Fizyoloji By: saniyenur Date: 05 Haziran 2012, 22:21:42
25- Fizyoloji
Bilimin bu dalý da Kur'an-ý Kerim araþtýrmalarýndan büyük bir destek görmüþtür. Allah-in en asil yaratýðý olduðundan dolayý, insanýn bizzat kendisi tabiî olarak araþtýrmacýlarýn büyük ilgisini çekmiþtir. Ýnsanýn fizik yapýsý asýrlar boyunca mistiklerin, teolog ve tabiplerin araþtýrmalarýnýn bir bölümünü oluþturmuþtur.Ayrýca Kur'an-ý Kerim'de, Allah'ýn "Hâlýk" sýfatýný (Allah'ýn yaratýcýlýðýný) özellikle de insanýn yaratýlmasýný Allah'ýn bir iþareti olarak takdim ederek týbbýn bu dalýna daha ileri bir teþvik saðlamýþtýr. Bu, insan vücudu üzerindeki deney ve araþtýrmalara yol açmýþ ve Ýslâm'da fizyoloji ve anatomi ilminin kurulmasýný saðlamýþtýr. Mistik, filozof ve tabiplerin meþhurlarýndan el-Gazalî, Ýbn Arabî, Molla Sadra,Ab-dülmecid, el-Beydavî, Mansur b. Muham-med, Ýbni Fakih Ýlyas bu konulardaki çalýþmalara oldukça fazla vakit ayýrmýþlardýr.
Kur'an-ý Kerim'de bilim adamlarýný düþünmeye sevkedip týbbýn bu dalýnda araþtýrma yapmaya teþvik eden birçok ayet vardýr. Meselâ Kur'an-ý Kerim'den alýnan aþaðýdaki ayetler kiþiyi, insaný ve onun yaratýlýþ ve yapýsal sürecini, tefekküre sevketmiþtir: "... Ben, balçýktan, iþlenebilen kara topraktan bir insan yaratacaðým...' " (15: 28). el-Müminun Suresi'nde ise þunlarý okumaktayýz: "Biz insaný (Adem'i) muhakkak ki çamurun özünden yarattýk. Sonra Adem'in neslini saðlam bir yerde (rahimde) bir nutfe yaptýk. Sonra o nutfeyi kan pýhtýsý haline getirdik. Ondan sonra kan pýhtýsýný bir çiðnemlik et yaptýk; o et parçasýnda kemikler yarattýk. Kemiklere de et giydirdik. Sonra onu baþka bir yaratýk yaptýk. Yaratanlarýn en güzeli olan Allah-ýn þâm ne kadar yücedir." (23: 12-14). Yine Târik Suresi'nde þunlarý görürüz: 'Atýlan bir sudan yaratýldý. O su, bel kemiði ve göðüs kemikleri arasýndan çýkar." (86: 6-7). Kuru toz ve inorganik maddelerin protoplazma (veya organik madde) haline, onlarýn hayvan þekline ve sonunda tamamen yeni bir oluþum olarak da insan haline dönüþmesi Ýlâhî bir mucize deðil midir? Bu, insanýn kendi içinde Allah'ýn alâmet ve hikmetlerini taþýdýðýnýn açýk bir Ýfadesidir. (Yusuf Ali, The Holy Qur'an, s. 876).
Allah'ýn hikmet ve alâmetleri, kendi ruhundan insana üflendikten sonra ortaya çýkmýþtýr. "Yarattýðý her þeyi güzel yaratan ve insaný baþlangýçta çamurdan yaratan. Sonra insanýn neslini bir nutfeden, bayaðý bir sudan yapan. Sonra onu düzeltip tamamlayan ve bizzat kendi kudretinden ona ruh koyan Allah'týr. Sizin için kulaklar, gözler, kalpler yarattý. Öyleyken pek az þükrediyorsunuz." (32: 7-9). Birçok devreden sonra akýllý ve þerefli bir yaratýk halkedildi, "Biz, gerçekten insaný en güzel bir biçimde yarattýk." (95: 4). Bu yaratýk ise bütün çalýþmalarýna konu teþkil etmiþtir. Fakat Allah bu yaratýða kendi ruhundan üflediði ve onu Hâlýk sýfatýnýn bir alameti haline getirdiði içindir ki insan, müs-lüman bilim adamlarýnýn özel ilgisini çekmiþtir. Büyük Ýslâm tabipleri "Kur'an araþtýrmalarýndan" çok feyiz almýþ olmalýdýrlar. Bunlardan meþhur olanlarý þöylece sýralanabilir: îbni Sina, Ýbni Rüþt, Muhammed b. Zekeriyya er-Razî, Ýbni Tufeyl, Ýshak b. Ýmran, Ýbni el-Cezzar, Ýbni el-Mutran, Fah-ruddin er-Razî, Ebû Mervan b. Zuhr, Ýbni Ebî Usaybî, Ýbni el-Kýftî, Ýbni Hallikan, el-Mecusî, Curis b. Tahtiyûsi ve Cebrail Bahti-yûsî gibi diðer aile fertleri, Kuþta b. Luga, et-Temimî, el-Beledî, Ýbni Zehr, Seyyid Zeyn ed-Din Ýsmail, el-Hüseyn el-Cüranî, Kutb'd-Din eþ-Þirazî, Ebû Hamid Muhammed es-Semerkandî, Necm ed-Din Mahmud eþ-Þirazî, Gýyaseddin Muhammed el-Isfahanî, Baha ed-Devleh olarak da bilinen Muhammed Hüseynî Nurbahþî, Hakim Muhammed, Mir Muhammed Zaman, Mansur b. Fakih Ýlyas, Hakim Sadra, Fethullah Gilanî, Hacý Baþa Hýzr, Ali b. Rýdvan, Abdül Lâtif el-Baðdadî ve Ali Useybih.