Biz mi Risaleleri okuruz Risaleler mi bizi? By: ehlidunya Date: 19 Mayýs 2012, 16:28:12
Biz mi Risaleler’i okuruz, Risaleler mi bizi?
Sürekli ‘okumalar’dan bahsedilir. Nur talebelerinin birçok ‘okuma’ çeþidinin olduðu dile getirilir.
Bireysel/þahsî okumalar, katýlýmlý/umumî ders okumalarý, birlikte/müzakereli okumalar, dönerli okumalar, sabah namazý okumalarý, namaz dersi okumalarý bunlardan birkaçý.
Kendimiz de eylemsel olarak çoðu zaman yaþamýþýzdýr bu okuma anlarýný.
Peki, biz mi Risaleler’i okuruz, yoksa Risaleler mi bizi?
Esasýnda talebelik vasfý ile Risaleler’e muhatap olup sadece kendimiz Risaleler’i okuduðumuzu ‘zan’nederiz. Oysaki Risaleler de bizi okur. Çünkü biz Risaleler’i seçmeyiz, seçemeyiz; öyle bir hakkýmýz yoktur. Ama Risaleler’in seçme hakký vardýr; Risaleler dost seçer, kardeþ seçer, talebe seçer kendine.
Tabii seçmeden önce bir imtihandan geçirir Risaleler; “Necisin, nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun, nereye sevk olunuyorsun?”, “Ýnsanlýk nedir?”, “Okullarda muallimler Allah’tan bahsetmiyorlar; Allah’ýn varlýðý nasýl anlaþýlýr peki?” türünden sorular sorar. Bu sorulara her bir muhatap kendi zihin dünyasýnda bir ön cevap aramaya baþlar.
Daha sonra Risaleler olmasý gereken, gerçek cevabý verir; Kim olduðunu, nereden geldiðini ve nereye gittiðini…
Okurun kendi zihin dünyasýnda verdiði ‘cevap’ ile Risaleler’in verdiði ‘gerçek cevap’ arasýnda bir ‘paralellik’ var ise veya Risaleler’deki gerçek cevaplar okura mantýklý geliyor, okur bu cevaplarý kabul edip sahipleneceðinin ‘sözünü’ veriyor Risaleler tarafýndan kendine dost/kardeþ/talebe seçilmiþ demektir. Risaleler’in bizi okuma iþlemi bitmiþ demektir. Artýk sýra bizim Risaleler’i okumamýza gelmiþtir.
Aksi durum da söz konusu olabilir. Sorulara bir cevap vermemiþ olmak veya gerçek cevap ile paralellik arz etmeyen cevaplar vermiþ olmak yahut Risaleler’deki gerçek cevaplarý sahipleneceðine dair söz vermemek demek (dostluk, kardeþlik, talebelik) imtihaný(ný) kaybetmek demektir.
Risaleler’deki bu gerçek cevaplar birer ‘hakikat’tir. Bu hakikatleri sahiplenmemek demek; sahipleneceðine dair söz vermemek demek Risaleler’i bir nevi muhatap almamak demektir. Risaleler’i muhatap almayaný Risaleler de muhatap almaz; ne dost edinir kendine ne kardeþ kýlar ne talebeliðine kabul eder.
Bir de, bizim de dostlarýmýz, kardeþlerimiz var, deðil mi?
Peki, neye göre seçeriz onlarý?
Bize karþý davranýþlarýna, bizim ile olan iletiþimlerine, sadakatlerine, bize gösterdikleri sevgiye-muhabbete, merak edip de sorduðumuz sorulara verdiði cevaplar gibi durumlara göre, biz de dostlarýmýzý, arkadaþlarýmýzý, kardeþlerimiz seçeriz deðil mi?
Ýþte, Risaleler de benzer süzgeç ve filtrelerden geçirir bizleri.
Kendisine/Risaleler’e olan saygýyý, sadakati, muhabbeti test eder önce. Kendi/Risale dili ile olan iletiþimimize dikkat eder. Risaleler ile muhatap olduðumuz zamanlardaki davranýþlarýmýz, oturmamýz, kalkmamýza da bakar. Tüm bunlarý deðerlendirir ve kendisini/ Risaleler’i sahiplenip sahiplenemeyeceðimiz yönünde bir kaný oluþur Risaleler’de. Bu kanýya göre kendisi de bizi ya sahiplenir; bizi kendine ya dost, ya kardeþ, ya da talebe olarak görür; ya da sahiplenmez bizi, açýlmaz bize, anlatmaz o derin imani mesajlarý, ahlaki hakikatleri.
Yazar, Cenk Enes Özer ‘Hizmetkâr Kim?’ adlý kitabýnda “Bu kapýnýn giriþi içeridendir” diye bir cümle kullanýr. Bu söz esasýnda Risale okumalarýmýz için de geçerlidir bence. Yani, bizler Risaleler’e gönül kapýmýzý ardýna kadar aralamazsak, yani içtenlikle samimiyetle Risaleler’e sarýlmazsak Risaleler bize neden açýlsýn? Bu da gösteriyor ki çift taraflý bir okuma söz konusudur; Biz Risaleler’i okurken esasýnda Risaleler de bizi okur.
Biz Risaleler’e ne derece iyi birer dost/kardeþ/talebe olabilirsek, Risaleler de bizi o ölçüde sahiplenir; bizim dostumuz olur, bir kardeþ gibi yakýn durur bizi talebeliðine kabul eder.
“Risaleler, bütün dünya milletlerinin hayatlarýný muhafaza ve müdafaa için sarýldýklarý ve güvendikleri atom ve emsali bomba ve silahlarýn fevkinde muazzam bir tesire sahiptir” der Bediüzzaman. Burada, üzerinde durmak istediðim anahtar kelimeler; ‘muhafaza, müdafaa’ ile ‘sarýlmak ve güvenmek’tir. Bir insaný ya dostu ya da kardeþi ‘muhafaza ve müdafaa’ eder, deðil mi? Ama siz, o dostunuza veya kardeþinize ‘sarýlýp güvendiðiniz’ ölçüde o bunu yapar.
Ýþte, Risaleler kendisine ‘sarýlýp güvenen’ kiþilerden seçtiði dost ve kardeþlerini ‘muhafaza ve müdafaa’ eder. Buradaki belirleyici kýstas ‘sarýlýp güvenmek’tir. Risaleler’e sarýlmak, Risaleler’e güvenmek demek, ne demek? Bu iki soruya cevap verebilenler zaten þuan Risaleler tarafýndan ahirzamandaki dehþetli bela ve musibetlere karþý vereceðimiz cevaplar, birazcýk da bizim enfusi alemimiz ile alakadar olup Risaleler’e olan muhatabiyetimizin ölçüsünü belirler. Bu muhatabiyet ölçüsünde Risaleler bizi dost/kardeþ/talebe dairesine alarak ‘muhafaza ve müdafaa’ eder.
Bediüzzaman, Risaleler’in bir yerinde “Risaleler benim malým deðil, Kur’an’ýn malýdýr” diyor. Ýþte asýl bu düþünce, Said Nursi’yi Risaleler’e dost, kardeþ veya talebe kýlmýþtýr.
Risaleler sorar; “Ben kimin malýyým kim beni sahiplenecek?” diye. Risaleler’i kendi malý sanýp, üzerinde sadeleþtirme, oynama gibi salahiyeti bulanlar Risaleler’in dostluðundan, kardeþliðinden mahrum kalmýþlardýr. Ama Risaleler’i Kur’an’ýn malý olduðunun bilincinde olanlar ve sahiplenenler ise imtihaný kazananlardýr. Risaleler de o kimseleri muhafaza eder, sahiplenir. Söz gelimi, Risaleler’in Kur’an malý olduðunu söyleyen Said Nursi’yi Risaleler sahiplenmiþtir; onlarca zehirlenmeler, sürgünler, idam sehpalarý, esaretler, zindanlara karþý Risaleler Said Nursi’yi muhafaza ve müdafaa etmiþ, düþmanlarýnýn onu Risaleler’den ayýrmasýna izin vermemiþtir. Demek ki, Said Nursi Risaleler’e iyi bir dost, iyi bir kardeþ, sadakatli bir talebe olabilmiþtir.
Peki, ya biz?
Özkan ERDEM
Ynt: Biz mi Risaleleri okuruz Risaleler mi bizi? By: sümeyra Date: 21 Mayýs 2012, 06:58:37
Evet güzel bir soru..Biz bu iþin neresindeyiz..Rabbim istifade ve istifaze edenlerden eylesin,inþaallah..
radyobeyan