Tarih
Pages: 1
II. Mahmud By: hafiza aise Date: 09 Temmuz 2012, 16:18:43
II. Mahmud ve bir iktidar sembolü olarak resim
Ali Þükrü ÇORUK • 71. Sayý / TARÝH


II. Mahmud dönemi, devlet geleneðinde klasik dönemden modern döneme geçiþ aþamasýný temsil ediyor. Daha sonraki yýllarda ileri aþamaya geçecek ve kökleþecek devlet uygulamalarýnýn temeli bu dönemde atýlmýþtý. Getirmek istediði yeni düzene karþý çýkacaðýný bildiði Yeniçeri Ocaðý’ný kanlý bir þekilde ortadan kaldýrmakla iþe baþlayan II. Mahmud, eskisinden farklý olarak merkezî yapýyý güçlendirmeyi, hayatýn her alanýný kontrol altýna almayý amaçlayan bu uygulamalarý hayata geçirirken hiçbir zaman tereddüt etmemiþti.

Devletin Batýlý manada yeniden yapýlandýrýlmasý anlamýna gelen bu uygulamalar neticesinde döneminde “müceddid” olarak anýlan II. Mahmud, bürokrasi ve halk üzerindeki otoritesini saðlamlaþtýrmak, gücünü göstermek adýna yeni semboller kullanmayý da ihmal etmemiþti. Devlet dairelerine resmini astýrmasý bunlardandý.

Bilindiði üzere Osmanlý padiþahlarý II. Mahmud’dan önce de resme ilgi göstermiþler Batýlý ressamlara resimlerini yaptýrmýþlardýr. Ancak II. Mahmud’dan önce hiçbir padiþah resmini devlet dairelerine astýrmayý düþünmemiþtir. Zaten böyle bir þey mümkün olamazdý da. Çünkü saray gelenekleri icabý sýnýrlý sayýda kiþiyle görüþen âlemin en seçkin kiþisinin suretini kamunun nazarlarýna sunmak kimsenin aklýnýn ucundan dahi geçemezdi. Vak’a-ý Hayriye ile baþlayan reform sürecinde padiþah-tebaa yani yöneten-yönetilen iliþkisinde de yeni düzenlemelere giden II. Mahmud eskinin aksine yönetilenlere daha yakýn durmayý tercih eder, adeta “sosyal” bir padiþah görüntüsü çizer. Ancak mevcut durumu muhafaza etmeye deðil deðiþtirmeye yönelik inþa edilen bu sosyallik, yönetilenler üzerindeki otorite ve iktidarýný tesis etmede yeni bir dil ve üslubu da beraberinde getiriyordu.

Bu konuda Vak’a-i Hayriye öncesinde bir dönem çaðdaþý olan Napolyon’u takip ettiði açýk. Nitekim reformlar döneminde yaptýrdýðý resimlerde Napolyon etkisi kendisini gösterir. Bilindiði üzere kitlelere olabildiðince yakýn durmuþ olan Napolyon bir propaganda unsuru olarak resmi ve görsel unsurlarý kullanmada baþarýlý olmuþ devlet adamlarýnýn baþýnda gelir. Yeni ordunun ilk mensubu olarak talimlere katýlan, vaktinin büyük kýsmýný kýþlada geçiren, bazen sabahýn erken saatlerinde Babýâli’ye baskýn ziyaretler yapýp bürokratlarý azarlayan, bunun yanýnda sýk sýk Ýstanbul içinde gezilere çýkan II. Mahmud, bu yönüyle iktidarýný güçlendirmeye yönelik olarak yönetilenlere iki mesaj birden veriyordu. Birinci mesaj “Padiþah olduðum hâlde ayný zamanda sizden biriyim.” Ýkinci mesaj ise otoritesinin ve iktidarýnýn idamesine yönelikti. “Reformlarý uygulamakta kararlýyým. Her an her yerdeyim. Dolayýsýyla emirlerimi uygulamakta asla tembellik ve umursamazlýk göstermeyin.” 1836 yýlýnda devlet dairelerine resmini astýrmasýný da bu ikinci mesaj çerçevesinde okumak gerekiyor. Yani padiþah cisminin olmadýðý yerde kendisini resmiyle temsil etmek istemekteydi. Baþka bir deyiþle görselliðin zihinler üzerinde yapacaðý etkinin fermanlardan ve yazýlý emirlerden daha fazla tesirli olacaðýnýn farkýndaydý. Nitekim resimlerin asýlmasý sýrasýnda düzenlenen törenlerde padiþahýn cismine gösterilen itinanýn aynen resmine de gösterilmesi, yeni bir davranýþ biçimi olarak resmin karþýsýnda dua edilmesi, dinî törenler düzenlenmesi bunun en açýk delili.

Bir garip tören!
Tarihçi Ahmet Lütfi Efendi’den öðrendiðimize göre II. Mahmud’un ilk resmi Selimiye Kýþlasý’na asýlmýþtý. Resmin asýlmasý sýrasýnda niþanlý ve sýrmalý aðýr merasim elbiselerini giyen üst düzey askerî görevlilerin ve subaylarýn katýldýðý “þayan-ý temaþa ve mutantan” törenler düzenlenmiþti. Resmin bulunduðu Beylerbeyi Sarayý ile asýlacaðý Selimiye Kýþlasý arasýndaki güzergâh boyunca top arabalý askerî birlikler konuþlandýrýlmýþtý. Beylerbeyi Sarayý’ndan alýnan resim týpký bir insan gibi binek taþýndan alýnarak bir faytona bindirilmiþ, baþta Hassa Müþiri Fethi Paþa ve Çirmen Mutasarrýfý Mustafa Nuri Paþa olmak üzere pek çok paþa faytonun önünde, padiþahýn yakýn adamlarýndan Ýzzet Bey ile Serasker Hüsrev Paþa ise faytonun arkasýnda olmak üzere alay hareket etmiþti. Paþalarýn ve üst düzey devlet görevlilerinin ata binerek katýldýklarý, bir kýsým askerlerin ise yürüyerek takip ettikleri alay Selimiye Kýþlasý’na doðru yola çýkmýþ, yol boyunca dizilmiþ olan askerler alay geçerken selama durmuþlar, askerî mýzýka takýmý marþlar çalmýþtý. Törenleri izlemek isteyen padiþah da bizzat Selimiye Kýþlasý’nda hazýr bulunmuþtu. Padiþahýn resmini getiren fayton kýþlaya geldiðinde üst düzey askerî subaylar ve vezirler atlarýndan inerek resmi faytondan çýkarýp kýþlada önceden hazýrlanmýþ yere asmýþlardý. Resmin asýlmasý sýrasýnda kurbanlar kesilmiþ, bu sýrada Hüdaî Dergâhý þeyhi ile Sünbüliyye Þeyhi Yunus Efendi tarafýndan dualar okunmuþtu. Ardýndan yirmi bir pare top atýþý gerçekleþtirilmiþ, pek çok gösteri düzenlenmiþ ve tören sýrasýnda kýþlada bulunan askerler resmigeçit yapmýþlar, törenin düzenlendiði akþam ise kýþlanýn içi ve dýþý kandillerle ýþýklandýrýlmýþ, havaî fiþek gösterileri yapýlmýþtý.

Ayný tören birkaç gün sonra Babýâli’de de düzenlendi. II. Mahmud’un resmini Babýâli’ye yakýn adamlarýndan Vassaf Efendi getirmiþ, tören sýrasýndaki duayý ise Sa’diyye Þeyhi Hasýrcýzade Süleyman Sýtký Efendi yapmýþtý.

Ahmet Lütfi Efendi’nin yazdýklarýndan devrin sadrazamý Mehmet Emin Rauf Paþa ile Þeyhülislâm Mekkizade Mustafa Asým Efendi ve ilmiye mensuplarýnýn bu törenlere katýlýp katýlmadýklarý anlaþýlamýyor. Ancak bu þahsiyetlerin Selimiye’deki tören sýrasýnda padiþahýn yanýnda bulunduklarý kuvvetle muhtemel.

II. Mahmud’un resmini devlet dairelerine astýrmasý halk tarafýndan garip karþýlanmýþ, düzenlenen törenlerde yapýlan masraflar ve padiþahýn resmi etrafýnda yazýlan þiirler ve kasideler tepki çekmiþti. Tepkiler, resimlerin dua eþliðinde ve dinî merasimlerle asýlmasý noktasýnda yoðunlaþýyordu. Bu tepkilerin derecesi özellikle Arabistan yarýmadasýnda daha yüksek oldu. Muhtemelen bu tepkilerin tesiriyle, halkýn böyle þeylere hazýr olmadýðý düþünülerek II. Mahmud öldükten sonra resimlerin üzerlerine örtü çekildi.

Bu mesele hakkýnda Tarihçi Ahmet Lütfi Efendi’nin yorumuna gelince, II. Mahmud’un devlet dairelerine resmini astýrmasý “maazallahu teâlâ taabbüd ve tecessüm” yani ulûhiyet iddiasý deðildi. Ancak böyle þeylerin hakiki mânâsýný “kulûb-ý havâs” yani seçkinler, meseleyi geniþ düþünenler bilir. Avâm iþin özünü anlayamadýðý için deðiþik mânâlar verebilir. Bu ise normal. Dolayýsýyla yapýlacak iþlerde avâmýn ne düþüneceðini hesaba katarak hareket etmelidir. Bir bakýma II. Mahmud’un bir iktidar unsuru olarak resmini kullanma yolundaki baþarýsýzlýðýný üstü kapalý olarak buna baðlar.


radyobeyan