ilimdunyasi.com Haberleri
Pages: 1
Filmlerimizde neden ezan sesi duyulmaz? By: reyyan Date: 09 Mayýs 2012, 20:29:51
Filmlerimizde neden ezan sesi duyulmaz?



Erdoðan, verdiði röportajla ‘sinemada ezan’ tartýþmasý baþlattý

Yýlmaz Erdoðan, aylýk sinema dergisi Film Arasý’na verdiði röportajla ‘sinemada ezan’ tartýþmasý baþlattý.

Ünlü oyuncu, yapýmcý ve yönetmen Yýlmaz Erdoðan, Film Arasý dergisine verdiði röportajla sanat dünyasýný karýþtýrdý. Erdoðan’ýn “Türkiye’deki bir sette günde beþ kez ezan için durursun, ‘Aziz Allah’ dersin, beklersin, çay içersin ama filmde duyulmaz o ezan. Bir yabancý buraya geldiðinde mutlaka bir Ýstanbul sabahý uyanýp ezaný çeker. Sen de Batýcý kafalý biri isen ‘bunlar da bizi böyle gösteriyor’ dersin” sözlerine destek verenler kadar tepki gösterenler de oldu. Ümit Ünal, Reha Erdem’in yönettiði ‘Beþ Vakit’ dahil birkaç örnek göstererek “Yýlmaz Erdoðan sanýrým ‘Beþ Vakit’ adýnda bir filmi, ‘Ses’ ve ‘Ara’daki ezan sahnelerini bilmiyor. Ya da sadece popüler sinemayý kastediyor” dedi.

Tarýk Akan (Oyuncu): Amacý iktidarla baðýný güçlendirmek

Yýlmaz Erdoðan’ýn düþüncelerinin hiçbirine katýlmýyorum. Tamamen yersiz bir açýklama, bunun böyle olmadýðýný herkes biliyor. Bence kendisi iktidarla olan ekonomik baðýný geliþtirip güçlendirmek için bu konuþmalarý yapýyor.

Tunca Arslan (Sinema Yazarlarý Derneði Baþkaný): Kafasý karýþýk

Devrimlerin sanata darbe vurduðunu söylemek, en hafif deyimle, tarih ve özel olarak da sanat tarihi bilmemektir. Yýlmaz Erdoðan, devrim nedir, karþý-devrim nedir, önce onlarý öðrenmeli. “Filmlerde ezana yer verilmez” gibisinden laflarý ise açýkça bugünkü iktidara þirin görünme çabasý olarak deðerlendiriyorum. Türk sinemasýnýn deðiþik dönemlerinden en az 500 film sayabilirim ezan sesi duyulan ve cami sahnesi bulunan. Röportajýný okuduðum kadarýyla Yýlmaz Erdoðan’ýn kafasý karman çorman, kavramlarý birbirine karýþtýrmýþ durumda.

Ümit Ünal (Senarist-Yönetmen): 30 yýl önce söylenmesi gereken sözler

Yýlmaz Erdoðan, bu sözleri steril bir kültürel iklimde yaþadýðýmýz 25-30 yýl önce dile getirseydi çok doðru bulabilirdim. Yer yer doðru ama hayli gecikmiþ tespitler yapýyor. Bugün ülkemizin yaþadýðý kültürel kopuþu dert edinen ve iþlerinde yansýtmaya çalýþan çok sayýda sinemacý var. Dine, din adamlarýna önyargýyla yaklaþmayan, ezan ya da dini öðeler barýndýran çok sayýda film var. Ýlk aklýma gelenler ‘Beþ Vakit’, ‘Polis’, ‘Takva’, ‘Uzak Ýhtimal’... Kendi çektiðim, yazdýðým birçok filmde de ezan sesine yer verdim. Kastettiði sadece popüler sinema ya da TV dizileri ise bilemem.

Twitter’dan cevap verdi

KIZGINLIÐIN HÝÇBÝR TÜRÜ SÜKUNET GETÝRMEZ

Yýlmaz Erdoðan, sözlerinden dolayý kendisini eleþtirenlere Twitter’dan yanýt verdi: “Barýþtýrmak için söylenen küstürmek için kullanýlmaz. Manþetlerle meramý sertleþtirmek iyi niyetlilik olmaz. Beþ sayfalýk röportajýn üç cümlesiyle kanaat geliþtirilmez. Kýzgýnlýðýn hiçbir türü sükunet getirmez. Düþünce özgürlüðü uygulanýr, sadece
talep edilmez.”

NE DEMÝÞTÝ?

Aylýk Sinema Dergisi Film Arasý’na konuþan ünlü oyuncu ve yönetmen Yýlmaz Erdoðan, çarpýcý açýklamalarda bulundu. Sinemasýndan þiir anlayýþýna, güncel konulardan Türkiye’deki sanat algýsýna kadar birçok konuda görüþlerini paylaþan Yýlmaz Erdoðan, toplum mühendisliðinin toplumsal deðerlere büyük zarar verdiðini söyledi. Geçmiþte yapýlan devrimlerin en büyük darbeyi sanata vurduðunu belirten Erdoðan, ‘Batýcý kafayla Divan Þiirini madara ettiler’ dedi. Mizah için ‘Tehlikeli iþtir; kellen gider’ diyen Erdoðan, ‘bizde günde beþ kez ezan okunur ama filmlerde ezana yer verilmez’ eleþtirisinde bulundu. Ýþte Yýlmaz Erdoðan röportajýndan bazý baþlýklar:

GELENEKLE BAÐI KOPARMAK ASIL DARBEYÝ SANATA VURDU

“Ýran sinemasýnýn kimlik oluþturduðu ve bizim bunu baþaramadýðýmýz doðru. Ama bizde olan bazý geliþmeler sebebiyle maalesef böyle oldu. Onlar bir tarihte toplanýp sözlüklerinin tamamýný deðiþtirmediler. Kelimelerinin hepsini deðiþtirip herkesin kendini yabancý hissettiði bir alanda yeniden kendilerini tanýmlamadýlar. Dolayýsýyla o geleneksel bað kopmadý. Özellikle de þiirle olan baðlarý kopmadý; kaldý ki biz ayný havuzdan besleniyorduk, biz ayný insandýk aslýnda. Bence bir garip, belli ölçülerde anlaþýlýr belli ölçülerde anlamlý yönleri de olan ama biraz baðnaz bir batýcýlýk kafasý, halkýn önüne sunulan yeni bir þeyler uðruna eskiyi tamamen çýkarmak, bir aðacýn meyvesinin kökleriyle olan baðýný kesmesi anlamýna geldi ki aslýnda en çok darbeyi de sanat yedi bu yüzden.”

DÝVAN ÞÝÝRÝNÝ MADARA ETTÝK

“Divan þiirini madara ettik, Farsçayý, Arapçayý madara ettik. Sadece uzaklaþmadýk bir de madara ettik. Ýngilizceyi, Fransýzcayý, batý kültürünü, Amerika’yý kendi kafamýzda yücelttik. Böyle eðitildik, böyle þekillendik. Þimdi Farsça bir þiir okuduðumda bir lise öðrencisi seninle alay eder. Çünkü ona öðretilmemiþ. Kaldý ki benim okuduðum liselerde öðretildiði gibi öðretiliyorsa divan edebiyatý hiç öðretilmesin.”

SETTE EZAN VAR, FÝLMDE YOK

“Türkiye’deki bir sette günde beþ kez ezan için durursun, aziz Allah dersin, beklersin, çay içersin ama filmde duyulmaz o ezan. Bir yabancý buraya geldiðinde mutlaka bir Ýstanbul sabahý uyanýyor, ezaný bir çeker. Sen de Batýcý kafalý biri isen ‘bunlar da bizi böyle gösteriyor’ dersin. Yerelliðin bir numaralý þeyi din. Geliþim olarak materyalist bir kampýn aðýrlýðý söz konusu. Buradaki materyalizmin bizdeki karþýlýðý laikliktir. Bu iþ din eþittir yobazlýk denklemine kadar gitti. Hepimize yansýyan din deyince gözümüzün önüne Cumhuriyet dönemi filmlerindeki deli, kötü kiþiler geldi.”

Hürriyet-Risale Haber


radyobeyan