Ýslam Alimleri
Pages: 1
Hemdani By: reyyan Date: 28 Haziran 2012, 16:40:53
HEMDÂNÎ
  (ö. 360/971'den sonra)
 
Ensâb âlimi, tarihçi, coðrafyacý ve þair.


 Ebû Muhammed Lisânü'l-Yemen el-Hasen b. Ahmed b. Ya'kub el-Hemdânî el-Bekîlî el-Erhabî. Kendi ifadesine göre 19 Safer 280'de (10 Mayýs 893) doðdu. Yemen'in büyük kabilelerinden Hemdân'a mensuptur. Süyûtî, Hazrecî'ye dayanarak onun San'a'da doðduðunu söyler. Lakabý Lisânü'l-Yemen'dir; ayrýca dedesi Ya'kûb'a izafetle Ýbn Ya'kûb, büyük dedelerinden þair ve hakîm Süleyman Zi'd-Dimne'den dolayý da Ýbnü'l-Hâik (güzel þiir söyleyen, kelimeleri kumaþ gibi dokuyan þairin oðlu) veya Ýbn Zi'd-Dimne diye tanýnmýþtýr.

Hemdânî, el-Ýklîl'de, atalarýnýn çok erken tarihlerde göçebeliði terk ederek bir kýsmý Zebîd'de kalýrken bir kýsmýnýn önce Kûfe'ye, sonra da Bekîl bölgesindeki Merâþî'ye yerleþtiðini, daha sonra büyük dedesi Yûsuf un ailesi ve yakýnlarýyla birlikte San'a'ya göç ettiðini, babasýnýn burada kervancýlýkla ve altýn ticaretiyle meþgul olduðunu, bu arada kendisinin ker­vanlarla birçok yere seyahat ettiðini anlatýr. Ýbnü'l-Kýftî de onun Irak'a gittiðini ve oradaki âlimlerle görüþtüðünü söylemekte, ancak Hamed el-Câsir, eserlerinde Irak yolundaki bazý yer adlarýný doðru tesbit edemediðine dikkat çekerek Hemdânî'nin bu seyahatini þüpheyle karþýlamakta ve Iraklý âlimleri Mekke'deki ikameti sýrasýnda görmüþ olabileceðini ileri sürmektedir. Hemdânî, yine el-Ýklil'de amcasý Muhammed'in kýzý Fâtima ile evlendiðinden, oðlu Mâlik'in genç yaþta öldüðünden ve kendisinin de ona mersiyeler yazdýðýndan bahseder. Eserde diðer oðlu Muhammed'in adý geçmemektedir.

Daha çok Yemenli âlimlerin yanýnda ye­tiþen Hemdânî yine Yemenli râvilerden bilgi edinmiþtir. Neseb konusunda Ebû Nasr Muhammed b. Abdullah b. Saîd el-Himyerî'den ders almýþtýr.  Hadramut, Necid ve Hicaz'daki âlimlerle görüþmüþ ve o zamanlar çok önemli bir ilim merkezi olan Mekke'de de bazý âlimler­den okumuþtur.

Hemdânî, 306'da (918) gittiði Mekke'den 313 (925) yýlýnda Yemen'e dönerek San'a'ya 60 fersah uzaklýktaki Sa'de þehrine yerleþti ve devlet adamlarýndan yakýn ilgi gördü. Bu arada Ýbnü'l-Enbârî, Ebû Amr en-Nahvî ve Ýbn Hâleveyh gibi birçok âlimle görüþmelerini ve yazýþmalarýný da sürdürdü. Yemen o dönemde Zeydî imamlarýnýn merkezi haline gelmiþ ve ezelî Adnânî-Kahtânî rekabeti yeniden alevlenmiþti. Sa'de'de kendilerini Adnan'a nisbet eden bazý þairlerin Yemen kabilelerine sataþmalarý ve Adnânîler'in onlardan daha üstün olduðunu iddia etmeleri Hemdânî'yi harekete geçirdi ve yazdýðý kasidelerle bu þairlere cevap verdi. An­cak yenilgiyi hazmedemeyen þairler ona düþman oldular ve Sa'de hâkimi Zeydî (Ressî) Ýmam Ahmed b. Yahya Nâsýr-Lidînillâh'a Hz. Peygamber'i hicvettiðini söylediler. Bunun üzerine Ýmam Ahmed, Hemdânî'yi yakalatarak (24 Þevval 319/9 Kasým 931) bir buçuk yýl kadar hapsetti. Bir rivayete göre Hemdânî'nin hapsediliþ sebebi, onun Nâsir-Lidînillâh'ýn iki kumandanýný kendisinden ayrýlmaya ve Aþþe ahalisini isyana teþvik etmesiyle alâkalýdýr. Hemdânî’nin bu olaylarla ilgisi açýkça ortaya konulmamýþsa da bu isyanýn öncülüðünü yapanlara met­hiyeler söylediði bilinmektedir. Hemdânî, hapishaneden Zebîd Emîri Ýbn Ziyâd'ýn aracýlýðý ile çýkmýþ veya kaçmýþtýr. Buna göre Saîd el-Endelüsî'nin onun hapiste öldüðüne dair verdiði bilginin doðru olmamasý gerekir.

Hemdânî, 321 (933) yýlýnda serbest kaldýktan sonra kendi kabilesine ait top­raklarýn ortasýnda bulunan Reyde'ye yer­leþti. Onun hayatýna dair bilgi veren kaynaklar genellikle vefat tarihini belirtmez­ler. Birçok araþtýrmacý 334'te (945-46) öldüðünü söylerse de bu tesbit kesin deðildir. el-Ýklîl'de hocasý Muhammed el-Evsânî'nin 360 (971) yýlýnda öldürüldüðünü anlatmýþ olmasý -eðer bu kýsým daha sonra bir baþkasý tarafýndan ilâve edilmemiþse- Hemdânî'nin bu tarihte hayatta olduðunu gösterir. Ancak Hamed el-Câsir, bu bilginin sonradan ilâve edildiðini ve onun 344'ten (955-56) sonra öldüðünü. Ýbnü'l-Kýftî Hemdânî'nin Reyde'ye gömüldüðünü yazmaktadýr. Hemdânî sadece ensâb, tarih ve coðrafya alanýnda deðil madencilik ve astronomi gibi birçok ilim dalýnda da bilgi sahibiydi.

ESERLERÝ.

1. el-Ýklîl. Ensâb hakkýnda­dýr. Kuzey Arabistan kabileleri için Ýbnü'I-Kelbî'nin Cemheretü'n-neseb'i ne kadar önemli ise Güney Arabistan kabileleri için de el-Ýklîl o kadar önemlidir. On cilt­lik eserin günümüze ulaþan I ve II. ciltleri Muhammed b. Ali el-Ekva' el-Hivâlî (Ka­hire 1383-1386/1963-1966, 1977-1980), VIII. cildi Anistâs Mârî el-Kermilî (Baðdat 1931) ve X. cildi Muhibbüddin el-Hatîb (Kahire 1368/1949; Beyrut I407/1987) tarafýndan neþredilmiþtir.

2. Sýfatü Cezîreti'l-Arab. Arap yarýmadasýndaki meskûn yerlerden ve buralarda oturan kabilelerden bahseder. Ýbnü'l-Kiftî'nin adýný zikretmemesi ve Keþfü'z-zunûnda (II, 1822) Hemdânî'nin el-Mesâlik ve'l-memâlik adlý kitabýnýn unvanýna "Fî 'acâ'ibi'l-Yemen ve Cezîreti'l-cArab ve esmâ’i bilâdihâ" ibaresinin eklenmiþ olmasý, Ýnbâhü'r-ruvât'ý tahkik eden Muhammed Ebü'l-Fazl Ýbrahim'i, bu eserin müstakil olmayýp sözü edilen el-Mesâlik’in bir bölümü olabileceði kanaatine sevketmiþtir (1, 318). Ancak el-Ýklîl"in muhtasarýnda kitabýn müstakil bir çalýþma olduðu. Hemdânî, Þýfatü Cezîreti'l-'Arab'ý kaleme alýrken þahsî müþahedelerine ve daha önce bu konuda yazýlmýþ kitaplara istinat etmiþ, mukaddimede de Batlamyus'un Kitâbü'l-Coðrâfyâ fi'l-macmûre mine'l-arz adlý eserini özetlemiþtir. Onun Arap yarýmadasýnda bizzat gördüðü yerlerle ilgili verdiði bilgiler doðru olmakla birlikte diðer yerler hakkýnda birçok yanlýþ yaptýðý görülmektedir. Eser D. H. Müller tarafýndan iki cilt halinde neþredilmiþ (Leiden 1884-1891; Frankfurt 1993), Muhammed b. Abdullah Büleyhid en-Necdî, bu yayýný esas alýp Yemen'den getirtilen bir baþka yazma nüshadan da faydalanarak kitabý tek cilt halinde tekrar yayýmlamýþtýr (Kahire 1373/ 1953). Yemenli Kâdî Muhammed b. Ali el-Ekva' el-Hivâlî, Hemdânî'nin zikrettiði yerleri bizzat gezerek ve isimlerini soruþturup tahkik ederek, ayrýca daha önce yapýlan baskýlarý ve çeþitli yazma nüshalarý da karþýlaþtýrarak kitabý yeniden neþre hazýrlamýþ, bu çalýþma, Hemdânî ve eserleri hakkýnda bilgi veren bir mukaddimesiyle birlikte basýlmýþtýr.

 3. Kitâbü'l-Cevhereteyni'l-atîkateyni'l-mâ'i‘ateyn mine'þ-þafrâ ve'l-beyzâ. Altýn ve gümüþ hakkýnda olup bu alanda yazýl­mýþ tek eserdir. Hemdânî bu kitabýnda, "iki eski maden" dediði altýn ve gümüþün ocaktan çýkarýlmasýndan iþlenmesine, deðiþik eþya yapýmýndan para basýmýna ve bunlarýn ayar ve kalitelerine varýncaya kadar yaþadýðý dönemdeki maden yataklarý ve madencilikle ilgili çeþitli konularda bilgi vermektedir. 898 (1492-93) tarihli bir nüshasý Ýsveç'te Uppsala Kütüphanesi'nde, bir yazmasý da Kahire Dârü'l-kütübi'l-Mýsriyye'de bulunan kitap, Christopher Toll tarafýndan Almanca'ya çevrilerek týpkýbasýmýyla birlikte neþredilmiþ (Uppsala 1968), eseri daha sonra Muhammed eþ-Þuaybî de yayýmlamýþtýr (San'a 1982).

4. ed-Dâmiða. Kümeyt el-Esedî'nin Adnânîler'i ve Hâþimîler'i öven, Kahtânîler'i yeren el-Hâþimiyyât adlý kasideleri içindeki "el-Kasîdetü'n-nûniyye"sine cevap olarak yazdýðý 602 beyitten oluþan kasidedir. Hemdânî bu kasidesinde Kahtânîler'i över, sonra da Maad ve Farslar'dan bahseder. Onun 200 yýllýk Adnânî-Kahtânî mücadelesinde asabiyet gayretiyle Kahtânîler'in safýnda yer almasý muhalifleri tarafýndan, Adnânîler'in Benî Hâþim koluna mensup Hz. Peygamber'e ve Ehl-i beyt'e karþý olduðu ve onlara hakaret ettiði þeklinde deðerlendirilip suçlanmasýna yol açmýþtýr. el-Ýklîl"in Berlin'de bulunan nüshasýnýn sonunda günümüze ulaþan kaside, hapse atýlmasýndan az önce bizzat Hemdânî tarafýndan þerh edilmiþtir. Bazý kaynaklarda yanlýþlýkla oðlu Muhammed'e nisbet edilen bu þerhin San'a'da Ýmam Yahya Kütüphanesi'nde 623 (1226) tarihli bir nüshasý bulunmakta, ancak kasi­denin el-Ýklîl"in Berlin nüshasýndakine nisbetle sonunda yirmi altý beytin eksik olduðu görülmektedir. Nahivci Ýbn Hâleveyh (ö. 370/ 980) bu kasideyle birlikte Hemdânî'nin diðer þiirlerini bir divanda toplamýþ, bunlarýn þerhini ve i'rabýný yapmýþtýr. ed-Dâ­miða, Muhammed b. Ali el-Ekva' el-Hivâlî tarafýndan tahkik edilerek Kitâbü Kaþîdeti'd-dâmiða adýyla yayýmlanmýþtýr (Kahire 1978).

5. Serâ'irü'l-hikme.Kaynaklardan edinilen bilgilere göre astronomi, astroloji ve felsefe konularýný içermektedir. Yunanlý bilginler tarafýndan da kaynak olarak kullanýlan eserin yalnýzca astronomi ve astrolojiyle ilgili olan onuncu makalesi bugüne ulaþabilmiþtir (el-Makâletü'l-asire min Serâ'iri'l-hikme, Dýmaþk 1979).

6. el-Kuvâ fi't-týb. Eser kaynaklarda zikredilirse de hakkýnda bilgi verilmez. Hemdânî'yi bu kitabýndan dolayý Mu'cemü'l-etýbbâ’ adlý eserine alan Ahmed Îsâ da klasik kaynaklardan iktibas ederek onun kýsaca hayatýný anlatmýþ ve eserlerinin bir listesini vermiþtir.

7. el-Ya’sûb. Avcýlýk, helâl ve haram olan av, bu konudaki hadisler, þiir ve terminoloji yönünden konuyu inceleyen bu kitap da günümüze ulaþmamýþtýr. Ed-Dâmiða’nýn þerhinde Hemdânî'nin Mefâhirü'l-Yemen adlý bir baþka ensâb çalýþmasýndan söz edilirse de bunun el-Ýklil’in bir bölümü mü, yoksa müstakil bir eser mi olduðu bilinmemektedir.

Yâküt el-Hamevî, Mu'cemü'l-üdebâ adlý eserinde Hemdânî'ye edip ve þairler arasýnda yer vermiþtir. Ýbnü'l-Kýftî ve Süyûtî ise onu dilciler arasýnda zikrederler. Bunun sebebi, kendi kasidesi ed-Dâmiða'yý þerh etmesinin dýþýnda müstakil bir nahiv kitabý yazmamasýna raðmen el-Ýklîl ve Þýfatü Cezîreti'l-Arab gibi eserlerine serpiþtirdiði dille ilgili bilgilerdir. Bu eserlerinde Arap yarýmadasýnda yaþayan kabilelerin dilleri hakkýnda geniþ açýklamalar yapmakta ve bugün Arapça sözlüklerde bulunmayan kelimeler kullanmaktadýr. Hemdânî'nin el-Ýklîl'de Himyerî kitabeleri hakkýnda bil­gi vermesi ve özellikle "müsned" denilen harflerle yazýlmýþ bir kaside üzerinde durmasý, Himyerî dili ve yazýsý hakkýnda bilgi sahibi olduðunu göstermektedir. Hamed el-Câsir. Hemdânî'nin eserlerinin dil yönünden incelenmesinin Arap sözlükçülüðüne büyük katkýda bulunacaðýný söyler.

Hemdânî'nin kaynaklarda el-Mesâlik ve'l-memâlik, el-Ýbl, Esmâ'ü's-sühûr ve'l-eyyâm,  el-Hars ve'l-hîle, el-Hayevân, ez-Zîc, es-Siyer ve'l-ahbâr gibi eserlerinin de adlarý geçmektedir .

                                                                                                                                                                                                           (T.D.V. Ýslam Ans. 17/181-182)


radyobeyan