Kurtubi By: reyyan Date: 10 Temmuz 2012, 15:01:06
KURTUBÎ
Endülüs'ün yetiþtirdiði büyük müfessir
Ebû Abdullah Muhammed Ýbn Ahmed Ýbn Ebî Bekr Ýbn Farh el-Kurtubî, dir. Kurtuba'da çiftçilikle uðrasan bir ailenin çocuðu olarak dünyaya gelen Kurtubî öðrenim çaðýna girince önce Arapça ve siir, sonra da Kur'ân-i Kerim öðrendi. 627/1230'da babasýnýn vefatýndan sonra da tahsiline devam ederek Rebî Ibn Abdurrahman Ýbn Ahmed (ö. 633/1235), Ýbn Ebî Hucce adýyla meþhur olan Ebu Ca'fer Ahmed (ö. 643/1245) gibi âlimlerden dilbilgisi, nahv, belâgat, Kur'ân ilimleri, Fýkýh dersleri aldý.
Herhalde Kurtuba ve diðer Endülüs þehirlerinin Hristiyanlarýn eline geçmesinden sonra, Mýsýr'ýn Ýskenderiye þehrine geldi. Mýsýr'a geliþ tarihi kesin olmamakla birlikte Ýskenderiye'de, (648/1251) yýlýnda vefat eden hadis âlimi Ebu Muhammed Abdulvehhâb Ýbn Revâc'dan ders aldýðýna göre bu tarihten önce Ýskenderiye'ye gelmiþ olmalýdýr.
Kurtubî burada Ýbnu'l-Cummeyzî (ö. 649/1252), Ebu'l-Abbâs Ahmed Ýbn Ömer el-Kurtubî (ö. 656/1258) ve el-Hasen Ýbn Muhammed el-Bekrî (ö. 656/1258) gibi hocalardan dil, edebiyat, Kur'ân ilimleri, kýrâat, tefsir, hadis, Fýkýh dersleri aldý.
Kurtubî buradan Kahire'ye, daha sonra da Asyût'un kuzeyindeki Münyetu Benî Hasîb'e gidip yerleserek (671/1273)'de vefatýna kadar orada kaldý. Kaynaklar Kurtubî'yi, salih bir ku,; ârif, dünyaya karþý zâhidâne yasayan, itkân sahibi bir âlim olarak tanýtýrlar. Zühd ve takvâ içinde yasamakla birlikte faydalý birçok eser kaleme almýþtýr. Kaynaklarda birçok talebesi olduðu bildirilmekle birlikte bunlarýn isimleri verilmemiþtir.
Kurtubî birçok Endülüslü âlim gibi fýkýhta Mâlikidir. Fakat tefsirine baktýðýmýzda onun, mezhep taassubuna kapýlmadýðýný, hattâ bu eserinde zaman zaman diðer mezheplerin görüþlerini tercih ettiðini görürüz. Bunda, Mýsýr'a geldikten sonra Þâfiî âlimlerden ders okumuþ olmasýnýn tesiri olduðu söylenebilir. Ýtikâd mezhebi itibariyle de Eþ'arîdir.
Bilinen eserlerinden önemlileri þunlardýr:
1. et-Tezkire fi Ahvâli'l-Mevtâ ve Umûri'l-Âhire: Kurtubî bu eserinde ölüm, ölülerin halleri, kýyamet, Cennet, Cehennem gibi mevzularý anlatýr.
2. et-Tezkâr fi Efdali'l-Ezkâr: Kur'ân-ý Kerim'in faziletlerine dair kýrk bâbdan oluþan bir eserdir.
3. el-I'lâm bimâ fî Dîni'n-Nasârâ mine'l-Mefâsid ve'l-Evhâm ve Ezhâru Mehâsini Dîni'l-Islâm.
4. el-Misbâh beyne'l-Ef'âl ve's-Sihâh: Ebu'l-Kâsým Ali Ýbn Cafer'in Kitâbu'l-Ef'âl'i ile el Cevherî'nin es-Sihâh adlý lügate dair eserlerinin muhtasarýdýr.
5. el-Muktebes fî Þerhi Muvatta-i Mâlik Ýbn Enes.
6. el-Lumau'l-Lu'luiyye fî Serhi'l Isrînâti'n-Nebeviyye.
7. el-Câmi'li-Ahkâmi'l-Kur'ân.
(Kurtubî'nin hayati, eserleri, ilmî þahsiyeti hakkýnda geniþ bilgi için bk. el-Kasabi Mahmud Zalat, el-Kurtubî ve Menhecuhû fi't-Tefsir, Kahire (1399/1979); Mahmud Besyûnî Fûde, Nes'etu't- Tefsîr ve Menâhicuhu, Kahire 1406/1986, s. 195-196; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsîr Tarihi, Ankara 1960, II, 345-346; Ismail Cerrahoglu, Tefsir Tarihi, Ankara 1988, II, 116-128).
Kurtubî Tefsiri:
Kurtubî'nin tefsirinin tam adý eserin mukaddimesinde belirtildiði üzere "el-Câmi li-Ahkâmi'l-Kur'ân ve'l Mübeyyin limâ Tedammenehû mine's-Sünne ve Âyi'l-Furkân"dir. Eser, ahkâm aðýrlýklý olduðu için bunu Ahkâmu'l-Kur'ânlar içinde sayanlar da vardýr. Ama bütün Kur'ân'ýn bastan sona kadar tefsirini ihtiva etmektedir. Kurtubî tefsirine Kur'ân'ýn fazileti, okunuþunun keyfiyeti, tefsiri, i'câzi, cem ve tertibi, ahrufu seb'a, müfessirlerin dereceleri ve tefsirle ilgili daha birçok konuya tahsis ettiði oldukça geniþ bir mukaddime ile baþlar. Bu mukaddimenin baþýnda, tefsirinde takip edeceði metodu bizzat kendisi söyle açýklamýþtýr:
"Ömrüm boyunca Allah'ýn kitabi ile meþgul olmayý ve bütün gücümü ona sarf etmeyi uygun gördüm. Bunu da tefsirdeki nükteleri içine alacak þekilde lügatleri, i'rablari, kirâatleri, kalpleri doðru yoldan sapan dalâlet ehlini reddetmeyi, bu zikrettiklerimin yanýnda ahkâmý, âyetlerin nüzûl sebeplerini, âyetler arasýndaki manâyý toplayan ve birbirine zýt gibi görünen ayetler arasýndaki müþkilleri açýklayan selef ve halef âlimlerinin görüþlerine þehâdet eden hadisleri özlü bir þekilde yazmaya giriþtim...
Bu kitaptaki þartlarým: Sözleri söyleyenlerine, hadisleri de (hadis mecmualarýnýn) müelliflerine dayandýrmaktýr... Müfessirlerin kýssalarýndan, tarihçilerin haberlerinden lüzumlu olanlar ve açýklama için mutlaka gerekli olanlar hariç olmak üzere yüz çevirdim. Bunun yerine "mes'ele" adýný verdiðim ahkâm ayetlerinin açýklamalarýný koydum. Bir, iki veya daha fazla hüküm ihtiva eden her âyete bazý mes'eleler ilâve ederek o mes'eleler içinde nüzûl sebeplerini, tefsiri, garîb kelimeleri ve hükümleri açikladim. Sayet âyet bir hüküm ihtiva etmiyorsa tefsir ve te'vilini vermekle yetindim." (el-Câmî li Ahkâmi'l-Kur'ân, Beyrut 1405/1985, I, 2-3'den kýsaltýlarak).
Gerçekten Kurtubî mukaddimede verdiði bu esaslara uymuþ ve rivâyet aðýrlýklý, son derece faydalý bir tefsir ortaya koymuþtur. Tefsirde rivâyete aðýrlýk verilmesi yanýnda dirayet ihmal edilmiþ deðildir. Mukaddimede belirtildiði üzere Sahabe ve Tabiun söz ve görüþlerinden baþlayarak kendi zamanýna kadar yazýlmýþ tefsirlerden -genel olarak kaynak belirtmek suretiyle- bol bol alýntýlar yapýlmýþ; âyetlerin tefsirine dair o zamana kadar söylenen ve yazýlanlar toplanmýþtýr. Kurtubî, rivayete aðýrlýk verirken tefsirine giriþtiði âyetin açýklamasý ile ilgili hadis bulmuþsa bununla yetinmiþ, hadis bulamadýðý takdirde Sahabe, Tabiun ve daha sonra gelen âlimlerin görüþlerine yer vermiþ, bu görüþlerin deðiþik olmasý halinde aralarýnda tercihler de yapmýþtýr.
Ýstifade ettiði eserler arasýnda Ahkâmu'l-Kur'ân'lar yekûn tutar. Bunlar içinde en çok Ebu Bekr er-Râzi el-Cassâs (ö. 370/981), Ýlkiyâ el-Herrâsi (ö. 504/1110) ve Ebu Bekr Ýbnu'l-Arabi; (ö. 543/1148)'nin Ahkâmu'l-Kur'ân'larýndan istifade etmiþtir. Bilindiði üzere bunlardan Ýbnu'l-Arabî, Mâlikî; Ýlkiyâ el-Herrâsî Þâfiî; Ebu Bekr el-Cassâs ise Hanefîdir. Ýbnu'l-Arabî'nin eserinden çok istifade etmesi yanýnda zaman zaman onu tenkidden geri kalmamýþtýr.
Ahkâmu'l-Kur'ân'lar dýþýndaki tefsir kaynaklarý içinde Ýbn Cerîr et-Taberî (ö. 310/923)'nin Câmiu'l Beyân'i, Ebu Ca'fer en-Nehhâs (õ. 338/949)'in Ý'râbu'l-Kur'ân ve Maâni'l-Kur'ân'i, Ebu Bekr en-Nakkâs (ö. 351/962)'in Þifâu's-Sudûr adlý tefsiri, Ebu'l-Abbâsî Ahmed ibn Ammar, el-Mehdevî (ö. 430/1039)'nin et-Tahsil li-Fevâidi Kitâbi't-Tahsili'l Câmi li-Ulûmi'd-Tenzil'i, Mekkî Ýbn Ebi Tâlib (ö.437/1045)'in Tefsir'i ve Müþkilu Ý'râbi'l-Kur'ân'i, el-Mâverdî (ö. 450/1058)'nin Tefsir'i ve Ýbn Atiyye (ö. 541/1147)'nin el-Muharraru'l Veciz'i sayýlabilir.
Bunlarýn dýþýnda Kurtubî bu tefsirinde, liste olarak verilse dahi sayfalarca tutacak derecede çok hadis, fýkýh, kýrâat, dil ve belâgat, akâid ve kelâm, tarih sahalarýnda zamanýna kadar yazýlmýþ birçok eserden çoðu kere kaynak belirterek istifade etmiþ ve tefsirinde bunlardan alýntýlar yapmýþtýr.
Daha önce Kurtubî'nin fýkýhta Mâliki; itikadda Es'arî olduðunu belirtmiþtik. Buna binaen tefsirinde Maliki mezhebinin görüþlerini delillendirirken -özellikle ahkâm âyetlerinin tefsirinde- diðer mezheblerin görüþlerine de yer vermiþ ama nezîh bir surette tenkid ve reddetmiþtir. Ýtikadî konularýn delilleri olan âyetlerin tefsirinde ise Ehl-i Sünnet dýþýndaki Mu'tezile, Kerâmiyye, Ýmâmiyye, Râfiziyye, Mücessime, Müþebbihe, Karâmita gibi bâtýl mezheblerin görüþlerinin çürütülmesine özen gösterilmiþtir.
Kurtubî tefsirinde kýrâatlere -þâz olan kýrâatlere de iþaret edilmek suretiyle- ve âyetlerin Arap dilbilgisine göre tahlillerine, þiirle istiþhâda da bolca rastlanýr. Bu arada az da olsa israiliyyata yer verdiði görülür.
Bu özellikleriyle Kurtubî tefsiri isimlendirildiði üzere sadece bir Ahkâmu'l-Kur'ân deðil Kur'ân-i Kerim'in bütün âyetlerini hemen her yönden inceleyen, hattâ zamanýndaki tabiî bilimler ýþýðýnda bazý âyetleri tefsire çalýþan geniþ bir tefsirdir. Yazma nüshalarýnýn bolluðu yanýnda defalarca baskýsý da yapýlmýþtýr. Son olarak Mýsýr'da on iki cilt halinde bir baskýsý vardýr ve bu baskýda kaynaklarý da dipnotlar halinde gösterilmiþtir.