Siret Ansiklopedisi
Pages: 1
Peygamberlik By: saniyenur Date: 13 Haziran 2012, 15:13:22
Peygamberlik

Her zamanki gibi Hira daðýnda tefekküre dalmýþken Cebrail geldi. Ona "Oku!" dedi. Olay hiç beklenmedik bir anda ve anî olmuþtu. Sakin ve sessiz ortamda gelen sesle irkilmiþti. Nihayet, "Ben okuyamam!" diye ce­vap verdi. Melek isteðini tekrarladý ama yi­ne ayný cevabý aldý. Melek üçüncü defa; "Ya­ratan Rabbinin ismiyle oku. O insaný alâk-tan yarattý. Oku, Rabbin en büyük kerem sa­hibidir. O (insana) kalemle (yazmayý) öðret­ti." (96: 1-5).

Bu olay, Muhammed'ýn aldýðý ilk vahiy olup, risaletinin baþlangýcýydý. O sýrada 40 yaþýndaydý. Eve geldiðinde, Meleðin tezahü­rü ve bu yüce göreve kendisinin seçilmesiyle þaþkýn bir durumdaydý. Sýrtýna yüklenen bü­yük yük ve görevinin aðýrlýðý düþüncesiyle bi­raz da sarsýlmýþtý. Olayý tümüyle hanýmýna anlattý. Hz. Hatice onun mizacýnda birisine hiçbir zarar gelemeyeceðini ve Allah'ýn onu tüm þeytanlarýn þerrinden koruyacaðýný söy­ledi. Onu yanýna alarak hýristiyanlýðý benim­semiþ ve yaþlý bir bilge olan amcasýnýn oðlu Varaka b. Nevfel'in yanýna götürdü. Varaka, Muhammed'a Hira daðýnda olanlarý din­ledikten sonra, Meleðin, kendinden önceki Peygamberlere de vahiy getiren Cebrail ol­duðunu söyledi. Muhammed'ýn düþman­larý tarafýndan þehrinden çýkarýlacaðýný da söyledi. Kendisinin de kesinlikle onu destek­leyeceðini ilâve etti.

Bir müddet aradan sonra vahiy gelmeye devam etti. Rasulullah, sessizce fakat sebatla tevhid inancýný teblið etmekte idi. Akraba­larýna, arkadaþlarýna, yakýn dostlarýna doð­ru yaþama yolunu telkin etmeye devam etti. Hanýmý Hz. Hatice, Ýslâm'ý ilk kabul eden oldu. Daha sonra yakýn arkadaþlarý teker te­ker Ýslâm cemaatine girmeye baþladýlar. Çok yakýn arkadaþý Ebu Bekir, Kölesi Zeyd, am­casýnýn oðlu Ali ve daha sonra Osman b. Af-fan, Talha, Zübeyr ve Abdurrahman b. Avf müslüman oldular.

Bu yüce davet üç yýl gizlice devam etti. Da­ha sonra Allah Ýslâm dinini herkese açýkça teblið etmelerini emretti: "O halde sen emlara aldýrma." (15: 94). Ve Þuara Suresi'nde: "O halde sakýn Allah'ýn yanýnda baþka bir tanrý tutup ona yalvarma, yoksa azap edi­lenlerden olursun. (Önce) en yakm akraba­ný uyar." (26: 213-214). buyurulmaktadýr.

Muhammed, Allah'ýn emrine uyarak Ku-reyþ'in erkeklerini topladý ve onlarý Ýslâm dinine davet etti. Allah'ýn birliðini anlatarak müþriklerin yolunu takip etmemeleri için on­larý uyardý. Kureyþ halký Rasulullah'ýn anlat­týklarýna çýlgýnca tepki gösterdiler. Onunla alay ettiler ve küçümsediler.

Rasulullah, Mekkeli liderlerin —bilhassa amcasý Ebu Leheb ve Ebu Cehil— fesat ve düþmanlýðýna raðmen tebliðini sürdürdü. Ancak, müþriklerin artan düþmanlýðý yaný-sýra doðru, samimi ve Allah sevgisi taþýyan fertler yavaþ yavaþ Ýslâm cemaatine girmeye devam ettiler. Bilâl Ammar bin Yâsir, Habbab gibi fakir ve zayýflar Ýslâm'a Ýhtida etti­ler. Bunlar da diðer müslümanlar gibi Mek­ke'nin ileri gelenlerinin iþkence, zulüm ve baskýlarýna maruz kaldýlar. Muhammed'in getirdiði dine muhalefet gittikçe arttý. Fakat hiçbir þey onu engelleyemediði gibi, þevkini de kýrmadý. Üzerine pislik ve dikenli çalýlar atýldý. Ýðrenç sözler söylendi. Herþe-ye raðmen o, devamlý artan bir azim ve gay­retle çabalarým sürdürdü.



radyobeyan