Edebiyat turizmi By: hafiza aise Date: 07 Haziran 2012, 15:25:15
Edebiyat turizmi
Alper Çeker • 54. Sayý / DOSYA YAZILARI
Dünya genelinde kültür-sanat ve turizm, birbiri ile sýký bir iliþki içinde. Örneðin Londra sakinleri yýllardýr tiyatro biletlerinin pahalýlýðýndan þikâyet eder. Çünkü þehirde Ýngiliz Edebiyatý’nýn þaheserlerini sahneye koyan tiyatro salonlarýnýn hedef kitlesi turistler ve bu yüzden iþletmeciler bilet fiyatlarýný pahalý tutarlar.
Dünya Edebiyatý’ndan pek çok yazar edebî gezilere çýkmýþ ya da hayali geziler kaleme almýþtý. Mesela Flaubert, Akdeniz ülkelerinin tamamýna yakýnýný dolaþmýþ ve Salambo’yu yazmýþ. Ama Coleridge, bir açýk deniz macerasý olan Ýhtiyar Denizci’yi kaleme aldýðýnda hiç denize açýlmamýþtý.
Yazarlar gibi okurlar da edebî amaçlý yolculuklara çýkabilir; bu, dünyada oldukça yaygýn bir turizm türü. Bu tür gezilerde, bir yazarýn hayat öyküsünde ya da kurgusal bir metninde geçen yerler ziyaret edilir.
Latin Amerika’nýn en renkli ülkelerinden biri, hiç þüphesiz Küba. Ancak Küba, Amerika Birleþik Devletleri’nin kendisine uyguladýðý ambargo nedeniyle sýnýrlý sayýda gelir kaynaðýna sahip. Küba’nýn bu gelir kaynaklarýnýn en önemlisi turizm iken, ülkenin baþkenti Havana’ya gelen turistlerin en gözde mekâný hayatýnýn bir bölümünü burada geçirmiþ olan Ernest Hemingway’in müdavimi olduðu Floridita Barý. Hemingway’in pek çok ünlü dostunu aðýrladýðý Floridita Barý’nda yazarýn hatýrasý baþarý ile korunuyor.
Paris’e gidenler, yüzyýllardýr korunan, deðiþmeyen bu þehrin bir zamanlarýn en ünlü ressam ve þairlerinin devam ettiði kafelerinde onlarýn oturduðu masalara oturabilir.
Prag’a gidip de bir Kafka tiþörtü almadan dönen yoktur herhalde. Üstelik Çekler, Almanca yazdýðý ve dolayýsýyla Çek edebiyatýna ait olmadýðý için Kafka’dan hiç hazzetmezken…
Moskova sokaklarýnda gezenler evlerin duvarlarýnda orada doðan sanatçý ya da edebiyatçý ile ilgili tabelalarla karþýlaþýrlar. Puþkin’in, Mayakovski’nin ve Dostoyevski’nin Moskova’daki evleri müzeye çevrilmiþ. Hele St. Petersburg’da ciddi bir “Suç ve Ceza turizmi” var. Turistler þehre geldiklerinde bu ünlü romanýn kahramaný Raskolnikov’un dolaþtýðý sokaklarý gösteren bir St. Petersburg haritasý edinir ve kasvetli bir maceraya sürüklenirler.
Her yýl ayný gezileri Dublin’de binlerce Ulysses okuru, ellerinde James Joyce’un Dublin’ine ait rehberlerle yapýyorlar.
Tüm bu þehirler, birer yazarla anýlýr: Joyce’un Dublin’i, Hemigway’in Havana’sý, Puþkin’in Moskova’sý, Dostoyevski’nin St. Petersburg’u…
Benzer uygulamalar Türk Edebiyatý ve Ýstanbul için yapýlamaz mý? Hemen yanýtlayalým, hayýr! Ýstanbul’da doðmuþ edebiyatçýlarýn evlerine tabela çakýlmasý mümkün deðil, çünkü bu evlerin çoðu yýkýlmýþ durumda. Ahmet Hamdi Tanpýnar’ýn Huzur romanýnda ya da Yahya Kemal’in þiirlerinde geçen yerleri dolaþmanýz mümkün deðil, çünkü buralar büyük tahribata uðramýþ. Örneðin Abdülhak Þinasi Hisar’ýn kavramlaþtýrdýðý “Boðaziçi Medeniyeti”, inþa edilen sahil yolu ile ortadan kalkmýþ. Yalýlar ile deniz arasýna giren yol, kayýkhaneleri yok etmiþ. Þeyh Galip’in, Tahir’ül Mevlevi’nin yetiþtiði Yenikapý Mevlevihanesi de býrakýn bir tabela asmayý, binayý korumakla yükümlü Vakýflar Genel Müdürlüðü görevlileri tarafýndan soyulmuþ ve kundaklanmýþ. Bu örnekleri istediðimiz kadar uzatabiliriz.
Sonuçta Ýstanbul korunsaydý da bizde, dünyadaki örneklerine benzer bir edebiyat turizmi olmayacaktý. Çünkü böyle bir turizm, Türk Edebiyatý’nýn yurt dýþýnda tanýnmasýný, Türk yazarlarýn yabancý dillerde þöhret bulmasýný gerektirir. Oysa Türkiye Cumhuriyeti, yazarlarýnýn yabancý ülkelerde dolaþýma girmesi için bugüne kadar hiçbir çaba göstermedi. Son yýllarda Kültür Bakanlýðý’nýn baþlattýðý çeviri uygulamasý da göstermelik olmaktan öteye gidemedi, edebiyatýmýzýn ciddi hiçbir yazarý ya da þairi yaygýn bir yabancý dile çevrilemedi.
Bunun tek istisnasý ise Orhan Pamuk. Romanlarýndaki tiplere cenaze namazýný secde ve rükû ile kýldýran ve kendisini de bu ülkede bir nevi turist sayabileceðimiz Orhan Pamuk’un iþlevi, aslýnda edebi olmaktan çok turistik. Yurt dýþýnda, yazarýn Ýstanbul-Hatýralar ve Þehir adlý kitabý gerçekten son derece popüler. Ayrýca Ýstanbul 2010 Avrupa Kültür Baþkenti Ajansý’nýn desteði ile Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi adlý romanýný konu alan bir müzenin açýlmasý için Ýstanbul’un Çukurcuma semtinde çalýþmalar sürdürülüyor. Masumiyet Müzesi’ne, edebiyatçýlarýmýzý konu alan hâlihazýrdaki birkaç amatör müzeyi daha ekleyebiliriz, ama bunlar ziyaretçi çekmekten uzak, tanýtýmý yapýlmayan, sönük mekânlar.
Sonuç olarak, ülkemizde edebiyat turizmi, kulaða hoþ gelen bir fikir olmakla birlikte uygulamada pek mümkün görünmüyor.