Diðer Yazýlar
Pages: 1
Haberdar By: hafiza aise Date: 12 Haziran 2012, 16:50:23
HABERDAR
Ýbrahim BARAN • 48. Sayý / HABERDAR


GAZZE’DE ÝNSANLIK KATLEDÝLDÝ

Ýsrail düzenli aralýklarla devam ettirdiði katliamlarýna bir yenisini daha ekledi. Ama bu sefer yaþananlar geçmiþte yapýlan saldýrýlarýn neredeyse tamamýný unutturacak türden saldýrýlardý. Hamas direniþçileri tarafýndan acemi usullerle yapýlmýþ füze saldýrýlarýný bahane eden Ýsrail askerleri, önce Gazze’yi abluka altýna alarak aylarca gýda ve giyecek malzemelerinin giriþini engelledi. Ardýndan da Gazze’yi iþgal ederek adeta bir kýyým gerçekleþtirdi. Saldýrýlarýn neticesi çok aðýr: 1500’ü aþkýn ölü ve binlerce yaralý. Bölgedeki abluka kýsmen kaldýrýlmýþ olsa da yardýmlarýn ulaþtýrýlmasý hâlâ Ýsrailliler tarafýndan engelleniyor. Osmanlý Ýmparatorluðu’nun son döneminde Filistin topraklarýna iliþkin plan yapmaya baþlayan Yahudiler, 1948’de Birleþmiþ Milletler tarafýndan tanýnmalarýyla birlikte bölgede resmî bir devlet kurmayý baþardýlar. O tarihten bugüne, Ýsrail ile topraklarý cebren iþgal edilen Filistinliler arasýndaki çatýþma hiç bitmedi. Son katliam da bu uzun sürmüþ hesaplaþmanýn bir halkasý. Son Gazze saldýrýlarý bir þeyi daha ortaya çýkardý: Uluslararasý çýkarlar din kardeþliði, Ýttihad-ý Ýslam gibi kavramlarýn bir kenara býrakýlmasýna neden oluyor. Filistinliler’le ayný dini, dili ve kültürü paylaþan birçok Arap ülkesinin meseleye bu kadar pervasýz yaklaþmasýný da buna baðlamak gerek. Bu saldýrýlar bir þeyi daha ortaya çýkardý. Ortadoðu’ya iliþkin bugüne kadar pasif bir görünüm sergileyen Türkiye, artýk bölgedeki meselelerle aktif bir biçimde ilgileniyor. Ýsrail’in Gazze’de giriþtiði son katliam süresince hem Türk kamuoyunun hem de devleti temsil eden kurumlarýn ortaya koyduðu tavýr, Arap toplumlarý nazarýnda ciddi bir sempati toplamamýzý saðladý. Bu sempatinin, Ortadoðu’da meselelerin çözümünde Türkiye’nin elini güçlendireceði belirtiliyor.

OBAMA ÝNCÝL’E EL BASTI

ABD’yi 8 yýl boyunca yöneten George Bush, Beyaz Saray’a veda edip görevi siyahî lider Barack Obama’ya devretti ve Obama resmen ABD’nin 44. baþkaný oldu. Washington’da Amerikan Kongresi’nde milyonlarýn katýldýðý bir törenle, Ýncil’e el basarak yemin eden Obama, ülkenin ilk siyah baþkaný olarak Amerikan tarihine geçti. Böylece, köleler tarafýndan inþa edilen Beyaz Saray’da ilk defa bir siyahî, baþkan sýfatýyla yer alacak. Kongredeki törende takdim edilirken, ikinci adý “Hussein” yerine “H” kullanýlmasý ve “Barack H. Obama” olarak tanýtýlmasý dikkat çekti. Obama, ABD’nin eski baþkanlarýndan Abraham Lincoln’un yemin ederken el bastýðý ve 1861 yýlýndan bu yana kullanýlmayan Ýncil’e el bastý. Ýncil, ABD Federal Yüksek Mahkemesi Baþkaný John G. Roberts tarafýndan tutuldu. Barack Obama, ABD Anayasasý’ný ve ülkeyi, iç ve dýþ düþmanlardan koruyacaðýna iliþkin yemininin ilk cümlesini, Yargýç Roberts’tan sonra tekrar ederken þaþýrdý ve Roberts Obama’ya bu cümleyi bir kez daha söyleyerek hatýrlattý. Obama Afrika’dan Amerika’ya getirilen ve yýllarca ikinci sýnýf vatandaþ muamelesi gören siyahîler için bir onur kaynaðý oldu. Konuþmasýný izlemeye gelen siyahîler Washington’da âdeta bir obama-mania görüntüsü sergilediler. Obama’nýn Bush’un politikalarýnýn ne kadarýný devam ettireceðini zaman gösterecek. Ancak global kriz, Ortadoðu ve Afganistan-Pakistan meseleleri yeni baþkanýn politikalarýnýn nasýl þekilleneceðine dair ilk iþaretlerin verileceði yerler olacak.

ERMENÝ DÝASPORASI’NA DARBE

Ermenilerin soykýrým iddialarýna þimdiye kadar her türlü desteði veren Fransa, Nicolas Sarkozy’nin Cumhurbaþkaný seçilmesinin ardýndan tavýr deðiþtirmeye baþladý. Paris, sözde Ermeni soykýrýmýný inkârýn bütün Avrupa’da suç olarak kabul edilmesine kapý aralayan ve diaspora tarafýndan kuvvetli þekilde desteklenen Avrupa Birliði çerçeve kararýna sürpriz bir þerh düþtü. Fransa, üye ülkelerde soykýrým, savaþ ve insanlýk suçlarýný inkâr ya da tahfif edenleri cezalandýrmayý öngören çerçeve kararýna, “bu suçlara uluslararasý bir mahkeme tarafýndan karar verilmiþ olma” þartýný getirdi. Paris’in, AB Resmi Gazetesi’nde geçtiðimiz ay yayýmlanarak yürürlüðe giren çerçeve kararýna eklettiði bu beyan, Fransa Millî Meclisi’nin kabul ettiði inkâr yasasýnýn ölü doðmasý anlamýna geliyor. Fransýzlarýn soykýrým konusundaki tavýr deðiþikliðinde, “hafýza kanunlarý” furyasýnýn bir gün Paris’i de rahatsýz edebileceði inancýnýn da etkili olduðu ifade ediliyor. Avrupalý ülkelerin Ermeni meselesi hususunda Türkiye’yi sýkýntýya sokacak türden tavýr aldýðý biliniyor. Fransa tarafýndan meseleye iliþkin atýlan bu adýmýn, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin Avrupa’da önünü daha fazla gören bir siyaset izleyebileceðine fýrsat tanýdýðý þeklinde yorumlanýyor.

TÜRKÝYE HER AÇIDAN ÖRNEK

Geçtiðimiz yýl 19 Mart’ta baþbakanlýktan istifa ettikten sonra Moldova Merkezî Birlik isimli yeni bir parti kuran Vasile Tarlev, partisinin merkezinde yaptýðý konuþmada, “ülkesinin daha ileri adýmlar atacaðýný ve dýþ ülkelerden alýnan desteklerle geliþeceðini” söyledi. Geçtiðimiz ay Türkiye’ye yaptýðý ziyareti deðerlendiren Tarlev, Türkiye’de yoðun ilgi ile karþýlandýðýný aktardý ve Ankara’da “Karadeniz’in çaðdaþ geliþiminin Türkiye ve Moldova iliþkileri üzerine etkisi” konulu bir sunum yaptýðýný anlattý. Tarlev, Ýstanbul ve Ankara’da gerçekleþtirdiði çeþitli temaslarýn “çok faydalý” geçtiðini ifade etti. Moldovalý eski baþbakan, görüþmelerde Türkiye ile Moldova arasýnda ekonomik, politik ve kültürel anlaþmalarýn faaliyete geçmesi için çabaladýðýný beyan etti ve Ankara ile karþýlýklý iþbirliðinin “vazgeçilmez olduðunu” dile getirdi. Türkiye’nin son dönemdeki demokratik atýlýmlarýyla önemli geliþmeler katettiðini kaydeden Tarlev, Moldova ve etrafýnda bulunan devletler için her açýdan örnek bir ülke olduðunu ifade etti. Türkiye Ortadoðu’da son dönemde meydana gelen hadiselerde geliþtirdiði söylemlerle, Ortadoðu halklarý üzerinde ciddi bir etki yaptý. Bu etkinin bir benzeri Balkanlar’da da oluþursa Türkiye yeniden merkezî bir güç hâline gelebilir.

ERDOÐAN TARZI

Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan, Brüksel temaslarý sýrasýnda  “Avrupa’nýn Dostlarý” adlý düþünce kuruluþunda bir konuþma yaptý. Erdoðan, konuþma sýrasýnda kendisine soru yönelten ve alaycý bir üslup takýnan Rum parlamenter Matsakis’i azarladý. Matsakis Kýbrýs’taki Türk askerini iþgalci olarak tanýmlayarak, Türk askerinin bölgedeki varlýðýnýn ne zaman sona ereceði yönünde bir soru sordu. Bunun üzerine Erdoðan, “Türkiye Kýbrýs’a iþgal kuvveti olarak girmedi. Yunanistan Kýbrýs’a neden girdiyse Türkiye o amaçla girdi. Soydaþlarýmýz katledilirken biz ona seyirci kalamazdýk. 1974’ten sonra Yunanistan askeri neden orada durduysa biz de o yüzden durduk. Bir kere Kýbrýs deðil, güney Kýbrýs AB üyesidir. Kýbrýs üye derseniz size AB’den Kuzey Kýbrýs’a ne gidiyor diye sorarlar. Siz bunlarý bilmezsiniz” dedi. Erdoðan’ýn daha sonra “AB’yi aldatan Güney Kýbrýs olmuþtur ve ne yazýk ki Güney Kýbrýs AB’ye alýnmýþtýr. Merkel Kýbrýs’ýn AB’ye alýnmasýnýn yanlýþ olduðunu ifade etmiþtir” demesi üzerine baþýný sallayan Rum parlamentere Erdoðan sert çýktý. Erdoðan, Güney Kýbrýslý parlamentere dönerek “Sen anca baþýný salla, aslýnda bizim ülkemizde tam bu duruma göre güzel bir söz var ama burada olmaz” dedi. Erdoðan’ýn bu tavrý haklýlýk psikolojisinin dýþavurumuydu belki de. Son dönemdeki çýkýþlarýyla kamuoyunun dikkatlerini üzerine toplayan baþbakan, bir köþe yazarýnýn ifadesiyle uluslararasý siyasette tabularý yýkýyor ve yeni bir tarz oluþturuyor: Erdoðan tarzý.

ERGENEKON’DA ONBÝRÝNCÝ DALGA

Ergenekon Terör Örgütü’nün deþifre edilmesinden bu yana birçok önemli isim bu örgütle iliþkisi olduðu gerekçesiyle gözaltýna alýnmýþtý. Operasyonun onuncu dalgasýnda, ÝSTEK Vakfý Baþkaný Bedrettin Dalan, kamuoyunun ulusalcý kimliði ile tanýdýðý fakat daha sonra PKK’nýn fikir babasý olduðu iddiasý ortaya atýlan Prof. Dr. Yalçýn Küçük, YÖK eski Baþkaný Prof. Dr. Kemal Gürüz ve emekli Tuðgeneral Levent Ersöz gibi isimler hakkýnda iþlem baþlatýldý. 11. dalgada ise Türk Metal Sendikasý Baþkaný Mustafa Özbek, gazeteci Ünal Ýnanç gibi isimler gözaltýna alýndý. Bu kadar farklý kimliðin ayný örgüt çatýsý altýnda nasýl birleþtiði sorusu akýllara takýlýyor. Kemal Gürüz’ün gözaltýna alýnýrken Yalçýn Küçük’ün de ayný gerekçeyle sorgulandýðýný öðrendiðinde verdiði tepki, örgütün hücre tipi bir yapýlanmanýn içerisinde olduðu hissini uyandýrýyor. Örgütün, darbe planladýðý, kaos oluþturarak iktidarý ele geçirmeye çalýþtýðý, baþbakana ve TSK’nýn bir numaralý komutanlarýna suikast düzenlemeyi amaçladýðý iddia ediliyor. Ergenekon Davasý’nýn kamuoyunu daha ne kadar meþgul edeceðini ve neticesini þimdiden kestirmek güç. Bazýlarýnýn iddia ettiði gibi belki de bu bir tasfiye operasyonu. Yani Ergenekon gitti, yerine baþka bir örgüt þekillendiriliyor. Ama þurasý kesin, Türkiye’de artýk demokratik düzeni hedef alan hiçbir eylem eskisi kadar rahat hareket alaný bulamayacak kendine. Ve Türk halký demokrasi çemberi içerisinde bir araya geldiði müddetçe, bu ve benzerî örgütlerin iþleri daha da zorlaþacak.

TÜRKÝYE MUHAFAZAKÂRLAÞIYOR MU?

Boðaziçi Üniversitesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Binnaz Toprak’ýn yaptýðý bir araþtýrma ilginç sonuçlar ortaya çýkardý. Araþtýrmaya göre AK Parti’nin iktidara geldiði 2002’den sonra Türkiye bir muhafazakârlaþma sürecine girdi. Bununla birlikte toplumda muhafazakâr olmayanlara karþý bir baský oluþmaya baþladý. Araþtýrmanýn verilerinin ne derece muteber olduðu bilim çevrelerince tartýþýlýyor. Araþtýrma yönteminin de ulaþýlan sonuçlara etki ettiði söyleniyor. Ama mülakat teknikleri ile yapýlan araþtýrmalar, kantitatif araþtýrmalar gibi net sonuçlar vermiyor. Toprak’ýn yaptýðý araþtýrma toplumun genel þablonuna uygun bir çalýþma alanýnda yapýlmadýðý için de, sonuçlarý genel geçer sonuçlar olmuyor. Dolayýsýyla bu çalýþmanýn neticesinin bizi ne kadar yansýttýðý sorusu akýllara geliyor. Akýllara þu soru da geliyor: Acaba AK Parti iktidarýndan sonra Türkiye muhafazakârlaþmaya mý baþladý, yoksa Türkiye muhafazakârlaþtýðý için mi AK Parti iktidara geldi? Bu sorunun cevabýný kestirmek güç deðil. Mesele þu, Türkiye’de bürokratik elitin kendisi, insanlarý inançlarý, yaþayýþ biçimleri için baskýya tabi tutarken sýkýntý olmuyor ama meydana gelen birkaç marjinal örnek, mahalle baskýsý olduðu sonucunun çýkarýlmasýna neden oluyor. Bu araþtýrmanýn ardýndan yapýlan tartýþmalarsa meselenin daha çok su götüreceðini gösteriyor.



radyobeyan