Cesaret By: saniyenur Date: 11 Haziran 2012, 07:33:36
20- Cesaret
Rasul Muhammed'ýn büyük bir cesareti vardý. Çok sayýda tehlike ve belâ ile ayný anda karþýlaþmýþ; fakat asla herhangi bir zayýflýk veya korkaklýk göstermemiþtir. Mekkelilerin baský ve muhalefetinin dayanýlmaz hale geldiði sýrada, amcasý Ebu Talip þöyle demiþtir: "Bütün bu anlattýklarýn hakkýnda konuþmasan olmaz mý? Kendi kendine inan fakat baþkalarýyla uðraþma. Konuþursan, ileri gelen insanlarý kýzdýrýr, kendini ve hepimizi tehlikeye atarsýn, o kadar?' Rasulullah ise þöyle cevap vermiþtir: "Güneþi sað elime, ayý da sol elime koysalar, yine yolumdan dönmem." Bu cevap, Rasulullah'ýn sahip olduðu ilâhî cesaretin en güzel ifadesidir.
Ebu Hureyre'nin rivayetine göre Rasulullah þöyle demiþtir: "Canýmýn elinde olanýn hakký için, müminler arasýnda, onlarla uzlaþmadýðýmda benim arkamda kalmakla yetinmeyen insanlar yok mu? Allah yolunda sefere çýkýldýðýnda geri durmam. Canýmýn elinde olanýn hakký için, Öldürülüp hayata tekrar gelmeyi, sonra tekrar öldürülmeyi arzularým." (Buharî ve Müslim). Sehl b. Saîd de Rasulullah 'in þöyle dediðini rivayet etmiþtir: "Allah yolunda bir gün bile sýnýrda durmak, bu dünya ve içindekilerden daha hayýrlýdýr." (Buharî ve Müslim). Ka'b b. Malik'in anlattýðýna göre Rasulullah ne zaman bir sefere çýkmaya niyetlense, sefer zamaný gelene kadar herhangi bir yere gidecekmiþ gibi davranýrdý. Rasulullah Tebük seferine çýkmadan bu uzun yolculuk ve azýlý düþmanla karþýlaþmadan son derece hararet içindeydi. Müslümanlara düzen içinde nasýl hareket edeceklerini, sefer için silah ve teçhizatlarýný hazýrlamalarýný ve nereye gideceklerini açýkladý. (Buharî) Rasulullah büyük cesaret ve yüreklilik gösterdiði, tam olarak hiç yenilmediði çok sayýda savaþa katýlmýþtýr. Bedir Savaþýnda, zamanýn silahlarýyla donanmýþ 1000 savaþçýdan müteþekkil bir orduya karþý iyi donatýlmamýþ, içinde çocuklarýn da bulunduðu 313 kiþiyle karþý çýkmýþ, yine de en ufak bir korku veya ürkeklik emaresi görülmemiþtir. Karþýlarýndaki bu aðýr kuvvete karþý büyük bir cesaretle savaþmýþ ve savaþý kazanmýþtýr. Savaþýn ateþi Ýçindeyken, müslümanlar korunma ve destek için ona bakýyorlardý. Uhud savaþýnda, kazanýlmak üzere olan zafer, bazý askerlerin hatasý sonucunda kýsmî bir yenilgiye dönüþmüþtü. Müslümanlar, Rasulullah'ýn öldüðüne dair çýkan yanlýþ bir söylentinin etkisiyle, tam bir kargaþa içinde etrafa koþuþmaktaydýlar. Ama o, yine her zamanki gibi sakin idi. Sadýk ashabýndan bazýlarýyla birlikte diþlerini kaybettikten sonra bile, diðer müslümanlar, Rasulullah'ýn bulunduðu yeri öðrenerek etrafýna toplanana kadar savaþa devam etmiþtir. Ondan sonra da Rasulullah'ýn cesurane önderliðinde çetin bir savaþa giriþtiler. Nihayet düþman, savaþýn kesin sonucu ortaya çýkmadan çekildi.
Huneyn savaþýnda, düþmanýn ok yaðmuru karþýsýnda dine yeni girenler tam bir kargaþa içinde meydandan kaçýnca, ordunun geriye kalan kýsmý da telaþ içinde onlarý takip etmiþti. Muhammed ve sadýk bazý sahabi bozulmadan direnmiþti. Rasulullah, kaçan müslümanlarý çaðýrarak yeniden savaþa teþvik etmiþtir. Bu çaðrý üzerine bütün müslümanlar yeniden toplanarak saldýrýya geçmiþ ve günün galibi olmuþlardýr. Savaþa katýlanlardan Berâ b. Azib savaþtayken kaçýp kaçmadýklarý sorulduðunda; "Evet, kaçtýðýmýz doðru. Ancak, Rasulullah'ýn sebat ederek, yerini terketmediðine þahitlik ederim. Allah için savaþýn en kýzgýn anýnda onun yanýna sýðýndýk. Aramýzdaki en cesur kimseler de onunla birlikte direnenlerdi." demiþtir. Ve Enes de Rasulullah'ýn herkesten cesur olduðunu söylemiþtir. Bir gün, Medine-de düþmanlarýn saldýrdýðý þayiasý yayýldý. Halk savaþmaya hazýrlandý. Yine baþta olan Hz. Peygamber idi. Eyerini dahi takmadan, hayvanýna çýplak olarak atlamýþ ve bütün muhtemel tehlike yerlerine sürmüþtür. Sonunda hiçbir tehlike olmadýðý haberiyle dönmüþtür. Muhammed, kendi elleriyle, kimseyi öldürmemiþtir. Übey b. Halef onun can düþmanýydý. Bedir harbinden sonra fidye ile salýndýðýnda at üstündeyken Übey b. Halef Peygamber'ý öldüreceðini söyledi. Zaten, bu amaçla beslenip, desteklenmiþti. Müslümanlar, onu alýkoymak istediyseler de, Rasulullah býrakmalarýný söyledi. Übey-in Peygamber 'ýn üzerine at sürmesiyle Rasulullah ashabýndan birinin elinden bir mýzrak alarak Übey b. Halefin üstüne yürüdü; mýzraðýn ucunu yavaþça boynuna doðru itti. Übey b. Halef baðýrarak at üstünde kaçmaya baþladý. Etraftaki insanlar, bu ufak yara yüzünden niçin bu kadar korktuðunu sorunca, þu cevabý verdi: "Evet, yara küçük, ama Muhammed'in elinden bu!" bir müddet sonra bu yaradan öldü.