Dindar Kemalizm By: ehlidunya Date: 02 Mayýs 2012, 14:41:49
Dindar Kemalizm
AKP’nin M. Kemal, Atatürkçülük ve Kemalizmle ilgili duruþ ve yaklaþýmýna yönelik eleþtirilerimizi yeri geldikçe dile getiriyoruz. Cemaatler, Müflis Proje: Kemalizm, Said Nursî ve M. Kemal kitaplarýmýzda da bu konuya dair epeyce geniþ açýklamalar mevcut.
Bizim bu eleþtirilerdeki hareket noktamýz, iktidar partisinin 1950 öncesindeki uygulamalara yüklenirken M. Kemal’i ayrý tutup ibra ettirmesi, dahasý bununla kalmayýp her fýrsatta onu referans göstermesi ve “Atatürkçülük” yapmasý.
M. Kemal’in, özellikle iktidara tümüyle hakim olduktan sonra dinle ilgili konularda açýða vurduðu gerçek fikirleri ve bu istikametteki uygulamalarý ortada iken, dindarlýk ve demokratlýk iddiasýndaki siyasetçilerin onu referans göstermeye devam etmeleri, ciddî bir çeliþki ve paradoks.
Ve Erdoðan’ýn 23 Nisan 2008’de Mecliste yaptýðý konuþma bu paradoksun en çarpýcý örneði:
“Söz ve icraatlarý ortaya koymaktadýr ki, Atatürk, devrimleri millete emanet etmeden yaþatmanýn mümkün olmadýðýna inanmýþ; yeni düzeni millete dayatmayý deðil, benimsetmeyi amaçlamýþtýr... Atatürk ilke ve inkýlâplarýnýn koruyucusu, onlarý hayata geçiren TBMM’dir, bir bütün olarak Türk milletidir.” (aa, 23.4.08)
Müflis Proje kitabýnda sorduðumuz gibi, devrimlerin hangisi halka benimsetilerek yapýldý?
Millî Mücadeleyi yöneten ve Kurtuluþ Savaþýný zaferle neticelendiren Birinci Meclisin zaferden sonra daðýtýlýp M. Kemal’e muhalif olmakla suçlanan çoðunluðun tasfiye edilmesi ve bilâhare mutlak iktidarýn cumhuriyet adý altýnda bir tek parti-tek þef diktasýna teslim edilmesi mi?
Bir taraftan “Hakimiyet bilâkaydü þart milletindir” denirken, diðer taraftan bu sözle baðdaþtýrýlmasý imkânsýz dayatmalara giriþilmesi mi?
Takrir-i Sükûn Kanunu ve istiklâl mahkemeleriyle herkesin sindirilip, en ufak bir muhalefet hareketine hayat hakký ve þansý verilmemesi mi?
Milleti bir gecede cahil durumuna düþüren, Kur’ân baþta olmak üzere Ýslâm harfleriyle yazýlmýþ bütün eserleri “yakýlacak yasaklý kitaplar” takibatýnýn hedefi yapan, çocuðuna Kur’ân öðretmeyi dahi yasaklayýcý baský ve takiplerin temel dayanaðý olarak uygulanan harf inkýlâbý mý?
Medreselerin kapatýlýp okullardaki din derslerinin tamamen kaldýrýlmasý ve çocuklarýn dinlerinden habersiz yetiþtirilmeye baþlanmasý mý?
Erdoðan’ýn son günlerde gündeme getirdiði camilerin ot deposu ve ahýr olarak kullanýlmasý mý?
Yýllarca tek bir dinî eser neþrine dahi izin verilmemesi mi; Bediüzzaman Said Nursî ve Nur talebeleri baþta olmak üzere dinî hizmet için ortaya çýkma “cür’et”inde bulunanlarýn amansýz takip ve tazyiklere maruz býrakýlmalarý mý?
Þapka devrimine muhalefet ettikleri suçlamasýyla, aralarýnda din âlimlerinin ve hattâ kadýnlarýn da bulunduðu birçok insanýn daraðacýna çekilmesi mi? Erdoðan’ýn köyünün de bulunduðu bölgede koca bir sahil kasabasýnýn Hamidiye zýrhlýsý tarafýndan top ateþine tutulmasý mý?
Ezanýn yüzlerce yýldýr okunagelen aslî ve orijinal halinden uzaklaþtýrýlýp Türkçeleþtirilerek minarelerden okutulmasý ve beþ asýrdýr cami olarak hizmet veren fetih sembolü Ayasofya’nýn mabed olmaktan çýkarýlýp müze yapýlmasý mý?
Kanun zoruyla olmasa da, cumhuriyet balolarý, danslý eðlenceler, karma eðitim, 19 Mayýs merasimleri ve güdümlü medyanýn propagandalarýyla tesettürün kaldýrýlmaya çalýþýlmasý mý?
Daha da çoðaltýlabilecek bu örnekler ortada iken, üstelik “dindar” kimliðiyle ilke ve inkýlâplara sahip çýkan bir tavrýn, bugün “dindar nesil yetiþtirme,” içki yasaðý, sanatçýlara baský... gibi baþlýklardan yola çýkýlarak “dindar Kemalizm” eleþtirilerine hedef olmasý son derece manidar.
Kemalizmin dini tahrip ve dindarlara baský için baþvurduðu yöntemleri, toplumu tepeden inme usullerle ve zorla “dindarlaþtýrmak,” buna karþý çýkanlarý da baský ve tahakkümle sindirmek için kullanmakla eleþtiriliyor iktidar partisi.
Kemalizm, ömrünü uzatanlarý da yýpratýyor.
yeniasya
radyobeyan