Sizden Gelenler (Tasavvuf)
Pages: 1
Tasavvufta haller By: SevD@_GüLü Date: 26 Nisan 2012, 19:42:57
               Tasavvufta haller

Muhabbet: Allah ve Resulullah sevgisini herþeyden üstün tutulan hakkýn ve imanýn zevkine varmýþ demektir.
   Allah ve Resulü iman hükmü ile sevilirken, çoluk çocuk da fýtratýn hükmü ile sevilebilir.
Ruhun muhabbeti, kalbin muhabbeti, nefsin muhabbeti, aklýn muhabbeti gibi muhabbetin deðiþik saikleri vardýr.
   Genel anlamda sevgi emirleri yerine getirmek olarak özel anlamda: Ruhun Cenab- Hakk'ý yakinen bilmesinden doðan zat sevgisidir.
   Gerçek manada sevenler, sevdiðine ve sevdiðinin de sevdiðine ulaþmak gönülle olur.
   El- Ruzbari:" Bütün varlýðýndan sýyrýlmadýkça sevginin sýnýrýna yaklaþamazsýn."
   Cüneyd:"Muhabbet, muhibbin, kendi sýfatlarý yerine mahbub olan Allah' (cc) ýn sýfatlarýna bürünmektir.
   Þevk: Seven kiþide meydana gelen þevk, þahsi gayreti ile deðildir.
   Tevbe istikrara kavuþunca zühd, muhabbet istikrara kavuþunca þevk meydana gelir.
   Þevk muhabbetin meyvesidir.
   Muhitlerin dünyada bekledikleri þevk, ölümden sonrasý için, bekledikleri þevkten farklýdýr.
   Nice sadýk muhibler yaþamaktan zevk alýrlar.
   Mücahededen hasýl olan þevk bu'd ve gaybubet halinde hasýl olan þevkten daha þiddetlidir.
   Üns: Cüneyd:"Üns, heybetin varlýðý ile beraber yüksek haya duygusunun birlikte bulunmasýdýr."
   Zünnun "Üns, sevginin sevgilisine karþý iç huzuru duymasýdýr."
   el-Vasit:"Kainattan kalben ve manen bütünüyle uzaklaþmayan kimse ünsibillah haline eremez."
   Allah' (cc) a olan tazým ve heybetin artmasý ünsün de artmasý demektir.
   Ünsün hakikatý"Cenab-ý Hakk'ýn azametini öðrenmenin aðýrlýðý ile beþeri varlýðýn bir kenara sürülüp atýlmasý, fetih meydanlarýnda ruhun serbestçe yayýlmasýdýr.
   Zati üns feradan sonra gelir, zat tecellilerinin mütaalasýndan sonra hasýl olan beka ve temkin makamýn da meydana gelir.
   Nefsi mutmainnenin hudu ünsten, huþu de heybettendir.
   Kurb: Kulun Rabbisine en yakýn hali secde anýdýr.
   Nefsin ibadet ve taatla ifa etmesi ile ruhun kurbiyetle olan nasibi gittikçe artar.
   Cüneyd:"Cenab-ý Hakk, kullarýn kalbini kendisine ne kadar yakýn görürse, o nisbette onlarýn kalbine yaklaþýr."
   Sehl:" Kurbiyet makamlarýnýn en aþaðý derecesi hayadýr."
   Haya: Haya sahibi, organlarýna ve düþüncelerine hakým olmalýdýr. Hz. Osman(ra):"Evde karanlýkta guslederken bile Allah' (cc) tan utancýmdan büzülür de öyle yýkanýrým."
   Haya, Cenab-ý Hakk'ýn celal tecellilerinin azameti karþýsýnda ruhun teslimiyeti ve baþýný önüne eðmesidir.
   Vuslak(Ýttisal) Nuri:"Ýttisal, kalplerin mükaþefe, sýrlarýn müþahede makamýna ermesidir."
   Vuslak, kulun, Halýk'ýndan baþkasýný görmemesi ve içinde yaratýcýdan baþkasýna ait bir duygu bulunmamasýdýr.
   Vasýl, Allah'ýn vuslata erdirdiði kiþidir.
   Muttasýl ise, kendi þahsi gayret ve çalýþmasý ile vuslata eren kiþidir.


                             

   Vasýl olan, Allah' (cc) dan alýkoyacak hiçbir þey yoktur.
   Zunnur:"Dönen, gittiði yönden dönmedikçe Hakk'a rücü etmiþ sayýlmaz. Her þeyden kesilip O' (cc) na yönelmeyen vuslata eremez.
   Vuslak yolunun basamaklarý ebedi ahiret hayatýnda bile asla katedilemez.
   Kabz Ve Bast: Þeyhler, kabz ve bastýn alametlerine iþaret etmiþlerdir.
   Kabz ve bastýn kendilerine ait muayyen mevsimi vardýr. Bunlarýn vakti, havvasa ait muhabbet makamýnda bulunan kimselerde. kabz ve bast hali görülmez. Bu durumda birinin ancak havf ve recasý vardýr. Bazen kabz ve bast haline benzer duygular hisseder ve buna da gerçek kabz ve bast zanneder. Halbuki öyle deðildir, kendisine arz olan bir sýkýntý halidir, ancak o kabz zanneder. Veya nefsani bir rahatlama ve tabii bir neþ'edir. Fakat o bunu bast zanneder.
   Kiþide nefs-i emmareye aid sýfatlar bulunduðu sürece bu tür rahatlýk ve ferahlýk ortaya çýkar.
   el-Vasýt:"Cenab-ý Hakk, sana ait olan þeylerden dolayý seni kabzeder. Kendisine ait þeylerden de seni bast eder."
   Kabz ve bast nefs-i levvameden kaynaklanýr.
   Fena ve beka makamýna erdiði zaman kabz ve bast yoktur.
   Kabz, bazen bast konusunda aþýrý gitmenin neticesinde vaki olabilir.
   Avama ait muhabbetin ilk devresinde bulunan kimse, kabz ile himmi bast ile de neþatý karýþtýrýr bazen, kabz ve basta benzer haller meydana gelebilir; amma bu nefsin tabii sýfatlarýndan deðil, mutmainne halinden doðar.
   Fena ve Beka: Fena; bütün hallerden sýyrýlmak, hiçbir þeye karþý haz duymamaktýr.
Beka; kulun kendisine ait olan þeylerde fani ve Allah (cc) için olan þeylerle baki olmasýdýr.
   Cüneyd:"Fena, beþeri ve nefsani vasýflarýn bütünüyle susturulmasý, tüm varlýðýn Cenab-ý Hakk'la meþgul olmasýdýr."
   Fena, Allah' (cc) ýn emirlerinin kul üzerinde tam bir hakimiyet kurmasýdýr.
   Fena, bazen Cenab-ý Hakk'ýn sýfatlarýný, bazen de zat tecellilerini azametini müþahade etmekle meydana gelir.
   Beka makamýna eriþen kiþiye, Hakk, halktan, halk da Hakk'tan engelleyemez. Fena halinde bulunan kimse ise Hakk ile halktan perdelenmiþtir.   

HALLERE DAÝR BAZI TASAVVUFÝ ISTILAHLAR
   Cem' ve Fark'Tefrika
   Cem' asýl, fark ise Fer'idir.
   Cem': Sahabinin Allah' (cc) tan baþka hiçbir þeyi müþahade edemediði vuslattýr.
   Tefrika ise dilediðini açýk seçik görmektir.
   Cüneyd:"Kurbiyetin vecd ile bulunmasý cem', kulun beþeri özellikleri ile kaybolmasý da tefrikadýr.
   Cem' ile tevhidin her türlü beþeri sýfatlardan tecridine, fark ile de þahsi gayretle elde edilene iþaret edilmiþtir.
   Kul amellerine kesb nazarýyla bakacak ve nefsine bir þeyler izafe edecek olursa tefrikada, herþeyi Hakk'a izafe edecek olursa cem'dir.
   Tefrika ubudiyyet, cem' ise tevhiddir.
   Cem' fena ile tahakkuk ederse "Cem'ul cem" adýný alýr.
   Hakk'ýn fiillerini görmek tefrika, sýfatlarýný görmek cem' zatýný görmek de cem'ul cemdir.
   Tecelli ve Ýstikrar: Ýstikrar, kalbe ait sýfatlarýn güçlü olmasý ve kemali sebebiyle nefsani sýfatlarýn ortadan kalkmasýdýr.
   Tecelli ise, Cenab-ý Hakk'ýn bazen fiilleri, bazen sýfatlarý, bazen de zati ile olur.
   Tecelli, beþeri perdelerin kaldýrýlmasý, Cenab-ý Hakk'ýn zat tecellilerinde, kula göre bir televvun ve deðiþikliðin olmamasýdýr.
   Ýstikrar ise, beþeri kiþiliðinin seninle gaybý müþahade arasýnda bir engel olmasýdýr. Denilmiþtir.
   Tecrid ve Tefrid: Tecrid: yaptýðý þeylerde kulun bütün gaye ve garazlardan sýyrýlmasý
   Telfid ise; kulun kendisine gelen þeylerde nefsini görmemesi, Allah' (cc) tan bilmesi
   Vecd, Tevaccud, Vucud:
   Vecd: Allah' (cc) tan kulun batýnýna gelen ve ona ferah veya hüzün kazandýran bir haldir.
   Tevaccud: Zikir veya fikirle vecdi elde etmeðe çalýþmaktýr.
   Vücud: Vecdin vicdan boþluðuna ulaþarak ferahlýðýnýn geniþlenmesi ve yayýlmasýdýr.
   Galebe: Vecdin birbiri andýndan sürekli gelmesidir
   Muvamere: Sekr, hal saltanatýný kulu istila etmesi sahu ise, kulun yeniden sözleri ve iþlerini düzene koymaya yönelmesidir.
   Kimin üzerinde halin cereyanýndan bir eser varsa, onda sekr den bir eser var demektir. Bütün duygular yerli yerine dönünce de sahu hali meydana gelir.
   Mahu ve Isbat:
   Mahu: Nefse ve nefsin kaynaðýna fena nazar ile bakarak amellerin kalýp ve þekillerini imha etmek.
   Isbat; Hakk'ýn o kimse için bahþettiði vücud ile amellerin resimlerini isbat etmek.
   Ýlmel Yakin: Nazar ve delel tariki ile
   Aynel yakin: Keþf ve ilham yoluyla
   Hakkel yakin: Beþeri vasýflardan sýyrýlmanýn gerçekleþmesi ve vuslat isteyen kimsenin bu dereceye eriþmesi ile elde edilir.
   Ýlmel yakin tefrika hali, ayne'l yakin yolun cem' hali, hakka'l yakin de cem'ul cem halidir.
   Vakt:
   Vat, kula hakim olan þeydir.
   Vakitle, kulun irade ve gayreti dýþýnda üzerine hücum eden haller kastedilir.
   Gaybet-Þühud:
   Þühud: Bir an murakebe, bir an da müþahade vasfý ile birlikte olmaktýr.
   Murakebe ve müþahede halini kaybedip huzur dairesinden çýkýnca gaybet halindedir. Kulun    Hakk'la eþyadan kaybolmasý kasdedilir.
   Zevk-Þürb-Reyy:
   Zevk iman, þurb ilim, reyy de haldir. Zevk bevadih erbabý, þurb, tevali, levaih ve levami erbabý, reyy de hal erbabý içindir.
   Muhadara: Telvin erbabý
   Muþahade: Temkin erbabý
   Mükaþefe: Kul telvin ve temkin arasýnda istikrar kazanýncaya kadar her ikisinin arasýnda bulunan kimseler içindir.
   Tevarik-Bevadih-Levami: Bütün bunlarla ifade edilmek istenen þey, halin baþlangýcý ile ilk ondaki görüntülerdir.
   Temkin ve Telvin:
   Telvin, erbab-ý kulub içindir. Kalpler deðiþik sýfatlara yönelir. Kalp erbabýna bu sýfatlarýn sayýsýnca telvinler zahirdir.
   Temkin erbabý ise; hallerin olumsuz etkilerden kurtularak kalp perdelerini yýrtmýþ ve ruhlarý    Cenab-ý Hakk'ýn tecellilerinde bir deðiþme söz konusu olmadýðý için, telvin ortadan kalkmýþtýr.
   Telvin sahibinde, nefsin sýfatlarý ortaya çýktýðý zaman onda bazý þeyler eksilebilir.
   Nefes:
   Müntehi, hal kendisinde saðlamca yerleþtiði için nefes sahibidir. Huzur ve gaybet halleri gelip geçici deðildir. Vecd halleri nefesleri ile birlikte istikrar kazanmýþtýr.    -




Bu yazý AVARÝF-ÜL ME'ARÝF (TASAVVUFUN ESASLARI) Sühreverdi isimli kitaptan derlenmiþtir.


Ynt: Tasavvufta haller By: ceren Date: 02 Aðustos 2016, 21:03:51
Esselamu aleyküm.Tasavvuf ehli olan ve ilahi aþký kazanan ve allahýn rahmetine cennetine nail olan kullardan olalým inþallah...

radyobeyan