Hz. Safiye By: hafiza aise Date: 29 Nisan 2012, 17:59:34
Hem savaþtý, hem kumandan yetiþtirdi hz. Safiye
Þubat 2007 17.SAYI
Rasulullah Efendimiz’in (s.a.v) sevgili halasý Hz. Safiye (r.a), Efendimiz’e bir anne þefkatiyle muamele etmiþ, her seferinde ona düþkünlüðünü belli etmiþti. Efendimiz’in küçük yaþýnda anne ve babasýný kaybetmiþ olmasýna üzülüyor ve ona kol kanat germeye çalýþýyordu. Yeðeni Efendimiz’in “Muhammed’ül Emin” olarak Mekke eþrafý arasýnda güven ve saygý kaynaðý olmasýndan gurur duymuþtu.
Hz. Safiye’nin Haris Ýbni Harb ile evliliðinden bir oðlu olmuþ, eþinin vefatýndan sonra, Efendimiz’in ilk eþi Hz. Hatice annemizin (r.a) kardeþi Avvam Ýbni Huveylid ile evlenmiþ, bu evlilikten Zübeyr, Saib ve Abdülkabe adýnda üç oðlu olmuþtu. Hala Hz. Safiye, Hz. Hamza’nýn (r.a) kýz kardeþi, Zübeyr Ýbni Avvam’ýn (r.a) da annesiydi. Babasý, Efendimiz’in dedesi Abdülmuttalib, annesi ise Efendimiz’in annesi Hz. Amine’nin (r.a) kýz kardeþiydi. Efendimiz’e hem teyze kýzý hem hala olan Hz. Safiye (r.a) onu hayatý boyunca desteklemiþ, onu üzenlerle mücadele etmiþ, gösterdiði yolda canla baþla mücadele etmiþti.
“Muhammed’ül Emin” olan yeðeni “Muhammedün Rasulullah” olarak peygamberlikle vazifelendirilip, insanlarý Ýslam’a davete baþladýðýnda Allah (c.c) “Önce en yakýn akrabaný uyar. Sana uyan müminlere merhamet kanadýný indir (yumuþak davran)” buyurmuþtu. (Þuara / 214–215). Peygamberimiz akrabalarýný toplayarak, “Ey Kureyþ topluluðu, kendinizi ateþten kurtarýnýz. Ey Haþimoðullarý, ey Abdülmuttaliboðullarý, kendinizi ateþten kurtarýnýz. Ey Muhammed’in Kýzý Fatýma, ey Abdulmuttalib’in kýzý Safiye, kendinizi ateþten kurtarýn. Size Allah’tan gelecek zararý önleyemem ama malýmdan dilediðinizi isteyin” buyurmuþtu.
Efendimiz’i üzenleri ikaz ediyordu
Hz. Safiye, oðlu Zübeyir ile birlikte Ýslam’la þereflendi. Efendimiz’i tasdikte tereddüt göstermeyip, ona destek verdi. Ýslam’ýn yayýlmasý için gayret gösterdi. Kardeþi Ebu Leheb’in Müslüman olmasý için de çokça çaba sarf etti. Ebu Leheb, Ýslam’ý kabul etmediði gibi Müslümanlara ve yeðenine düþmanlýk etmekten geri durmuyordu. Efendimiz’i engelleme çabasýnda hakaret ve eziyetleri had safhadaydý. Hz. Safiye (r.a), yeðenini devamlý müþrik kardeþlerine karþý korumaya çalýþýyordu. Bir gün sevgili yeðenine Ebu Leheb’in hakaret edip incittiðini duyunca onu ikaz etmek istedi. Kalbinin yumuþamasýný da ümit ediyordu.
Ebu Leheb’e hitaben, “Kardeþinin oðlunu ve onun dinini yardýmsýz býrakmak sana yakýþýr mý? Ehl-i kitap alimleri, Abdülmuttalib’in soyundan bir peygamber çýkacaðýný bildiriyorlar. Ýþte o peygamber yeðenimiz Muhammed’dir” dedi. Onu uyarmaya çalýþýyordu ama nafileydi.
Gözünü kin ve öfke bürümüþ olan Ebu Leheb, kýz kardeþinin sözlerini umursamadý. Boþuna umutlandýðýný ima eden incitici sözler söyledi. Kadýnlarýn sözlerinin erkeklere ayak baðý olduðu sözleriyle kýz kardeþini aþaðýlamak istedi. Ýnadý, kibri ve gururdan hiçbir öðüdü kabullenmeye yanaþmadý. Kalbi mühürlü kardeþiyle konuþmanýn fayda vermeyeceðini gören Hz. Safiye mahzun bir þekilde oradan ayrýldý.
Efendimiz’in mücadelesinde canýyla, malýyla O’na destek veriyor, Ýslam’ýn yayýlmasý için hiçbir fedakarlýktan kaçýnmýyordu. Mekke iþkencelerle dayanýlmaz bir hal aldýðýnda, oðlu Zübeyr ile Medine’ye hicret etmiþ, sevgili yeðeni Efendimiz’e orada da kol kanat germiþti.
Kumandan bir oðul yetiþtirdi
Disiplinli bir anneydi. Çocuðunun eðitimini sýký takip eder, sevgi ve þefkatini her fýrsatta oðlu Zübeyre hissettirirdi. Bazen oðluna sert davrandýðýný görenler bunun sebebini sorduklarýnda, onun iyi yetiþmesi için böyle yaptýðýný söyler ve þöyle ilave ederdi: “Çünkü o, ileride ordularý idare edecek…”
Gerçekten de Hz. Zübeyr büyüdüðünde güçlü bir lider, Ýslam mücahidi ve komutan oldu. Efendimiz’in, “Her peygamberin havarisi, yardýmcýsý vardýr. Benim de havarim Zübeyr’dir” iltifatýna mazhar oldu. Oðul Zübeyr saðlýðýnda cennetle müjdelendi. Hz. Safiye iyi bir anne olmanýn semeresini, hayatta iken cennetle müjdelenen on sahabiden birini yetiþtirme þerefiyle de kazanmýþtý.
Büyük bir tehlikeyi önlemiþti
Hz. Safiye (r.a) gözü pek, cesur ve korkusuzdu. Haným sahabiler arasýnda ilk defa savaþa katýlan ve müþrik bir erkeði öldüren ilk kiþi olduðu rivayet edilir. Efendimiz, Uhud Harbi’ne çýkacaðý zaman ailelerini ve akrabasý bulunan kadýnlarý, kýzlarý, çocuklarý toplayýp Medine’deki en saðlam ev olan Hassan Ýbni Sabit’in evine yerleþtirmiþti. Yaþlý ve sakat olduðu için de onu savaþa götürmeyip evde býrakmýþtý.
Uhud Harbi’nin kýzýþtýðý sýrada bir Yahudi bu durumu fýrsat bilip kadýnlarýn bulunduðu eve yaklaþýp savunmasýz insanlarý öldürmek ister. Bunu fark eden Hz. Safiye ev sahibi Hassan Ýbni Sabit’e “Þu Yahudinin yanýna var da onu öldür” der. Ama bu kiþi hem yaþlý hem de rahatsýzdýr. “Onun yanýna gidecek kuvveti bulsaydým Rasulullah (s.a.v) ile Uhud’a gider savaþýrdým” der. Bunun üzerine Hz. Safiye eline bir odun alýp aþaðýya iner. Bu kiþinin baþýna bir darbe indirip onu etkisiz hale getirir.
Hz Hamza’nýn þehadetini sükunet ve tevekkülle karþýlar
Hz. Safiye bulunduklarý evin en yüksek yerine çýkýp savaþ meydanýný gözetlemeye baþlar. Bir þeylerin yolunda gitmediðini anladýðýnda kalbine bir sýzý düþer. Sevgili yeðenine müþriklerin bir zarar vermesinden endiþelenince eline bir kýlýç alýr ve Uhud’un yolunu tutar.
Karþýlaþtýðý ilk sahabiye Rasulullah’ýn (s.a.v) saðlýðýný sorar. Efendimiz’in sað olduðunu fakat kardeþi Hamza’nýn þehit edildiðini öðrenir. Efendimiz (s.a.v) halasýnýn elinde kýlýç ve mýzraðýyla geldiðini görünce Zübeyr’e, annesini geri çevirmesini, kardeþi Hamza’nýn cesedini görmesinin iyi olmayacaðýný söyler. Zübeyr (r.a) koþup annesini karþýlayarak, Rasulullah’ýn geri çekilme isteðini iletir. Hz. Safiye, “Þayet kardeþime yapýlaný görmeyeyim diye geri döneceksem, zaten onun kesilip parçalandýðýný öðrenmiþ bulunuyorum. Kardeþim bu felakete Allah yolunda uðradý. Bundan daha büyük bir makam var mý? Biz Allah yolunda bundan daha fazlasýna uðramaya da rýza gösteririz. Ýnþallah sabredip sevabýný Allah’tan bekleyeceðim” der.
Hz. Zübeyr (r.a), annesinin ýsrarlý olduðunu, söylediklerini Efendimiz’e haber verir. Sevgili halasýnýn metanet ve samimiyetini gören Efendimiz, kardeþine bakmasýna müsaade eder. Hz. Safiye, Efendimiz’i (s.a.v) görünce, kardeþi Hamza’nýn nerede olduðunu sorar. Efendimiz, onun þehitler arasýnda olduðunu söyler. Kardeþinin parçalandýðýný gören Hz. Safiye’nin gözleri dehþetten adeta yuvasýndan fýrlar. Efendimiz mübarek elini onun göðsüne koyarak dua eder. Sakinleþtiðinde sessizce gözyaþý döker. Sabýr, sükunet ve tevekkülle, “Biz Allah’ýn kullarýyýz ve O’na döneceðiz” der. Efendimiz sevgili halasýnýn metanetinden hoþnut kalarak þu müjdeyi verir. “Cebrail Aleyhisselam geldi. Melekler katýnda Hamza’nýn, Allah’ýn ve Rasulü’nün aslanýdýr diye yazýldýðýný haber verdi.”
Þairliði ile de tanýnmýþtý
Hz. Safiye, metaneti ve kahramanlýðý yanýnda þairliði ile de tanýnmýþtý. Ýnce ruhlu ve þiire kabiliyetli bir hanýmdý. Efendimiz’in (s.a.v) vefatý üzerine bir mersiye söylemiþti:
“Ey Allah’ýn Rasulü, sen bizim ümit kaynaðýmýzdýn,
Bize karþý iyilik yapan oldun, cefa eden olmadýn.
Yol gösteren ve öðreten olmuþtun,
Allah’ýn Rasulü’ne anam, teyzem ve amcam,
Dayým sonra kendi nefsim fedadýr.
Allah’ýn selamý sana olsun ya Rasulallah,
Allah senden razý olarak seni Adn cennetlerine koysun...”
Hz. Safiye (r.a), Peygamberimizin vefatýndan 10 sene sonra, hicretin 20 yýlýnda Hz. Ömer’in (r.a) hilafeti zamanýnda, 73 yaþýnda vefat etti. Medine’de Cennetü’l Baki’ye defnedildi.
Rahime YILMAZ