Siret Ansiklopedisi
Pages: 1
Hudeybiye Antlaşması By: saniyenur Date: 13 Haziran 2012, 14:48:53
Hudeybiye Antlaşması

Rasulullah, Hicrî altıncı yılda 1400 mü­minle birlikte Mekke'ye hacc için yola çıktı. Müslümanlar Mekke'nin Cidde tarafında birkaç kilometre uzaklıkta bir yer olan Hu-deybiye'de konakladılar. Rasulullah, Hz. Osman'ı Kufeyş'in ileri gelenleriyle Hacc şartlan üzerinde müzakere etmek üzere gön­derdi. Ancak, Hz. Osman dönmediği gibi cî dürüldüğüne dair bir söylenti de yayıldı. Peygamber bütün ashabını toplayarak onla­ra İslâm yolunda her şeylerini, hatta gerekir­se canlarını dahi vereceklerine dair yemin et­tirdi. Bu olay Rıdvan Bey'atı olarak bilinir. Kur'an olaya şu ifadeyle temas eder: "Allah, ağacın altında sana bey'at ettiklerinde mü­minlerden razı olmuştur. Gönüllerindekinİ bildiği için onların üzerine huzur ve güven indirdi ve onlara yakın bir fetih verdi." (48:18).

Mekkeli liderler bu olayı duyunca endişele­nerek Rasulullah ile bir antlaşma imza­lamaya karar verdiler. Bu antlaşmaya Hudey­biye Musahalası denilmektedir. Maddeleri aşağıdaki gibidir:

1- O yıl müslümanlar Medine'ye geri dö­necekler.

2- Ertesi yıl Hacc için Mekke'ye gelebile­cekler. Ancak sadece üç gün kalabilecek­ler.

3- Müslümanlar, Mekkeli hiçbir müslüma-m Medine'ye kabul etmeyecekler. Mek­ke'de kalmak isteyene de engel olmaya­caklar.

4- Mekkeli bir müslüman Medine'ye gider­se iade edilecek. Fakat Medineli bir müs­lüman Mekke'ye giderse, Medineli müs-lümanlara iade edilmeyecek.

5- Kureyşliler müslümanlara saldırmaya­cak, müslümanlara karşı başkalarına da­yardım etmeyecek. Müslümanlar bir di­ğer grup ile savaştığında da tarafsız ka­lacaklar.

Bu maddeler çok ağır ve müslümanların aleyhineydi. Tabiî olarak Hz. Ömer gibi pek çok müslüman çok üzgün ve kızgındı... Fa­kat Rasulullah @ antlaşmayı Allah'ın em­riyle kabul etmişti. Oysa uzun dönemde müslümanların rahat bırakılması bakımın­dan hayırlı olmuştur. Kur'an bu olayı şöyle anlatır: "Biz sana apaçık bir fetih verdik, la ki Allah, senin günahından, geçmiş ve gele­cek olanı bağışlasın ve sana olan nimetini ta­amlasın ve seni doğru yola iletsin. Ve Al­lah sana şanlı bir zafer versin." (48: 1-3).

 

Suriye'ye yerleşmelerini emretti. Daha son­ra Benî Nâdir kabilesinden Medine'yi terket-meleri istendi. Onlar da barış anlaşmasını ye­nilemeyi kabul etmemiş, üstelik Rasulullah'ın hayatına da suikast teşebbüsünde bulunmuşlardı.

Benî Kureyza kabilesi de anlaşmayfihlâl et­ti. Hendek Savaşı sırasında müminler, müş-riklerce her taraftan kuşatıldığında müşrik­lerle gizli temaslarda bulunarak yardım etti­ler.

Düşman yenilgiye uğratıldıktan sonra Pey­gamber bu kabileyle uğraşmaya başladı. Barış anlaşması imzalamaya yanaşmayan bu kabile savaşa yönelik hazırlıklara da girişmiş­ti. Bir ay kadar süren muhasaradan sonra teslim oldular. Müslümanlardan, akibetleri-ne eski arkadaşları Sad b. Muaz'm karar ver­mesini dilediler. O da, Tevrat'ın emirleri uya­rınca bütün erkeklerin öldürülmesi, kadın ve çocukların esir edilmesi ve varlıklarına sa­vaş ganimeti olarak el konması kararına var­dı.

Kur'an bu olayı şöyle anlatır: "Kitap ehlin­den onlara yardım eden (Kureyza yahudİ)le-rini de kalelerinden indirdi ve kalplerine kor­ku düşürdü. Bir kısmını Öldürüyordunuz, bir kısmını da esir alıyordunuz. Topraklarım, ev­lerini, mallarını ve henüz ayak dahi basma­dığınız yerleri Allah size miras olarak verdi. Allah her şeye kadirdir." (33: 26-27).

Hayber'e giden yahudi kabileleri müslüman-lara olan husumet ve entrikalarını hararetle sürdürdüler. Bu yıllarda Mekkeli müşrikleri müslümanlara karşı faal olarak destekledi­ler.

Rasulullah, artık onları cezalandırmak mecburiyetin deydi. Hicrî yedince yılın Mu­harrem ayında 1400 kişiyle Medine'nin kuzey-doğusunda tahkim edilmiş bir yer olan Hayber üzerine yürüdü.

Yirmi günlük bir muhasaranın neticesinde yahudi kaleleri müslümanlar tarafından fet-holundu. Yahudilere, barış içinde yaşamak, arazilerini ekmek ve ürünün yarısını müslü-manlara vermek şartiyle Hayber'de kalma iz­ni verildi. Kur'an'da Hayber zaferine şöyle işaret edilmektedir: "Topraklarını, evlerini, mallarını ve henüz ayak dahi basmadığınız yerleri Allah size miras olarak verdi. Allah her şeye kadirdir." (33-27). Fetih Suresi'nde de şu ifade vardır: "yine onlara alacakları birçok ganimetler bahşeyledi. Allah aziz (üs­tünedir, hikmet sahibidir." (48: 19).


 



radyobeyan