Kitap
Pages: 1
Ten Bilgisi By: hafiza aise Date: 05 Temmuz 2012, 16:58:55
Ten Bilgisi
Said YAVUZ • 60. Sayý / KÝTAP


Ýmam Þafi, uzun bir seyahatin sonunda Baðdat'a yakýn bir yerde bir kervansaraya konuk olur. Orada bulunan insanlardan biri diðerlerinden daha fazla ikram ve iltifatta bulununca Ýmam Þafi dostlarýna: “Bu âdemin þeklinde kuvvetli bir kötülük duygusu var. Lakin bize üç gündür haddinden fazla ikramda bulunuyor. Bakalým akýbeti de böyle olursa benim bildiðim o feraset ilminin hiçbir aslý yoktur” demekten kendini alamaz. Öyle ki imam hazretleri yola revan olmayý buyurunca mezkûr þahýs imamýn atýnýn gemini yakalayýp “Üç gündür yiyip içtiniz, bunlarýn karþýlýðýný ve hane kirasýný verin” diyerek çýkýþýr. Ýmam hazretleri tebessüm ve taaccüp buyurunca onun yaraný dönüp ona: “Ya imam, sizin bildiðiniz feraset ilmi sahihtir, bunun delili ve alameti böylece sabit olmuþtur” derler.

Ýmam Þafi, bir kimsenin dýþ görünüþüne bakýp o kiþinin ahlâk ve karakter yapýsý hakkýnda hükümler koyan yani zahirden batýný tespit ve tahmine çalýþan feraset ilminin doðruluðunu yeri geldiðinde test etme gereðini niçin aþikâr etmiþtir? Ýnsanýn dýþýna bakarak içini keþfetmeye dönük çabalar çok eskilere dayanýyor. Hipokrat ve Eflatun insanlarý derin ve sathi diye çeþitli tiplere göre incelemiþlerdi. Ýslam dünyasýnda ise ilk kýyafetname günümüze ulaþamamýþ fakat birçok eserde gönderme yapýlan Ýmam Þafi’nin eseriydi. Ondan sonraki dönemlerde de yüze üflenmiþ ruhun peþinde birçok âlim kafa yormuþ, eser telif etmiþti. Ýmam Þafi’yi edindiði bu ilimden þüpheye düþüren þey, herhalde bu bilgilerin tam olarak bilimsel dayanaklarýnýn olmayýþýydý. Ama buna raðmen ilimleri Beden Ýlmi ve Dinî Ýlimler diye ikiye ayýran da oydu. Ýslam dünyasýnda bu ilim firaset ya da kýyafet olarak adlandýrýlmýþ ve bu iþin ehillerine de kâif denilmiþti. Hz. Peygamber’i (s.a.v.) çocukken bir kaif görmüþ ve onun bir öksüz olduðunu, büyüyünce önemli bir þahsiyet olacaðýný haber vermiþti. Yahudi âlimlerinden Abdullah bin Selam’ýn daha görür görmez, onun için “Bu yüz yalan söylemez” demesi de bu cümledendi. Kýyafetname yazarlarý bu ilmi bazý ayet ve hadislere dayandýrýyor. “Ey Resulüm sen onlarý simalarýndan tanýrsýn” ayetinin yanýnda “Mü’minin ferasetinden korkunuz” hadisi de zikrediliyor.

Kendisine hatiften gelen bir sesle Gazali’nin Farsça yazdýðý Kýyafet kitabýný Türkçe kaleme almaya karar veren Nakþi þeyhi Ýbrahim Kûrânî, Ýmam Þafi ile ilgili yukarýdaki bilgileri verdikten sonra maksadýnýn muhatap ile ilgili mütalaada zahmet çekenlerin bu risale ile büyük faydalar ummalarýna vesile olmak olduðunu zikrediyor.

Yüzün macerasýna dair söylenenler hep ilgimi çekmiþtir. Ben de Kýrklar’da Yüzün Poetikasýna Giriþ baþlýklý bir inceleme yazmýþtým. Orada biraz farklý olarak yazarlarýn yazdýklarýyla yüzleri arasýnda bir korelasyonun arayýþý vardý. “Ruhun fihristi” olarak düþündüðüm yüzün benim için ikinci gizemli çaðrýsý Emine Gürsoy Naskali ve Aylin Koç’un hazýrladýðý Beden Kitabý oldu. Çeþitli üniversitelerden farklý bölümlerdeki akademisyenlerin kültürümüzün bedeni algýlayýþ biçimiyle ilgili çok zengin makaleleri içeriyor bu eser. Eski çaðlardan beri insanýn dikkatini çeken beden ve onun ima ettiði detaylarý ele alan kýyafet ilmi bugün fizyonomi, fizyotipoloji, kriminoloji gibi isimler aldý. Bir damla kan ve binlerce endiþe olan insanýn meçhul kitabý eskiden olduðu gibi bugün de hayretle okunuyor.

Eðer bir kiþinin boynu ve omzunda çok kýl varsa, kaþýnýn kýlý çok, burnu eðri, dudaklarý ince ve biri diðerine göre kalýnsa, yüzünde ve gövdesinde çok ben varsa o kiþi, zalimliði, inciticiliði, haksýzlýðý sever… Bir kimsenin burnunun orta direði ince ise ve yürürken ellerini sallýyorsa o kiþi kendini beðenmiþ biridir. Alnýn geniþliði huysuzluða, darlýðý anlayýþsýzlýða, yumruluðu tembelliðe, çizgisiz olmasý ahmaklýk ve bencilliðe, alýn çizgilerinin çokluðu çok konuþkanlýða, iki kaþ arasýndaki çizgi, eften püften þeyleri dert edinmeye, sýkýntýlý oluþa iþarettir. Eðer gözünüzün aký karasýndan çoksa, burnunuz uzun, aðzýnýz geniþ, dudaklarýnýz ince ise, sesiniz gür ve kalýnsa, saçýnýz da sertse siz; cesur, gayretli, bahadýr heybetli bir karaktere sahipsiniz demektir.

Yukarýdaki ifadeleri okuyunca ben de sizin gibi aynaya baktým. Hatta zalimlerin özelliklerini okurken bazý diktatörlerin fotoðraflarýný aradým. Bu makaleleri okuyunca ruhun bedende aldýðý þekli daha bir merak ettim. Enis Batur’un Kýrk Pare’de dediðinin aksine Erzurumlu Ýbrahim Hakký’nýn “bedenle ilgili cüretkâr” ifadeleri ondan birkaç asýr önce de rahatlýkla dile getirilmiþti. Bütün bu çabalar, Allah’ýn kendi ruhundan üflediði zübde-i âlem olan insaný anlama, yaratýlýþtaki hikmetleri görme gayretlerinin akisleriydi.

Yukarýdaki ifadelerden de anlaþýldýðý gibi ortaya konan yargýlar tevilsiz, açýk seçik verilmiþtir. Bunun nedeni Prof Dr. Mahmut Kaplan’a göre insanlarýn kendilerini düzeltmelerine fýrsat tanýmak için. Osmanlý’da bu bilgiler týpta kullanýldýðý gibi bazý kiþilerin saraya alýmýnda, köle alým ve satýmlarýnda kullanýlmýþtý.

Kiþisel geliþim kitaplarýnýn vitrinlerden inmediði, baþarý için her þeyin mubah görüldüðü günümüzde insanýn kendi eksikliðini, acziyetini keþfetmesinde elimizdeki eski kaynaklarýn büyük rolü olacaktýr. Kitapta Türk Edebiyatý’nda yazýlan mensur ve manzum kýyafetnameler, sözlü ve yazýlý kültürümüzde beden, beden ve müzik iliþkisi, edebiyatýmýzda karakterlerin görünüm ve davranýþlarý arasýndaki baðlantýlar gibi çok farklý makaleler var.

Beden ve harfle ilgili makaleye deðinmeden geçersek kitabýmýz dal harfi gibi boynunu bükebilir. Klasik edebiyatýmýzda Arapça harflerden bazýlarý sevgilinin çeþitli azalarýna benzetilir. Elif, sevgilinin boyuna; cim, saçlarýn kývrýmýna; râ, kaþlara; sin, diþlere; sad, gözlere; mim, sevgilinin aðzýna; nûn, kaþlara; he harfi de gözlere benzetilir. Rûþenî’nin Hz. Peygamber’e olan sevgisini dile getirdiði þu beyit, harfin yüzle rabýtasýna ne güzel örnektir:

Sad aynýn, mim aðzýn, dal zülfün göreli
Ya Nebi gitmez dilimden bir nefes zikr-i Samed

Hece sunar: Cemil Meriç  özel sayýsý
Þimdiye kadar Necip Fazýl Kýsakürek, Cahit Zarifoðlu, Mehmet Akif Ersoy ve daha birçok yazar ve þair hakkýnda hazýrladýklarý çok geniþ kapsamlý özel dosyalarla gelecek nesillere önemli kaynaklar býrakan Hece dergisinin 18. özel sayýsý olan “Cemil Meriç Özel Sayýsý” Ocak ayýnda yayýnladý. Dergi “Bir Entelektüel Tedirgin: Cemil Meriç” üst baþlýðý ile çýktý. 6 bölümden oluþan dergi þimdiye kadar hakkýnda birçok makale ve kitap yayýmlanmýþ olan Cemil Meriç’i bütün yönleri ile ele almaya çalýþýyor. Bu amaçla dergi, Meriç’in hayatý, kiþiliði, düþüncesi hakkýndaki incelemeler, kitaplarýnýn kritiðini yapan makalelerle, birçok yazarýn katýldýðý soruþturmayla ve derginin sonuna konulan albümle oldukça kapsamlý hale getirilmiþ. Atasoy Müftüoðlu, Nazan Bekiroðlu, Doðan Hýzlan, Akif Emre, Süleyman Hayri Bolay, Köksal Alver gibi onlarca isimin ortak emeðinin eseri dergi 480 sayfadan oluþuyor. – Salih Demirhan

Kahramanlarýn dergisi yayýnda
Gregor Samsa, Don Kiþot, Raskolnikov, Anna Karanina gibi her türden okuyucusu üzerinde etki býrakan kahramanlar hakkýnda çok þeyler yazýlýp çizildi. Bu kahramanlar arasýnda defalarca roman sayfalarýndan beyazperdeye taþýnanlar da oldu. Roman kahramanlarýnýn okuyan üzerindeki etkisinin farkýnda olan bir grup edebiyatçý bu kahramanlarý derinlemesine inceleme niyetiyle Roman Kahramanlarý adýnda 3 aylýk bir dergi çýkarmaya baþladýlar. Irmak Zileli’nin genel yayýn yönetmenliðini yaptýðý dergi her sayýsýnda iki yerli, iki yabancý olmak üzere toplam dört roman kahramanýný konu edinmeyi planlýyor. Ýlk sayýsý Ocak ayýnda yayýnlanan derginin içeriði þu an için genel olarak edebi yazýlardan oluþuyor. Ancak dergi ileriki sayýlarda roman kahramanlarý hakkýnda akademik yazýlarýn da bulunduðu geniþ kapsamlý dosyalar hazýrlamayý vaat ediyor. Daha fazla bilgi için: www.romankahramanlari.com – Salih Demirhan

VÝTRÝN

Judith Butler, Gayatri Chakravorty Spivak
Ulus Devlet Marþýný Kim(ler) Söyler?
Çeviri: Osman Akýnhay
Agora, 2010, 87 s.

Edisyon
Türkiye'de / Türkçede Felsefe Üzerine Konuþmalar
Küre, 2010, 265 s.

Mehmet Altan
Kent Dindarlýðý
Timaþ, 2010, 207 s.

Susan Buck-Morss
Görmenin Diyalektiði: Walter Benjamin ve Pasajlar Projesi
Çeviri:  Ferit Burak Aydar
Metis, 2010, 524 s.

Derleyen: Nuran Tezcan
Çaðýnýn Sýradýþý Yazarý Evliya Çelebi
Yapý Kredi, 2009, 412 s.


radyobeyan