Saviano By: hafiza aise Date: 18 Haziran 2012, 18:07:47
SAVÝANO: MAFYA SAYGIDEÐER YATIRIMCILAR OLARAK KARÞIMIZA ÇIKAR
Cemal AYDIN • 47. Sayý / DÝÐER YAZILAR
Gomorra romanýnýz yüzünden tehdit altýndasýnýz ve sürekli olarak korumalarla yer deðiþtiriyorsunuz. Bir yazar bu “zýrhlý hayat”ý nasýl yaþar? Bu durum yazýyla nasýl uyuþur?
Yazý benim için vazgeçilmez. Yazmazsam çökerim. Ama bugün bu cehennemî hayattan bezdim. Zaten yaþantýmý nasýl tanýmlamam gerektiðini de bilmiyorum. Çünkü benim durumum bir devlet adamý veya piþmanlýk yasasýndan yararlanmýþ biri gibi aþýrý korunan bir adam ile her hafta hapishanesi deðiþtirilen bir mahpusun durumu arasýnda gidip geliyor.
Artýk kendinize ait bir eviniz yok mu?
Yok. Güvenlik gereklerinden ötürü her dört veya beþ günde bir yer deðiþtirmek zorundayým. Napoli’de bir jandarma kýþlasýnda kalýyorum; Roma’da gizli bir dairede kalýyorum ve yakýnda oradan ayrýlacaðým. Gerçekten yaþanmasý çok zor bir durum. Evinizin, yazýhanenizin, kitaplýðýnýzýn olmamasý… En baþta insana romantik geliyor, baþkalarýnýnkinden farklý bir hayatýnýzýn olduðunu düþünüyorsunuz. Çok geçmeden bu zorunlu göçebelikte hiç mi hiç güzelliðin olmadýðýný anlýyorsunuz.
Yakýn geleceði nasýl görüyorsunuz?
Artýk sadece þimdiyi düþünüyorum. Gelecek düþüncesi beni tedirgin ediyor. Öngörülenlerin hiçbiri gerçekleþmedi. Hep beklenmedik engeller çýktý. O yüzden günü gününe yaþýyor ve istikbali düþünmemeyi yeðliyorum. Ýþin gerçeði, çok yoruldum, zira iki mücadeleyi birden vermek zorundayým. Biri, gitgide daha aðýr basan hayat tarzýmla ilgili. Diðeri, daha da zor olaný, ahlâkî mücadele. Çünkü Güney Ýtalya’nýn yönetici sýnýfý bana tahammül edemiyor; yaptýðým iþe tahammül edemiyor. Bazý Ýtalyan aydýnlar bile beni bir tür mafya karþýtý “soytarý” olarak sunma gayretkeþliði içinde.
Soytarý mý?
Evet, aslýnda bu baþarý onlarýn canýný sýkýyor ve onlarý bazý çeliþkilere sürüklüyor. Gomorra gösterdi ki edebiyatýn hâlâ oynayacaðý bir rolü var, bazý þeyleri deðiþtirmeye katkýda bulunabilir veya Zola ve Dickens zamanýnda olduðu gibi, en azýndan kafalarý deðiþtirebilir. Oysa kimileri edebiyatý bir marjinalliðin içine hapsetme eðiliminde ve tabi ardýndan da kimse okumuyor diyerek sýzlanma derdinde…
Gomorra filminin büyük baþarýsý sizin aleyhinize mi oldu?
Evet, hem de tahmin edilebilenin de ötesinde. Mafyanýn ölüm tehditleri savurmasýna sebep benim kitabýmýn büyük alâka görmesi oldu. Gomorra kitabým yayýmlandýðýndan beri bütün dünya benim Camorra ile ve Napoli civarýnýn pislikleriyle kirletilmiþ bu kasabayla, tam adýyla Casal di Principe ile yakýndan ilgilenmeye baþladý. Mafya çevresi ve onlarýn siyasî veya iktisadî müttefikleri, kendilerinin yapýp ettiklerini gün yüzüne çýkaran bu kitabýmýn baþarýsýndan nefret ediyorlar. Daha çok da okuyucularýmdan tiksiniyorlar, çünkü onlar bu kitabýn fark edilmemesini veya elbette daha iyisi hiç neþredilmemiþ olmasýný tercih ederlerdi.
Böyle bir romaný yazmýþ olmaktan dolayý piþmanlýk duyduðunuz oluyor mu?
Hayýr, kesinlikle. Yeniden böyle bir þey yapmam gerekse yine yaparým. Ne var ki onlar bu kitabý benim gözümde biraz sevimsiz hâle getirmeyi baþardýlar. Baþlangýçta, ilk defa vitrinlerde göründüðünde, Fransýzcasý çýktýðýnda hâlâ güvenim vardý, çünkü bu iþi baþaracaðýmdan emindim. Bu korumalý hayat o zaman da zordu, fakat memnundum, iyi bir þey yaptýðýmý biliyordum. Kavgam beni taþýyordu. Bugün ise kendi kendime böylesi bir hayatý haklý gösterebilecek þeyin ne olduðunu sorgular oldum. Gerçi onlarýn da istedikleri zaten bu, onlar hasýmlarýný umutsuzluða düþürmek için ellerinden gelen her þeyi yapýyorlar. Zaten hasýmlarýna karþý hep böyle davranagelmiþlerdir. Önce onlarý umutsuzluða sürüklemek, sonra… O yüzden teslim olmamak lâzým. Demek ki yine yazacaðým, ama…
Ýtalya’yý terk etmeyi düþünüyorsunuz. Küreselleþme konusunda bir kitap yazmak için ABD’ye gitmek istediðiniz söyleniyor.
Evet, doðru, yazar bakýþ açýsý içinde Ýtalya’yý terk etmeyi cidden düþünüyorum, çünkü daha global bir konu üzerinde yeni bir kitap yazmak istiyorum, ama ayný zamanda da hürriyeti arayan bir esirin bakýþ açýsýndan da bunu istiyorum. FBI bana her zaman koruma altýnda olmaksýzýn da güvende olabileceðim özel programlara sahip olduklarý konusunda garanti verdi. Gerçi Orhan Pamuk tehdit alýr almaz hemen ABD’ye iltica etti. Yine de ben hemen gitmeyeceðim, çünkü daha “global” konularý düþünmeden önce Ýtalya’da halletmem gereken bazý meseleler var.
Gomorra da zaten mafyanýn bir eleþtirisinden öte, küreselleþmenin karanlýk yüzlerinin bir tür tahlili var. Kitabýnýz organize suç ile kapitalizm arasýndaki baðý söz konusu ediyor. Gomorra’dan bahsederken Mario Vargas Llosa, “Mafyayý doðuran kapitalizm deðil, kokuþmuþ olan Ýtalya’dýr” deðerlendirmesinde bulunuyor. Ne diyorsunuz?
Bu sanýldýðýndan da daha ilginç bir düþünce. Suçu doðuran pazar deðildir, fakat pazar olmadýðý için, onun yerine, organize suç vardýr, þeklindeki düþünce de gerçekten savunulabilir. Zengin ve sanayici olan Kuzey, Ýtalya’daki mafyadan uzaktýr. Buna karþýlýk Güney’in sadece geleneksel burjuvazisi vardý ve mafyanýn ekonomi dünyasýna yatýrým yaptýðýna þahit oldu. Ama benim bir baþka fikrim var: Ben devletin artýk olmadýðý her yerde mafyanýn boy attýðýný düþünüyorum. Ýtalya’nýn güneyinde devlet yoktur veya mafya örgütleri yüzünden çok fazla zayýflamýþtýr. Bu örgütlerin dýþýnda hayat yoktur. Bu ülkelerde, týpký Doðu Avrupa ülkelerinde olduðu gibi, mafyalar geniþ anlamýyla düzensizlik, özelleþtirmeler ve devlet otoritesi eksikliði üzerinde yeþeren korkunç kapitalizmin öncü kuvvetleridir. Gözümüzü kapamayalým. Ýtalya’da bile ciddi suç örgütlerinin liderleri her þeyden önce otuz seneden beri bol servetler edinmeye baþlamýþ olan iþ adamlarýdýr. Cahil köylüler iken sefaletten kurtulmak için mafyalaþan Sicilya Mafyalarý’nýn liderleri Toto Rina veya Provenzano’larýn zamaný geçmiþtir. Bugün mafya liderlerinin pek çoðu zengin ailelerin oðullarý, doktorlarýn, avukatlarýn, büyük mülk sahiplerinin ve benzerlerinin çocuklarýdýr. Çoðu zaman iktisat konusunda master bile yapmýþlardýr. Þüphesiz ki askerî mafyanýn içinde kendilerini kabul ettirebilmek için cinayet konusunda uzman olmalarý gerekiyor, fakat onlar, her þeyden önce baþka giriþimcilerden farklý olarak, amaçlarýna ulaþmak için öldürmekte tereddüt etmeyen etik dýþý giriþimcilerdir.
Mafya artýk ayrý bir dünya deðil mi?
Hayýr. Bunun için Güney’de mafyalara takýlan “beton partisi” adýný düþünmek yeter. Bu ad mafyalarýn sadece (uyuþturucu, silâh, kaçakçýlýk) gibi gayr-ý meþrû ekonomide deðil, kamu ihaleleri, atýklarýn geri dönüþümü ve saire gibi meþrû ekonomik faaliyetlerde de güçlü bir þekilde var olduklarýna dikkat çeker. Mafya babalarý zaten caniler olarak deðil de, saygý deðer yatýrýmcý veya giriþimciler olarak karþýmýza çýkarlar. Hâkimlerin karþýsýna çýktýklarýnda da þöyle derler: “Bizler ülkenin en saðlýklý ekonomisini yönetiyoruz; en azýndan biz fabrikalar idare ediyor ve binlerce insana iþ sahasý açýyoruz”. Elbette yalandýr bu söyledikleri, fakat karþýlarýndakileri etkiliyorlar. Avukatlarý da farklý þey söylemezler: Onlarýn mafyalýkla suçlanmasý, bu avukatlara göre, müvekkillerinin kýskanç rakiplerinin iftiralarýndan ibarettir.
Mafyalarýn avukatlarýyla da ciddi sorunlar yaþýyorsunuz, sizi durmadan kovuþturuyorlar.
Evet, mafya babalarýnýn bütün avukatlarý geçen Eylül ayýnda Santa Maria Capua Vetere’de toplanýp protesto ettiler ve beni onlarýn iþini gayr-ý meþrû göstermekle suçladýlar. Ben savunma hakkýna saygýlýyým. Ama ben durmadan beni hýrpalayan ve müvekkillerinin hepsi de sadece ve sadece mafya babasý olan avukatlara saygý duyamam. ABD’de mafyanýn avukatý ile mafyalaþmýþ avukatlar birbirinden tam anlamýyla ayrýdýr. Ýtalya’da neden olmasýn?
Gomorra’nýn iki sene önce piyasaya çýkýþýndan bu yana ülkenizde ne deðiþti?
Her þey ve hiçbir þey. Vatandaþlar þimdi bu mafya hegemonyasýnýn bitmesi gerektiði konusunda bilinçlenmiþ bulunuyor. Ne var ki siyasî düzeyde her þey eskisi gibi. Mafyanýn bölgesinde ise durum pek iyi deðil. Camorra’ya karþý yakýnlarda baþkaldýrmýþ olan tek kimseler þu Nijeryalý göçmenler oldular ve onlardan bazýlarý öldürüldü. Bir baþka deyiþle korku içinde yaþamaya devam ediliyor, bu ise gerektiðinde kabul edilebilir bir þey, çünkü açýkça söyleyeyim ki korku asildir. Zira korku beþerî bir histir. Fakat bunun kabul edilmez olan yaný ona karþý kayýtsýzlýk veya inkâr hâlidir. Napoli’de kiralýk daire aradýðýmda bu hakikatle yüzleþtim. Baþlangýçta jandarmalar benim adýmý vermeden ev sahibi ile anlaþýyorlardý. Ev sahipleri bir bakana veya itibarlý bir kimseye evlerini kiraya verdiklerini düþünerek sevinçten uçuyorlardý. Derken benim korumalarla geldiðimi görüyorlardý. Ve baþlarýndan sanki kaynar sular dökülüyordu. Artýk kimse bana evini vermiyordu. Korku deðildi bu, benim yanýmda fazla görünmemekti. O þýk Posillipo semtinde sonunda biri bana evini kiraya vermeye razý oldu. Binada oturan diðerleri bunun üzerine hemen kendi aralarýnda gruplaþtýlar ve beni aralarýnda görmektense o daireyi baþka birine kiralamak için bir dernek kurdular…
Tam bir Ýtalyan traji-komedisi… Ýnsan kovalana kovalana sonunda kötü adam olup çýkar, diyorsunuz.
Evet, doðru. Çok kuþkucu ve güvensiz olmaya baþlýyor, sonunda Þalamov veya Primo Levi’nin dediði gibi olmak istemediðiniz þey oluyorsunuz. Sadece naif bir akýl benimki gibi dört duvar arasýnda geçen hayatýn insaný bilge yapacaðýný hayâl edebilir. Hayýr, aksine insaný hýnçlandýrýyor. Yaþadýðým cehennemi niye anlamýyorlar diye baþkalarýna kýzýyorsunuz. Dostlarýnýzý kaybediyor, önceki hayatýnýzýn üzerine bir çarpý çekmek ihtiyacý duyuyorsunuz.
Yine de Ýtalya’da ve dünyada çok popülersiniz. Nobel Ödülü almýþ yazarlar sizi savunmak için seferber oldu. Halk sizi sokakta alkýþlarla karþýlýyor…
Evet, bereket versin öyle. Büyük düþünürler ve okurlar arasýnda dayanýþma var. Ýnsanlar bana yazýyor, onlarýn öfkesinin þövalyesi oldum. Fakat öyle sanýyorum ki ben deðiþtim ve þimdilik bu deðiþim iyiye doðru deðil.