Esad Erbili By: reyyan Date: 27 Haziran 2012, 03:07:27
ESAD ERBÎLÝ (1847 1931)
Nakþibendî- Hâlidî þeyhi.
Musul'un Erbil kasabasýnda doðdu. Asýl adý Muhammed Esad olup "Esad Efendi" diye de tanýnýr. Dedesi, Hâlidiyye'nin kurucusu Hâlid el-Baðdâdî'nin Erbil'de inþa ettirdiði tekkeye þeyh olarak tayin ettiði halifesi Hidâyetullah Efendi, babasý daha sonra ayný tekkede þeyhlik görevinde bulunan Muhammed Said Efendidir. Medrese tahsilini doðduðu bölgede tamamlayan Esad Efendi yirmi üç yaþýnda Hâlidî þeyhi Tâhâ el-Harîrfye intisap etti. Beþ yýl sonra sülûkünü tamamlayarak hilâfet aldý (1875) Ayný yýl hac farizasýný yerine getirdi. Dönüþünde þeyhinin vefat ettiðini öðrenince Ýstanbul'a gitmeye karar verdi. Ýstanbul'da Caðaloðlu'nda Beþir Aða Dergâhý'nda bir süre misafir olarak kaldý. Daha sonra Çarþýkapýdaki Molla Pîrî Camii'nin müezzin odasýna yerleþti. Fâtih Camii'nde Hafýz divanýný okuttu. Bu sýrada Beyazýt Camii imaretinin meydaný gören bir odasýna taþýndý. II. Abdülhamidin damadý Hâlid Paþa kendisini saraya davet ederek sohbetlerinden istifade etti. Bu arada Meclis-i Meþâyih üyeliðine tayin edildi. Ýlim ve irþad faaliyetlerini sürdürdüðü bu yýllarda kendisine bir tekke þeyhliði verilmesini istedi. O sýrada þeyhlik makamý boþ bulunan Þehremini'nin Odabaþý semtindeki Kelâmî Dergâhý'nýn þeyhliðine talip oldu. Ancak bu dergâhýn þeyhliði Kadiri meþâyihine ait olduðundan ve kendisinin Kadiri icazetnamesi bulunmadýðýndan bu isteði uygun görülmedi. Bunun üzerine Esad Efendi Kadiri þeyhi Abdülhamîd er-Rifkânî'den Kadiri icâzetnâmesi alarak bunu ibraz edince adý geçen dergâhýn þeyhliðine tayin edildi 11883) Bu dergâhta Kadiri ve Hâlidî âdâb ve erkâný üzere irþad faaliyetinde bulundu. Bir süre Fatih Halýcýlar'daki Feyzullah Efendi Dergâhýna da devam etti.
Kelâmî Dergâhý þeyhi olduktan sonra daha geniþ bir çevreye hitap etme imkâný bulan Esad Efendi. II. Abdülhamid tarafýndan memleketi Erbil'e sürgüne gönderildi (1900) Burada müntesiplerinden zengin bir hanýmýn kendisi için inþa ettirdiði tekkede irþad hizmetini sürdürdü ve mensuplarýyla mektuplaþarak onlarýn ilgilerini canlý tutmaya çalýþtý. II. Meþrutiyet'ten (1908) sonra Ýstanbul'a döndü ve Kelâmî Dergâhý'ný geniþleterek yeniden inþa etti. Meþrutiyet' le birlikte tekke mensuplarýnýn da cemiyet kurma faaliyetlerine giriþtikleri sýrada Cem'iyyet-i Sûfýyye'nin kuruluþ çalýþmalarý bu dergâhta yürütüldü. Þeyhülislâm Mûsâ Kâzým Efendi cemiyetin reisi, Esad Efendi de ikinci reisi oldu. Esad Efendi cemiyetin açýlýþ töreninde yaptýðý konuþmada (metni için bk Tasavvuf, sy. 8, s. 3-4) devrin genel havasýnýn tesiriyle Meþrutiyet idaresini ve taraftarlarýný öven. Abdülhamid dönemini eleþtiren ifadeler kullandý. Tasavvuf ve Beyânü'l-hak mecmualarýnda tasavvufî konularda yazýlar yazan Esad Efendi 1914'te yeniden Meclis-i Meþâyih âzalýðýna getirildi, meclis reisi Elif Efendi'nin istifasý üzerine kýsa bir süre sonra da reis oldu. Sultan Mehmed Reþad tarafýndan surre emini olarak hacca gönderildi. Ertesi yýl Meclis-i Meþâyih'teki görevinden istifa etti. Üsküdar Çiçekçideki Selimiye Dergâhýnýn meþihatýný da üzerine alarak oðlu Mehmed Ali Efendi'yi vekâleten bu, dergâhýn þeyhliðine tayin ettirdi. Esad Efendi. Kelâmî Dergahýndaki görevinin yaný sýra zaman zaman Selimiye Dergâhý'na da giderek irþad faaliyetini tekkelerin kapatýldýðý 1925 yýlýna kadar sürdürdü. Bu tarihten kýsa bir süre önce Kelâmî Dergâhý'nda iki hafta misafir olarak kalan Danimarkalý psikolog Cari Vett'in hâtýralarý Esad Efendi'nin çevresini ve tekke ortamýný yansýtmasý bakýmýndan önemlidir. Tekkeler kapatýldýktan sonra inzivaya çekildiði Erenköy Kazaskerdeki evinde sürekli polis gözetimi altýnda tutuldu (9 Þubat 1931 tarihli polis raporunun metni için bk. Kýsakürek. s 161) Menemen olayý ile (Aralýk 1930) ilgisi olduðu iddia edilerek oðlu Mehmed Ali Efendi ile birlikte Menemen'e götürülüp idam talebiyle yargýlandý. Hakkýnda verilen idam cezasý yaþlýlýðý sebebiyle müebbet hapse çevrildi. Oðlu Mehmed Ali Efendi ise idam edildi. Esad Efendi, Menemende askerî hastahanede tedavi görürken 3-4 Mart 1931 gecesi vefat etti. Onun zehirletilerek öldürüldüðü þeklinde bir kanaat de vardýr. Cenazesi ailesine verilmeyerek resmî makamlar tarafýndan Menemen'de defnedildi. Mezarýnýn bulunduðu arsa üzerinde 1962-1963 yýllarýnda bir cami yaptýrýldý. Mahkeme zabýtlarý açýklanmadýðýndan Esad Efendi ile oðlu hakkýnda verilen idam cezasýnýn hangi delillere dayandýrýldýðý, olayla ilgilerinin olup olmadýðý anlaþýlamamýþtýr.
Ýstanbul. Anadolu ve Balkanlarda binlerce mensubu bulunan ve çok sayýda kiþiye hilâfet veren Esad Efendi'nin silsilesi en yaygýn olarak halifelerinden Mahmut Sami Ramazanoðlu (ö 1984) tarafýndan sürdürülmüþtür.
Eserleri.
1-Kenzul-irfân (Ýstanbul I3I7. 1327) Ýbadet ve ahlâka dair 1001 hadisin metin, tercüme ve þerhinden ibarettir. Eser daha sonra hadislerin kaynaklarý da gösterilerek yeniden yayýmlanmýþtýr (Ýstanbul 1989)
2-Mektûbât-Ýstanbul 1338. 1343). Erbilde sürgünde iken dostlarýna ve müntesiplerine gönderdiði mektuplarý ihtiva eden eserin ilk basýmýnda 147, ikinci basýmýnda 154 mektup yer almaktadýr. Eserin Hasan Kâmil Yýlmaz ve Ýrfan Gündüz tarafýndan yapýlan baskýsýna (Ýstanbul 19831 iki mektup daha ilâve edilmiþtir.
3-Risâle-i Es'adiyye (Ýstanbul 1343) Tasavvuf ve tarikatýn mahiyetini ve seyrü sülük âdabýný anlatan otuz sayfalýk bir risaledir. Müellif müridlerinin arzusu üzerine risalenin sonuna kendi hal tercümesini de eklemiþtir. Eser Latin harfleriyle de basýlmýþtýr (Ýstanbul 1986)
4-Tevhid Risalesi Tercümesi. Evhadüddîn-i Balyânî'ye ait risalenin tercümesidir. Yanlýþlýkla Muhyiddin Ýbnü'l-Arabi'ye nisbet edilen eser Ali Kadri tarafýndan yayýmlanmýþtýr llstanbul 1337)
5-Fâtiha-i Þerife Tercümesi (Ýstanbul 1327) Sekiz sayfadan ibaret olup ayrýca Risale-i Es'adiyye ile birlikte basýlmýþtýr (Ýstanbul 1986)
6. Divan (Ýstanbul 1327) Aruz veznini oldukça basarýlý bir þekilde kullanan Esad Efendinin Farsça ve Türkçe þiirlerinin yer aldýðý eserde Arapça ve Kürtçe birer þiir de vardýr. Farsça þiirler alfabetik olarak sýralanmýþ ve her harf için bir þiir söylenmiþtir. Türkçe þiirler üç gazel dýþýnda genellikle mutasavvýf þairlerin gazellerine yapýlan tahmislerle birkaç rubâî ve tarihten ibarettir. Eserin Cemal Bayak tarafýndan yapýlan neþrinde (Ýstanbul 1991) Farsça þiirlerin Ali Nihat Tarlan tarafýndan yapýlan tercümeleri de verilmiþ. Türkçe þiirler ise yayýmlayan tarafýndan sadeleþtirilmiþtir. Bu baskýnýn sonuna Esad Efendinin, oðlu Mehmed Ali Efendi tarafýndan manzum olarak Türkçe'ye çevrilen "Mevlid-i Fâtýmatüz-Zehra" baþlýklý yetmiþ beþ beyitlik Farsça þiiri de ilâve edilmiþtir.
(T.D.V. Ýslam Ans.11/348-349)