Süneni Ebu Davud
Pages: 1
Ebu Davudun Mekkelilere Mektubu By: reyyan Date: 28 Mayýs 2012, 17:24:20

Ebu Davud'un  Mekkelilere Mektubu (x)


 

Bismillahirrahmanirrahim

Lâ havle velâ kuvvete illâ billahi' 1-aliyy.

Muhammed b. A bd il aziz el-Hâþimî anlatýyor:

"Ebu Davud Süleyman b. el-Eþ'as b. Ýshak b. Beþîr b. Þeddâd es-Sicistanî Meklelilere ve baþkalarýna yazdýðý mektubu konusunda kendisinden bilgi isten­diðinde cevaben bize þunlarý yazdýrdý:                                                   

"Selamün aleyküm... Kendisinden baþka ilah olmayan Allah'a hamdeder ve her anýldýðýnda kulu ve Resulü Muhammed1 i rahmetine ðarketmesini niyaz ederim.

Allah bize ve size sýkýntýsýz ve sonunda hesap olmayan bir afiyet versin.

Sizler Sünen isimli kitabýmdaki hadislerin, sünen konusunda bildiklerimin en sahihi midir diye soruyor ve benden açýklamada bulunmamý istiyorsunuz.

Sorularýnýzý dikkatle inceledim. Eserin tamamýnýn; bildiðim en sahih ha­dislerden müteþekkil olduðuna emin olabilirsiniz. Ancak bir hadis iki ayrý sahih senedle rivayet edilmiþ olur da birinin isnadý daha kuvvetli, diðerinin de râvisi hýfz yönünden daha ileri ise, bu durumda, çoðu kere hýfzý kuvvetli olaný tercih ettim. Kitabýmdaki bu tür hadisler on kadardýr.

Bir konuda birçok sahih hadis mevcud olsa da bir bab baþlýðý (terceme) al­týnda bir veya iki hadis verdim. Böyle yapmasaydým kitabýn hacmi büyürdü. Bu þekilde davranmakla kitaptan istifadeyi kolaylaþtýrmak istedim.

Kitapta bir hadisi iki veya üç deðiþik senedle tekrar etmiþsem, sebebi, fark­lý ve fazla bilgi ihtiva etmesindendir. Zira ayný konudaki herhangi bir hadis de­ðiþik senedle rivayet eedilmîþ olmasýndan dolayý diðerlerinde olmayan daha fazla malumat ihtiva edebilir.

Çoðu kez uzun hadisleri ihtisar ettim. Zira hadisi bütün uzunluðuyla ver-seydim, duyan ve okuyanlardan bazýlarý konuya ait hükmü belirleyen kýsmý­nýn neresi olduðunu bilemezlerdi. Ýþte bundan dolayý uzun hadislerin sadece o bablâ ilgili kýsmýný aldým.

Süfyân es-Sevrî, Mâlik b.Enes ve el-Evzâî gibilerinin yaþadýðý dönemdeki âlimler mürsel hadislerle amel ederlerdi. Bu anlayýþ Þafiî'ye kadar sürdü. O, mür-sel hadisleri delil olarak kullanma konusunda belli þartlar ileri sürdü. Ahmed b. Hanbel ve baþkalarý da bu konuSda Þafiî'nin görüþlerini benimsemiþlerdir.

Bir mevzuda, mürsel hadisin zýddýna bir roüsned hadisin mevcud olmadýðý veya müsned hadisin hiç bulunmadýðý yerde, her ne kadar kuvvet bakýmýndan müsned hadis gibi olmasa da mürsel hadisle ihticac olunur.

Kitabýmda metrûku'l-hadîs (yani hadisi terkedilmiþ) râviden alýnma herhangi bir rivayet yoktur.[47]

Ayný konuda kendisinden baþka, ona benzer herhangi bir hadis bulamadý­ðýmdan dolayý m ü n k>e r bir hadise yer vermiþsem onun m ü n k e r olduðunu mutlaka açýkladým.

Sünendeki hadisler çok azý müstesna îbnu'l-Mübarek ve Veki'in kitapla­rýnda mevut deðildir. Çünkü bunlarýn kitaplarýndaki hadislerin ekserisi m ü r s e I'dir.

Sünen'de Malik b. Enes'in Muvatta'ýnda yer alan bir miktar hadis bulun­maktadýr. Ayný þekilde Hammad b. Seleme ve Abdurrezzak'ýn Musannef'lerinde yer alan hadislere de rastlamak mümkündür. Öyle sanýyorum ki, Sünen(in bölümlerinde bulunan hadislerin üçte biri bile anýlan kitaplann hepsinde yer almýþ deðildir.

Elde ettiðim hadisleri düzenli bir þekilde te'lif ettim. Deðiþik bir tarikle yer almýþ olmasý durumu hariç, kitabýma almadýðým bir sünnet (hadis) hatýrlatýla­cak olursa, bil ki, o hadis deðeri olmayan bir rivayetten ibarettir. Zira ben oku­yup öðrenmek isteyene karþý kitabýn hacmi büyür (göz korkutucu olur) düþün­cesiyle hadisin bütün tariklerini vermedim. Kendimden baþka da kýlý kýrk ya-rarcasýna bir araþtýrmayla hadis toplayan (kitap telif eden) birini tanýmýyorum. Ancak Hasenb. Ali eKHallâl ahkâma dair 900 kadar hadis toplamýþ ve yine tbnu'l-Mübârek de ahkâma dair Resûlullah'dan nakledilen hadislerin 900 kadar oldu­ðunu söylemiþtir. Kendisine, Ebû Yusuf un 1100 kadardýr, dediði hatýrlatýlýnca da Îbnu'l-Mübârek; "Ebu Yusuf surdan burdan bir takým zayýf hadisleri de almýþtýr" þeklinde karþýlýk vermiþtir.

Kitabýmda yer alýp da kendisinde þiddetli vehn (zayýflýk) bulunan hadislere (geçtiði yerde) iþaret ettim. Senedi sahih olmayanlar da bunlara dahildir.

Hakkýnda bir þey söylemediklerim s a 1 i h t ir (i'tibar veya ihticac olunabi­lir). Eserimi ben deðil de bir baþkasý telif etseydi, bu söylediklerimden çok daha fazlasýný söyler, överdim.

Bu.öyle bir kitaptýr ki Nebî (s.a.) den salih isnadla vârid olan (her) sünnet onda mevcuttur. Ancak hadisten çýkarýlmýþ sözlere (hükümlere) pek yer veril­mez. Bunlar yok denecek kadar azdýr.

Kur'an-ý Kerim dýþýnda insanlarýn öðrenimine bundan daha çok ihtiyaç du­yacaklarý bir baþka kitap bilemiyorum. Ve yine bu kitabý elde ettikten sonra baþka bir hadis kitabýna sahip olmadýðý için ilmî bakýmdan zarara uðrayacak bir kiþi de tanýmýyorum. Eser incelenip üzerinde düþünüldüðü ve ânlamayacahþýldýðýn-da onun deðeri ortaya çýkacaktýr.

Fýkhý meseleler es-Sevrî, Mâlik ve eþ-Þâfiî'nin meseleleridir. Topladýðým ha­disler de bu meselelerin nassý (kaynaklarý)ný teþkil etmektedirler.

Kiþinin, bu kitapla birlikte Nebî (s.a.)'nin ashabýnýn görüþlerine (ve uygu­lamalarýna) da yer vermesi benim için memnuniyet vesilesi bir durumdur. Ayrý­ca Câmi-i Süfyân es-Sevrî gibilerini elde etmesi de yerindedir. Zira Süfyân es-Sevrî'nin Cfimi'Ý ulemânýn ortaya koyduðu camilerin en güzelidir.

Sünen'e aldýðým hadislerin büyük çoðunluðu meþhur hadislerdir. Bunlar ha­di s(le ilgili eser) yazan herkesçe de meþhurdur. Ne var ki, bu hadisleri temyize her âlim muktedir olamaz. Bu hadisleri seçmiþ olmak övünmeye deðer. Zira Mâ­lik, Yahya b. Said ve hadis ilminin diðer otoritelerinin rivayeti de olsa, ð a r î b hadisle ihticac olunmaz. Herhangi bir adam ð a r i b hadisle delil getirse bile, bu konuda kendisini ta'n edecek, aleyhinde konuþacak kimseler çýkar. Ha­dis ð a r î b, þâ z z olduktan sonra, kendisiyle (önceden) delil getirilmiþ diye, hükme esas alýnamaz.

Meþhur, muttasýl ve sahih olan hadisi reddetmek kimsenin haddi ve hakký deðildir, tbrahim en-Nehaî þöyle der: "Âlimler ð a r i b hadisi hoþ kar-þýlamazlardý." Yezid b. Ebî Habib de þunlarý söyler: "Hadis duyduðun zaman yitiðini ilân ettiðin gibi onu ilân et. Þayet hadis olarak bilinirse ne alâ, deðilse, at gitsin."

Sünen'de yer alan hadisler içerisinde mürselvemüdelles gibi muttasýl olmayanlar da vardýr, Muhaddislerin büyük bir çoðunluðu nezdin-de sahih hadisin bulunamadýðý yerde; el-Hasen'in Câbir'den, yine el-Hasen'in Ebû Hureyre'den, el-Hakem'in Miksem'den (rivayetleri gibi) m ü r s e 1 hadis­ler m u 11 a s 11 muamelesi görür. Fakat Ebû Ýshak'ýn Haris'den, Hâris'in de Ali'den rivayetine gelince (ki EbÛ Ýshak Hâris'den dört hadisten baþkasýný duy­mamýþtýr) bunlar arasýnda tek bir m ü s n e d hadis yoktur. Bu tür hadisler Sü­nen'de gerçekten pek nâdirdir. O kadar ki Haris el-A'ver*in, Sünen'de sadece bir tek hadisi vardýr, onu da son anda yazmýþ bulundum.

Durumu bilmeyense bizim sahih hadisi terkedip onun yerine illetli hadisle­ri aldýðýmýzý söyler (söyleyecektir).

Sünen'e sadece ahkâm hadisle r'ini aldým. Z ü h d ve amellerin faziletleri ve diðer f e z a i 1 ile ilgili konularý iþlemedim. Eserde mevcud 4800 hadisin tamamý ahkâma aittir. Zühd, faziletler ve diðer konularda bir çok hadis bulunmasýna raðmen onlarý kitaba almadým.

Ve's-selâmu aleyküm ve rahmetu’llahi ve berekâtuh Ve sallellahu alâ seyyidina Muhammed ve alâ âlih...[48]

[47] Bu söz deðiþik kitaplarda, "Ulemanýn terkinde ittifak ettikleri    râvinin   hadisini kitabýma almadým" þeklinde yer almýþtýr. Doðrusu da budur.

[48] Adva'uþ>Þeria. Sy.5,  1394 (M. Sabbagýn tahkiki ile).

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 1/XXXII-XXXV.


radyobeyan