Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz )
Pages: 1
Nur torun By: ehlidunya Date: 07 Mayýs 2012, 20:28:11
Nur torun, Kerbelâ þehidi Hz. Hüseyin (ra)
   
Ehl-i Beyt’e ve Kerbelâ’ya yolculuða çýkýyoruz. Baþta neþelensek de bu yolculuðun sonunda bir hüzün bekliyor bizi. Büyüklerimiz hep torunlarýn daha çok sevildiðini, farklý bir þey olduðunu söylerler. Bunun ispatý da Resûlullah’týr (asm). Torunlarýnýn onu (asm) nasýl neþelendirdiðini, oyunlarýyla tebessüm ettirdiklerini, aðlamalarýnýn ise onu nasýl üzdüðünü bir kez daha hatýrlayalým. Sonrasýnda Nur torun Hz. Hüseyin (ra) için sözler sükût edip, duâlar ve selâmlar dile gelecektir.
 

 Buyrun öyleyse...
***
Hicretin 4. yýlýnda Resûlullah’ýn (asm) neslini devam ettirecek olan ikinci torun doðmuþ, adýný Hüseyin koymuþtu Efendimiz (asm). Hz. Fatýma’nýn (r.anha) evine daha sýk gider olmuþtu Nebî (asm). Torunlarýný kucaklýyor, seviyor, öpüyordu. “Hasan ve Hüseyin benim dünyada kokladýðým iki reyhanýmdýr” diyerek onlarý kokluyordu. Onlarýn aðlamasýna razý olamazdý. Bir gün Hz. Hüseyin’in aðladýðýný iþitince Hz. Fatýma validemize “Onun aðlamasýna üzüldüðümü bilmiyor musun?” diye buyurmuþtu. Torunlarý yürüyecek yaþa gelmiþlerdi, onlar da dedelerini çok seviyor, her an onu arýyorlardý. Bir keresinde Hz. Peygamber (asm) mescidde ashabýna birþeyler anlattýðý sýrada Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin mescide düþe kalka geldiler. Bunu gören Resûlullah (asm) konuþmasýný kesip onlarý kaldýrdý, sevdi, okþadý ve ashabýna þöyle dedi:
“Cenâb-ý Hak ‘Mallarýnýz, evlâtlarýnýz fitnedir, birer imtihan vesilesidir’ diye ne doðru buyurmuþtur! Bu iki çocuða baktým; düþe kalka yürüyorlar. Sabredemedim, konuþmamý kestim, kaldýrýp buraya getirdim.”
Tebessüm ettiren bir olay da þu olmuþtur:
Resulullah (asm) ashabýyla bir yere giderken kýzý Hz. Fatýma’nýn (ra) evinin önünde Hz. Hüseyin’i gördü. Ona yaklaþýp kollarýný açýp kucaklamak istedi, fakat Hz. Hüseyin (ra) kaçýp dedesinin onu yakalamasýný istedi. Resulullah (asm) onun bu hareketine tebessüm etti ve yakaladý onu. Bir elini baþýna, bir elini çenesine koyup torununu öptü, sevdi, sonra da “Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin’denim. Allah’ý seven Hüseyin’i sever. Hüseyin, torunlardan bir torundur” buyurdu.
Resulullah (asm) torunlarý arasýnda ayrým gözetmiyordu. Torunlarý büyümüþtü. Birbirleriyle güreþtiklerinde Cebrail Hz. Hüseyin’i tutunca Resûlullah (asm) da Hz. Hasan’ý gayrete getiriyordu.
Peygamberimizin (asm) vefatýndan sonra, Hz. Ali’nin (ra) terbiyesinde büyüyen Hz. Hüseyin’in hayatý sadelik içinde geçti. Bir çok sözü bize kadar ulaþmýþtýr. Bunlardan iki tanesi þöyledir;
“Ýnsanlarýn size tevdî edilen iþleri birer Ýlâhî emanettir. O iþleri kötüye kullanmayýnýz; sonra azaba çevrilir!”
“Cömert efendi, cimri hor olur. Bir mü’min kardeþinin iyiliðini kendinden evvel düþünen, ahirette daha iyisini bulur.”
Hz. Hüseyin (ra), Hz. Muaviye’nin vefatýndan sonra zalim ve fasýk olan Muaviye’nin oðlu Yezid’in halifeliðini kabul etmedi. Onun böyle birine biat etmesi düþünülemezdi. Kafileler de Yezid’den memnun deðillerdi. Öyle ki Hz. Hüseyin’e (ra) mektup yazýp onu Kufe’ye dâvet etmiþlerdi. Hz. Hüseyin (ra) sahabilerin gitme demesine karþýn dâvete kayýtsýz kalamayýp yakýnlarýyla Kufe’ye hareket etti. Bunu haber alan Yezid çok kýzdý ve Vali Ubeydullah bin Ziyad’a onu öldürmeleri emrini verdi. Hürr bin Yezid komutasýndaki birlik Hz. Hüseyin (ra) ve yakýnlarýný Kerbelâ’da konaklamak mecburiyetinde býraktýlar. O Kerbelâ ki kan denizi olup þehadete þahitlik edecekti. Hz. Hüseyin boþ yere Müslüman kanýnýn dökülmesi taraftarý deðildi. Anlaþma yoluna gitti. Hürr bin Yezid ve mahiyetindeki birliklere þu konuþmalarý yaptý:
“Arkadaþlar, görüyorsunuz, dünya deðiþmiþ. Ýyisi gitmiþ, kötüsü kalmýþ. Hayatýn bir tadý kalmamýþ. Ömrümüzün kalan kýsmý, kabýn dibinde kalan su artýðýndan, havasý aðýr ve sýkýcý bir otlak hayatýndan baþka bir þey deðildir. Artýk hak ile amel edilmediðini, batýldan vazgeçilmediðini görmüyor musunuz? Böyle bir durumda kalan kiþinin ölümü hayata tercih etmesi gerekir. Ben þahsen ölümü mutluluk, zalimlerin idaresinde yaþamayý ise alçaklýk olarak görüyorum...”
Bu konuþmadan sonra Hz. Hüseyin’in yanýndakiler ondan ayrýlmayacaklarýný ifade ettiler ve sonra her iki taraf da savaþ düzeni aldý. Hz. Hüseyin üzgündü, faciaya engel olmak istiyordu. Dokunaklý bir konuþma daha yaptý. Kufelilere þöyle hitap etti:
“Ey insanlar, Resulullah (asm) bir hadislerinde þöyle buyurmuþtur: ‘Kim insanlara zulümle muamele eden, Allah’ýn haram kýldýklarýný pervasýzca iþleyen, Resulullah’ýn (asm) yolundan gitmeyen ve Allah’ýn kullarý arasýnda zulüm ve haksýzlýkla iþ gören bir idareciyi görür de ona göz yumar, eliyle veya diliyle karþý çýkmazsa, Cenâb-ý Hakk’ýn o kimseyi müstehak olduðu yere göndermesi hak olur.’ Bu adamlar (Yezid ve Ubeydullah b. Ziyad) devamlý þeytana uymaktadýrlar. Allah’a ibadet etmeyi býrakýp devamlý bozgunculuk ve fesat çýkarmaktadýrlar. Allah’ýn kanunlarýný iþlenemez hale getirmiþ bulunmakta, devletin hazinesini kendi aralarýnda paylaþmaktadýrlar. Allah’ýn haram kýldýðýný helâl, helâl kýldýðýný ise haram kýlmaktadýrlar. Bunu kabul etmeyip karþý çýkmak ise herkesten önce benim vazifemdir.
“Bunun böyle olduðu hususunda bana bir çok mektup gönderdiniz. Bana biat edeceðinize ve yalnýz býrakmayacaðýnýza dair haberciler gönderdiniz. Eðer bu sözünüzü tutar bana biat ederseniz doðru bir hareket etmiþ olursunuz; þayet bu sözünüzden vazgeçtiyseniz, geliþimden hoþlanmadýysanýz býrakýn geri gideyim.
“Bir düþününüz; beni öldürmeniz size iyilik getirir mi? Benim kaným size helâl olur mu? Ben sizin Peygamberinizin (asm) kýzýnýn oðlu deðil miyim? Ben sizin Peygamberinizin (asm) amcasýnýn oðlu Ali’nin oðlu deðil miyim? Hamza, Abbas, Cafer benim amcalarým deðil midir? Resulullah (asm) benim ve kardeþim hakkýnda ‘Bunlar cennetlik gençlerin efendisidir’ buyurmamýþ mýdýr?”
Fakat bu konuþma onlarý etkilemedi ve saldýrý baþladý. Hz. Hüseyin’i (ra) koruyanlar þehit edildi, Hz. Hüseyin (ra) gelen okla aðzýndan yaralandý. Sonra bir ok da böðrüne saplandý. Resulullah’ýn (asm) “Reyhaným” diye kokladýðý, sevdiði sevgili torununu þehit ettiler. Bununla yetinmeyip, baþýný kesip Yezid’e götürdüler.
Bu olayý Resulullah (asm) yýllar öncesinden haber almýþtý. Ümmü Seleme annemize de bir avuç topraðý saklamasýný isteyip haberi onunla paylaþmýþtý. Ümmü Seleme (ra) yýllar sonra o topraðýn kan haline geldiðini gördü ve aðladý.
Hz. Hüseyin (ra) þehit edildiðinde güneþ tutuldu, gökyüzü kýpkýrmýzý kesildi. Cihan aðladý. Yürekler parçalandý. Resûlün (asm) torununa kýymakla Resulullah’ýn canýný acýtmýþlardý.
Ey Reyhan! Kanýn hâlâ taze. Acýn yüreklerimizde. Affet bizi!
“Ýsmim Allah tarafýndan Cebrail aracýlýðýyla dedeme bildirilmiþ Hüseyin’im ben. Kulaðýma ezan okuyan bir Peygamberin (asm) torunu. Siz zulüm cemaati! Bu günden sonra hep zillet içerisinde olacaksýnýz. Ýki yakanýz bir araya gelemeyecek. Kan ve ateþ sizi býrakmayacak!” *

Kaynak: Sahabiler Ansiklopedisi
* Sinan Yaðmur / Kerbelâ, Aþk’a Belâ.

ARZU KONAN


radyobeyan