Peygamberin Vazifesi Ve Sosyal Adalet By: saniyenur Date: 22 Haziran 2012, 17:50:50
Peygamber'ýn Vazifesi Ve Sosyal Adalet
Peygamber'ýn Vazifesi: Ýnsanlarýn hayýrlý ve âdil bir toplum oluþturabilmesi için insanlara rehberlik etmek üzere zaman zaman peygamberler gönderilmiþtir. Hz. Muhammed kendinden Öncekiler gibi bu amaçla gönderilmiþ olan peygamberlerin sonuncusudur. Ýnsanlýða rehber olmasý için Peygamber'in teblið ettiði Kur'an, böyle bir toplumu oluþturmayý hedefler. Allahu Teâlâ Hadîd suresinin 25. ayetinde þöyle buyurmaktadýr: "Andolsun, biz elçilerimizi açýk delillerle gönderdik ve onlarla beraber Kitâb'ý ve (adalet) ölçü(sün)ü indirdik ki insanlar adaleti yerine getirsinler. Ve kendisinde büyük bir kuvvet ve insanlara birçok faydalar bulunan demiri indirdik ki Allah, kimin gaybda Allah'a ve rasulüne yardým edeceðini bilsin.."(57:25).
Üç þeyden Allah'ýn ihsaný olarak bahsedilmiþtir. Bunlar müþahhas mefhumlarla; Kitâb, Mîzan (ölçü) ve Demir'dir ki, toplumu bir^arada tutan üç þeyin iþaretidir. Bunlar iyiyi emreden ve kötülüðü nehyeden Vahiy, herkese hakkýný veren Adalet ve kötülük yapanlara karþý müeyyideler uygulayan kanunun kuvvetli koludur; demir kuvvet, güç, disiplin, kanunî yaptýrýmlar v.s.nin iþaretidir. (A. Yusuf Ali; The Holy Curan, sh. 1505, not. 5313).
Bu ayette Kur'an, elçilerin büyük görevlerini açýklamýþtýr-ki bu da dünyada sosyal adaleti hâkim kýlmaktýr. Bu gayeye ulaþabilmeleri için kendilerine Kitâb ve Mîzan verilmiþtir. Böylelikle insanlarýn ifrata düþmelerine mâni olunsun, hak ve adalet muhafaza edilsin. Ýnsanýn her fiilinde ahenk olabilmesi için adaleti sosyal hayatýn her sahasýnda tesis etmek gereklidir. Ekonomik sahada ahenk ve itidali temin etmek, iktidar (güç) olmaksýzýn hemen hemen imkânsýzdýr. Bu ayette siyasî iktidarýn önemine dikkat çekilmiþtir.
Ýslâm, Allah ile kul arasýndaki iliþkiyi ve kulluðu bildirirken bir denge kurmak ister. Benzer olarak, toplumu insanlarýn ekonomik sahadaki sapmalarýnýn kötü sonuçlarýndan korumak için beþerî münasebetleri düzenlemede adaleti tesis etmeyi de öngörmektedir. Dolayýsýyla adalet, hayatýn yalnýzca bir yönünde deðil; sosyal, siyasî, ekonomik birçok alanýnda tatbik edilmelidir. Kur'ýn-ý Kerîm böyle bir sistemi tesis etmek isteyenlere þu ayetle saadet ve huzur dolu bir hayat sözü vermektedir: "Gerçekten bu Kur'an, (insaný) en doðru yola iletir ve salih amel iþleyen müminlere, kendileri için büyük bir ecir olduðunu müjdeler." (17:9).
Burada adalet ve eþitlik "doðru yol" olarak zikredilmiþtir. Doðruluk ve adalet yolundan gidenlere bu ayetle müjdeler verilmektedir. Böylece Kur'an bu dünyada baþarýya eriþen insanlarýn, sadece hayatlarýnýn her sahasýnda adaleti tesis eden ve her türlü ifrattan sakýnan insanlar olduðu ana gerçeðini ortaya koymuþ olmaktadýr. Kur'an insanlarý ekonomik sahadaki müfrit tutum ve davranýþlarýnýn kötü sonuçlarý ile ilgili olarak þöyle uyarmýþtýr: "Biz bir ülkeyi helak etmek istediðimiz zaman onun varlýklýlarýna emrederiz, (ama onlar) yoldan çýkarlar, orada fýsk yaparlar (kötü arzularýnýn peþinden koþarlar), böylece o ülkeye (azâb edeceðimiz hakkýndaki) söz (ümüz) hak olur, biz de orayý darmadaðýn ederiz." (17:16).
Burada milletlerin ve medeniyetlerin yükseliþ ve çöküþünü düzenleyen ünlü "Fýtrat Kanu-nu"na atýf yapýlmýþtýr. Zenginler ve varlýklýlar servet elde etmek için âdil olmayan yollar kullandýklarý, fakir ve zayýflarý istismar edip ezdikleri zaman; servetlerini israf içinde harcayýp, lükse daldýklarýnda, zenginliðin eþit olmayan daðýlýmý toplumda hayatýn dengesini bozar. Zengin daha zengin, fakir daha fakir olur. Sonuçta bu ekonomik tablo insanlarýn huzur ve refahýný alt-üst eder, topluca düþüþü beraberinde getirir.
Servet birkaç elde toplandýðýnda toplumda yeþeren kötülüklere Kur'an'ýn yukarýda bahsedilen ayetinde deðinilmiþtir. Ayetteki "onlara emrederiz" ifadesi, bir ülkede birkaç ferdin elinde aþýrý miktarda servet toplanmasý durumunda kötülüðün þahlandýðýný ve insanlarýn nefrete garkolduðunu göstermektedir. Bir tarafta lüks ve sefahate milyonlar harcayan zenginler ve diðer tarafta temel ihtiyaçlarýný bile karþýlayamayan sefalete boðulmuþ kitleler. Sonuçta, servetin bu eþit olmayan daðýlýmý toplumlarý yok eder.