Ceninin Diyeti By: reyyan Date: 25 Nisan 2012, 14:24:13
19. Ceninin Diyeti[180]
4568... Muðira b. Þû'be (r.a) den; þöyle demiþtir:
Hüzeyl kabilesinden bir adamýn nikâhý altýnda iki kadýn vardý. Bunlardan birisi öbürüne bir direk (kalýn bir sopa) ile vurdu ve onu öldürdü.[181] Taraflar mes'eleyi Rasûlullah'a getirdiler.
Adamlardan birisi:
"Baðýrmayan, yemeyen, içmeyen ve aðlamayan bir kimse (cenin) için nasýl olur da diyet öderiz?!..” dedi.
Rasûlullah (s.a.v):
"Bedevilerin secîli konuþmalarý gibi mi konuþuyorsun?!" buyurup Gurreye[182] hükmetti ve onu kadýnýn âkýlesine yükledi.[183]
4569... Bize Osman b. Ebî Þeybe haber verdi, bize Cerir haber verdi. O, Mansûr'dan ayný isnâd ve mânâ ile nakledip þunu da ilâve etti.
"Rasûlullah (s.a.v), öldürülen kadýnýn diyetini katilin âkilesine yükledi ve karnýndaki cenin için de ðurreye hükmetti.
Ebû Davud:
"Bu hadisi aynen bu þekilde Hakim, Mücâhid' den o da Muðira' dan rivayet etti" dedi.[184]
4570... Misver b. Mahreme'den; þöyle demiþtir:
Ömer fr.a) halkla, kadýnýn çocuk düþürmesi konusunu istiþare etti. Muðira b. Þu'be: "Rasûîullah'ýn onun için ðurreye; bir köle veya cariyeye hükmettiðine þâhid oldum" dedi.
Ömer:
"Sana þahitlik edecek birisini getir" dedi. Urve de Muhammed b. Mes-leme'yi getirdi.
Harun: "Onun için- yani adamýn karýsýnýn karnýna vurduðuna-[185] þâhitlik etti" dedi.[186]
Ebû Davud söyle der; .
"Ebu Ubeyd'den bana ulaþtý ki, çocuk düþürmeye Ýmlâs denilir. Çünkü kadýn onu doðum vaktinden önce kaydýrýr (atar.) Elden ve baþka bir þeyden atýlan herþeye: "Melisa=kaydý" denilir."[187]
4571... Bize Mûsâ b. Ýsmail haber verdi, bize Vuheyb haber verdi. O, Hiþâm'dan, Hiþâm babasýndan, o Muðîra'dan Muðîra da Ömer (r.a) den (yukarýdaki hadisi) mânâ olarak rivayet etti.
Ebû Davud þöyle der:
"Bu hadisi, Hammad b. Zeyd ve Hammad b. Seleme Hiþâm h. Urve'den, o babasýndan "Ömer þöyle dedi..." diye rivayet etti."[188]
'4572... Ýbn Abbas (r.a) dan rivayet edildi ki:
Ömer (r.a) Rasûlullah (s.a.v) in, cenin düþürme konusundaki hukmunu sordu. Hamel b. Mâlik b. Nâbiða ayaða kalkýp:
"Ben iki kadýnýn arasýndaydým; birisi öbürüne çadýr direðýyle vurdu.
Hem onu hem de karnýndaki bebeði öldürdü. Rasûlullah (s.a.v) maktulün cenininde gurreye ve katil kadýnýn öldürülmesine hükmetti." Dedi.[189] Ebû Davud þöyle der:
Nadr b. Þûmeyl, "Miþtah; fýrýndan ekmek çýkartýlan kürektir" dedi. Ebû Ubeyd ise: "Mistah; çadýr direklerinden birisidir" dedi.[190]
4573... Tâvûs þöyle demiþtir:
"Ömer (r.a) minbere çýktý..." Ravi önceki hadisi mânâ olarak anlattý, ama ondaki "kadýnýn öldürülmesine" cümlesini zikretmedi. Gurre kelimesine "bir köle veya câriye" kelimelerini ilâve etti ve þöyle dedi:
Ömer (r.a): "Allahü Ekber. Eðer bunu duymasaydým, baþka bir þeye hükmederdik" dedi.[191]
4574... Ýbn Abbas (r.a) dan;
Hamel b. Mâlik kýssasý hakkýnda þöyle dedi:
"Kadýn, saçý bitmiþ bir cenini düþürdü, (öbür) kadýn öldü. Rasûlullah (s.a.v) katilin âkýlesine diyeti hükmetti.
Öldürülen kadýnýn amcasý:
"Yâ Rasûlellah! O, saçý bitmiþ bir çocuðu düþürdü" dedi. Bunun üzerine katilin babasý:
"O yalancýdýr. Vallahi o ses vermedi, yemedi, içmedi. Onun gibiler hederdir (karþýlýðý yoktur)" dedi.
Rasûlullah (s.a.v):
"Câhiliyye döneminin seçili sözleri ve kâhinlikleri gibi mi konuþuyorsun?!.. Çocuk için de gurre ver" buyurdu.
Ýbn Abbas:
"Kadýnlardan birisinin adý Müleyke öbürünün adý Ümmü Gutayf ti" der.[192]
4575... Câbir b. Abdillah (r.a) den; þöyle demiþtir:
Hüzeyl kabilesinden iki kadýndan birisi öbürünü öldürdü. Her birinin
kocasý ve çocuðu vardý.
Rasûlullah (s.a.v) öldürülen kadýnýn diyetini, öldürenin âkýlesine yükledi. Kocasýný ve oðlunu muaf tuttu. Öldürülenin âkýlesi:
"Onun mirasý bizim mi?" dediler.
Rasûlullah (s.a.v):
"Hayýr, onun mirasý kocasýnýn ve oðlunun olur" buyurdu.[193]
4576... Ebû Hûreyre (r.a) den; þöyle demiþtir:
Hüzeyl kabilesinden iki kadýn dövüþtüler. Birisi öbürüne bir taþ atýp Öldürdü. Taraflar meseleyi Rasûlullah'a getirdiler. Rasûlullah (s.a.v) ölen kadýnýn karnýndaki bebeðinin diyetini bir köle veya cariye olarak gurre; kadýnýn diyetini de, katilin âkýlesine hükmetti. Öldürülen kadýnýn mirasýný oðluna ve onunla birlikte olanlara verdi.
Bunun üzerine, Hamel b. Mâlik b. Nâbiða el-Hûzelî:
"Yâ Rasûlellah! Yemeyen, içmeyen, konuþmayan, aðlamayan bir ceninin diyetini nasýl öderim?! Böyleleri heder sayýlýr" dedi. Rasûlullah (s.a.v):
Onun seçili konuþmasýndan dolayý:
"Bu kâhinlerin kardeþlerindendir" buyurdu.[194]
4577... Ebû Hureyre (r.a) bu kýssa hakkýnda þöyle dedi: "Sonra, aleyhine ðurre hükmedilen kadýn öldü. Rasûlullah (s.a.v); onun mirasýnýn oðullarýna, diyetin de asabesine olduðuna hükmetti."[195]
4578... Abdullah b. Büreyde, babasýndan þöyle rivayet etti: Bir kadýn baþka birisine taþ atýp (karnýndaki bebeði) düþürdü. Mesele Rasûlullah (s.a.v) e arzedildi. Rasûlullah (s.a.v) çocuk için beþyüz koyuna hükmetti ve o gün taþ atmayý yasak etti. Ebû Davud þöyle der:
Hadis böyle, "beþyüz koyun" þeklindedir. Ama doðrusuyuz koyundur. Abbas böyle (beþyüz koyun) dedi. O bir vehmdir.[196]
4579... Ebû Hureyre (r.a) den; þöyle demiþtir:
Rasûlullah (s.a.v) Cenin hakkýnda gurre; köle, cariye, at veya katýr ile hükmetti.
Ebû Davud þöyle der:
Bu hadisi Hammad b. Seleme ve Halid b. Abdullah, Muhammed b. Amr'dan rivayet etmiþler, "at veya katýr" kelimelerini zikretmemiþlerdir.[197]
4580... Þâ'bî'den þöyle dediði rivayet edilmiþtir: "Gurre beþyüz dirhem gümüþtür."
Ebû Davud derki:
Rabîa: "Gurre elli dinar altýndýr" dedi.[198]
Açýklama
Bu babdaki hadisler, beþ ayrý sahabeden nakledilmektedir. Bunlar; Cabir b. Abdullah, Muðira b. Þû'be, Ýbn Abbas, Bureyde ve Ebû Hureyre (Allah hepsinden razý olsun) dir. Hadislerin hepsi, Huzeyl kabilesinden iki kadýnýn biribirleri ile kavga edip, birisinin hamile olan öbürüne vurup kadýnýn ve bebeðinin ölümüne sebep olduðunda birleþmektedirler. Ancak bir kýsým rivayetlerde, katil olan kadýnýn çadýr direði vurduðu bildirildiði halde 4578 numaradaki rivayette birþey attýðý ve kadýnýn bebeðini düþürdüðü beyan edilmektedir. Ancak, Ebû Davud bu hadisteki bir hükme itiraz etmiþ, gurre olarak rivayet edilen beþyüz koyunun doðrusunun, yüz koyun olduðuna iþaret etmiþtir.
Bir de, bazý hadislerde kavga edip biribirini öldüren kadýnlarýn ayný þahsýn nikâhý altýnda iki kuma olduðu bildirilirken, bazýlarýnda bu cihet hiç anýlmamýþ, birisinde ise baþka baþka adamlarýn karýlarý olduklarýna dikkat çekilmiþtir.
Taberânî'nin, Ebû Melih el-Huzelî'nin, babasýndan yaptýðý rivayet daha tafsilatlýdýr. Taberânî'nin rivayeti þu þekildedir:
"Bizde Hamel b. Mâlik diye birisi vardý. Adamýn; birisi Huzeyl, öbürü de Âmir kabilesinden iki karýsý vardý. Huzeyl kabilesinden olan, çadýr direðiyle Âmir kabilesinden olanýn karnýna vurdu. Kadýnýn çocuðu düþtü. Kocalarý, vuran kadýný Rasûlullah'ýn yanýna götürdü. Kadýnýn Ýmran adýndaki kardeþi de beraberlerinde idi. Olayý Rasûlullah'a anlattýlar. Rasûlullah:
"Diyetini verin" buyurdu.
Ýmran:
"Hiç yememiþ, içmemiþ baðýrýp aðlamamýþ bir ceninin diyetini mi vereceðiz?!" dedi.
Rasûlullah (s.a.v):
"Sen bedeviler gibi secîli konuþmayý býrak. Buna, bir köle veya cariyenin deðeri; beþyüz dirhem veya bir at yada yüz yirmi koyun gerekir." buyurdu.
imran:
"Yâ Rasûlellah! Kadýnýn iki tane oðlu var. Obanýn ileri gelenleridirler, Annelerinin ceremesini benden çok onlar çekmeliler" dedi.
Peygamber (s.a.v):
"Hayýr kýz kardeþinin ceremesini onlardan çok sen çekmelisin" buyurdu.
Ýmran:
"Benim verecek bir þeyim yok" dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) kadýnlarýn kocasý ve ölen ceninin babasý olan ve Huzeyl kabilesinin zekâtlarýný toplamakla görevli bulunan Hamel b. Mâlik'e döndü ve:
"Ey Hamel! Sen çocuðun diyetini elindeki HuzeyFin zekâtlarýndan yüz yirmi koyun alarak tahsil et" buyurdu. Hamel de öyle yaptý.[199]
Taberânî'nin bu rivayeti olayý daha detaylý bir þekilde aksettirmektedir. Rivayetler arasýndaki küçük farklarý olayýn teaddüdüne baðlamak mümkündür.
Metinlerde Rasûlullah'ýn secîli konuþmayý men ettiði intibaýný veren ifâdeler vardýr. Ama bu mutlak deðildir. Kâhinlerin yaptýklarý gibi, bâtýl fikirlerini doðru göstermek için yapýlan seciler yasaktýr. Normal secî caizdir. Bizzat Rasûlullah secîli konuþma yapmýþtýr.
Hadis-i Þerif, tüm rivayetleri ile, ana karnýndaki ceninin düþmesine sebep olan kiþiye ðurre denilen bir cezanýn gerektiðine delâlet etmektedir. Yine hadisin rivayetlerinde gurre'nin; bir köle veya câriye, bir at, yüz koyun, beþyüz dirhem gümüþ, elli dinar altýn olduðuna iþaret vardýr.
Gurre aslýnda atýn alnýndaki beyazlýk, aydýnlýk manalannadýr. Onun için bazý âlimler bu kelimeyi, lügat mânâsýnýn delâleti istikâmetinde deðerlendirmiþlerdir. Meselâ Ebû Amr b. Alâ: "Gurre; beyaz köle veya cariyedir, beyaz olduðu için bu isim verilmiþtir. Siyahý kabul edilmez" der.
Ulemânýn Cumhuruna göre gurre, diyetin yirmide biridir. Bu da beþyüz dirhem gümüþ veya o kýymette bir köledir. Diyetin gümüþ karþýlýðý on ikibin dirhemdir, diyenlere göre gurre, altý yüz dirhem gümüþtür. Bu hüküm cenin erkek olmasý halindedir. Kýz olursa kadýnýn diyetinin onda biridir ki, o da beþyüz dirhem gümüþ eder. Çünkü kadýnýn tam diyeti, erkeðin diyetinin yarýsýdýr.
Ýmâm Þafiî'ye göre ceninin diyeti deveden ödenir ve beþ devedir. Ancak bu develerden ikisi hamile deve kýymetinde üçü de dört veya beþ yaþýna girmiþ erkek deve kýymetinde olacaktýr.
Cenin için ödenmesi gereken diyet kendisinden miras olur. Yâni o bebeðin mirasçýlarý gurre denilen o diyeti alýrlar. Ancak ceninin düþmesine sebep olan kiþi mirasçý olamaz. Meselâ bir kimse hamile olan karýsýnýn karnýna vursa ve bebek düþse, baba çocuk için ödenen gurreden miras alamaz. Anne bizzat kendisi karnýna vurarak veya ilaç içme v.s. gibi bir yolla bebeðini düþürürse; bebek ölü olarak düþerse gurre gerekir. Diri olarak düþer, sonra Ölürse tam diyet icâbeder. Bu diyet kadýnýn âkýlesince çocuðun yakýnlarýna ödenir. Þüphesiz kadýn buna mirasçý olamaz.
Düþen ceninden dolayý gurre gerekmesi için, ana karnýnda kaç aylýk olmasý gerektiði konusunda bir kayýt mevcut deðil. Ancak, metinlerde; vücudunun bir kýsmý tamamlanan ceninin, tamamý tamamlanan cenin hükmünde olduðu ve düþürülmesinden dolayý gurre gerektiði bildirilmektedir.
Þayet cenin bir darbe sonunda diri olarak düþer, bilâhere ölürse tam diyet gerekir.
Hadis-i Þerif, cenin için ödenmesi gereken diyetin, katilin âkýlesi tarafýndan ödenmesi icâbettiðine ve oðul ile kocanýn âkile olmadýðýna delâlet etmektedir. Yine hadisten anlýyoruz ki, bir kadýnýn oðlu ve kocasý varken âkýlesi miras alamaz.
Hadisin bazý rivayetlerinde, bebeði düþen kadýnýn kendisinin de öldüðüne iþaret edilmektedir. Ölen bu kadýn içinde, bazý rivayetlerde katil kadýnýn âkýlesine diyet yüklendiði, bir rivayette ise öldürüldüðü bildirilmiþtir. Hattâbi; bu rivayetten baþka, katli söz konusu eden bir rivayet bulunmadýðýný söyler. Kalýn odun ve iri taþý silâh hükmünde sayýp ta bunlarla vuku bulan teammüden öldürmenin kýsasý gerektirdiðini söyleyenlere göre, bunda hiçbir müþkil yoktur. Ancak Hanefiler, bu durumda, ölen kadýn için, âkýlesine diyet yükleyen rivayeti tercih etmiþ olacaklar ki, ölen anne için tam diyet, bebeði için de beþyüz dirhem gurreye hükmetmiþlerdir.
Bugün çokça yapýlmakta olan kürtajlarýn da çocuk düþürme hükmünde olmasý gerektiði kanaatindeyiz. Kürtaj için zaruret yoksa hem izin veren anne baba hem de kürtajý yapan doktor dinen mes'uldür. Fakat rahimdeki cenin henüz organlarý belli olmayacak bir halde ise, hukuken diyet (gurre) gerekmez.[200]
[180] Cenin: Ana karnýndaki bebeðin adýdýr. Ýsler (aný þekillensin isler þekillenmesin hepsine cenin denilir.
[181] Bazý nüshalarda "Onu ve karnýndaki bebeði öldürdü" denilmekledir.
[182] Ðurre: Tam diyetin yirmide birine tekabül eden diyettir. Açýklama bölümünde gelecektir.
[183] Müslim, kasâme 37, 38; Tirmizî, diyât 15; Nesâî. kasâme 40, 41; Ýbn Mâce. diyât 11.
Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/303.
[184] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/303-304.
[185] Buradaki tefsir bir râviyc aitlir. Bunu "kadýn Öbür kadýnýn karnýna vurdu" diye tefsir eden de vardýr.
[186] Müslim. kasâme 39 Ýbn Mace, diyet 11, Buhari, î'tisam 13, diyât 25 Ahmed, 4: 244.
[187] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/304-305.
[188] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/305.
[189] Ýbn Mâce, diyet 11; Nesai, kasâme 12; Dârinýi, diyât 20.
[190] Terceme, Ebû Ubeyd'in izahýna göre yapýlmýþtýr.
Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/305-306.
[191] Nesâî, kasâme 12. Bu hadis munkatý'dýr. Çünkü Tavus Ömer'den hadis iþitmemiþtir.
Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/306.
[192] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/306-307.
[193] Ýbn Mâce, diyet 15.
Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/307.
[194] Buharî, diyât 25; Müslim, kasâme 39; Nesâî, kasâme 12.
Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/307-308.
[195] Buharî feraiz 11; Müslim, kasâme 35; Tirmizi, diyet 19; Nesâî, kasâme 40; Ahmed II, 539.
Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/308.
[196] Nesâî, kasâme 40.
Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/309.
[197] Beyhaki de, at ve katýr sözlerinin mahfuz olmadýðýný söyler.
Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/309-310.
[198] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/310.
[199] el-Heytemî, Mecmeu'z-Zevâid, IV, 300.
[200] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/310-312.