Siret Ansiklopedisi
Pages: 1
Haya By: saniyenur Date: 12 Haziran 2012, 21:29:35
11- Haya

Allah'ýn elçisi Muhammed çok iffetli ve utangaçtý; aslýnda tam manasýyla bir namus sembolüydü. Sahabe'den pek çok kimsenin rivayet ettiðine göre, genç kýzlardan daha ha­ya sahibi ve utangaçtý. Hiçbir zaman yüksek sesle veya yakýþýksýz bir tavýrla konuþmamýþ-týr. Ahþ-veriþ için pazara çýktýðýnda insanla­rýn yanýndan yavaþça ve tebessüm ederek ge­çerdi. Bazý insanlar Kabe'nin yanýnda yýka­nýrken veya çýplak tavaf ederken Rasulullah bu tip davranýþlardan hoþlanmazdý. Bir mecliste istemediði bir þey duyduðu zaman insanlarýn yüzüne karþý bir þey söylemezdi. Fakat yüzünün rengi duygularýný yansýtýr ve ashabý da böylece ihtiyatlý olurdu.

Ebu Said el-Hudrî þöyle demiþtir: "Rasulul­lah bakire kýzdan daha hayâlýydý. Asha­bý, Rasulullah'ýn bir þeyden hoþlanýp hoþ­lanmadýðýný yüzünden anlardý." Hz. Aiþe, Rasulullah'ýn hayasýzca, aðzýnýn içi görü­lecek þekilde güldüðünü görmediðini, sade­ce gülümsemekle yetindiðini söylemiþtir.

Câbir b. Semûre'nin rivayetine göre Rasulul­lah konuþkan deðildi. Açýk ve sükûnetle konuþurdu. Hz. Aiþe þöyle demiþtir: "Rasu­lullah sizin konuþtuðunuz gibi hýzlý ko­nuþmaz, yamndakÝlerin daha sonra hatýrla­malarýný kolaylaþtýracak þekilde kelimeler arasýnda bir müddet duraklardý.'' Ýbni Ömer'in anlattýðýna göre Ensar'dan bir zat, kardeþini hayâlý olmaya karþý ikaz ederken, oradan geçen Rasulullah þöyle demiþtir: "Onu yalnýz býrak, haya imanýn parçasýdýr." Ýmran b. Hüseyin'in rivayetine göre Rasulul­lah"Hayâ imandandýr ve hayâlý olan kiþi ise Cennet'tedir. Ahlâksýzlýk kalbin katýlýðýn-dandýr. Kalbi katý olan kiþi ise Cehennem'-dedir.'' buyurmuþtur.

Zeyd b. Talha'nýn rivayetine göre Rasulullah þöyle demiþtir: "Haya ve iman biraradadýr; biri gittiðinde diðeri de peþinden gider." Yine ayný þahsýn rivayetine göre Rasulullah "Her dinin bir hususiyeti vardýr ve Ýslamc­ýn hususiyeti ise hayadýr." buyurmuþtur. Ebu Hureyre þöyle rivayet etmiþtir: "Rasulullah (sunulan) hiçbir yemek hakkýnda yorum yapmamýþtýr. Ýstediðinde yemiþ; istemediðin­de ise (menfi bir yorum yapmadan) býrak­mýþtýr." Enes'in rivayetine göre de Rasulul­lah: "Kaba söz ayýptan baþka bir þey ge­tirmez. Haya da girdiði yeri süsler." buyur­muþtur. Hz. Aiþe'nin bir rivayetinde Peygam­ber þöyle demiþtir: "Cezasýný ben bile çe­kecek olsam, hiç kimsenin kabahati hakkýn­da konuþmak istemem." (Miþkât)

Ýbni Mes'ud, Rasulullah'ýn þöyle dediði­ni rivayet etmiþtir: Ashabýmdan hiç kimse bana bir diðeri hakkýnda bir þey söylemesin. Çünkü, hiç birinizin yanýna (ön yargýlý) kö­tü niyetle çýkmaktan hoþlanmam. Abdullah b. Müslim'in rivayetine göre Rasulullah: "Haya önceki peygamberlerin dinlerinin bir patçasýdýr. Ondan yoksun olan her istediði­ni yapabilir." demiþtir. Rasul Muhammed 'ýn çok hayâlý ve iffetli bir insan olduðu tarihî bir vakýadýr. Kendi örnek hayatýyla bu­nu ashabýna talim ettirmiþtir.

O her iþini kendisi yapardý. Sahabe'den iki kiþinin anlattýðýna göre Rasulullah'ý gör­mek Ýçin evine gittiklerinde onu bir tamir iþiyle uðraþýrken buldular. Onlar da Rasulul­lah'a yardým ettiler. Ýþ bittiðinde Allah1 in Rasulü onlara dua etti.

Muhammed, daha çocukken Kabe'nin ta­mirine taþ taþýyarak yardým etmiþti. Kabe'­deki cami ve Medine'deki Mescid-i Nebevi­nin inþasýna katýlmýþtý. Hendek Savaþý'nda Medine'nin müdafaasý için hendek kazmýþ-tý. Evde ve dýþarýda sýradan insan gibi çalýþ­mýþtý. Peygamberlik veya Medine Devleti'nÝn Baþkanlýðý gibi, büyük vazifelerin olmasý ge­reken ayrýcalýðýný hiçbir zaman göstermemiþ­tir. Bir tüccar ve peygamber olarak MekkeL de, Devlet Baþkaný ve Allah'ýn Rasulü ola­rak Medine'de statü olarak çok mütevazi bir hayat yaþamýþtýr. Statü olarak Mekke'deki tüccardan, Medine'deki Devlet Baþkanlýðýna yükselmesi, onun mütevazi ve ahlâk timsali hayatýna en ufak bir deðiþiklik getirmemiþ­ti. Vefatýndan önce devleti güneyde Yemen­den, kuzeyde Suriye'ye kadar yayýldýðýnda da ahlâký ve tevazuu aynýydý.

Enes'in anlattýðýna göre, Rasulullah de­velere yað sürmüþ, keçi ve develeri kendi el­leriyle damgalamýþtýr. Rasulullah sahabe­den Habbab b. el-Erett'i bir savaþta görev­lendirmiþti. Habbab'ýn evinde baþka erkek yoktu, kadýnlar da süt saðmasýný bilmiyor­lardý. Rasulullah, her gün evlerine gide­rek keçi ve sýðýrlarýný saðmýþtýr. Medine'de­ki cariyeler ona gelerek yardým etmesini is­terlerdi. Rasulullah da çekinmeksizin on­larla gider ve iþlerine yardým ederdi. Abdul­lah b. Ebî Evfâ'nýn söylediðine göre Rasu­lullah hiç kibir göstermeksizin veya aþa­ðýlanma gibi hisse kapýlmadan dul ve muh­taçlarýn iþlerini yapardý. Rasulullah mescidde tam namaza durmak üzereyken bede­vinin biri gelerek, gömleðini tutmuþ ve; "Bi­raz iþim var, sonraya býrakýrsam unutabili­rim. Bu yüzden evvelâ iþimi gör." demiþtir. Bunun üzerine Peygamber hemen mescid-den çýkarak bedevînin iþini görmüþ ve daha sonra namaz kýlmýþtýr.

Abdullah b. Mes'ud, Rasulullah'ýn þöyle dediðini rivayet etmiþtir. "Size kimlerin Cehennem'den, Cehennem'in de kimlerden uzak tutulduðunu söyleyeyim mi? Nazik, müþfik ve yanýnda kolay yaþanýlabilen, ca­na yakýn ve yumuþak huylu insanlar."


 



radyobeyan