Siret Ansiklopedisi
Pages: 1
Latife By: saniyenur Date: 11 Haziran 2012, 07:30:41
21- Latife

Peygamberlik vazifesiyle birlikte Muhammed çok þen, neþeli ve latif bir insandý. Ciddi ve zor bir iþle görevli olmasýna raðmen, alý­þýlmýþ dinî liderlerin aksine, arkadaþlýðý ne sýkýcý, ne kasvetli, ne de monotondu. Bilâkis, tatlý, sevinçli ve neþe doluydu. Sýk sýk ashabýyla þakalaþýr ve gülerdi. Abdullah b. Ha­ris, Rasulullah'dan daha hoþ ve mütebessim kimse görmediðini söylemiþtir. Ebu Hureyre'nin rivayet ettiðine göre Muhammed þakalaþmak derecesine varan samimi sözlerle onlarýn içine karýþýrdý. Yalnýz Rasulullah'ýn þakalarýnda da yanlýþ söz bulunmaz­dý. Latifeleri de doðru þeyler üzerine olurdu. Sahabe'den bazýlarý sormuþtu: "Ey ALLAH'­ýn Rasulü! Bize þaka yapar mýsýn?" Rasulul­lah: "Doðru sözden baþkasýný söylemem." (Tirmizî) Enes'in rivayetine göre, bir defa­sýnda, birisi Rasulullah'dan bir binek hay­van istemiþti. Rasulullah da, ona bir diþi-deve yavrusu vereceðini söyledi. Adamýn diþi-deve yavrusunu ne yapacaðjný söylemesi üze­rine Rasulullah þöyle demiþtir: "Diþi-deveden doðmayan bir deve var mýdýr?" Yi­ne Enes'in rivayetine göre, bir gün Rasulul­lah ona, "Ey iki kulaklý" (çok yumuþak-baþlý anlamýnda) diye seslenmiþtir. (Tirmizî ve Ebû Davud). Ayný sahabenin rivayetine göre, Rasulullah onlarla sýk sýk þakalaþýr ve gülerdi. Bir gün, Rasulullah, "Küçük kuþu"nun ölümünde çok üzülen Enes'in kü­çük kardeþine sormuþtur: "Ebu Ümeyr, nu-heyr'e (küçük serçene) ne oldu?" Enes'in an­lattýðýna göre, yaþlý bir kadýn Rasulullah'a gelmiþ ve Cennet'e gidebilmesi için ona dua etmesini rica etmiþtir. Rasulullah'ýn "Hiç­bir yaþlý kadýn Cennet'e girmeyecektir!" de­mesi üzerine, kadýn üzülerek aðlamaya baþ­lamýþtýr. Bunun üzerine, Rasulullah, as­habýndan kadýna Cennet'e gireceðini, fakat genç bir kýz olarak gireceðini söylemelerini istemiþtir. Avf b. Malik'in anlattýðýna göre, Tebük seferinde küçük bir çadýrda oturmakta olan Rasulullah'a selâm vererek gelmiþ­ti: "Rasulullah, (Girin) diyerek cevap ver-di. Ben de, 'Her tarafým mý, ya Rasulullah?' diye sordum. O da, 'lamamýn1 cevabýný ver­di ve içeri girdim!*

Bir gün, Hz. Ali yerde toprak içinde kalmýþ bir vaziyette uyuyordu. Muhammed, te­sadüfen oradan geçerken Hz. Ali'ye þöyle seslendi: "Uyan Ebu Turab (toprak babasý) "Bu olaydan sonra, bu hitap onun lakabý ol­muþtur. Ýbni Ömer'e, Peygamber ve asha­býnýn gülüp, latife yapýp yapmadýklarý sorul­duðunda, onlarýn kalplerinde daðdan daha aðýr bir iman taþýdýklarý halde bunlarý yap­týklarýný söylemiþtir. Cabir b. Semure'nin an­lattýðýna göre, Rasulullah, kendisini müs-lüman olduðu andan itibaren daima iyi kar­þýlamýþtý, hatta onun tebessüm etmediðini görmediðini söylemiþtir.

Enes'in anlattýðýna göre, Zahir b. Harun adlý bir zat çölden hediyelerle birlikte Rasulullah'a gelirdi. Rasulullah da ayrýlacaðý va­kit Zâhir'in ihtiyaçlarýný tedarik ederdi. Ra­sulullah, onun bir bedevi, kendisinin de þehir adamý (medenî) olduðunu söylerdi. Sert yapýlý bir adam olmasýna raðmen, onu sever­di. Bir gün, Rasulullah, ürünlerini sattýðý sýrada Zâhir'e yaklaþmýþ ve arkadan ona sa­rýlmýþtýr. Kim olduðunu göremiyordu. Bu yüzden Zahir, "Býrak gideyim! Kim bu?" dedi. Fakat arkasýna döndüðünde Rasulul­lah'ý görünce, sýrtýný, Rasulullah'ýn göðsüne yasladý. Rasulullah: "Kim bir kö­le satýn alacak?" dedi. Zahir; "Ey ALLAH'ýn Rasulü! ALLAH için, iþe yaramaz mallar bu­lursun!" deyince, Rasulullah þöyle demiþ­tir; "Ama ALLAH indinde, sen deðersiz bir mal deðilsin!'




radyobeyan