Askeri Lider Hz. Muhammed sav By: saniyenur Date: 21 Mayýs 2012, 18:51:39
HZ. MUHAMMED: SALLALLAHU ALEYHÝ VESELLEM ASKERÎ LÝDER
GiriþRasulullah'ýn hayatý her faaliyet sahasýnda kusursuz bir örnek oluþturur. Onun getirdiði mesaj insanoðlu için yol gösterici bir kaynaktýr. Hayatýndan, getirdiði mesajdan ve rehberliðinden insanlar aydýnlanabilirler; bu mesaj ve rehberlik, kadýn erkek herkesin, hayatýn manevî, ruhî ve sosyal sahalarýnda tam ve kusursuz olmak için verdiði mücadelede ebedî yol gösterici kaynaklarýdýr. Rasulullah, muhakkak ki, yaþayarak ortaya koyduðu örneklerle bütün insanlýk için hayatýn her sahasýnda izlenecek yüce ve kutlu idealler serdetmiþtir. Kur'an-ý Kerim, onun yüce ve asîl þahsiyetini þu sözlerle tarif etmektedir: "Ve sen büyük bir ahlâk üzerindesin." (68: 4). Böylece, Kur'an'ýn söylediði gibi, onun ki-ÞÜik ve þahsiyeti diðer insanlardan kat kat üstündür. Rasulullah "kâmil insan"ýn en yüksek ve asîl niteliklerine sahiptir. O, ýþýldayan þahsiyeti, ideal vasýflarý ve pariak mesajýyla karanlýk çevresini aydýnlatan bir mücevher gibidir.
Böyle bir þahýs zaman ve mekân sýnýrlarýný aþar. Bütün zamanlarýn insanlarý, onun hayatýndan çeþitli faaliyet sahalarýnda kendilerine yol gösterecek bir þeyler bulabilir. Kur'an-ý Kerim onun hayatýnýn bu yönünden þu sözlerle bahsetmektedir: "Andolsun Allah'ýn Elçisi'nde sizin için, Allah'ý ve ahireti arzu eden ve Allah'ý çok anan kimseler için, (uyulacak) en güzel bir Örnek vardýr: (Savaþta sebat, güçlüklere dayanma, azim ve irade, üstün ahlâk hep ondadýr.)." Bu ayet gösteriyor ki onun hayatý doðru bir numunedir, fakat yalnýzca Allah'a iman eden, ahiret gününde Allah'ýn rahmet ve merhametini dileyen ve hayatlarýný günah ve kötülükten temizleyip iyilik yolunda ilerlemek isteyenler için bir numunedir. Ama, ahiret günündeki akýbeti dikkate almayanlar ve dünya hayatýnýn zevklerinde kaybolup gidenler, bu kutlu numuneden hiçbir þey elde edemezler.
Genç, yaþlý, zengin, fakir, yönetici, yönetilen, iþadamý, öðretmen, komutan veya er olsun, bütün insanlar Allah'ýn rasulü Muhammed'ýn hayatýndan çok büyük dersler alabilirler. Kadýn-erkek herkes onun izinden yürüyebilir ve hakiki iyiliðe, dünyada olduðu kadar ahirette de baþarý ve muvaffakiyete eriþebilir. Mevkisi düþük olsun, yüksek olsun; tahsilli ya da cahil olsun, hayatýn bütün uðraþý alanlarýnda eþit olarak herkes için onun hayatý bir saadet, bir hikmet kaynaðýdýr. Bir öðretmen, bir askerî komutana, bir bilim adamýna, bir çiftçiye, yani hangi meslekten olursa olsun herkese Hz. Muhammed'ýn hayatýnda bir ders, bir nasihat vardýr.
Hz. Peygamber hayatý boyunca muhtelif safhalardan geçmiþ ve birçok farklý durumlarý tecrübe etmiþtir. Çocukluðunda bir çobandý, süt anne ve babasýnýn koyunlarým güderdi, daha sonra Mekke'de kendi ailesinin ve komþularýnýn hayvanlarýný güttü. Gençliðinde profesyonel bir tacir oldu ve hayatýný kazanmak için bir süre bu alanda çalýþtý.
Komþu ülkelere ticaret amacýyla yolculuklara çýktý ve iþ iliþkilerinde ve genel olarak sosyal iliþkilerde büyük bir tecrübe kazandý. Daha sonra evlendi, çocuk sahibi oldu ve ailesiyle çok mutlu bir hayat yaþadý. Rasulullah sevgi dolu, saygýlý ve nâzik bir zevç idi ve hanýmlarýndan herhangi birisinin duygularýný incitmemek için her zaman büyük çaba harcardý. Genelde hanýmlarýyla iliþkisi dikkate deðerdi. O, hanýmlarýný severdi ve seven her eþ gibi onlarýn hepsine çok müþfik davranýrdý. O, ayný zamanda çok þefkatli bir babaydý. Çocuklarýný çok severdi ve diðer herhangi birisinden fazla deðilse bile, en az onun kadar aile hayatýndan hoþlanýrdý. Aile yuvasýnýn tüm atmosferi sevgi, duygu, safiyet ve iyilik doluydu. Hanýmlarý ve çocuklarýyla iliþkilerinde bir asalet, alicenaplýk ve þefkat örneði serdetmiþti. Hz. Peygamber'ýn hanýmlarýyla ve çocuklarýyla olan iliþkilerinde herkes için ders alýnabilecek bir husus muhakkak bulunur.
Daha sonra, Medine'de devlet baþkaný oldu ve çeþitli sýfatlarla faaliyet gösterdi: Kadý (hâkim), yönetici, askerî komutan, eðitimci vb..
Bunlardan dolayý muhtelif durumlarda geniþ tecrübe kazandý ve bütün þartlarda insanlarýn meseleleri, ihtiyaçlarý ve zorluklarý hakkýnda geniþ bilgi sahibi oldu. Hamdolsun ki, Rasulullah bütün bu tecrübelerinden etraflý miktarda malzemeyi gelecek nesillere býrakmýþtýr. Bunlar maneviyat, ekonomi, sosyoloji, bilim, eðitim ve politika meselelerini kapsarlar. Hz. Peygamber 'ýn sünneti, insan davranýþlarýnýn her iki aþýrý uçlarýný (Ýfrat ve tefrit) reddederek; fazilete, adalete ve hayatta muvaffakiyete ermek Ýçin orta yolu bize göstermektedir.
Yukarýda iktibas ettiðimiz Kur'an ayeti (68: 4) onun yüce ve asýl þahsiyetini insanlarýn izlemeleri için model olarak açýkça takdim etmektedir. Ve þüphe yoktur ki Rasulullah'ýn üstün ahlâký diðer insanlardan çok ileridedir. Gençliðinde düþmanlarý dahil Mekke halký ona sýddýk ve emin isimleriyle hitap ederdi. Bazý Mekkeliler onun peygamberlik davasýna karþý olurlar, hatta ona ve arkadaþlarýna zulmederlerdi, fakat halâ da deðerli eþyalarýný ona emanet ederlerdi. Bunlar onun peygamberliðini çeþitli nedenlerle inkâr ederlerdi, fakat ona hiçbir zaman yalancý demezlerdi. Onlarýn hepsi Rasulullah'a dürüstlük, adalet ve doðruluk gibi üstün nitelikleri dolayýsýyla saygý duyarlardý. Kur'an-ý Kerim, aþaðýdaki ayet ile bu gerçeðe dikkat çekmektedir: "De ki: 'Eðer Allah dileseydi, onu size okumazdým ve onu size hiç bildirmezdi. Daha önce yýllarca aranýzda bulundum. (Böyle birþey yapmamýþtým), düþünmüyor musunuz?' " (10: 16). Rasulullah'ýn Mekkeliler arasýnda doðup, hayatýnýn kýrk yýlýný onlarýn gözleri önünde yaþamasý onun yüce ve asîl þahsiyetine tanýklýk etmiþtir. Mekkeliler Rasulullah'ýn umumî ve þahsî hayatýnda dürüstlük, sadakat ve doðruluðuna tanýk olmuþlardýr. Bu yüzdendir ki, yukarýdaki ayette Rasulullah'a, insanlarý onun peygamberlik davasý hakkýnda hüküm vermeden önce sað duyuyla düþünmeye çaðýrmasý tavsiye edilmektedir. Rasulullah , Allah'ýn elçisi ve bir devlet baþkaný olduðu halde evinde ve toplum hayatýnda iffetli ve dürüst sýradan bir kiþi gibi yaþamýþ, özel hayatýnda olduðu kadar, toplum hayatýnda da hak ve adalet prensiplerini yüceltmiþ ve daima aþýrýlýklardan kaçýnmýþtýr. Hayatý boyunca, aþýrýlýklardan uzak, sade bir hayat sürmüþ ve þahsî yaþantýsýyla sahabelerine ayný þekilde mütevazi ve edepli bir hayat sürmeyi öðretmiþti.
Onun þahsýnda ve yaþantýsýnda tabiatüstü hiçbir yön yoktu. Rasulullah herhangi bir insan gibi yaþadý, fakat pratik yaþantýsýndaki davranýþ ve tavýrlarýyla diðer insanlardan kat kat ileri gitti. Þeref ve itibar yönünden arkadaþlarýnýn olduðu kadar düþmanlarýnýn sözünde de onu yücelten aslýnda þahsî karakteriydi. O, hayatý boyunca çok büyük sýkýntýlarla karþýlaþtý. Hemen herkesten eza eördü, fakat kimseyi incitmedi. Bütün eziyet ve sýkýntýlardan þerefli ve rahmet dolu olarak kurtuldu. Bütün baþarýsý Allah'ýn rah-jnet ve inayetine baðlýydý, fakat bu baþarý yine onun çalýþma ve gayretleri vasýtasýyla meydana gelmiþti. Peygamber ne zaman sýkýntýlarla karþýlaþsa Kur'an ona sabýr ve metaneti dileyen dualarý tavsiye etmiþ, ona manevî tahammül gücü vermiþti.
Fakat, tabiatüstü hiçbir nitelik veya güç iddia etmeksizin, bütün insanlarýn izlemeleri için hayatýn her yönünde kusursuz ve kâmil bir davranýþ örneði meydana getiren Rasulullah'ýn kendisidir. Böyle olmasý da tabiî idi, çünkü insanoðlu için hakiki bir örneði ancak bir insan teþkil edebilirdi. Bu husus Kur'an-ý KerÝm'de þu sözlerle tasdik edilmektedir: "De ki: 'Yeryüzünde yerleþip dolaþanlar melek olsalardý, biz de onlara gökten peygamber olarak bir melek gönderirdik1 " (17: 95). Bu ayet bizim görüþümüzü destekler mahiyettedir, çünkü "bir nebî getirdiði mesajý teblið etmek ve yaymakla kalmaz fakat bu Mesaj'a uygun olarak insan hayatýný yeniden þekillendirmek için gönderilir. O, getirdiði mesajýn prensiplerini Ýnsanoðlunun þartlarýna göre uygulamalý ve bu prensipleri pratik olarak, kendisi göstererek ortaya koymalýdýr." ve böylece ayný zamanda diðer insanlar için izlenecek bir örnek teþkil edebilir. (Ebu'l Âlâ Mevdûdi, The Meaning-of the Qur'an, cilt VI, sh. 168).
Bu olay, Rasul Muhammed'ýn hayatýnda açýkça görülmektedir. Meselâ, askerî komutan olarak ortaya koyduðu misali ele alýn. Medine'ye geldiðinde þehrin içinde fitne ve ihanet, dýþýnda da saldýrý ve istila tehdidi ile karþý karþýya kaldý. Hemen bütün dikkati ile askerî stratejiyi planladý, Ýç ve dýþ müdafaa güçlerini teþkilatlandýrdý, adamlarýný silah ve savaþ sanatý yönünden hazýrladý ve eðitti. Ondan sonradýr ki, düþmanlarýyla kararlýlýkla savaþtý ve Allah'ýn rahmet ve inayetiyle bütün cephelerde düþmanýný yenilgiye uðrattý. Bu vakýa çok basit gibi görünüyor, fakat aslýnda hiç de öyle deðil. Savaþýn en zor þartlarýnda zafere varmadan evvel çok büyük sýkýntý, gerginlik ve mücadele dönemlerinden metanet ve kararlýlýkla geçmek zorunda kaldý. Savaþýn herhangi bir anýnda müdafaa ve stratejideki en ufak bir zayýflýk veya disiplinde gevþeme bir felâkete yol açabilirdi. Nitekim Uhud ve Huneyn savaþlarýnda böyle bir durum hasýl oldu, ancak Rasuhýllah'ýn akýl ve ustalýðý ile felâket önlendi ve sonunda zafere eriþildi. Uhud savaþýnda Peygamberin emrine aykýrý olarak okçular yerlerini terkedince, birden savaþýn durumu Ku-reyþlilerin lehine deðiþti. "Zafer kaybedilmiþti. Saflarý bozulmuþ ve bütünlükleri parça parça olmuþtu. Peygamber yaralanmýþtý. Sahabelerin etten ve kemikten duvarý arkasýnda ayaða kalkmaya çalýþtý; fakat yeniden hem de bir çukura düþtü." Her þey Müslümanlarý terketmiþ gibiydi ama, tekrar, bu asýl ruhun cesareti, kararlýlýðý ve nefse hâkimiyeti vaziyeti kurtardý.
Ayný þekilde, Huneyn Savaþý'nda, "Müslümanlarýn saflarý daðýlmýþ ve paniðe kapýlmýþlardý. Bir kýsmý canýný kurtarmak için geçitten var güçleriyle kaçmýþlardý. Müslümanlarýn saflarý düþüyordu. Askerler düþmanýn önünden kaçarken Peygamberimiz'ýn varlýðýný farketmeksizin yanýndan geçerek gidiyorlardý.' ' Ve yine Müslüman ordusunun bozgununu önleyen Rasulullah'ýn kararlýlýðý ve kendine hâkimiyetiydi. "Hz. Muhammed "Savaþmayý dilemeyin, fakat Allah'a barýþ ve güvenlik için dua edin. Ve düþmanla savaþmak mecburiyetinde kaldýðýnýzda da sarsýlmaz bir azimle savaþýn. Þunu bilin ki, Cennet kýlýçlarýn gölgesi altýndadýr." Riyaz-u's-Salihîn.
düþmanýn seller gibi saldýrýsýný durdurmak için bir anda bineðiyle düþman saflarý arasýna atýldý." Onun çaðrýsýyla Müslüman ordusu etrafýnda toplanmaya baþlamýþtý, tekrar toparlandýlar ve düþmana saldýrdýlar. Böylece Huneyn günü müslümanlarýn galibiyeti ile sonuçlanmýþtý.
Bu yüzden Rasul Muhammed'in hayatýný, kötülüðün ve zulmün karþýsýnda dikilen ve Allah'ýn ilâhî mesajýný teblið eden bir insanýn hayatý olarak incelememiz ve anlamamýz gerekmektedir. O, Mekke'de kendi halkýndan muhalefet gördü, onlarýn eziyetine uðradý, suistimallerine ve sapýk davranýþlarýna maruz kaldý, fakat bütün bunlara metanet ve sabýrla karþý koydu ve bütün rakiplerine þefkat ve olgunlukla muamele etti. MekkelÝler ona karþý olan saldýrganlýklarýný Medine'ye gittikten sonra da devam ettirince onlara kararlýlýk ve ustalýkla karþý koydu ve sonunda onlarý yenilgiye uðrattý; fakat zaferden sonra beklenenin tersine onlarý affetmek âlicenaplýðýný gösterdi. Çeþitli sýfatlar altýnda yaptýðý bütün iþler onun insan olarak büyüklüðünün yaþayan bir göstergesidir. Ve diðer insanlara karþý ortaya koyduðu davranýþlar hayatta baþarýya ulaþma yolunda gelecek nesiller için ebedî bir örnektir.
Ynt: Askeri Lider Hz. Muhammed sav By: bahriþan 8/b Date: 15 Ocak 2015, 14:53:49
HZ Muhammed de her erkek insaný gibi askere gitmiþtir ve erkekler ne kadar askerlik yapýyorlarsa HZ Muhammedde o kadar askerlik yapýyordu
Ynt: Askeri Lider Hz. Muhammed sav By: yunus emre 7/B Date: 15 Ocak 2015, 16:31:35
Allahým müslüman olduðum için çok mutluyum ve peygamber efendimiz bize örnek olarak gonderdgn için allahm sen herkeze dogru yolu goster yarabbim