Editörün Notu
Pages: 1
Yeni medya yeni hayatlar By: hafiza aise Date: 02 Temmuz 2012, 16:01:12
Yeni medya yeni hayatlar
Ýbrahim BARAN • 88. Sayý / EDÝTÖRÜN NOTU


Ýlk insan Hz. Âdem (a.s) dünyaya gönderildiðinde –konuþma ve etrafýyla iletiþim kurma dâhil olmak üzere– tüm ilimler kendisine öðretilmiþti. Þayet konuþmak, iletiþim kurmak diye bir mecburiyet olmasaydý, Allah O’na bu bilgiyi öðretmeyecekti belki de. Ýletiþim, ilk insandan bugüne bizler için bir mecburiyet. Ýnsanlar, tarihin her döneminde þartlar ne þekilde yaþamayý gerektiriyorsa bu gerekliliklere uygun olarak birbirileriyle iletiþim kurmaya çalýþtýlar. Birbirileriyle haberleþmek için kimi zaman ateþ yaktýlar ve ateþin dumanýný kullandýlar, kimi zaman da davulla haberleþmeye çalýþtýlar. Zaman ilerleyip þartlar deðiþtikçe iletiþim yöntemleri de geliþerek deðiþti. Özellikle 19. yüzyýldan, yani telgraf ve telefonun icadýndan sonra bu sürecin hýzlandýðýný, tam 80 yýl önce televizyonun icadýyla bu sürecin farklý bir mecraya evrildiðini ve iletiþim tarihinin dönüm noktasý denilebilecek bir buluþ olan internetin icadý ile tahayyülleri zorlayan bir noktaya geldiði söyleyebiliriz. Bugün artýk bilgisayarýmýzýn karþýsýna geçerek ya da telefonumuz marifetiyle dünyanýn diðer ucunda gerçekleþen bir olaya anýnda þahitlik edebiliyoruz.

Her toplumsal gerçeklik gibi iletiþim teknolojilerindeki geliþmelerin avantajlarýyla birlikte dezavantajlarý da var. Telefon ve internet hayatýmýzý çok kolaylaþtýrýyor. Birbirimizden anýnda haberdar olabiliyoruz, birbirimizi dünya gözüyle görmek için artýk kilometrelerce yolu katetmemize gerek kalmýyor. Her türlü sosyal paylaþým aðlarýnda meramýmýzý milyonlarýn önüne serebiliyoruz. Kitap okumak için kitapçý kapýlarýný ya da kütüphaneleri aþýndýrmamýza da gerek yok! Çünkü tablet bilgisayarýmýza yüzlerce kitabý indirip oradan okuyabiliyoruz. Hatta sanal kütüphanelerimiz bile oldu. Meseleye bu açýdan yaklaþtýðýmýzda “bunda ne gibi bir sorun var?” sorusu aklýmýza gelebilir. Doðru, iletiþim teknolojileri hayatýmýzý çok kolaylaþtýrdý fakat fark ettirmeden bizi esareti altýna aldý. Korkarým bundan sonra “özel hayatýma kimse karýþamaz” cümlesini rahatlýkla kur(a)mayacaðýz, çünkü “özel hayat” dediðimiz mahremimize herkesi ortak ediyoruz, farkýnda olmadan nasýl geçtiðini bir türlü anlayamadýðýmýz(!) zamaný sosyal medyada bozuk para gibi harcýyoruz. Kitap okuyor muyuz peki elimizdeki tablette? Hiç zannetmiyorum. Ýnternet, sosyal medya o kadar köleleþtirdi ki bizi, bilgisayarýn baþýna yalnýzca anlýk ileti yazmak için oturur olduk. Þunu da kabullenmemiz lazým: Kabahat iletiþim teknolojilerinin geliþmesinde deðil, onu nasýl, ne þekilde kullanmayacaðýný bilmeyen bizlerde.

Bu ay tüm bu soru(n)larý ele aldýðýmýz oldukça kapsamlý bir dosya hazýrladýk. Yeni medya: Geleneksel medyanýn sonu mu? baþlýðýný verdiðimiz dosya meselenin biraz da bu tarafýna dokunuyor. Dergimizin medya yazarý Hakan Çopur, Nur Özkan Erbay ve düþünce yazarýmýz Yusuf Kaplan yeni medyayý farklý açýlardan ele alýyorlar. Hakan Çopur meselenin tarihî seyrini anlatýrken, Nur Özkan Erbay týpký Arap Baharý’nda olduðu gibi yeni medyanýn toplumsal hareketlerde önemli tesiri olduðunun altýný çiziyor. Yusuf Kaplan da bir neslin nasýl sosyal medyanýn esiri olduðunu gözler önüne seriyor. Dosyanýn söyleþi konuðu Türkiye’de iletiþim alanýnda çýðýr açmýþ eserlere imza atan Prof. Dr. Nabi Avcý’nýn tespiti ise çok net:  “Enformasyonda bilgiyi, bilgide hikmeti kaybettik.”     

Dergimizde bu ay önemli bir söyleþiye daha yer veriyoruz. Amerikalý Profesör Muhyiddin Þekûr, Müslüman oluþ ve tasavvufa giriþ serüvenini anlatýyor. Bu söyleþide hepimiz için bir þeyler var.

Önümüzdeki sayýda görüþmek dileðiyle…


radyobeyan