayatýn kendine özel olduðunu söylemekle yetiniriz. Kendimizi aldatýrýz. Kendimize korktuðumuzu söyleme cesaretini bulamayýz ve yan çizeriz. Oysa hayatýmýzý baþka hayatlarla saðlama ödevimiz hep vardýr. Ahlâk, biraz da hayatýn saðlamasýný yapma cesareti ve erdemidir. Yüzleþtirebilmektir hayatlarý. Yüzleþtirip hayatýn boynunu eðdirmektir ahlâk. Yüzleþmeyen hayatýn kibri, pervasýzlýðý, acýmasýzlýðý, bencilliði ortadadýr. Yüzleþmek hayatýn kendi akýþýný bulmasýnýn bir yoludur oysa. O bakýmdan tutup yüzleþtirmeli hayatlarý.
Hayatlar yan yana, sýrt sýrta, karþý karþýya. Birbirine dolanmýþ hayatlar, birbirini iten hayatlar, birbirini çeken hayatlar. Bir þehri, kasabayý ve köyü var eden, insanlarýn türlü hallerini heceleyen hayatlar. Onlarý var eden yokluklar, varlýklar, acýlar, kederler, sevinçler, ölümler. Hepsi bir arada, hepsi hayatýn o engin kucaðýnda; ölümü ve doðumu, yýkýmý ve inþayý, esareti ve özgürlüðü ayný gýdayla besleyen hayatýn kucaðýnda. Lüks bir residensýn yanýnda bir kulübe; lüks bir cipin camýna uzan bir gariban; komþusu aç içen tok yatan; saraylarýn zevk âlemlerine ulaþamayan yokluk hikâyeleri ve daha sonu gelmez sahneler; uyumsuzluklar, karþýtlýklar, çeliþkiler. Bütün hepsinin hayatýn duvarýný yükseltmesi ise baþka bir sýr, esrar. Hayat bütün bu çeliþkileri barýndýracak kadar engin mi, cömert mi, sabýrlý mý?
Hayat gizlenebilir mi?
Yüzleþtiremediðimizde ise onu gizlemeyi yeðleriz. Hayat gizlenebilir mi; bakýþlardan saklanabilir mi? Hayatý büyük bir beceriyle gizleriz; ona maskeler geçiririz. Yahut hokkabazýn torbasýndan çýkardýðý gibi biz de her yanýmýzdan resimler çýkarýrýz; hayatý baþka türlü gösteren resimler. Resimler bakýþlarýmýzý çeker. Öteye geçemeyiz. Orada kalýrýz. Hayatýn sadece o resim olduðuna hükmederiz. Ardýný kurcalamayýz, maskenin ardýna bakmayýz, resmin izini sürmeyiz. Orada kalýrýz, aldanýrýz. Gizlenmiþ hayatý, baþka bir hayat zannederiz. Zengini çok mutlu, yoksulu mutsuz zannederiz. Þehir hayatýnýn debdebeli, kýr hayatýnýn kahýrlý olduðunu düþünürüz. Resim o’dur çünkü, ötesine geçemeyiz. Oysa hayat kendini gizleyecek kadar mahirdir. Bunu ancak o hayatýn gerçek, saf, maskesiz, makyajsýz haliyle yüzleþince anlarýz. Ýmrendiðimiz hayatlarýn insanlarýna acýmaya baþlarýz. Kul-köle olmayý içimizden geçirdiðimiz hayatlardan son sürat kaçarýz. Sefil bir hayatýn gövdesinden fýþkýran tada ve huzura þaþýp kalýrýz.
Hayat göstergedir elbette, ama bazen maskedir hayat. Perdeler, gizler, saklar. Neyi? Ýçte olaný, gerçeði. Hayat bakýþlarý baþka yöne çeker; bakýþlarý o noktaya çiviler. Kim bilir hayatýn ardýnda ne hayatlar vardýr, ne gerçekler, niyetler. Bu bakýmdan hayatlarýn ardýndaki ruhu görmek, bir perde olan hayatý aralayýp o ruha ulaþmak gerekir. O mutlu yüzün ardýnda büyük bir keder; o yoksulluðun yanýnda akýp giden büyük bir huzur yatýyor olabilir.
Ýniþler ve çýkýþlar, yýkýmlar ve inþalar
Hayatlar yer deðiþtirir. Hep ayný dünyada var olmaz. Dünyalar hayatlarý, hayatlar dünyalarý deðiþtirir. Ýniþler ve çýkýþlar, yýkýmlar ve inþalar sonu gelmez akýmlardýr. Hayat, bütün bunlarla var olur. Bir deprem bir hayatý bir anda baþka bir yere taþýyabilir. Bir baþarý, bir ödül, bir ölüm. Hayata sürekli biçilen kaftanlar. Hayat neyin kucaðýnda acaba? Böylesine deðiþken, böylesine iniþli-çýkýþlý, böylesine çok yüzlü hayat hangi akýmýn esaretinde? Hayatý sürekli oradan oraya savuran nedir? Kader bu mudur? Hayata boyun eðdiren kaderden baþka nedir?
Hayatlar yer deðiþtirir; o hayatýn aktörleri de. Kader, hayata yeni bir elbise biçer ve hayat baþka bir mecrada yeni bir akýþ gerçekleþtirir. Yüzüne bakýlmayan yoksul köylü çocuk, bir zaman sonra baþka bir hayatýn aktörü olarak görünür; kapýsýnda insanlarýn beklediði bir müdürdür mesela. Taþradan geldi diye aþaðýlanan biri, bir zaman sonra baþ tacý edilebilir. Týpký, “Taþradan geldi çemen mülkine bîgâne deyu/ Devr-i gül sohbetine lâleyi iletmediler” diyen þair Necati gibi.
Hayatlarý yüzleþtiren yahut baþka bir hayatla yüz yüze gelen insanýn dilinden o an dökülen bir hayret ifadesi: Ne hayatlar! Sanki bütün bir hayatý ve hayata yapýþan onca þeyi bir çýrpýda özetleyip duran bir hayret ifadesi: Ne hayatlar! Ne hayatlar var deriz hep. Bunu bir hakikat gibi söyler ve kendi hayatýmýza döneriz. Ancak biliriz bizim hayatýmýzýn dýþýnda ama yanýnda ne müthiþ hayatlarýn olduðunu, ne hikâyelerin yaþandýðýný. Bize onca görüp duyduðumuz, bakýp düþündüðümüz türlü türlü hayatlardan nice hikâyeler kalýr.