Siyasi dil ve niyet okumak By: hafiza aise Date: 19 Temmuz 2012, 18:16:54
Siyasi dil ve niyet okumak
Alper Çeker • 76. Sayý / TOPLUM
“Maksat”, 1940’lý yýllarýn Amerikan edebi eleþtirisinde önemli bir tartýþmadýr. Northrop Frye’ýn ünlü “silah ile hedef almak” örneði, maksat meselesini açýk bir dille ifade etmektedir. Bu örneðe göre bir tavþana niþan alan avcýnýn, tavþaný yemeye ya da satmaya niyet ettiði söylenebilir. Paul de Man, söz konusu örneðe edebi dil baðlamýnda itiraz eder: “Ama avcý, cansýz bir cisme niþan aldýðýnda, edimi niþan almak dýþýnda baþka hiçbir maksat taþýyamaz ve bu haliyle, tamamen kapalý ve özerk bir yapý oluþturur. Edim kendisine geri yansýr ve kendi maksadýyla sýnýrlý kalýr. Bu yolla, alet (tavþana niþan alan silah) gibi farklý maksatlý nesneler arasýnda doðru bir ayrým yapabiliriz. Kant ve Schiller’in Huizinga’dan önce de çok iyi bildiði gibi, estetik varlýk kesinlikle oyuncak ile ayný sýnýftandýr.”1
Siyasi dil, edebi dil gibi estetik, kendisini amaçlayan bir dil deðildir. Siyasi dili anlayan insan aslýnda kendisini deðil, karþýsýndakini anlar. Siyasi dil güzelliði deðil, ikna etmeyi amaçlar. Siyasi dil iktidarý, yani çýkarý amaçlayan bir retoriktir. Yani bir niyet ifade eder. Bu niyetini gerçekleþtirmek amacýyla anlatým araçlarý kullanýr. Siyasetçi kalabalýklarýn diliyle konuþur, çünkü onlarý yakalamayý amaçlar. Bu doðrultuda þiveli konuþur, yerel sözcükler kullanýr. Böylece ikna ettiði kitlelerin oyunu alýr, iktidar olur ve çýkarlarýna ulaþmak için harekete geçer. Halkýn çýkarlarýný kendi çýkarý sayarsa, halkýn iktidarý olur; halkýn çýkarlarýný kendi çýkarlarýnýn karþýsýnda görürse, zorba bir iktidar olur.
“Niyet okumak” son yýllarda Türk siyasetinde oldukça sýk kullanýlan ve ayný sýklýkla kendisinden yakýnýlan bir kavram. Çünkü niyet okuma yoluyla savcýlar siyasete müdahale ederek iþi parti kapatma davasý açmaya kadar vardýrdýlar. Niyet okumaya bir örnek verelim: “Zanlý ya da sanýk kadýnlarýn adli muayenede sadece kadýn doktor tarafýndan muayene edilmesini öngören düzenlemeyle ilgili siyasi tartýþma dün de sürdü. TBMM'de gazetecilerin sorularýný yanýtlayan Adalet Bakaný Cemil Çiçek, düzenlemeyle ilgili 'þeriat özlemi' þeklinde yapýlan niyet okuma yorumlarýnýn yanlýþ olduðunu söyleyerek bu maddenin 2001 yýlýnda hazýrlanan taslak metinde de ayný þekilde yer aldýðýný söyledi. Çiçek, ‘O zaman AKP'nin tüzelkiþiliði bile yoktu. 'Bu düzenlemeyi o tarihte yapanlar böyle bir örtüyle mi hazýrladýlar' diye de sormak gerekiyor. Þeriat özlemi gibi niyet okuma beyanlarýný doðru bulmuyorum. Ceza hukukunda niyetler üzerinden hükümler tahsis edilemez’ diye konuþtu. Söz konusu düzenlemenin Alman CMUK'unun 81. maddesinin (d) bendinden aynen alýndýðýný savunan Çiçek, Almanya'da da benzer yöntemlerin bulunduðunu savundu. Çiçek düzenlemenin kadýnlarýn lehine olduðunu söyledi.”2
Peki niyet okumak anlamlý bir eylem midir?
Bir siyasetçinin, kullandýðý dil aracýlýðý ile ifade ettiði ya da imada bulunduðu niyetleri hakkýnda yorumda bulunabiliriz. Bu siyasetçinin eylemlerinden bu yorumumuza dayanaklar da bulabiliriz. Ama bunun tam tersini, yani dile getirmediði ve gerçekleþtirmek için giriþimde bulunmadýðý niyetleri olduðunu iddia etmek felsefi açýdan saçmadýr. Buna bir örnek verelim: Bir insanýn eþini aldattýðý bir biçimde kanýtlanabilir. Ama bir insanýn eþini aldatmadýðý asla kanýtlanamaz, çünkü bu yoktur. Var olmayaný tartýþmak, saçmadýr. Ayný biçimde sefahat içindeki bir hükümetin yetkililerinin, ifade ya da ima etmedikleri halde sosyalizm, komünizm ya da þeriat getirme niyetinde olduklarýný tartýþmak, saçmadýr. Çünkü bunlar sosyal adaleti, eþitliði, paylaþmayý ya da infak etmeyi savunan toplumsal düzenlerdir.
Sonuç olarak, niyet okumanýn anlamlý bir eylem olmadýðýný söyleyebiliriz. Ama siyasi hýrs çoðu zaman insanýn anlamýnýn önüne geçmektedir.
Dipnotlar:
1 Paul de Man, Körlük ve Ýçgörü (2008, çev. Ferit Burak Aydar, Cem Soydemir), s. 56
2 Radikal gazetesi, 5 Kasým 2004.