Elindeki nefis sana emanettir By: ehlidunya Date: 08 Mayýs 2012, 17:51:38
Ey insan! Elindeki nefis sana emanettir
Bismillahirrahmanirrahim
Ey insan! Senin elinde bulunan nefis ve malýn senin mülkün deðil, belki sana emanettir. O emanetin mâliki herþeye kadîr, herþeyi bilir bir Rahîm-i Kerîmdir. O senin yanýndaki mülkünü senden satýn almak istiyor, tâ senin için muhafaza etsin, zayi olmasýn. Ýleride mühim bir fiyat sana verecek. Sen muvazzaf ve memur bir askersin. Onun namýyla çalýþ ve hesabýyla amel et. Odur ki, muhtaç olduðun þeyleri sana rýzýk olarak gönderiyor ve senin takatin yetmediði þeylerden seni muhafaza eder. Senin þu hayatýnýn gayesi, neticesi, o Mâlikin esmâsýna ve þuûnâtýna bir mazhariyettir.
Sana bir musibet geldiði vakit, de: اِنَّا ِللهِ وَاِنَّاۤ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ Yani, “Ben Mâlikimin hizmetindeyim. Ey musibet! Eðer Onun izin ve rýzasýyla geldinse, merhaba, safâ geldin. Çünkü, elbette bir vakit Ona döneceðiz ve Onun huzuruna gideceðiz ve Ona müþtâkýz. Madem herhalde bir zaman bizi hayatýn tekâlifinden âzâd edecektir. Haydi, ey musibet, o terhis ve o âzâd etmek senin elinle olsun, razýyým. Eðer benim emanet muhafazasýnda ve vazifeperverliðimi tecrübe suretinde sana emir ve irade etmiþ, fakat sana teslim olmaklýðýma izin ve rýzasý olmazsa, benim takatim yettikçe, emin olmayana, Mâlikimin emanetini teslim etmem” der.
Ýþte, binden bir nümune olarak, dehâ-yý felsefînin ve hüdâ-yý Kur’ânînin verdikleri derslerin derecelerine bak. Evet, iki tarafýn hakikat-i hali, sabýkan beyan edilen tarz ile gidiyor. Fakat hidayet ve dalâlette insanlarýn dereceleri mütefavittir, gafletin mertebeleri de muhteliftir. Herkes her mertebede bu hakikati tamamýyla hissedemez. Çünkü gaflet, hissi iptal ediyor. Ve bu zamanda öyle bir derecede iptal-i his etmiþ ki, bu elîm elemin acýsýný ehl-i medeniyet hissetmiyorlar. Fakat hassasiyet-i ilmiyenin tezayüdüyle ve her günde otuz bin cenazeyi gösteren mevtin ikazatýyla o gaflet perdesi parçalanýyor. Ecnebîlerin tâðutlarýyla ve fünun-u tabiiyeleriyle dalâlete gidenlere ve onlarý körü körüne taklit edip ittibâ edenlere binler nefrin ve teessüfler! (Mesnevi-i Nuriye, Zühre)
Bediüzzaman Said Nursi
radyobeyan