Siret Ansiklopedisi
Pages: 1
Davet Yolunda By: saniyenur Date: 29 Temmuz 2012, 12:05:40
Davet Yolunda

Hz. Peygamber tam manâsýyla teblið göre­vini yapmak için, en iyi yolu takip ettiði hal­de, halk bunun tam tersiyle mukabelede bulu­nuyordu. Allah'ýn emrini yerine getirmesin diye akla hayale ne gelmiþ ise onu yaptýlar. Fakat Hz. Peygamber hedefinden asla þaþma­dý. Ýkili görüþmeler yaptý, Arap kabileleriyle temas ederek konuþtu, hakký teblið etmek üzere yollara düþtü. Halkýn toplandýðý yerlere gidip teblið görevini yerine getirdi, islâm'ý izah etmek için elçiler gönderdi. Ýslâm'ýn ne olduðunu anlamak ve anlatmak için baþka yerlerden heyetler davet etti. Kral ve reislere mektuplar göndererek onlarý Ýslâm'a çaðýrdý.

Öðrenim ve öðretim seferberliði ilân etti. islâm'a davet edilmeden önce hiç kimseye karþý savaþ açýlmamasýný emretti. Duymayan kimsenin kalmamasý ve mazeretin ortadan kalkmasý için bütün insanlarý Allah'a davet emânetini her müslümana yükledi. Karþý taraf da davete son vermek ve davetçiyi ortadan kaldýrmak için her çâreye baþvurdu.

Tebliðden vazgeçirmek için kendisine ve rnüslümanlara eziyet yolunu tuttular. Menfaat teklif ettiler, akrabalarýný sýkýþtýrdýlar. Alay ettiler, ondan yüz çevirdiler, onu zahmet altý­na aldýlar. Ona ve kendisini destekleyenlere boykot ilân etuýer. Hz. Peygamber'i öldür­mek için karar verdiler, Her yoýu denedikleri halde bîr türlü Hz. Peygamber'i davasýn­dan vazgeçiremediler.

Zaman çok aðýr geçiyordu. Davete icabet eden çok azdý. Onu ümitsizliðe düþürmek için çaba gösteriyorlardý. Fakat o yine yoluna de­vam etti. Davetine son vermek ve O'nu orta­dan kaldýrmak için kendisine karþý savaþ açtý­lar. Bütün bunlara raðmen devam etti ve so­nunda muzaffer oldu. Dîni galip geldi. Müs­lümanlarýn siyasî durumu çok nâzik olduðu halde Ýslâm'ýn yayýlýþý günden güne hýzlandý. Bu da ilk davetçinin bereketi idi. O'nun, da­vasýndaki üstün hakikate olan imaný, sebat ve kararlýlýðý hareketini kesin zafere götürdü.

Bu sýfatlan O'nun üzerinde gören insanlar, Peygamber'e imân edip söylediði sözden baþka hak bir söz olmadýðýna kanaat getirdiler ve O'na tâbi oldular. Hayatý boyunca doðru olarak tanýnan ve hiçbir yalanýna þahit olun­mayan bir kimsenin, bir olayý nakledildiði za­man kalben ona ýsýnýlýr ve sözüne inanýlýr. Peygamber de böyledir. Aynca Rasûlullah, nefsin arzularýna ters düþtüðü halde gereðini yapmasý, yorucu ve zor olmakla beraber hiç­bir karþýlýðýný beklemeden sadece Allah'a ita­at etmek gayesiyle istikametini muhafaza et­mesi, nübüvetine ayrý bir belge teþkil etmek­tedir. Çünkü Allah rýzasýna talip olmayan kimse için baþka yollar daha kolaydýr.

Peygamberlerin teblið ve irþadý, diðer insan larm herhangi birþey için propaganda yapma­larýna ve haber vermelerine benzemez. Bunun için teblið ve irþâdlarý peygamberliklerine belgedir. Peygamber olmayan kimseler toplu­mu, arzulayýp heves ettikleri þeylere davet ederler. Yâni hevâ ve hevesleri açýsýndan in­sanlarý kazanmaya önem verirler. Bu yolda sýkýntý çekmezler. Herhangi bir fedakârlýða muhtaç deðildirler. Fedakârlýk yaptýklarý za­manlarda da daha büyük maddî bir kazancý düþünürler. Bu gibi kimseler daima selâmeti gözönünde bulundururlar. Hayat ve yaþayýþ onlar için çok mühimdir. Kazanç ve zaferi ararlar. Yalnýz, ümitsiz olduklarýnda davalarý­ný bir kenara býrakmalarý ve unutmalan gayet kolaydýr.

Allah'ýn peygamberleri ve onlara tabî olanlar ise imân ruhu ile hareket ederler. Onlarda ihlâs ve samimiyet heyecaný vardýr. Bâtýl bir davaya sahip olan kimseler için nefsin çýkarý­ný korumak, hakký teblið etmekten daha mü­himdir. Peygamberler için ise hak dava, her-þeyden üstündür. Peygamberler, nefsi gemle­mek ve hayatýn doðru yoluna koyulmak için ilâhî risâleti teblið ederler. Zaten her insanýn menfî þeylere karþý bir temayülü vardýr. Böy­lece bütün insanlarla mücadeleye giriþirler.

Düþmanlarýnýn elinden bir çok sýkýntýlar çek­tikleri gibi, inanan kimseleri terbiye etmek hususunda da çok sýkýntý çekerler. Çünkü in­san ne olursa olsun yine insandýr. Hz. Pey­gamber'in bütün bu safhalarý geçmesi; hak üzere sebat edip hiçbir tâviz vermeden yoluna devam etmesi; herkesin mükellef olduðu gö­revi tam manâsýyla eda etmesi için bütün zah­metlere katlanarak sabretmesi ve bu yoldaki azmi; Allah'a karþý ihlâsmý göstermektedir. Yaptýðý teblið görevi ve hâlet-i rûhiyesi, bü­tün bunlarý doðrulamaktadýr.


 



radyobeyan