Son Þahitler'den Halil Gönülalan anlatýyor:
(1925'te Gaziantep'te doðdu. 1944'te Emirdað'da onbaþý olarak bulundu. Verilen emirle Bediüzzaman'ý takip etmiþti.)
"Benim için onbaþý olan hemþehrim Hayri Özhelvacý izinli olarak Antep'e gitmiþti. O zaman bana, 'Bediüzzaman'ý sen takip et' dediler, vazifeyi bana verdiler. Kumandanýmýz Ýsmail Güneybölük'tü. Bediüzzaman'ýn kýyafetine bile müdahale etmemizi istiyorlar, baþýndakini çýkarttýrmamazý emrediyorlardý.
"Oturduðu evin karþýsýnda bir kahvehane vardý, orada takip ederdik. Kendisi, 'Ben þapka giymem' diyerek, þapkayý baþýna koymazdý, hep sarýk sarardý. "Bölük kumandaný sarýðýný yýrttý. Ama o iþi yaptýðý gün, karýsý ile beraber yatamýyorlar. Devamlý olarak kâbus basýyor. Gece saat üç sýralarýnda Bediüzzaman'dan özür dilemeye gittik. Rica ettik, af diledik. Bana, 'Sen git. Benim suçum nedir? Rahat yatsýn' dedi.
"Benim, gedikli baþçavuþ olarak orduda kalmaya niyetim vardý. Bediüzzaman bana, 'Bu meslekte kalma, memleketine git, ev sahibi de olacaksýn' dedi, dua etti. Allah'a þükür, bugün ev sahibi de olduk, rahatýz. "Camide örtülü bir yeri vardý, namazlarý orada kýlardý. Birgün hep beraber yaðmur duasýna çýktýk. 'Büyüðümüzden isteyeceðiz' dedi. Hakikaten çok miktarda yaðmur yaðdý.
"Ben bazen elini öperdim, bana dua ederdi. Allah'a þükür, bugün iyiyim. Sýrtýndaki cübbesi ve baþýndaki sarýðý ile eski zamandaki hocalara benzerdi. Gözleri heybetliydi.
"Bir gün Konya ve Sandýklý'dan iki hoca kendisini ziyaret için gelmiþlerdi. Bana, 'Sen misafirlere bak' dedi. Emirdað'da Halepli Hasan Usta isminde bir dükkâncý vardý. Onun dükkânýnda kahvaltý yaptýk. Üç kiþi kýrk kuruþluk kahvaltý yaptýk. Hocanýn duasý ve bereketiyle üçümüz de doymuþtuk.
"Bediüzzaman'a sevgim son zamanlarda kendisini daha da gösterdi. Vefatýndan birkaç gün önce kendisini Antep'te gördüm.
Eski postahanenin önünde, sabahýn erken vakitlerinde yabancý bir araba duruyordu. Baktým ki, Bediüzzaman. Hemen
koþarak elini öptüm. 'Ben Urfa'ya gidiyorum' diye dua istedi. Yanýnda talebeleri vardý. Ýþte böyle, Allah böyle büyük bir insaný
görmek nasif etti bana."