Siret Ansiklopedisi
Pages: 1
Kadınların Haklarının Korunması By: saniyenur Date: 18 Temmuz 2012, 20:43:59
Kadınların Haklarının Korunması

İslâm, kadına yalnızca insanlık tarihiyle başla­yan haklarını vermekle kalmamış, bunun yanında erkeklerden gelecek tecavüzlere karşı kadın haklarım himaye ermiştir. Açık bir biçim­de tecrübeler göstermiştir ki, bilinen genel prensipler içinde kadınlar kocalarıyla aynı hak­lara sahiptirler. (2:228). Bu hakların ihlali gayri meşrudur. Kadınlar bu durumda kocanın tek so­rumluluğu olan bu haklarının korunmasını is­terler. (2:220-226 ve 4:34). Mehir isteme hak­lan vardır. (2:236-237) ve (4:19-20) ki, bu da evliliğin şartlarındandır. (4:24-25).

Kadın, kocasının birden fazla evlenmesinde adalet mecburiyeti getirilerek korunmuştur. Eğer, koca, İslâm kanunlarının öngördüğü şekilde hanımlar arasında adaleti sağlayamayacaksa birden fazla kadınla evlenmesi yasak­lanmıştır. (4:3 ve 129) Kocanın, hanımım me­rak içinde bırakması yasaklanmış (4:129) ve eğer erkek boşanmakta kararlı ise, bunu dostça ve kadına hiçbir zarar ve ziyan vermeksizin yap­malıdır. (2:229-231). Aynı şekilde kadın her halükârda kocasıyla birlikte yaşamıyorsa boşanma hakkına sahiptir (hul'u). Buna rağmen onlara tamamıyla aynlmadan önce meseleyi bir hakime havale etmeleri tavsiye edilmiştir. (4:35).

Kadın, kocasını seçmekte tam bir serbestliğe sahiptir. Hiç kimse onu isteği dışında evlendiremez. Konumuz ile ilgili hadisi Neseî, Hz. Aişe (r.anha)'dan şöyle nakleder: "Genç bir kız, Aişe'nin yanma girdi ve: 'Babam beni isteme­diğim halde kardeşinin oğluna verdi. Benimle, onun i'tibarsızhğmı kaldıracak.' dedi. Aişe: 'Peygamber gelinceye kadar otur.' dedi. Daha sonra Peygamber geldi ve kız O'na (olayı) an­lattı. Bunun üzerine Peygamber kızın babası­na haber gönderdi ve onu çağırttı. O da, emri kıza bıraktı. Kız: 'Ey Allah'ın Rasulü! Babamın yaptığına razıyım; lâkin ben babaların bu işte rolleri olmadığını kadınlara öğretmek istedim.' dedi." (Buhari).Babanın veya velinin, kızlarını zorla evlendiremeyecekleri bu hadisle te'yid edilmiş oluyor. Berîre adındaki bir cariye Mu-giys adını taşıyan bir köle ile evliydi. Bir müddet sonra Berîre azâd edildi ve bir kölenin nikâhı altında kalmayı reddetti. Aişe (r. an-ha)'dan rivayet edilen hadiste: "Berîre azad ol­duğu vakit kocasında kalıp kalmamak hususun­da muhayyer bırakıldı." denilmiştir.

Bu da İslam'ın kadın haklarını nasıl koru­duğunu açıkça göstermektedir. Halifeliği döne­minde Hz. Ömer'in hanımı ile ilgili olan şu olay meseleye daha bir açıklık kazandırmaktadır. Peygamber döneminde kadınlar namaz için mescide gitmeye alışmışlardı. Bununla birlikte Hz. Ömer, halifeliği döneminde kadınların ev­lerinden dışarı çıkmasının uygun olmayacağını düşünüyordu. Ancak Peygamber'in bu duru­ma müsaade ettiğini bildiğinden kısıtlamaya gitmeyi de muvafık bulmuyordu. Hanımı Atike bu müsaadenin verdiği rahatlıkla namazlarını cemaatle kılıyordu. Bİrgün Ömer (r.a) şöyle de­di: "Bilirsin ki ben böyle bir şeyi sevmem." O da: "Vallahi sen beni nehyetmedikçe ben de git­mekten vazgeçmem." (Buhari).

Bu misaller göstermektedir ki, İslam toplumunda kadın haklan nasslarla koruma altına alınmış ve saygı görmüştür. Kadınlar ve erkekler toplu­mun saadeti için ortak bir ruh hali ile birlikte çalışırlar. İkisi arasında fıtratlarında var olan farkh çok az mesele vardır ki, onlar da sosyal hayattaki ahenk ve uyuma renk katarlar.



radyobeyan