Ýslam Alimleri
Pages: 1
Cezeri By: reyyan Date: 27 Haziran 2012, 02:52:30

CEZERÝ         


         

                                                    (xýý - xýýý. yüzyýl) mekanik alanýnda eser veren  bir islam bilgini.



          Ýsmail b. Rezzaz Bediuzzamn Ebu'l-Ýzz Ýsmal b. er-Rezzaz el-Cezeri, Hayatý hakkýnda, kitabýnýn giriþindeki kýsa açýklamanýn dýþýnda bilgi yoktur. 1181-1206 yýllarý arasýnda Amidde (Diyarbakýr) Artuklu hanedanýnýn himayesinde bulunduðunu söyleyen Cezeri, 1205' te tamamladýðý Kitab fi-marifeti'l-hi-yeli'l-hendesiyye (el-Cami beyne'l-il mi ve'l-ameli'n- nafi fi sýnati'l- hiyel) adlý ünlü eserini Emir Nasýruddin Mahmud'un isteði üzerine kaleme almýþtýr.

     Kitap altý kýsma ayrýlmýþ olup ilk dört kýsým onar, son iki kýsým da beþer bölümden meydana gelmektedir. Bu kýsýmlar su saatleri ve kandil saatleri, ziyafetlerde kullanýlan kaplar ve sürahiler, el yýkama ve kan alma için kullanýlan kaplar, çeþmeler ve mekanik yollarla hareket eden (otomatik) müzik aletleri, su pompalayan makineler, muhtelif aletler üzerinedir. Kitapta her aletin þekli renkli mürekkeplerle çizilmiþ ve çalýþmasý ayrýntýlý olarak izah edilmiþtir: bu ayrýntýlar da çeþitli renklerle gösterilmiþtir. Ayrýca þekillerde Arap harfleri kullanýlarak bazý parçalar iþaretlenmiþ ve metinde bunlara göndermeler yapýlarak açýklamalarýn anlaþýlmasý kolaylaþtýrýlmýþtýr. Bazý nüshalarda ise bu harflerin ebced deðerleri göz önüne alýnmýþ, bazýlarýnda da henüz açýklanamayan gizli bir harf sistemi kullanýlmýþtýr. Metinde aletlerin genel açýklamasý verildikten sonra imal sýrasýna göre parçalarýn teker teker yapýmý anlatýlarak bunlarýn montaj usulü açýklanmýþ ve en sonra da o aletin çalýþmasý hakkýnda bilgi verilmiþtir. Bütün bu özelliklerin dýþýnda kitabýn bazý nüshalarýnda sanat tarihçilerinin ilgisini çekecek düzeyde süslemeler vardýr.

            Eserin bazý bölümleri ilk defa E. Wiedemann ve F. Hauser tarafýndan Almanca'ya çevrilerek 1908-1921 yýllarý arasýnda muhtelif dergilerde makaleler halinde. Bu çalýþmadan elli yýl kadar sonra 1974'te Donald R. Hill kitabýn Ýngilizce'ye tam tercümesini yapmýþ ve eseri açýklamalý notlar la birlikte tek bir cilt halinde neþretmiþtir. Araþtýrmacýlar kitabýn mevcut on dört nüshasýndan Oxford Bodleian Kütüphanesi'nde bulunan ve 'Bodleian nüshasý" olarak adlandýrýlan metni esas almýþlardýr. Daha sonra Ahmed Yusuf el-Hasan, Bodleian nüshasýndan baþka Ýstanbul'da bulunan üç nüshayý esas alarak daha otantik bir metin meydana getirmiþ ve bu çalýþmasýný söz konusu Ýstanbul nüshalarýnda görülen el-Cami beynel-ilmi vel-ameli'n- nafi fi sýnaati'l-hiyel adýyla yayýmlamýþtýr (Halep 1979).

            Eserin yakýn zamanlara kadar bilinmeyen iki nüshadaki çizimlerde bazý boyut tutarsýzlýklarý ve aletlerin yerleþtiriliþindeki karmaþýk noktalar birer kusur gibi görünürse de metinle beraber dikkate alýndýðýnda bunun aþýldýðý ve Cezeri'nin gayesine ulaþtýðý söylenebilir. Gerçekten kitapta anlatýlan su saatlerinden biri 1976'da Dünya Ýslam Festivali için Londra Bilim Müzesi'nde, diðeri de 1 /2 ölçeðinde Ýstanbul Teknik Üniversitesi'nde yeniden yapýlmýþ ve çalýþtýrýlmýþtýr. Ýstanbul nüshalarý, Bodleian nüshasýndan daha iyi olduðu için Ahmed Yusuf el-Hasan neþrinin önceki yayýnlarda karanlýk kalmýþ bazý noktalara ýþýk tutacaðý tabiidir. Bu çalýþmalarla bilim dünyasýna tanýtýlan Cezeri ve kitabý hakkýnda çeþitli yorumlar ve deðerlendirmeler yapýlmýþtýr. Ancak bunlardan önce kitabýnýn mukaddimesinde yer alan Cezeri'nin þu görüþleri dikkate alýnmalýdýr: 'Benden çok evvel gelen âlimlerin kitaplarýný ve onlarý takip edenlerin çalýþmalarýný gözden geçirdim... Nihayet nakillerden kurtuldum, baþkalarýnýn yaptýklarýndan sýyrýldým ve problemlere kendi gözümle bakabildim... Uygulamaya dönüþtürülemeyen her teknik ilmin doðru ile yanlýþ arasýnda muallâkta kaldýðýný gördüm". kendisinin Helenistik çaðdan XIII. yüzyýla kadar uzanan bir mühendislik geleneðinin Ýslam dünyasýndaki bir devamý olduðunun bilincindedir. Ýslam dünyasýnda Musaoðullarý ( BENÝ MUSA) ile baþlayan bu gelenek Cezeri'de zirveye ulaþmýþtýr. Cezeri kendi yaptýðý abidevi su saatinin Pseudo-Archimedes'in yaptýðý su saatine dayandýðýný söyler. Kitabýnýn dördüncü kýsmýnda çeþmeler üzerindeki çalýþmalarý sýrasýnda Musaoðullarý'ndan ve ayrýca Bizanslý Apollonios'un otomatik müzik aletleri üzerine yazdýðý eserden de bahseder. Bu arada kimin tarafýndan yapýldýðý bilinmeyen aletleri de zikretmiþtir. Cezeri esas itibariyle bir mucit deðil bir mühendistir ve görevinin kendinden öncekilerin yapmýþ olduklarý aletleri mükemmelleþtirmek olduðu kanaatindedir. Bu noktadan bakýldýðýnda eserinde teori ile pratiðin eþit aðýrlýkta olduðu, hatta bazý yazarlara göre aletleri yapmak için gerekli pratik bilgi ve kurallarýn aðýr bastýðý hissedilir. Gerçekten de o. çalýþmasýnýn pratik hayatta iþe yarar bilgiler türünden olduðunu özellikle belirtir.

            Su ve kandil saatleri Cezeri'nin gücünü ifade eden karmaþýk aletlerdir. Su terfi makineleri ekonomik yönden daha önemli olmakla beraber kitapta bunlara saatler kadar önem verilmemiþtir. Metal döküm tekniðine ait bilgiler ileri bir mühendislik seviyesini ifade etmektedir. Cezeri'nin aletleri yer çekimi kuvvetiyle çalýþýr ve bu kuvvet düþürülen bir aðýrlýk, boþalan bir kaptaki þamandýra veya batan bir cisimle elde edilir. Cezeri, kullandýðý makine parçalarýný ve imal usullerini de en ince ayrýntýlarýna kadar tanýmlamýþtýr. Büyük bir kýsmý bugünkü Avrupa mühendislik terminolojisine giren makine parçalarý üzerine yaptýðý çalýþmalarýn en önemlileri þunlardýr: Konik yanalar, kapalý kum kutularýnda pirinç ve bakýr döküm, tekerleklerin balansý, ahþap þablon kullanýlmasý, aletlerin kaðýttan maketlerinin yapýlmasý, su akýtan savaklarýn ayar edilmesi, çarpýlmayý en aza indirmek için ahþabýn tabakalar halinde kullanýlmasý, gerçek anlamda emme borusunun kullanýlmasý, suyunu belli bir zaman aralýðý ile boþaltan kaplar ve daire sektörü diþliler. Bunlardan bir kýsmýnýn yüzyýllar sonra Avrupa'da adeta yeniden keþfedildiði bilinen tarihi bir gerçektir. Mesela kapalý kum kutularý ile döküm Avrupa'da 1500 yýllarýnda baþlamýþtýr. Konik vanalardan ilk söz eden Leonardo da Vinci'dir. Su saatinde seviye kontrol cihazýna benzer ve buhar kazanlarýnda kullanýlacak bir aletin patenti Ýngiltere'de 1784 yýlýnda alýnmýþtýr.

            Cezeri'nin makinelerinden sadece biri, su çarký ile iþleyen tulumba modern mühendisliðin geliþmesine doðrudan doðruya katkýda bulunmuþtur. Bu makine, a) Çift etki ilkesinin uygulanmasý, b) Dönme hareketinin ileri-geri harekete çevrilmesi, c) Emme borusunun bilinen ilk kullanýlýþý olmasýndan dolayý çok önemlidir. Dolayýsýyla buhar makinesinin ve emme basma tulumbanýn ilk örneði sayýlabilir. Söz konusu makinede akan suyun çevirdiði çark düþey düzlemde bir diþliyi, bu diþli de yatay düzlemdeki diðer bir diþliyi döndürmektedir. Yatay diþlinin çevresine yakýn bir yerde düþey bir pim bulunmaktadýr. Bu pime ortasý yarýk ve diðer ucu yine bir pimle sabitleþtirilmiþ bir çubuk geçirilmiþ ve bu çubuða da tulumbalarýn piston kollarý baðlanmýþtýr. Yatay diþli dönünce yarýk çubuk açýsal bir hareket yapmakta, piston kollarý da ileri geri gidip gelerek tulumbalarý çalýþtýrmaktadýr.

          Cezeri'nin kitabý, 1990 yýlýnda Kültür Bakanlýðý tarafýndan mikrofilm usulüyle basýlmýþ ancak hala tercüme edilmemiþtir.

                                                                                                                                                           
(T.D.V. Ýslam Ans. 7 / 505-506)


         Cezeri, bir robot yaparak Artuklu hükümdarý Mahmud bin Mehmed'e takdim etti. Robot, otomatik olarak hareket ediyor ve kendi kendine bazý hareketler yapýyordu. Bunu gören Sultan hayretler içinde kaldý ve takdirlerini belirterek, emeðinin karþýlýðýný göreceðini söyleyerek yaptýklarýný ve buluþlarýný bir kitap halinde yazmasýný emretti. Cezeri bu emir üzerine, kendisini ilim dünyasýnda meþhur eden Kitab-ül-Cami Beyn-el-Ýlmi vel-Amel-in-Nafi fi Sýnaat-il-Hiyel kitabýný yazdý.

         Cezeri, eserde yer alan bütün þekilleri bizzat çizmiþ, renklendirmiþ ve yaldýzlamýþtýr. Eseri incelendiðinde, yaptýðý makineler, kendi kendine öten tavus kuþlarý, otomatik saatler, robot filler, ele su döken robot insanlar, Cezeri'nin ne büyük bir su mühendisi olduðunu ortaya koymaktadýr.

        Cezeri'nin saatleri çalýþtýrma sistemi, genelde ayný mil üzerindeki bir göstergeyle üstünden, ucuna aðýrlýk asýlý bir kayýþ geçen kasnak biçiminde idi. Aðýrlýðýn düþüþ hýzý, yüzen bir cisimle kontrol edilmektedir. Yüzen cisim, kayýþýn öbür ucuna baðlanmakta ve içinde bulunduðu kap, aðýr aðýr boþaltýlmaktadýr. Bazý zamanlarda, devrilebilen bir kova otomatik olarak dolmakta ve devrilince bir mandalý iterek, diþlinin bir diþ ilerlemesini saðlamaktadýr. Yaptýðý makineler, mandal diþli, palanga ve kaldýraçlardan meydana gelmektedir. Bu sisteminde görüldüðü gibi günümüzde motorlu araçlarda kullanýlan krank milini ilk defa Cezeri kullanmýþtýr.

        Cezeri, kitabýnda on deðiþik saatin nasýl yapýldýðýný anlatmaktadýr. Bunlardan birisi tavuskuþu saatidir. Saatin cephesi 420 cm yüksekliðindedir ve üç diþ içerisinde anne, baba ve yavru tavuskuþlarý vardýr. Her yarým saatte bir, sabit seviyeli bir kaptan akan su, eksantrik yataklanmýþ kayýk þeklindeki kaba dolmakta, kap dolunca, devrilmekte, akan su bir çarký döndürerek alttaki tavuskuþu da dönmekte, yavrular kavga etmekte, üstteki anne tavuskuþu ise 180° geri dönerek eski yerine gelmekte, kap tekrar dolmaya baþlayýnca kabýn içerisindeki þamandýra yükselerek, anne tavuskuþunu yavaþ yavaþ döndürerek gagasý ile dakikalarý göstermesini saðlamaktadýr. Bu olay her yarým saatte bir tekrarlanmakta ve cephedeki on deliðin yarýsý açýlarak yarým saatin geçtiði gösterilmektedir. Bu saat 1/2 ölçeðinde Ýstanbul Teknik Üniversitesinde yapýlmýþ ve çalýþtýrýlmýþtýr.

         Fil saati adýný verdiði aletinin tertibatý daha karýþýktýr. Burada da benzer tertibatý ile yarým saatte bir ejderhanýn aðzýna bir top düþmekte, filin üzerinde oturan adam kazma ile file vurmakta, elindeki sopa ile de saati göstermektedir. Benzer tertibat balýklý adam diye isimlendirilen robotta da yapýlmýþtýr. Robot, elinde tuttuðu balýkla bardaðý karþýsýndakine sunmaktadýr. Hacamat yani kan aldýrýrken alýnan kanýn miktarýný ölçmek için kullanýlan alette ise, þamandýralar yardýmýyla alýnan kanýn miktarý ölçülmekte, üst taraftaki sekreter, elindeki çubukla kanýn hacmini göstermektedir. Bütün bunlar Cezeri'nin ilim tarihindeki yerini, batýlýlardan çok önceleri ilmin doðuda ne kadar geliþtiðini ve batýyý aydýnlattýðýný göstermektedir.

       Cezeri'nin kitabý 20. asrýn baþýndan itibaren batýda büyük alaka gördü. Bilhassa Prof. Wiedmann bu eseri inceleyerek Almanca'ya çevirmiþtir. Prof. Wiedmann; "On dokuzuncu asra kadar yazýlan teknik eserler arasýnda, astronomiye ait olanlar hesaba katýlmazsa, Cezeri'nin bu eseri en önemli ve en yüksek seviyede olanýdýr." demektedir.

       Cezeri'nin kitabýnýn Ýngilizce tercümesine bir önsöz yazan meþhur bilim tarihçisi Prof. White Jr. önsözün bir yerinde; "Batýlý bilginler konik sübablarýn ilk defa Leonardo'nun çizimlerinde görüldüðünü öðretirler. Halbuki Cezeri'nin resimlerinde de bunlar gözükmektedir. Bunun gibi segmant diþlileri de, ilk defa açýkça Cezeri'nin eserlerinde görülmektedir. Batýda ise bunlar, Giovanni Dondi'nin 1364 senesinde bitirdiði astronomik saat ile 1501 senesinde büyük fen mühendisi Francescio Giorgio'nun eserlerinde ortaya çýkmýþ ve genel Avrupa dizayn literatürüne girmiþtir." Demekte ve bir çok tertibatýn Leonardo ve diðerlerinden çok önce Cezeri tarafýndan yapýldýðý açýklanmaktadýr.

                                                                                                                                              
(Yeni Rehber Ansiklopedisi; 4/345-347 )


 
 


radyobeyan