Veraset By: saniyenur Date: 31 Temmuz 2012, 04:01:21
Veraset
Amr b. Þuayb'dan rivayet edildiðine göre, Rasulullah þöyle buyurmuþtur: "Öldüren kimseye mirasdan bir þey yoktur." (Neseî ve Darekutnî). Beyhakî, Câbir'den þu sözleri naklediyor: Câbir; "Bir adam, mirasçýsý olacaðý adamý veya kadýný kasden veya hataen öldürürse, o adam onlardan miras alamaz. Ve hangi kadýn bir adamý veya kadýný kasden yahut hataen öldürürse ona da onlardan miras yoktur. Eðer öldürme kasden yapýlmýþsa kýsas lâzým gelir; ancak ölenin yakýnlarý affederlerse o baþka. Yakýnlarý affetseler bile ona ölenin ne diyetinden ne de malýndan bir þey verilmez..."
Ýbni Büreyde'den, o da babasýndan iþitmiþ olarak rivayet edildiðine göre Peygamber cedde(nine)ye yanýnda anne olmadýðý zaman altýda bir vermiþtir (Ebu Davud ve Neseî).
Yine Büreyde, Huzaa'lý bir adamýn öldüðünü ve malýnm Rasulullah'a getirildiðini, O'nun da ölenin vârisi veya bazý yakýnlarýný bulmak için emir verdiðini, ancak hiç kimsenin bulunamamasý üzerine Rasulullah'in; "Onu Huzaa'nm en yaþlý adamýna verin!" buyurduðunu rivayet etmiþtir (Ebu Davud).
Hz. Ali, "vasiyetten veya borçtan arta kalan" âyetini (4:12) nakledin, demiþtir. Rasulullah, borcun vasiyetten önce ödenmesi gerektiðine ve ayný anadan doðan çocuklarýn birbirlerine mirasçý olacaklarýna, fakat bir babadan ve deðiþik annelerden olan çocuklarýn birbirlerine mirasçý olamayacaklarýna hükmetmiþtir. Bir kiþi, ana-baba bir erkek kardeþinden miras alabilir, fakat baba bir, ana ayrý erkek kardeþinden miras alamaz (Tirmizî ve îbni Mâce).
Dârimî'nin deðiþik bir rivayetinde þöyle denmiþtir. "Ayný anadan olma erkek kardeþler birbirlerine mirasçý olabilirler, fakat aym baba, ayrý analardan olanlar birbirlerine mirasçý olamazlar."
Câbir þöyle rivayet etmiþtir: Sa'd b. Rebi'nin hanýmý iki kýzýný Rasulullah'e getirdi ve "Ey ALLAH'ýn Rasûlü! Bu kýzlar Sa'd b. Rebi'nin kýzlarýdýr. Babalarý Uhud'da seninle beraberken þehid düþmüþtür. Amcalarý mallarýný aldý ve onlara hiçbir þey býrakmadý. Bunlarý nikâh da etmemiþtir; kýzlarýma miras düþer mi?" diye sordu. Rasulullah; "Biraz sabrediniz, elbette ALLAH hükmünü verecektir" buyurdu. Rasulullah, miras ayeti vahyolunduðunda kýzlarýn amcasýna; "Sa'd'ýn iki kýzýna 2/3'ünü ve annelerine 1/8'ini ver, kalaný senindir" buyurdu (Ahmed, Tirmizî, Ebu Davud ve Ýbni Mâce).
Huzeyl b. Þurahbil þöyle rivayet etmiþtir: Birinin 'kýzý, oðlunun kýzý ve kýzkardeþinin' veraset meselesi Ebu Musa'ya sorulmuþtu. O da þöyle cevapladý: "Kýz yansýný, kýzkardeþ de diðer yansýný alýr. Ýbni Mesud'a gidin, onun da benim görüþüme katýldýðýna þahit olacaksýnýz." Bu mesele Ýbni Mesud'a aktanldýðmda o þöyle dedi: "Eðer buna katýlýrsam hata etmiþ ve doðru yoldan sapmýþlardan olacaðým. Ben bu meselede Muhammed'in yaptýðý gibi karar vereceðim; Kýzý yansýný alýr, oðlunun kýzý 1/6'sýný alýr ki bu 2/3 yapar. Kalan da kýz-kardeþe gider." Meseleyi danýþmakta olanlar tekrar Ebu Musa'ya vanp Ýbni Mesud'un söylediklerini aktarýrlar. Ebu Musa "O âlim kiþi aranýzda olduðu müddetçe bana sormayýn." dedi (Buharî).
Ýmran b. Husayn'dan rivayet olunduðuna göre Peygamber'a bir adam gelmiþ, ve "El-hak benim oðlumun oðlu vefat etti. Bana onun mirasýndan ne var?" dedi. Rasulullah; "Sana altýda bir var." buyurdu. Adam dönüp giderken, onu çaðýrarak; "Sana bir altýda bir daha var" buyurdular. Adam dönüp giderken (onu tekrar) çaðýrarak; "Son altýda bir, sana fazladan bir rýzýktýr." buyurdular (Ahmed, Tirmizî ve Ebu Davud).
Bu hâdisenin ayrýntýsý þöyledir: Ölen kimse geride iki kýzý ile bu suali soran dedesini býrakmýþtýr. Þu halde iki kýza mirasýn üçte ikisi verilecektir. Geriye bir 1/3 kalýr. Peygamber suali sorana 1/6 hissesi olmak hesabiyle vermiþtir. Çünkü burada onun hissesi 1/6'dýr. öteki altýda biri kendisine birden bire vermemiþ; dönüp giderken arkadan çaðýrarak vermiþtir. Zira iki altýda biri beraberce verseydi, hissesinin bu olduðunu zannederdi. Son defa verdiði 1/6 ise, erkek tarafýndan akraba olduðundandýr. Hz. Ebu Bekr'e bir nine gelerek bir maldan kendisine ne kadar bir pay düþtüðünü sormuþ, o da ALLAH'ýn Kitabýnda ve Rasûlü'nün sünnetinde onun için bir þey belirtilmediðini, fakat kendisi mevzuyu diðer insanlardan soruþturana kadar evine gitmesini söyledi. Hz. Ebu Bekr mevzuyu araþtýrdýðýnda Mugîre b. Þube, Rasûlullah'ýn bir nineye 1/6 verirken yanýnda bulunduðunu söyledi. Ebu Bekr, o sýrada yanlarýnda bir baþkasýnýn bulunup bulunmadýðýný sorunca Muhammed b. Mesleme'nin de orada olduðu anlaþýldý. O da Mugîre'nin söylediðinin aynýsýný söyledi. Böylece Ebu Bekr bunu o nineye uyguladý. (Mâlik, Ahmed, Tirmizî, Ebu Davud, Darimî ve Ýbni Mace).
Ýbni Mesud, Peygamber'in, oðlu henüz hayatta iken bir nineye 1/6 pay verdiðini ve 1/6 pay verilen ilk ninenin de bu olduðunu rivayet etmiþtir (Tirmizî ve Darimî). Dahhak b. Sufyân, Eþyam ed-Dibab'ýn diyetine karýsýnýn da vâris olarak katýlmasýný Peygamber'in kendisine emrettiðini rivayet etmiþtir (Tirmizî ve Ebu Davud).
Ýbni Abbas'dan naklen: "Bir adam azâd etmiþ olduðu genç kölesinden baþka vâris býrakmadan öldü. Bu durumda Rasûlullah o adamýn malýný köleye verdi." (Ebu Davud, Tirmizî ve ibni Mace). Rasûlullah'in, ölen bir babaya atfedilen ve mirasçýlarýn da bunu kabul ettiði, Ölenin sahibi bulunduðu cariyesi ile iliþkisi sonucu doðan çocuðun mirasçýlar arasýna dâhil edilmesi yolunda karar verdiði de rivayet edilmiþtir. Fakat çocuk daha önceden bölünmüþ olan maldan bir hisse alamaz; sadece henüz bölünmemiþ olan mirastan hissesini alýr. Ancak çocuðun kendisine atfedildiði baba onu reddederse, çocuk vârisler arasýna dâhil edilmez. Þayet çocuk cariyeden olma ve babanýn kabullenmediði bir çocuksa veya babanýn hür bir kadýnla kurduðu gayri meþru iliþkiden olmuþsa, çocuðun atfedildiði kiþi babalýk iddiasýnda bulunsa bile mirasçýlar arasýna dâhil edilmez. Çünkü annesi köle de olsa, hür de olsa o bir zina mahsulüdür (Ebu Davud).
Rasûlullah, aþaðýda gösterildiði gibi belli bazý konularda da hüküm vermiþtir: "Ben, mü'minlere kendilerinden daha yakýným; borcunu ödemeye yetecek kadar mal býrakmadan ölen ve borç býrakan kimsenin borcu bana aittir, eðer mal býrakýrsa o da varislerine aittir." Bir diðer rivayette; "Bir kiþi borç ve maiþet-siz bir çocuk býrakýrsa, meseleyi bana getirin. Çünkü ben onun hamiþiyim." Yine bir baþka rivayette; "Bir kimse mal býrakýrsa, o mal varislerine gitsin; ve eðer bir kimse ardýnda gelirsiz kimseler býrakýrsa onlar bana gelsin." (Buharî ve Müslim).
Rasûlullah þöyle de buyurmuþtur: "Ben her mü'mine kendinden daha yakýným. Eðer bir kiþi borç ya da muhtaç bir aile býrakýrsa ondan ben sorumlu olacaðým. Þayet mal býrakýrsa o vârislerine gider. Ben, kimsesizlerin hamiþiyim. Sahip olduðu malý muhafaza ederim ve onu yükümlülüklerinden kurtarýrým." (Ebu Davud).
Rasûlullah'in bir hizmetkârý biraz mal býrakarak vefat etti. Fakat hiçbir yakým yoktu. Bunun üzerine Rasûlullah þöyle buyurdu: "Býraktýklarýný onun köyünden bir adama veriniz." (Ebu Davud ve Tirmizî). Bir baþka hadiste Peygamber þöyle buyurmuþtur: "Miras almaya hakký olan kiþi, azatlý kölesinin malýndan miras alabilir." (Tirmizî). Câbir, Peygamber'den iþitmiþ olarak þöyle rivayet etmektedir: Rasûlullah; "Doðan çocuk aðladý mý, mirasçý olur" buyurmuþlardýr (Ebu Davud). Doðan çocuðun aðlamasýndan, çocuðun diri doðmasý kastedilmektedir.