Ekolojik Denge By: ehlidunya Date: 25 Mayýs 2012, 18:37:46
Körfezdeki Ekolojik Denge
Çevre korumasý üzerine fikir teâtisi yapmak üzere Almanya'da bir araya gelen Avrupa Çevre Koruma Teþkilâtý, yaptýklarý konferansta, çevre kirliliðini büyük ölçüde engelleyebilecek ve yüzleri güldürecek, hârikulade bir araþtýrma üzerinde hemfikir olduklarýný beyan ettiler. Bu büyük çalýþmanýn yöneticisi ünlü deniz araþtýrmacýsý, Prof. Dr. Wulf Greve idi. Konferansta konuþmak için söz alan Wulf, þunlarý söyledi: Bizde eksik olan þey ekolojik felâketin hazýrlayýcýsý olan üçgen duvarýný (sebep-tesir-alâka) köþeye sýkýþtýracak bir Eko-sistem dengesinin olmamasýdýr. Yýllar önce yaptýðýmýz ufak bir ekosistem araþtýrmasý bize, hüküm süren ekosistemin yön deðiþtirmesine sebep olan kontrollü mekanizmanýn nasýl hassas iþlediðini göstermesi bakýmýndan ehemmiyetlidir. Denizlerde yapýlan kompüter, laboratuvar çalýþmalarý ve ölçümlerin müþterek tesirleriyle, yaz aylarýnda körfezlerimizde vuku bulan karmaþýk ekolojik oyunlarýnda yepyeni bir usül keþfettik. Körfezlerimizdeki bu ekolojik hâdisenin baþrolünü karýnca büyüklüðünde, þeffaf ve sistem halinde yaþayan asalak deniz mahluklarý (tufeylî) oynamaktadýr. Bunlarýn rolleri saldýrgan avcý ve ganimet durumundaki avdýr.
Bu deniz mahluklarý deniz planktonlarý veya Krus-taseler adýyla anýlmaktadýr. Bizim çevre korumasýyla alâkalý mevzumuzu ilgilendiren bu enteresan krustaselerden biri tuzlu su karidesi, (Calanus helgolandicus), diðeri ise deniz cevizidir (Pleurobrachia pileus).
Hayvan topluluklarýndan meydana gelen Zooplankton'larýna en güzel misal yengeç türleri, küçük deniz analarý ve yeþil algler arasýnda yaþayan salyangozlarý sayabiliriz.
Bu araþtýrmamýzýn en enteresan noktasýný avcý ile ganimet durumundaki avýn oluþturduðu sistem teþkil etmektedir. Peki hu sistem ve ayný durum, denizlerdeki ekosistem için de geçerli olabilir mi?
Denizlerimizin ancak küçük bir parçasýný teþkil eden körfezlerimizde, gözümüzden kaçmayan hârikulâde bir mekanizmayla karþý karþýya bulunmaktayýz. Araþtýrmamýzýn baþrollerini oynayan krustaseler, algler ve bununla beraber balýklar, þimdiye kadar öðrendiklerimizin tersine bir besin zinciri ortaya koymaktadýrlar. Aslýnda bugünkü anlayýþa göre büyük balýk küçük balýðý yutar, yani kuvvetli olan kuvvetsizi yok eder. Ýþte bu mikroskobik deniz mahluklarýna (planktonlar) Allah tarafýndan öyle bir program yerleþtirilmiþ ki, hayat standartlarý denilen içtimâi düzeni, bu þuursuz mahluklar en güzel þekilde sahnelenmektedirler. Yukarýda bahsedilen anlayýþ doðrultusunda büyükten küçüðe, kuvvetliden kuvvetsize doðru; balýklar krustaseleri ve krustaseler de su yosunlarýný (algler) yemek suretiyle bir besin zincirini teþkil etmeleri lâzýmdý. Ancak körfezlerde yapýlan araþtýrmalar bunun kesinlikle böyle olmadýðýný ortaya koymuþtur.
"Beni þaþýrtan ve teorimden vazgeçmeye yönelten , böceklerin ve denizin derinliklerinde yaþayan çeþitli deniz mahluklarýnýn sýr dolu hayat tarzlarýdýr " diyen Darvvin, acaba körfezlerdeki bu en küçük mahluklarýn 500 milyon yýldan bu yana hiç deðiþmeden ve bugün dahi yaþayan türleri arasýnda hiçbir farklýlýk göstermeksizin, ayný intizam ve nizam dahilinde ve Yaradan'ýn yerleþtirdiði programlar doðrultusunda hayatlarýný devam ettirmeleri karþýsýnda nasýl bir açýklama getirirdi?!
Ýþte þaþýrtýcý tablo: Yukarýda bahsettiðimiz krustaseler ve balýklarýn oluþturduðu besin zincirinde sadece su yosunlarý odak noktasýný teþkil etmez. Bu hârikulâde tablo esas itibariyle içerisinde yavrularý avlanan, ama buna mukâbil yetiþkin olanlarý ise avcý mesâbesinde bulunan ve sadece etçil deðil, ayný zamanda otçul olan küçük krustaselerin varlýðýyla þümullu bir besin zincirini arz etmektedir. Benzer bir denge içerisinde olan öteki faktörlerin sadece bir tanesini dahi deðiþtirmeye kalkýþmamýz ekolojik dengeyi bozar, alt üst eder. Çünkü, bilindiði gibi ekolojik denge karmaþýk yapýdan müteþekkildir. Bu ilâhi nizamýn bozulmasý ekolojik hayatýn felç olmasýna sebep olur. Biz bu yoldan hareket ederek, ekolojik faktörlerin tamamý üzerinde, ancak derinlemesine araþtýrma yapacaðýz.
Bu ekolojik araþtýrma modelimiz, türlerinin zenginliðiyle tanýnýr. Planktonik bitkiler ve hayvanlar çok seri hareket edip, hýzlý yaþamalarý sebebiyle arkalarýnda býraktýklarý izleri çok zor þartlar altýnda izleyip, gözleyebiliyoruz. Araþtýrma metodumuzun gayesine ulaþabilmesi için bu ekosistemdeki sanat hârikalarýndan en lüzumlu olanlarýný seçerek, dar çevreden geniþ çevreye doðru adým adým yol almalýyýz .
Körfezlerdeki planktonlar her yýl avcý rolündeki deniz cevizleri sayesinde düzenlenmektedir. Bu deniz cevizinin gýdasýný Copepodae familyasýndan tuzlu su karidesi oluþturmaktadýr. Ýlkbaharda planktonik su yosunlarý hýzlý bir þekilde üreyerek, artýþ kaydettiklerinde tuzlu su karidesleri de ayný oranda üremelerini sürdürürler. Planktonik su yosunlarý, bu karides familyasýnýn temel gýdasýný teþkil eder.
Arz ve talebe muhâtab olan besin maddeleri, üremeyi arttýran güneþ ýþýnlarý su yosunlarýnýn çoðalýp, artmasýna sebebiyet veren þartlarý temin etmektedir ve dolayýsýyle de tuzlu su karidesleri için. Bu besin zinciri hâdisesinin geliþimi þu þekilde vuku bulmaktadýr:
Su yosunlarý tekrar hýzlý bir artýþ kaydeder. Yaz mevsiminde kýyýya uzak denizdeki (av) tuzlu su karidesi ile su yosunu arasýndaki ekolojik denge teþekkül etmesine mukabil, deniz kýyýsýndaki krustaselerin(*) sayýlarýnda tekrar artýþ gösterir. Bunun baþ sorumlusu da ilk planda deniz cevizleridir. Bunlar bir avcý olarak tuzlu su karideslerini yerler. Denizde bu þekilde kontrolü ele geçirdikten hemen sonra deniz cevizleri familyasýna dahil olan diðer bir türü olan deniz kavunu (Beroe gracilis) tarafýndan yenilmek suretiyle bu krustaselerin populasyonu tekrar eski haline dönmektedir. Bu arada planktonik su yosunlarý muazzam bir þekilde artýþ gösterir. Böylece krustaselerin su yosunlarý üzerindeki baskýsý da azalýr. Ancak krustaselerin ve diðer planktonik organizmalarýn devamý, baþka organizmalarýn saldýrýsýna uðramadan denizin derinliklerine býraktýklarý yumurtalarý ile mümkün olmaktadýr.
Ýþte herþeye gücü yeten Kâdir-i Zül celâl, sadece üzerine parmak bastýðýmýz körfezdeki bu ekosistem hâdisesinde de yarattýðý canlýlarý orada baþýboþ býrakmamýþ, bilâkis onlarý körfezlerdeki kirli sularda da rýzýklarýný temin edip, dengeli ve hikmetle hayatlarýný devam ettirmelerini imkân vermiþtir. Bu hâdisenin en mühim ciheti de; insanlar için tehlike arz eden körfez kirliliðinin az da olsa temizlik iþçileri krustaseler gibi canlý organizmalarýn eliyle izâle ettirilmesidir.
Yaptýðýmýz küçük bir laboratuvar deneyinde enteresan þeyler keþfedildi: Büyük deniz cevizleri her yaþtaki krustaseleri, hatta büyük olanlarýný bile yemeleriyle tuzlu su karideslerinin üzerine müessir olurlar.Tuzlu su karidesleri ise tekâmülleri esnasýnda onbir defa kabuk deðiþtirirler ve her seferinde de biraz daha büyürler. Bu son devrelerinde artýk o kadar büyürler ki, küçük deniz cevizlerini kolayca yiyebilirler. Ancak bu karþýlýklý besin zincirinin neticesi oldukça mânâlý görünüyor: Yeniden doðup, husule gelen deniz cevizlerinin büyük bir kýsmý büyüyüp, geliþememekte ve bundan dolayý bu durum büyük tuzlu su karidesleri için de kat'iyyen tehlike arz etmemektedir.
Silsile halinde cereyan eden bu hâdisenin inkiþâfý birbirine zýt görünse de, iki mühim netice ile noktalanabilir: Ya deniz cevizleri, küçük krustaseler dediðimiz avlarýný silip süpürdükten sonra o bölgenin kontrolünü ele geçiriyorlar ve akabinde de ayný duruma kendileri mâruz kalarak ölüyorlar; ya da krustaselerin körpe deniz cevizlerini üreyip, çoðalmalarýna fýrsat vermeden yiyerek, yok etmeleri onlarýn, güçlü bir nüfus elde ederek geliþmelerini saðlamaktadýr. Ancak bu hükümranlýk ebedi mi acaba? Laboratuvar çalýþmalarýnýn neticesine dikkat edilirse bu hükümranlýðýn hiçbirine kalmadýðý, bu hâdiselerin cereyanýnda sanki hâkimiyet varmýþ gibi görünse de, aslýnda bunlarýn Özünde yardýmlaþma, nizam ve intizam gibi canlýlar ve yeryüzünün her yerinde ekolojik dengeyi saðlayan unsurlar mevcuttur. Hususiyle bu deneyde yapýlan gözlemlerde bu her iki türün de yumurta býraktýklarý, büyüdükleri ve yenilip, yok edildikleri müþahade edilmiþtir. Diatome'lerin (Chrysophyta) diðerleri tarafýndan nasýl yenildiði de rahatlýkla gözlenebiliniyor. Deniz cevizleri daha baskýn çýkarak, sayýlarý dört iken onaltýya yükselerek diðerlerine üstün geliyor. Buna mukabil ise zamanla tuzlu su karidesleri geliþip, büyüyerek populasyon yoðunluðunu arttýrýrlar.Ayný zaman zarfýnda da deniz cevizleri muazzam bir büyüme kaydederler ve küçük krustaseleri kýsa sürede yok ederler. Deniz cevizlerinin bu ani artýþý ve çoðalmasý karþýsýnda deniz kavunlarý (Beroe gracilis) denilen küçük canlýlar da, bunlarýn bir kýsmýný yiyerek, bölgenin dengesini korurlar.
Bu deneyde, planktonik çevredeki ekosistemde yaþayan canlýlarýn hepsinin de ayrý ayrý vazifeleri olduðu, Kâinatýn Nâzýmý'nýn kanununundaki nizam ve intizam düsturlarýný bu dar çevrede dâhi hiç aksatmadan yerine getirdikleri çok bâriz bir þekilde görülmektedir. Gözlerden kaçmayan bu sýký iliþki ve dayanýþma, her iki tür için de mütenâsip bir denge unsurudur.
Netice itibariyle demekki, körfezlerdeki bu ekosistem hâdisesi denizin her köþe-bucaðýnda ayný dengeli ve intizamlý durumunu gözler önüne sergilemektedir. Yaptýðýmýz bu araþtýrmalar neticesinde kaide olarak diyebiliriz ki; denizlerdeki bu karmaþýk yapýlý besin zincirini meydana getiren av-avcý münâsebetleri, akýntý, dalga ve kasýrganýn tesirlerine raðmen ekolojik dengeyi ortaya koymakta ve muhafaza etmektedir. Yeter ki, hikmet gözlüðünden bakýlýp, Hâlik-ý Hakîm'in kudret ve merhameti idrak edilebilsin!
(*) : Karideslerin en küçük ve bol bulunan bir organizma grubu.
sýzýntý
radyobeyan