Meds Yeghern By: hafiza aise Date: 09 Haziran 2012, 18:31:46
“Meds Yeghern”
Naci BOSTANCI • 52. Sayý / GÜNDEM
Yukarýdaki baþlýðýn “Büyük Felaket” anlamýna geldiðini ve Ermeniler tarafýndan 1915’teki tehcir için oluþturulmuþ kavram seti içinde yer aldýðýný biliyoruz. Obama 24 Nisan konuþmasýnda tehcirdeki Ermeni kaybýný bu kavramla tanýmladý. Oysa kritik kavram “soykýrým”dý. Ermeniler Obama’nýn “soykýrým” diyerek Ermeni iddialarýna güçlü bir destek vermesini bekliyorlardý, biz ise artýk tarihten çok politikanýn konusu haline gelmiþ olan bu konuda Amerika’nýn en azýndan nötr kalmasýný bekliyorduk. “Meds Yeghern” ifadesini kullanan Amerika ise kimseyi memnun edemedi. Ermenistan’daki milliyetçi parti bu geliþmeyi baþarýsýzlýk saydý ve koalisyondan ayrýldý, Türkiye’deki resmî çevreler ise açýk bir þekilde hoþnutsuzluklarýný beyan ettiler.
1915’te ne olmuþtu? Osmanlý Ýmparatorluðu’nun tebaayý sâdýkasý olan Ermeniler, Birinci Dünya Savaþý’nýn ortamýný milli devlet kurma bakýmýndan uygun gördüler ve Doðu Anadolu’da dýþ destekli komitacýlýk faaliyetinde bulunmaya baþladýlar. Ýmparatorluk tedbir olarak komitalarýn lojistik desteðini kesmek için Ermeni nüfusu tehcire tabi tuttu. Kafileler halinde Ermeniler güneye, Suriye, Lübnan bölgesine götürüldüler. Tehcir sýrasýnda uygun olmayan nakil þartlarý dolayýsýyla kayýplar yaþandý. Bunun bir kasýttan daha çok örgütsüzlükten, kendi ordusuna dahi yeterli lojistik desteði veremeyen bir yapýdan kaynaklandýðý muhakkak. Cemal Paþa’nýn birlikleri Süveyþ’te kýþlýk urbalarla piþerken, Enver Paþa’nýn Sarýkamýþ harekâtýndaki asker giysilerinin hiç de mevsime uygun olmadýðýný biliyoruz. Doðu cephesinde çeþitli salgýn hastalýklardan binlerce askerin kaybedildiði de tarihî bir hakikat.
Ne kadar Ermeni’nin bu tehcirde ölmüþ olduðu bir tartýþma konusu. Ermenilerin iddialarý neredeyse bölgedeki tüm Ermeni nüfusuna ulaþacak kadar yüksek. Türkiye’nin iddialarý ise kayýplarýn son derece sýnýrlý olduðu yolunda. Ýddialarýn istatistikle fazlasýyla ilgili hale geliþi ise modern bir ironi. Ermeniler tehcir konusunda yaklaþýk doksan yýldýr faaliyet gösteriyorlar. Ellerinde sahihliði þüpheli tanýklýklarla birlikte müthiþ bir külliyat var. Biz ise Ermenilerin bu yöndeki faaliyetlerini uzun yýllar görmezlikten geldik. Son zamanlarda konu uluslararasý bir problem haline gelmeye baþlayýnca biz de ciddi ilgi göstermeye baþladýk. Attýðýmýz en önemli adýmlardan ikisi, tüm tarihî evraký araþtýrýcýlara açmak ve Ermenilere, ortak bir tarih komisyonunun konuyu araþtýrmasý yolunda çaðrýda bulunmak. Önemli ve ciddi iki adým.
1915’te ne olduðu konusundaki tarihî hakikatle Ermeni iddialarý arasýnda bir politik mesafenin varlýðýndan bahsedebiliriz. Çünkü tehcir, Ermenilerin millî benliklerinin en merkezî öðesi. Ayrýca diaspora Ermenilerinin de güç ve iktidar iliþkilerinin aslî unsuru. Öte yandan Ermeniler tehciri bir soykýrým olarak kabul ettirip buradan hem özür çýkartmak istiyorlar, hem de tazminat peþindeler. Bu talepler, beklentiler ve tehcir üzerinden üretilen politik iktidar iliþkileri, yaþananý “soykýrým” olarak tanýmlamakta, tarihî hakikat ne olursa olsun, bir ýsrar doðuracaktýr. Buradaki paradoks, geçmiþte yaþanan “soykýrým” olmasa ve tarihî delillerle bu durum ortaya konsa bile, Ermenilerin bu tarihî hakikati istemeyecekleri bir güncelin içinde yaþýyor oluþlarýdýr. Tarih Ermeniler tarafýndan bugünün bir iþlevi olarak okunmuþ ve bugünkü konumlarýný deðiþtirmeye aday her tür bilgiye onlarý kapalý hale getirmiþtir.
Kanaatimce, savaþýn olduðu bir yerde ahlâk, vicdan, adalet gibi kavramlar olaðan zamanýn konforu içinde okunamazlar. Savaþ hayatýn rengini deðiþtirirken kavramlarý da kendi baðlamýnda dönüþtürür. Geçmiþin bir sahnesinde öldürülen bir Ermeni görürken bir baþka sahnesinde Ermenilerce öldürülen bir Türk’ü görürsünüz. Resimleri yan yana getirdiðinizde artýk “kimin haklý?” olduðu sorusu dahi anlamýný kaybeder. Kötü olan savaþtýr ve haklý olan yoktur. Geçmiþten atalarý adýna bir mazlumluk ve masumluk çýkartmaya çalýþan Ermenilerin, bu kasýtlarýný hak edebilmeleri için bugün kendilerinin masum ve mazlum olmalarý ve tam da bu þekilde tarihe yaklaþmalarý gerekir. Elbette ayný durum bizim için de söz konusu. Ýki tarafýn ortak bir komisyonla tarihe bakmasý, belki taraflarýn tam da bu çizgide davranmasý bakýmýndan önemli olacaktýr.
Problem bu coðrafyaya ve bu insanlara aitse çözüm de ayný yerde aranacaktýr. Üçüncü þahýslarýn yargýsýndan ve desteðinden medet ummak gerçeðe hizmet etmez. Böylesi bir çaba, tarihe karþý iþlenen bir suçun ve “Meds Yeghern”in kapýsýný açar.