Tarih
Pages: 1
Sarafim Efendi’nin Ramazan promosyonu By: hafiza aise Date: 24 Temmuz 2012, 12:20:05
 
Sarafim Efendi’nin Ramazan promosyonu
Ali Þükrü ÇORUK • 78. Sayý / TARÝH


Günümüzde anlam kaymasýna uðrayan kelimelerden birisi “kýraathane”. Eskiden kelimenin sözlük anlamýna uygun olarak müþterilerinin kitap ve gazete okuduðu, bazýlarýna ünlü yazarlarýn, kültür adamlarýnýn devam ettiði yerler olan kýraathanelerin bugün yalnýzca adý kaldý. Üstelik kelimenin anlamý deðiþerek kahvehanelerin yerine kullanýlýr oldu. Bugün gerek Ýstanbul’da gerekse taþrada, insanlarýn vakit geçirmek için gittikleri, oyun oynadýklarý, baþta çay olmak üzere meþrubat içtikleri mekânlar basbayaðý kahvehane olmakla beraber tabelalarýnda kýraathane yazýyor. Gerçi seksenli yýllarda dönemin idaresi tarafýndan kahvehanelere küçük bir kitaplýk oluþturma zorunluluðu getirilmiþti. Maksat “Altý çocuk fazla, bir çocuk az, iki çocuk iyi” sloganýyla gerçekleþtirilen okuma yazma seferberliðine paralel olarak kahvehane müdavimlerine kitap okuma alýþkanlýðý kazandýrmaktý. Þimdi var mý yok mu bilmiyorum, ama o dönemde her kahvehanede televizyonun bulunduðu bölümün hemen altýna on beþ yirmi kitap sýðacak bir raf yapýlmýþtý. Dostlar alýþveriþte görsün tarzýnda yapýlan bu uygulamaya bütün kahve sahipleri iþtirak ederek(!) evlerde çöpe atýlmak üzere bekleyen kitaplarý -okullarda yabancý dil öðreniminde kullanýlanlar da dâhil olmak üzere- kahvehanelere taþýdýlar. Ancak okuyan kim? Oyundan, sohbet etmekten, hükümet devirip hükümet kurmaktan, dünyayý kurtarmaktan, yazýn kahve önüne oturup etrafý temaþa etmekten zaman kalýyor mu ki okusunlar? Gerçi bu konuda haksýzlýk etmeyelim. Kahvehanelere bugün de pek çok gazete giriyor. Yazýdan çok resim aðýrlýklý, magazin ve spor gazetelerinin hepsini kahvehanelerde görmek mümkün. Üçüncü sayfa haberleri ise çoðu müþterinin favorisi.

Sözünü ettiðimiz kýraathanelerin bugünkülerle uzaktan yakýndan alâkasýnýn olmadýðýný tekrar belirtelim. Ayný þekilde 16. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda Ýstanbul’da açýlan kahvehanelerin ilk halleri ile þimdiki halleri arasýnda ne kadar fark olduðunu meraklýlarý bilir. Önceden þairlerin, yazarlarýn, kalem ve yazý ehlinin, kýsaca dönem entelektüellerinin devam ettikleri bu elit mekânlar toplumda büyük ilgiyle karþýlandý ve sayýlarý hýzla arttý. Bununla beraber herkesin ayný tarz kahvehaneye gitmesi mümkün olamayacaðýndan deðiþik toplum kesimlerine hitap eden kahvehaneler açýlmýþtý.

Kýraathane, kahvehanenin ilk ortaya çýktýðý dönemdeki konumunu zamanýn icaplarýna göre 19. yüzyýlda devam ettirmeye çalýþan mekânlara verilen addý. Bu mekânlarýn en ünlüsü ise kültür tarihimizde önemli bir fonksiyon icra etmiþ olan Sarafim Kýraathanesi’ydi. Beyazýt’ta Okçularbaþý’nda bulunan ve Tanzimat’tan II. Meþrutiyet’e kadar olan dönemde baþta Namýk Kemal, Sadullah Paþa, Ebüzziya Tevfik, Arif Hikmet Bey gibi önemli þair ve kültür adamlarýnýn müdavimi olduðu bu kýraathanenin sahibi Sarafim Efendi isminde bir Ermeni Osmanlý vatandaþýydý. Ancak Sarafim Efendi kýraathane müdavimlerine sadece kahve satan alelâde bir esnaf deðildi. Bildiði yabancý diller sayesinde Avrupa gazetelerinden tercümeler yapan, eriþebildiði kaynaklar sayesinde dünya ahvalini müþterilerine aktarmaya çalýþan bir aydýndý. Sarafim Kýraathanesi’nin özelliði Avrupa’da ve Türkiye’de neþredilen gazetelerin ve kitaplarýn satýldýðý, belli bir ücret karþýlýðýnda okunduðu bir yer olmasýydý. Kitapçýlýðýn ve matbuat hayatýnýn emekleme döneminde Sarafim Kýraathanesi bu anlamda önemli bir iþlev yüklenmiþti. Baþka bir deyiþle kültür ve edebiyat mekâný olan Sarafim Kýraathanesi’nde müdavimler kahvelerini yudumlarken þiir ve sanat sohbetleri yaparlar, öðrendikleri kadarýyla Avrupa ve dünya ahvalini tartýþýrlar, bütün bunlarý belli bir âdâb ve terbiye içinde gerçekleþtirirlerdi. Sarhoþ gelmek, yüksek sesle konuþmak, geliþigüzel oturmak, uyumak yasaktý.

1861 yýlýnda faaliyete baþlayan Sarafim Kýraathanesi’nin diðer bir özelliði de halka açýk ilk þirketlerden birisi olmasýydý. Sarafim Efendi, 1875 yýlýnda gazetelere verdiði bir ilanla (Basîret, nr. 1620, 28 Þaban 1292/28 Eylül 1875) “Þirket-i Terakki-i Fünûn” adýyla kýraathaneyi þirkete dönüþtürmüþ, 255 hisseden oluþan þirketin her hissesini 2 mecidiyeden satýþa çýkarmýþtý. Bu hisselerin ne kadarý satýldý, þirketin akýbeti ne oldu bilmiyoruz. Ancak Sarafim Efendi’nin o dönemde revaçta olan liberalizm eksenli iktisadî geliþmeler karþýsýnda oldukça uyanýk bir müteþebbis olduðu kesin. Aþaðýya sadeleþtirmesini sunduðumuz ilana göre kýraathanenin eksikliklerini gidermek, müþterilerine daha iyi hizmet etmek amacýyla bu kararý aldýðýný açýklayan Sarafim Efendi’nin hisselere talebi arttýrmak adýna bir de promosyona giriþtiðini görüyoruz. Zamanlamasý ise hayli ilginç. Halkýn iftardan sonra bu gibi mekânlara raðbetini bilen Sarafim Efendi, þirketleþme yolunda hisselerin satýþa çýkarýldýðý Ramazan ayýný deðerlendirmek istiyor. Buna göre þirket hisselerinden satýn alan müþterilerden Ramazan boyunca içecek parasý alýnmayacak. Yani bir anlamda “açýk büfe” uygulamasý söz konusu. Ýlaveten, kýraathaneye gelen hissedarlar elliden fazla Türkçe, Arapça, Fransýzca, Rumca ve Ýngilizce gazeteleri bedava okuyacaklardý. Ayrýca hissedarlara 30 kuruþtan 100 kuruþa kadar kitap ve risale hediye edilecekti.

Ramazan geldiðinde günümüz de dahil olmak üzere her dönemde gazetelerin, basýn yayýn kuruluþlarýnýn promosyon ve “Ramazan hizmeti” adý altýnda çeþitli faaliyetler gösterdiðini biliyoruz. Ramazan sayfalarý ve programlarý hazýrlamak, kupon karþýlýðý kitap hediye etmek bunlarýn baþlýcalarý. Günümüzde olanlarý gördükten sonra bundan 136 yýl önce hissedarlarýna bedava içecek ve bedava gazete okuma imkânýný sunan Sarafim Efendi’nin yaptýðý Ramazan promosyonu ister istemez bizi gülümsetiyor.

Sarafim Efendi’nin Basîret Gazetesi’ne verdiði ilan

“Mukaddes ve muazzez vatanýma gücüm yettiðince hizmette bulunmayý cidden cana minnet bildiðimden ve bunu da vatanýn yükselmesine ve saadetine en kestirme yol olan maarifin yayýlmasý yolunda çalýþmak suretiyle fiile getirmeyi arzu eder olduðumdan dolayý bulunduðum kýraathaneyi tesis ettim. Çeþitli kitaplar, risaleler ve mecmualar toplayýp imkânlarýmýn müsaadesi nispetinde burayý geniþletmeye ve daha iyi bir duruma getirmeye çalýþtým. Bu hayýrlý iþe öyle bir zamanda teþebbüs eyledim ki ortada yalnýz Takvim-i Vekâyi’ ile Cerîde-i Havadis’den baþka gazete yoktu. Osmanlýca gazetelerin az olduðu bir vakitte maarife önem verenlerin teþvikiyle ve nice güçlüklerle yabancý gazetelerden makaleler ve önemli haberler tercüme edip okuyucularýn hizmetine ve bilgisine sundum. Bu suretle yaptýðým nâçizane çalýþmalar herkesin hoþuna gitti. Günümüzde Osmanlýca gazetelerin çoðalmasýyla tercüme zorluðundan kurtulduk. Artýk gazetecilik alanýnda geleceðe yönelik ümidimiz arttý. Þimdiye kadar memleketin maarifini yükseltmek yolunda çektiðim sýkýntýlarý hayýrsever kiþilerin yardýmýyla atlatarak bugünlere geldim. Ancak kýraathanemin arzu edilen seviyede olmadýðý, müþterilerin bütün ihtiyaçlarýna cevap veremediði, birtakým eksikliklerinin bulunduðu bizzat yakýn dostlarým tarafýndan dile getirilmektedir. Bendeniz bu konuda kimseye yük olmak istemediðimden hal çaresi olarak bir þirket kurmaya karar verdim. Tanesi iki beyaz mecidiye deðerinde ikiyüz elli beþ hisseden ibaret olan þirketimizin ismi Þirket-i Terakki-i Fünûn’dur.

Hissedarlar Ramazan-ý þerifte otuz gece talep ettikleri meþrubata hakký olduktan baþka her hisse sahibine otuz kuruþtan beþ yüz kuruþa kadar kitaplar ve risaleler hediye edilecektir. Þayet hissedarlardan bazýsý kýraathanemize gelemeyerek hakký olan meþrubatý terk eylediði halde mukabilinde istediði risalelerden alabilecektir.

Bu þirketten hissedârlarýn nasýl faydalanacaðý bahsine gelince evvelâ kýraathanemize maddî yardýmda bulunmaktýr. Ýkinci olarak verilecek iki beyaz mecidiyeye karþýlýk tesadüf edecek ikramiyenin i’tâ kýlýnacaðý olmadýðý surette otuz kuruþluk resâil ile otuz gecelik meþrubatýn istediði vakitte kendisine yahut diðerine i’tâ olunacaðý gibi kýraathanemizi teþrif buyuracak zevât tekmil ramazaný cüz’î bir masrafla geçirecektir. Bundan baþka hissedarlar Türkçe, Arapça, Fransýzca, Rumca ve Ýngilizce elliden fazla gazeteyi bedava okuyacaklardýr.”


radyobeyan