Güncel Dini Haberler
Pages: 1
Sen Yusuf ol By: ehlidunya Date: 07 Temmuz 2012, 17:04:09
   

Ahmet Kurucan
   
Sen Yusuf ol, kaç! Kaç ki gömleðini arkadan yýrtsýnlar


Ehlinin malumudur; tabii, faydacý, yorumcu, normcu, sosyolojik, realist vb. isimler altýnda birçok hukuk akýmlarýndan bahsedilir hukuk tarihinde. Bunlardan bir tanesi de son dönemlere has olmak kaydýyla feminist hukuk akýmýdýr. Uzmanlarýn görüþüne göre tutarlý bir hukuk anlayýþý koyamamýþtýr bu akým. Genelde erkek karþýtlýðý üzerine kurmuþlardýr hukukî görüþlerini.

"Farklý fakat eþit" bu görüþün özeti gibidir. Fakat bunlarýn haklý olduðu bir nokta vardýr; o da sair hukukî akýmlarýn erkek egemen bir bakýþ açýsýyla ortaya konduðu ve savaþtan çocuða, karý-koca iliþkilerinden cezalarýn belirlenmesine kadar erkeðe ait (masculine) özellikler gözetilerek kadýna ait (feminine) özelliklerin ihmal edilmesidir. Hâlbuki doðru olan ne masculine ne de feminine, aksine kadýný da erkeði de içine alan daha insani hukuki norm ve formlarýn olmasý gerektiðidir.

Yazýya böyle bir giriþ yapmamýn sebebi, Hocaefendi'nin Herkül Naðme sitesinde de tefsir dersi notlarý diye nitelendirebileceðim bölümde yayýnlanan, Hz. Yusuf ve Zeliha -Züleyha da diyenler var- arasýndaki kýssadan hareketle yaptýðý yorumlara dayanak teþkil etmesi. Hocaefendi burada feminist hukuk akýmýnýn haklý dediðimiz yaklaþýma temel olacak bazý yorumlarda bulundu. Gerçi daha önceleri bu türden baþka yorumlarý da vardý Hocaefendi'nin. Mesela, nafile oruç tutma mevzusunda fýkýh kitaplarýnda gördüðümüz bir içtihadi hüküm: kadýn kocasýndan izin almadan nafile oruç tutamaz. Buna gerekçe olarak da genelde kocanýn þehvani isteðinin zamanlamasý gösterilir. Pekâlâ diyor Hocaefendi: "Ayný þey kadýn için geçerli deðil midir?" Cevap tabii ki evet. O zaman, ayný gerekçeye baðlý olarak erkeðin nafile orucu için karýsýnýn izni devreye girmesi gerekir. Ýþte erkeksi veya kadýnsý deðil insanî boyut derken kastedilen bu. Her iki cinsin birlikte mütalaa edildiði bir hukuk anlayýþý.

YALNIZ KADIN DEÐÝL, ERKEK DE ÝMTÝHAN ARACI

Tefsir dersine ve notlarýna geri dönelim; Mýsýr melikinin karýsý olan Zeliha'nýn Hz. Yusuf'un nefsinden kâm almasýný konu alan ayetleri okuduk. Kýssa çok meþhur olduðu için yerden ve zamandan tasarruf adýna ayet meallerini vermiyorum. Ýsteyenler hafýzalarýný da tazelemek için Yusuf Suresi'ni bir daha okuyabilirler.

Rivayet ama özellikle dirayet açýsýndan birçok noktalara temas etti Hocaefendi o derste. Ýffetin ALLAH'ýn en büyük lütuflarýndan biri olduðuna deðindi. Misyon ve iffet arasýndaki irtibata temas etti. Peygamberlerin ardýndan sahabe, asfiya, mukarrabin, evliya ve salihine kadar nice büyük insanlarýn bu türlü imtihanlardan geçtiðini ve imtihaný kaybetmemek için ne kadar dikkatli yaþadýklarýný misallerle anlattý. Özellikle Kur'an hâdimlerinin mülahazalarýnda dahi bir kirlilik olmamasý için dikkatli davranmalarýnýn gereðine iþaret etti. Aksi halde ferdin deðil koskoca bir camianýn itibarýnýn hak ile yeksan olabileceði ve böylesi vaki veya muhtemel þayialar karþýsýnda daðýlma ve çözülme tehlikesinden dem vurdu. Bu türlü imtihanlara, belalara muhatap olmamak için Kur'an hâdimlerinin birbirlerine dua etmelerinin gereðinin altýný çizdi. Bütün bunlarý Herkül Naðme'den tekrar dinleyebilirsiniz. Þöyle baðladý Hocaefendi sözlerini: "Mesele sadece bir vak'anýn resminden ibaret deðil; her satýrý, her cümlesi, her kelimesi, her harfiyle büyük dersler veriyor Kur'an bize gördüðünüz gibi."

Tam o esnada birisi kulaðýma eðildi ve Batý dünyasýnda bu ayeti delil göstererek Ýslam'ýn kadýný mücerred manada fitne unsuru olarak anlattýðýný fýsýldadý. Gözünden kaçmadý bu manzara Hocaefendi'nin. Keskin nazarýyla bir nigâh-ý âþina kýldý bize doðru. Ben de kulaðýma fýsýldanan þeyi söyledim. Ýyi ki de söylemiþim. "Bana göre tam aksi; burada kadýnýn fitne unsuru olmasý deðil, erkeðin kadýna karþý zaafý anlatýlýyor. Nitekim bu hususu sabah akþam dualarýmýzda yaptýðýmýz ALLAHümme ecirnâ min þeri'n-nisa, min fitneti'n-nisa, min belai'n-nisa yani kadýnlarýn þerrinden, fitnesinden, belasýnda Sana sýðýnýrým duasýný anlatýrken söylemiþtim."

Burada duralým ve söylemiþtim dediðim þeyi aktaralým. Þöyle diyor Hocaefendi bu dua ile alakalý olarak: "Erkek için bir imtihan unsuru olmasý açýsýndan kadýna 'fitne' de denilmiþtir. Bir kýsým mü'minlerin sabah-akþam dualarýnda 'ALLAHümme ecirnâ min þerri'n-nisâ, ALLAHümme ecirnâ min belai'n-nisâ, ALLAHümme ecirnâ min fitneti'n-nisâ' demeleri; yani, 'ALLAH'ým, erkekliðin altýnda kalýp kadýnla imtihaný kaybederek bir kötülük iþlemekten bizi koru; ALLAH'ým, þehvetin arkasýnda sürüklenip bir felakete uðramaktan bizi muhafaza et; ALLAH'ým bir kadýnýn cazibesine kapýlýp doðru yoldan sapmaktan bizi halâs eyle!' diyerek ALLAH Teâlâ'ya iltica etmeleri kadýnýn potansiyel bir iptila vesilesi olmasýndandýr. Güzeller Güzeli Yaratýcý, kadýna cemalinden bir parýltý vermiþ ve onu tenasübü, güzelliði, edâsý ve endâmýyla erkeðin gönlüne çok câzip gelebilecek bir hilkatte yaratmýþtýr. Bazýlarý, o câzibe karþýsýnda iradelerinin hakkýný vermekte zorlanabilirler; kadýný bir imtihan vesilesi görür ve onun karþýsýnda iradesiz davranmamak için de sabah akþam ellerini açýp -arz ettiðim gibi- ALLAH'ýn hýfz u himayesine sýðýnýrlar. Yoksa, mü'minler, kadýnýn þer, bela ve fitne olarak yaratýldýðýný asla düþünmez ve kadýn fitnesinden korunma dualarýný o bâtýl inanca baðlamazlar. Bu açýdan, aslýnda erkek de kadýn için bir imtihan aracýdýr ve kadýn da erkek sebebiyle baþýna gelebilecek þerden, beladan ve fitneden sürekli Hazret-i Hafîz'e sýðýnmalýdýr. Hatta o da -dilerse- dualarýnda 'ALLAHümme ecirnâ min þerri'r-ricâl, ALLAHümme ecirnâ min belâi'r-ricâl, ALLAHümme ecirnâ min fitneti'r-ricâl' diyebilir. Evet, erkek-kadýn münasebetleri çerçevesinde her ikisi de birbiriyle imtihan olmaktadýr ve her biri diðeri için bir imtihan unsuru, bir bela sebebi ve bir fitne vasýtasýdýr."

Hiçbir te'vil ve tefsire gerek olmayan bu açýklamayý Yusuf Sûresi'nde kimin þehvetine maðlup olduðunu düþünerek bir daha okuyun isterseniz. Orada þehvetine yenik düþerek fitne unsuru olan Hz. Yusuf mu yoksa Zeliha mýydý?

Yazýya baþlýk yaptýðým cümleye gelince; bunlar Hocaefendi'nin sehl-i mümteni veciz beyanlarý idi ki bu yazýnýn kaleme alýnmasýnýn hem sebebi, hem de yazýnýn bir cümlelik özetidir. Dedi ki: "Sen Yusuf ol, kaç! Ne diye gömleðini önden yýrttýrýyorsun. Kaç, kaç ki arkadan yýrtsýnlar."



radyobeyan